Soner Arıca: ‘Bugünün şarkılarında duygu eksikliği var'
Yeni single çalışması ‘İyisi Geliyor’ ile yeni bir tarzla karşımıza çıkan Soner Arıca, bugünün şarkılarında duygu eksikliği olduğunu söyledi.
Yeni single çalışması'İyisi Geliyor' ile yeni bir tarzla karşımıza çıkan Soner Arıca: “Sürekli duygusal şarkı yaparım algısını dağıtmak için böyle dinamik şarkılardan oluşan bir albüm yapmayı tercih ettim” diyor.
■ Son dönemde isminizi pek duymuyorduk ama yeni bir albümle çıkageldiniz. Bu azmi, heyecanı neye borçlusunuz?
Tiyatro yaptığım dönemde sürekli turnede olduğum için müziğe ara verdim gibi algılanmış. Bunu da geçen yılki radyo röportajlarımda anladım. Halbuki ben hem tiyatro yapıyordum hem de albüm çalışmalarıma devam ediyordum. İstanbul'da da 8 yıldır her cumartesi gecesi sahneye çıktığım bir yer var. Ancak müziğin her tarafından içinde olmak diye bir kavram var, biz onu kaçırmışız. Arayı kapatmak ve bu algıyı yıkmak için son hızla şarkıları arka arkaya yapmaya başladım.
■ Son single çalışmanızda farklı bir imajla karşımıza çıktınız...
Aslında danışmanın da fikri var ama hangi danışman olursa olsun nihai kararı ben veriyorum. Ancak kesinlikle her şeyi ben bilirim duygusuyla hareket etmem. Ekibe yeni bir arkadaş katılmışsa onun taze fikirlerini alırım mutlaka. Tabii benim de bu sektörde 22 yılım geçti ve bazı konuları onlardan daha iyi biliyorum. Benim yaptığım şarkılar eskimiyor. Yeni bir şey yaptığımda yeni gibi algılanmıyor. Bu algı dağılsın diyerek, hem müzikal hem görsel imajımda değişikliğe gittim.
■ Eskiden romantik şarkılar söylerken şimdi dinamik şarkılarla karşımızdasınız. Yenilik şart mı?
Benim için şarttı. Sürekli duygusal şarkılar yaparım düşüncesini dağıtamıyordum. Önceden de çok değer verdiğim slow hit şarkılar yaptım. Mesela'Nerdeydin','Kayıp','Dokunmayın' ve'Sonbahar' adlı şarkılarım var. Ancak bu şarkılar daha önceden yaptığım'Deniz Gözlüm','Bu mu Sevda','Sen Giderken','Beni Bırakma','Kapını Çalan Benim' gibi şarkıların ritmini yakalayamadılar. O yüzden benim farklı bir şey yapmam gerekiyordu. Bu bırakın kariyeri, hayatın içinde de evinin boyasını değiştirmek gibi. Yeni bir şey istiyorsunuz sonuçta.
‘TERS KÖŞE BIR ŞEYLER YAPABILIRIM'
■ Peki Soner Arıca bu tarzda devam eder diyebilir miyiz?
Yüzde 80 diyebilirim. Böyle devam edeceğim ama arada da daha küçük dozlarda kendi müzikal çizgim doğrultusunda şarkılar yapmayı da düşünüyorum. Ya da bazı şarkılarımı arkadaşlarıma vereceğim. Mesela önümüzdeki ay Yeliz'in albümü çıkacak ve ona slow bir şarkı yaptım. Çok da güzel bir şarkı oldu. Ben söylersem muhakkak farklı bir altyapıda olacak. Çok ters köşe bir şey de yapabilirim.
■ Yeni şarkılarınıza tepkiler nasıl?
Büyük oranda iyi yorumlar alıyorum. “Alışık olduğumuz söz ve müzikle şarkıların vardı” diye sitem edenler de oluyor. Şu an ölçü almam gereken yer kalbim. İşin içinde kendi duygularım ve kalbim olmazsa çok teknik bir şeyden bahsetmiş oluruz.
■'İyisi Geliyor' adlı şarkınızda eski sevgiliye bir gönderme var gibi...
Benim yaptığım şarkıların tarihi var. Şu şarkının tarihi budur diyebiliyorum.'İyisi Geliyor' o kadar sürpriz ve beklenmedik bir zamanda çıktı ki beni bu şarkıya tetikleyen tarihi gerçekten bilmiyorum. Bir de yaptığım şarkılarda birine gönderme yapmayı, söylenmeyi pek istemiyorum. Bunların yerine kendi yaşadığım hüznü ve duyguları anlatmayı isterim şarkılarımda. Birini özlediğinde, acı veren duyguyu anlatmayı daha onurlu buluyorum.
