Maçolarla İşim Olmaz

Güzel şarkıcı, "Maçolarla hayır" diyor.

Başarılı şarkıcı Atiye, dünyada tüm kadınların kendisine bayıldığını sanan erkekleri, saçma flörtleşmeleri ve klasik kurları sevmiyor. Şarkıcı, "Maçolarla hayır" diyor. Atiye, özel hayatına dair açıklamalarda bulundu.

İşte Atiye röportjından bazı başlıklar...

"TÜRKİYE'DE GENÇLER ÖPÜŞÜNCE HAMİLE KALINACAĞINI SANIYOR"

Nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Annem ve babam beni çok özgür yetiştirdi. Türkiye'de aileler çocukları çok kısıtlıyor.'Doktor, avukat, öğretmen'üçgeni var mesela. Dansçı olmak istiyorum dediğimde "Git kendine doğru düzgün bir iş bul, olmaz" diyen çıkmadı. Bu, küçümsenemeyecek kadar büyük bir şans. Burada bir takım kalıplar var. Bir sürü ayıp var. İngilizce'de, Almanca'da, Hollandaca'da'ayıp'diye bir kelime yok. Herkes kendi kafasına göre yaşar, kendi kararlarını verir. Ben ne yaşıyorsam ailemle paylaştım. Mesela burada kimse ailesiyle cinsellik hakkında konuşamıyor. Aileler kaçıyor, okulda da öğretmiyorlar. Bir sürü genç insan, öpüşünce hamile kalınacağını zannediyor. Bu mu ayıp olmayan?

Ailenizin tavrı annenizden mi, babanızdan mı kaynaklanıyor?
Annem Hollandalı, babam Antakyalı. Bana davranış biçimleri ortak oldu. Babam Antakya'nın bir köyünde büyümüş ve epey fakirmiş. Ama çok çalışkan ve zeki bir adam. Bir gün yurt dışına gitmeye karar vermiş ve bir şekilde başarmış. Almanya'da üniversiteye gitmiş, kimya okumuş. Dünyaya geniş pencerelerden bakan, rahat bir insan.

"BABAMLA ANNEM EVLİ DEĞİL"


Babanızla evlenmemişler değil mi?
Bu da ayıp sayılır değil mi? Annem beni 20 yaşında doğurmuş.

20 yaşında mı?
Evet, planlamadan. Ama sonrasında çok mutlu oldu. Bazen tesadüfen gelişen olaylar gayet güzel olabiliyor hayatta.

Kendinizi bu yüzden hiç garip hissettiniz mi?
Hiç. Benim büyüdüğüm yerler, Almanya, Hollanda, Fransa ve ABD'de öyle bir şema yoktu ki. Evlenmemek, evlenip ayrılmak, yeniden evlenmek, yeni çocuklar yapmak, hep beraber yaşamak. Bunlara alışkın insanlar. Ama bana sorarsan, "Asla evlenmem" de, "Çok istiyorum" da demem. İnsanların uzun yıllar beraber mutlu yaşayabileceğine inanıyorum. Fakat bunları düşünmek için gencim, kafam hiç oralarda değil. Bence en önemlisi, kendini bulmak. Şimdi kendimi merkeze almalıyım ki, daha sonra başkalarını mutlu edebileyim. Gerçi annem beni 20 yaşında doğurmuş, ondan büyüğüm.

EUROVISION SORUMLULUĞUNDAN KAÇMAM

Huzurlu biri misiniz?

Çok huzursuz olduğum yıllar oldu. Geçti, bitti. Bitmeseydi ölürdüm herhalde. Yaşamam gereken kötü şeyler varmış, onları yaşadım ve öğrendiklerimle devam ettiğim için daha güçlüyüm. Büyük konuşmak doğru değil, ama bir daha başıma gelmez öyle şeyler. Çünkü artık farkındayım. Nasıl bir insan olmamam gerektiğini biliyorum.

