Özge Borak: Ata İle Çok Eğleniyoruz

Eyvah Eyvah serisinde rol arkadaşı Ata Demirer'le evlenen Özge Borak, hakkında merak edilenleri anlattı.

Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'ın sorularını yanıtlayan Özge Borak, Ata Demirer ile evliliği hakkında 'Evliliğimizi eğlene eğlene yaşıyoruz ' şeklinde yorum yaparken mutluluklarının altın anahtarlarının ortak yönlerinin çok fazla olması olduğunu söyledi. Borak, bu konudaki düşüncesini 'Ata da ben de denizi çok seviyoruz. Düşüncenize Ata yaz aylarını teknede geçirmek istiyor ben ise şehirde. Böyle bir evlilik olur mu? ' sözleriyle dile getirdi.

Güzel ve ünlüsünüz. Mutlu bir evliliğiniz de var. Eksik olan nedir?

Şanslı bir kişiyim. Bir eksiğimin olduğunu düşünmüyorum. Allah, eksikliklerini göstermesin, annem, babam, abim, ninem, dedem yanımdalar. Ata ile mutlu bir evliliğim var. İşimi yapabiliyorum, sağlığım da yerinde. Daha ne olsun?

Evlendikten sonra işlere ara vermenizin nedeni çocuk için miydi?

Aslında evlendikten hemen sonra ben bir dizide rol aldım. Ne yazık ki dördüncü bölümde yayından kalktığı için evlendikten sonra bir iş yapmamışım gibi algılandı. O dizinin bitiminden sonra yaz mevsimi başladı. Ben de tatil yapmayı çok sevdiğim için gelen birkaç teklifi değerlendiremedim. Nedense benim tatil yaz aylarında yapılır şeklinde bir anlayışım var. Sonuç olarak evlendikten sonra bir iş yapmayışımın özel bir nedeni yok.

Çocuk doğurmak istediğinizi, hatta hamile kaldığınızı duyduk..

Ne hikmetse ben 5 ayda bir hamile kalıyorum. Hamilelik saklanabilecek bir durum değil ki. İstediğim kadar saklayayım, karnım burnuma gelmeyecek mi? Haydi dışarı çıkmadım, kimseye görünmedim de hamileliğimi sakladım. Doğumu, çocuğumu nasıl saklayacağım? Ayrıca neden saklayayım? Çocuk sahibi olmak çok güzeldir. Hamile kalırsam söylerim, saklamam.

O halde çocuk doğurmayı düşünüyorsunuz?

Elbette, herkes gibi biz de çocuk sahibi olmayı düşünüyoruz. Şu anda akışına bıraktık her şeyi. Bu konuda belli bir tarih belirlemedik. 'Çocuk dediğin mutlu bir evliliğin meyvesidir, mutlaka olmalıdır' şeklinde kuralları olan biri değilim. İstemeyen de istemez yani. Ne var ki yanlış anlaşılmasın bizim 'İstemeyen de istemez' şeklinde bir durumumuz yok.

'EVLİLİK OYUNCULUĞUMU ETKİLEMEDİ '

Genelde iki ünlünün evliliği zor olduğu düşünülür. Sizde durum nedir?


Biz Ata ile çok eğleniyoruz. Mutluluğumuzun altın anahtarı bu olsa gerek. Ata enerjisi çok yüksek biridir. Ben de öyleyim. Bu nedenle birbirimize ayak uydurabildiğimiz için ortak paylaşımlarımızdan mutlu oluyoruz. Ata ile ben eğlene eğlene bir evlilik yaşıyoruz.

Evlendikten sonra gelen oyunculuk teklifleri azaldı mı?

Hayır, azalmadı. Ne azalma oldu ne de artış. Aynı oldu. Evliliğimizin oyunculuğuma bir etkide bulunduğunu söyleyemem.

Güzelliğiniz sizin için kadar önemli?


Güzel olduğum düşünülüyorsa ne mutlu bana. Ben eşitlik duygusu yüksek bir insanım. Hepimiz eşitiz, hepimiz çalışıp hayatımızı idame ettiriyoruz. Benim ne hakkım varsa bir başkasının da o hakkı vardır. Bir başkasının ne kadar hakkı varsa benim de o kadar hakkım vardır. Ben fazlaca eşitlik yanlısı biri olmamın etkisiyle kadın olma, güzel olma durumunu hep geri plana attım.

Güzel olma durumunu geri plana atmanız mesleğinizi sekteye uğratmadı mı?


Hayır, bu konuda bir sorun yaşamadım. Bu nedenle de bir sekteye uğrama durumu söz konusu değil. Zaten güzelliğimi ön planda tutan bir yapıya sahip olsaydım ilk başta bir markanın yüzü olma teklifini kabul ederdim.

