‘İçmeden eğlenilmez’ klişeydi, göçüp gitti
Son yılların ‘en’lerinden biri o… En çok indirilen şarkılara, çok satan albümlere imza atan müzik adamı Mustafa Ceceli... İşte özel hayatından müziğine hikâyesi.
2000'li yılların başlarında albüm kartonetlerinden hatırlıyorum sizi. Hacı Mustafa Ceceli yazardı…
Kenan Doğulu'nun mucitliğidir aslında...'Hacı yazalım' dedi, ben de kabul ettim ve öyle kaldı.
Dine olan ilginiz hep konuşulur. Nedir bunun temeli?
Müslüman bir ailede dünyaya geldiğin için elbette bazı şeyleri görerek yetişiyorsun. Ailem bunlara değer veren bir yapıya sahip ama beni asla zorlamadılar.
Hacı olma süreciniz nasıl gelişti?
2003 yılında annemle hac yaptım. Hatta annem'İstersen refakat et, yaşın küçük' dedi. O zaman kendi kendime düşündüm. Yaş küçük ne demek? Bu işler illa ununu eleyip eleğini astıktan sonra mı yapılır?
Bu konudaki dönüm noktanız bu muydu?
Son 8 yıldır bu konuları biraz derinlemesine düşünürüm. İslam, görebileceğin en modern anlayış, ama gerekli çıkarımı senin yapman lazım.
Eğlence sektöründe faaliyet gösterip, dinini yaşayabilmek tezat gibi algılanıyor sanki…
Kişi bulunduğu ortamın hakkını vermeli. Evli adamdan sanatçı olmaz, içmeden eğlenilmez gibi tabular var. Bu klişelerin hepsi göçtü gitti.
Bir şarkının hit olacağını anlamak mümkün mü?
Bunun iki yolu var. Biri önsezileri kuvvetli olanlar. Diğer tarafta bu işin bir matematiği var. Dünyada'hit making' diye kavram var. Sanatçının üzerine göre şarkıyı dikiyorlar.
İLK TANIŞMAMDA KİLİTLENİP KALDIM
-Emel Müftüoğlu'na bir aranjman yapmak için ilk kez Sezen Aksu'nun Kanlıca'daki stüdyosuna gittim. Stüdyoda çalışırken içeri girdi, göz göze geldik'Kolay gelsin' dedi. Bende hiç ses yok, kilitlendim.
-Müzik sektörü dijital platformun oturmasını bekliyor. Şu an ne yazık ki sektör yatırım yapılamaz halde.
-Türkiye'de müzik değersiz ve bedava ulaşılabilir bir olgu olarak algılanıyor. Bu algı değişmeli. Bakkaldan aldığın ekmeğin olduğu gibi, müziğin de bir bedeli var.
ÜNİVERSİTE 7 YILDA BİTTİ
-20 yaşına kadar Ankara'daydım. İstanbul'a işletme okumaya geldim. Arkadaşlarım, “Cenk Eren'e çalmaya başlıyoruz, gel” dedi.
-Ailem uyarmıştı gerçekten okulu 7 yılda bitirdim.
-2003'te Ozan Doğulu'yla tanıştım. İşlerimi beğendi. Ünlüler dünyasına girişim böyle oldu.
Röportaj: ÖNDER SARIAHMETOĞLU
Kenan Doğulu'nun mucitliğidir aslında...'Hacı yazalım' dedi, ben de kabul ettim ve öyle kaldı.
Dine olan ilginiz hep konuşulur. Nedir bunun temeli?
Müslüman bir ailede dünyaya geldiğin için elbette bazı şeyleri görerek yetişiyorsun. Ailem bunlara değer veren bir yapıya sahip ama beni asla zorlamadılar.
Hacı olma süreciniz nasıl gelişti?
2003 yılında annemle hac yaptım. Hatta annem'İstersen refakat et, yaşın küçük' dedi. O zaman kendi kendime düşündüm. Yaş küçük ne demek? Bu işler illa ununu eleyip eleğini astıktan sonra mı yapılır?
Bu konudaki dönüm noktanız bu muydu?
Son 8 yıldır bu konuları biraz derinlemesine düşünürüm. İslam, görebileceğin en modern anlayış, ama gerekli çıkarımı senin yapman lazım.
Eğlence sektöründe faaliyet gösterip, dinini yaşayabilmek tezat gibi algılanıyor sanki…
Kişi bulunduğu ortamın hakkını vermeli. Evli adamdan sanatçı olmaz, içmeden eğlenilmez gibi tabular var. Bu klişelerin hepsi göçtü gitti.
Bir şarkının hit olacağını anlamak mümkün mü?
Bunun iki yolu var. Biri önsezileri kuvvetli olanlar. Diğer tarafta bu işin bir matematiği var. Dünyada'hit making' diye kavram var. Sanatçının üzerine göre şarkıyı dikiyorlar.
İLK TANIŞMAMDA KİLİTLENİP KALDIM
-Emel Müftüoğlu'na bir aranjman yapmak için ilk kez Sezen Aksu'nun Kanlıca'daki stüdyosuna gittim. Stüdyoda çalışırken içeri girdi, göz göze geldik'Kolay gelsin' dedi. Bende hiç ses yok, kilitlendim.
-Müzik sektörü dijital platformun oturmasını bekliyor. Şu an ne yazık ki sektör yatırım yapılamaz halde.
-Türkiye'de müzik değersiz ve bedava ulaşılabilir bir olgu olarak algılanıyor. Bu algı değişmeli. Bakkaldan aldığın ekmeğin olduğu gibi, müziğin de bir bedeli var.
ÜNİVERSİTE 7 YILDA BİTTİ
-20 yaşına kadar Ankara'daydım. İstanbul'a işletme okumaya geldim. Arkadaşlarım, “Cenk Eren'e çalmaya başlıyoruz, gel” dedi.
-Ailem uyarmıştı gerçekten okulu 7 yılda bitirdim.
-2003'te Ozan Doğulu'yla tanıştım. İşlerimi beğendi. Ünlüler dünyasına girişim böyle oldu.
Röportaj: ÖNDER SARIAHMETOĞLU