'FILM IZLEMEK ILAÇ GIBI GELIYOR'
■ Günümüzde beğendiğiniz sanatçılar ve düet yapmak istediğiniz isimler var mı?
Mustafa Ceceli'nin yaptığı işleri beğeniyorum. Hem aranjör olarak, hem solist olarak. Onunla çalışmak isterim. Yalın'ın şarkılarını beğeniyorum ama ben ilk başladığımdan bu yana Şebnem Ferah şarkılarına hep hayran olmuşumdur. Bir gün keşke Şebnem'le düet yapabilsek. Başka bir tınısı var benim için. Bunların yanında Gökçe'nin şarkıları çok hoşuma gidiyor. İrem Derici'nin vokalini çok beğeniyorum. Çok doğru şarkılar yaptılar ona.
■ Müzik haricinde, sizi rahatlatan şeyler nelerdir?
Sinema. Film izlemek bana ilaç gibi geliyor ve filmin içine öyle bir giriyorum ki günlük hayattan kopuyorum. Şarkılarıma ve tiyatro sahnesine de çok katkısı oldu. Bu yüzden beni en çok rahatlatan sinema diyebilirim.
‘Bir şarkı niye kıymet görüyor ya da görmüyor anlamıyorum'
■ 90'lı yıllardaki şarkılarla günümüz şarkılarını karşılaştırmanız gerekirse neler söylersiniz?
Bu aslında hayatla da ilgili, sadece müzik piyasasıyla değil. Her şey hızlı, insanlar doyumsuz ve tehlikeli bir şey yapıyoruz. Bu hızla hislerimizi, duygularımızı kaybediyoruz. Daha matematiksel, robotik bir hal var üzerimizde. Şarkının 10 saniyesini dinleyip “Bu şarkı kötü” demek gibi bir şey olamaz. Bu şarkılar, şiirler ruhlarımız beslensin diye var. Ruh bunlarla beslenemezse kavgalar, madde bağımlılıkları gibi şeyler oluyor. Bu hızın içinde bir şey yapamıyoruz ve şarkılara yansıyor bu durum. Şarkılarla beraber de sisteme yansıyor. Müzik piyasası da çok tuhaf işliyor. Bir şarkı niye kıymet görüyor ya da görmüyor anlamıyorum.
■ Son dönemde isminizi pek duymuyorduk ama yeni bir albümle çıkageldiniz. Bu azmi, heyecanı neye borçlusunuz?
Tiyatro yaptığım dönemde sürekli turnede olduğum için müziğe ara verdim gibi algılanmış. Bunu da geçen yılki radyo röportajlarımda anladım. Halbuki ben hem tiyatro yapıyordum hem de albüm çalışmalarıma devam ediyordum. İstanbul'da da 8 yıldır her cumartesi gecesi sahneye çıktığım bir yer var. Ancak müziğin her tarafından içinde olmak diye bir kavram var, biz onu kaçırmışız. Arayı kapatmak ve bu algıyı yıkmak için son hızla şarkıları arka arkaya yapmaya başladım.
■ Son single çalışmanızda farklı bir imajla karşımıza çıktınız...
Aslında danışmanın da fikri var ama hangi danışman olursa olsun nihai kararı ben veriyorum. Ancak kesinlikle her şeyi ben bilirim duygusuyla hareket etmem. Ekibe yeni bir arkadaş katılmışsa onun taze fikirlerini alırım mutlaka. Tabii benim de bu sektörde 22 yılım geçti ve bazı konuları onlardan daha iyi biliyorum. Benim yaptığım şarkılar eskimiyor. Yeni bir şey yaptığımda yeni gibi algılanmıyor. Bu algı dağılsın diyerek, hem müzikal hem görsel imajımda değişikliğe gittim.
■ Eskiden romantik şarkılar söylerken şimdi dinamik şarkılarla karşımızdasınız. Yenilik şart mı?