'Eyvah Eyvah ' serisinde izleyici Ata Demirer ile sizin birlikteliğinizi çok sevdi. Ortak projelere devam mı yoksa karı-koca aynı işte olmaz mı?

Neden olmasın? Olur, güzel de olur. Ata yazıyor bir şeyler, ne yazdığını bilmiyorum ama aynı işin içinde olacağız.

Gelecekten beklentileriniz nedir?

Güzel işlerde yer almak istiyorum. Güzel oyunlarda sahneye çıkayım, güzel dizilerde ve filmlerde kamera karşısına geçeyim. İşte bunlardır benim gelecekten beklentilerim.

Özel hayatınızla ilgili beklentileriniz nedir?


Elbette mutluluğumuzun daim olması ve Ata ile sağlıklı bir yaşam sürmek. Bir de Ata ile birlikte bir teknenin içinde dünya turu atmak. Böyle bir planımız var. Ata denizi ve tekneleri çok seviyor. Ben de öyle. Ata'ya daha geçenlerde 'Neden bir tekneyle dünya turuna çıkmayalım? ' dedim. Ata 'Ben tekneyle dünya turuna çıkacak kadar iyi denizci değilim. Adam gibi çalışıp iyice öğrenirsek çıkarız tabii ' dedi. İleride böyle bir planımız var. Çünkü ikimizde tam bir su kuşuyuz.

Yeni diziniz 'Bir Yastıkta 'da canlandırdığınız boşanma avukatı için özel bir çalışma yaptınız mı?

Hayır, yapmadım. Çünkü senaryomuzda canlandırdığım boşanma avukatı 'Ahsen ' mahkemede görünmüyor. Bir ofisi var, onu orada görüyoruz. Ayrıca eşimin dostumun arasında çok fazla avukat olduğu için sosyal hayatlarında nasıl davranış içinde olduklarını iyi biliyorum. Bu yüzden ekstra bir çalışmaya gerek kalmadı.

''OLMAZSA BOŞANIRIZ' SÖZÜ SAĞLIKSIZ '

Sizce boşanmaların temelinde hangi nedenler vardır?


Açıkçası 'Boşanmak için evlenmedim ' sözünü çok duydum da son zamanlarda evlenirken 'Aman, olmazsa boşanırız ' lafını da çok duymaya başladım. Daha yolun başında boşanmayı düşünüyorlarsa neden evleniyorlar ki? O zaman evlenme, gerek yok. Neden evleniyorsun? Tamam biz de biliyoruz yürümezse yürümez ama daha nikah masasında 'Olmazsa boşanırız ' şeklindeki düşünce de bana hiç sağlıklı gelmiyor. Kanımca çiftlerin en temel sorunu hoş görüşü konusunda yetersizlik göstermeleri. Her şeyi bir anda silip atmak o kadar kolay olmamalı, biraz olsun emek harcanmalı. Bir de 'Biz ayrıyız ama bir elmanın iki yarısıyız ' görüşü yalan. Çiftlerin azımsanmayacak ölçüde ortak yönleri olmalı.

Örneğin?

Düşünsenize, Ata ile benim deniz tutkumuz ortak olmazsa ne kadar zor olurdu. Ata yaz aylarını teknede geçirmek istiyor ben ise 'Denizi sevmem, tekneden haz almam ' diyorum. Ne yapacağız? Ata yaz aylarını teknede geçirecek ben şehirde. Böyle bir evlilik olur mu?

Hayatınızın baş rolünde kim vardır?

Elbette ailem ve Ata. Bunun yanı sıra bazı dostlarım. Öyle ki abim için ne yapmam gerekirse o dostlarım için de aynısını yaparım. Nerede, hangi durumda olursam olayım tek bir telefonlarıyla fizana uçarım. Bunlardır benim baş rolümdeki insanlar.

Dostlarınız arasında ünlü isimler var mı?


Onlar için fizana gideceğim dostum 5 kişi. İçlerinden biri oyuncu, diğerleri başka sektörlerden. Elbette bizim sektörden bir çok arkadaşım var. Onlara çok saygı duyuyorum, bir araya geldiğimizde çok güzel zaman geçiriyorum ama dost mertebesinde 5 kişi var.

Bugüne kadar 6 televizyon dizisi, 2 sinema filminde yer aldınız. Yeterli midir yoksa az mı?