'Güçlü kadın'olmak da yıpratıcı olabiliyor. Evet, ama insanları, insan olarak görmek daha doğru geliyor. Erkek ve kadın diye ayırmıyorum, karakterlerini ayırıyorum. Bir sürü güçlü ve dominant kadın var. Güçlü bir kadına ihtiyacı olan ya da onu isteyen erkekler de var. Tam aksi de var, eşitliğe inananlar da. Kadın ve erkeğin rolleri kesin çizgilerle ayrılmamalı.

"MAÇOLARLA İŞİM OLMAZ"

En çok nasıl erkeklerden rahatsız oluyorsunuz?

Maçolarla işim olmaz. Dünyadaki tüm kadınların kendisine bayıldığını sanan erkekleri, saçma flörtleşmeleri, klasik kurları sevmiyorum. Böyle olmayan erkekler, bir kadından hoşlandıklarını göstermiyorlar ve o tavır benim hoşuma gidiyor.

"İlk adımı ben atarım" mı yani?
İlk adım meselesi, moduma göre değişir. Ben mütevazı bir insanım ve onun da öyle olması gerek. Bana "Şunu giyme," "Bunu yapma" diyen bir erkekle olamam, çünkü ben kimseye o şekilde karışmam. Burada kadınlar o kadar kıskanç ki, çok şaşırıyorum. Gurursuzluk değil mi bu? O kadar müdahale ediyorsan, sen kendine de, sevgiline de güvenmiyorsun demektir. O zaman neden onunlasın? Zaten yasak şeyler ilgi çeker, bu genel geçer bir kural. Kadınlar bunu nasıl göz ardı ediyor anlamıyorum.

EUROVISION SORUMLULUĞUNDAN KAÇMAM

Eurovision konusunda isminiz geçiyor. Türkiye'yi temsil etmek istiyor musunuz?

Evet, son zamanlarda "Eurovision adayı Atiye" diye adımı duymaya başladım. Bu beni sevindiriyor açıkçası. Olursa tabii ki o sorumluluktan kaçmam. Ama o kadar da büyütülecek bir şey değil; hayatta daha önemli şeyler var. Şu anda yeni bir albüm yapıyorum ve o yeterince heyecan veriyor.Şarkılarımdan birinin adı'İnek'
Yeni albümden bahseder misiniz?Dünya değişti, müzikler değişiyor, ben de değiştim. O yüzden bu albüm eskilerinden farklı olacak. Her gün başka bir stüdyodayım. Farklı aranjörlerle çalışıyorum, çünkü bütün iyi aranjörleri merak ediyorum. İskender Paydaş, Volga Tamöz, Ozan Çolakoğlu, Erdem Kınay ve Mehmet Can Erdoğan var. Bu albümde ilk defa ben de Türkçe söz yazdım. Bir tanesi babam için. O çok duygusal oldu sanırım. Parçalar elektronik ağırlıklı. İronik, kendimle dalga geçtiğim, birtakım şeyleri sorguladığım, komik şarkılar var. Bir parçamın adı da'İnek'. Öyle acıklı, "Sen kalbimi kırdın, ne yapacağım şimdi ben" şarkıları yok.

SADECE BALIK YiYORUM

"Almanya'da köyde büyürken hayvanlarla iç içeydim ve duygusal olarak o kadar sevdiğim şeyleri yemenin iyi olmadığını düşünüyordum. Bir süre sonra vücudum onları istememeye başladı. Sonra sağlığımın bozulduğu bir dönem oldu ve balık yemeye başlamam gerekti.

"BAZEN BEN YANILAYIM HAYAT BENİ ŞAŞIRTSIN"

'Her günü, son gününmüş gibi yaşa'kulağımın küpesidir. Hayatı dolu dolu iyisiyle kötüsüyle yaşamak istiyorum. Torunlarıma bir şeyler öğreteyim istiyorum, ama bana yapıldığı gibi, yalnızca bilgi vererek. "Şöyle yaparsan böyle olabilir, böyle yaparsan şöyle olabilir, bilgin olsun." Onlar, inadına tam tersini yapsın. Bazen ben yanılayım, hayat şaşırtsın.