Benim için şarttı. Sürekli duygusal şarkılar yaparım düşüncesini dağıtamıyordum. Önceden de çok değer verdiğim slow hit şarkılar yaptım. Mesela'Nerdeydin','Kayıp','Dokunmayın' ve'Sonbahar' adlı şarkılarım var. Ancak bu şarkılar daha önceden yaptığım'Deniz Gözlüm','Bu mu Sevda','Sen Giderken','Beni Bırakma','Kapını Çalan Benim' gibi şarkıların ritmini yakalayamadılar. O yüzden benim farklı bir şey yapmam gerekiyordu. Bu bırakın kariyeri, hayatın içinde de evinin boyasını değiştirmek gibi. Yeni bir şey istiyorsunuz sonuçta.
‘TERS KÖŞE BIR ŞEYLER YAPABILIRIM'
■ Peki Soner Arıca bu tarzda devam eder diyebilir miyiz?
Yüzde 80 diyebilirim. Böyle devam edeceğim ama arada da daha küçük dozlarda kendi müzikal çizgim doğrultusunda şarkılar yapmayı da düşünüyorum. Ya da bazı şarkılarımı arkadaşlarıma vereceğim. Mesela önümüzdeki ay Yeliz'in albümü çıkacak ve ona slow bir şarkı yaptım. Çok da güzel bir şarkı oldu. Ben söylersem muhakkak farklı bir altyapıda olacak. Çok ters köşe bir şey de yapabilirim.
■ Yeni şarkılarınıza tepkiler nasıl?
Büyük oranda iyi yorumlar alıyorum. “Alışık olduğumuz söz ve müzikle şarkıların vardı” diye sitem edenler de oluyor. Şu an ölçü almam gereken yer kalbim. İşin içinde kendi duygularım ve kalbim olmazsa çok teknik bir şeyden bahsetmiş oluruz.
■'İyisi Geliyor' adlı şarkınızda eski sevgiliye bir gönderme var gibi...
Benim yaptığım şarkıların tarihi var. Şu şarkının tarihi budur diyebiliyorum.'İyisi Geliyor' o kadar sürpriz ve beklenmedik bir zamanda çıktı ki beni bu şarkıya tetikleyen tarihi gerçekten bilmiyorum. Bir de yaptığım şarkılarda birine gönderme yapmayı, söylenmeyi pek istemiyorum. Bunların yerine kendi yaşadığım hüznü ve duyguları anlatmayı isterim şarkılarımda. Birini özlediğinde, acı veren duyguyu anlatmayı daha onurlu buluyorum.
'FILM IZLEMEK ILAÇ GIBI GELIYOR'
■ Günümüzde beğendiğiniz sanatçılar ve düet yapmak istediğiniz isimler var mı?
Mustafa Ceceli'nin yaptığı işleri beğeniyorum. Hem aranjör olarak, hem solist olarak. Onunla çalışmak isterim. Yalın'ın şarkılarını beğeniyorum ama ben ilk başladığımdan bu yana Şebnem Ferah şarkılarına hep hayran olmuşumdur. Bir gün keşke Şebnem'le düet yapabilsek. Başka bir tınısı var benim için. Bunların yanında Gökçe'nin şarkıları çok hoşuma gidiyor. İrem Derici'nin vokalini çok beğeniyorum. Çok doğru şarkılar yaptılar ona.
■ Müzik haricinde, sizi rahatlatan şeyler nelerdir?
Sinema. Film izlemek bana ilaç gibi geliyor ve filmin içine öyle bir giriyorum ki günlük hayattan kopuyorum. Şarkılarıma ve tiyatro sahnesine de çok katkısı oldu. Bu yüzden beni en çok rahatlatan sinema diyebilirim.
‘Bir şarkı niye kıymet görüyor ya da görmüyor anlamıyorum'
■ 90'lı yıllardaki şarkılarla günümüz şarkılarını karşılaştırmanız gerekirse neler söylersiniz?
Bu aslında hayatla da ilgili, sadece müzik piyasasıyla değil. Her şey hızlı, insanlar doyumsuz ve tehlikeli bir şey yapıyoruz. Bu hızla hislerimizi, duygularımızı kaybediyoruz. Daha matematiksel, robotik bir hal var üzerimizde. Şarkının 10 saniyesini dinleyip “Bu şarkı kötü” demek gibi bir şey olamaz. Bu şarkılar, şiirler ruhlarımız beslensin diye var. Ruh bunlarla beslenemezse kavgalar, madde bağımlılıkları gibi şeyler oluyor. Bu hızın içinde bir şey yapamıyoruz ve şarkılara yansıyor bu durum. Şarkılarla beraber de sisteme yansıyor. Müzik piyasası da çok tuhaf işliyor. Bir şarkı niye kıymet görüyor ya da görmüyor anlamıyorum.