Ben 8 yaşında şehir tiyatrolarına başladım. 12 yaşından bu yana da sürekli olarak sahneye çıkıyorum. Benim ana dalım tiyatro ama oyunculuğun diğer dalları olan televizyon ve sinemada da yer almaktan dolayı son derece mutluyum. Rol aldığım yapımlar sayısal olarak benim için yeterli değil tabii. Neden yetmez? Çünkü yeterli görmek yerinde saymak anlamına gelir. 'Bu işler yeterlidir ' diyebilecek bir yapıya da sahip değilim. Şunu da söylemeliyim; şu ana kadar hep yavaş ilerlemeyi tercih etmiş olsam da keşke daha çok işlerde bulunabilseydim.

Geç keşfedildiğinizi düşünüyor musunuz?

Aslında bu bir tercih meselesi. Çok daha kısa yolları tercih edip çok daha çabuk bir şekilde ön plana geçebilirdim. Bunun için fırsatım da vardı. Bir markanın yüzü olmam için teklif almıştım, kabul etmedim.

Neden?

Henüz oyunculuk adına henüz hiçbir şey yapmamışken, kayda değer bir iş çıkarmamışken bir markanın yüzü olmayı istemedim. Bir televizyon dizisinde, bir sinema filminde rol aldıktan sonra bir markanın yüzü olmak bana daha kıymetli gelmişti. Kabul etmiş olsaydım, boy boy fotoğraflarım bilboardlarda yer alacaktı. Belki de çok çabuk parlayacaktım. Nedense bir anda parlamaktan korktum aslında. Yavaş ilerlemeyi tercih ettim. Kendi kendime 'Dur bir dakika. Bir anda çıkıp bir anda düşmektense yukarılara doğru minik minik adımlarla çık. Böylesi daha iyi ' dedim.

Daha kısa yolları tercih etmediğiniz için pişman mısınız?

Değilim, iyi ki böyle yapmışım. Şöhret olarak herkesin tanıdığı biri olmak ilk önceliğim değildi. Tanınmak, ilgi görmek, takdir edilmek, sevilmek elbette insana hoş duygular yaşatıyor ama ben bunları kayda değer işler yaparak elde etmeyi istedim.

Teklifi kabul etmiş olsaydınız konumunuz bugünkünden farklı mı olurdu?

Dediğim gibi bir anda popüler olmak bana hep korkutucu gelmiştir. Benim kendimi bu şekilde ifade etmem ukalalık olarak değerlendirilebilir ama benim yaşam tarzım da buna izin vermez. Örneğin yeğenimi okuldan almak, kendi alış verişimi kendim yapmak isterim. Ben bütün bunları yapamayan aşırı tanınmış kişilerden olamam. İşlerimi kendim halledemezsem yorulurum, ruhum daralır.

YURT DIŞI HAYALLERİM VARDI

Şöhret sizi sadece kendi işlerinizi yapamayacak olmanız açısından mı korkuttu?


Sözünü ettiğim nedenlerin yanı sıra az önce de söylediğim gibi bir anda yükselirken bir anda düşmekten de korktum. Bazı konularda riske giremeyen bir yapıya sahibim. Emin adımlarla yürümek istediğim yollardan biri işimle ilgili verdiğim kararlar oldu.

Şimdi oldukça şöhretlisiniz. Yaşamınız kısıtlandı mı?

Şu anda sahip olduğum şöhret beni rahatsız edici bir boyutta değil. İnsanlar beni yolda gördükleri zaman tanıyorlar, konuşmak, fotoğraf çektirmek istiyorlar ama bunlar oluyor diye hayatım kısıtlanmıyor.

Anlaşın o ki planını kurduğunuz konumdasınız. Peki haylini kurduğunuz konumda mısınız?


Daha önce yapmayı hayal ettiğim ama yapamadıklarımı hala yapabilecek bir konumdayım. Örneğin üniversiteden sonra yurt dışına gidip oyunculuğun oralarda nasıl yapıldığını görmek istedim. Ne var ki okurken televizyonda iş bulabilen şanslı kişilerden biri olarak işimi bırakıp yurt dışına gidemedim. Şimdi geçmişteki bu hayalimi şimdi gerçekleştirebilirim. Kısa süreliğine yurt dışına gidebilirim. Bu planımı uzun süreli olarak gerçekleştiremem. Örneğin gidip 5 yıl kalamam. Çünkü şimdi burada bir hayat kurduk.

SANATÇIDAN AKİL ADAM OLUR

Sanatçıların 'Çözüm Süreci'nde Akil Adam olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?


Evet, devletin içinde yaşanan sorunları çözmek hükümetin işidir ama sanatçılar neden birer birleştirici unsur olmasın? Olursa neden yanlış olsun? Birleştirici unsur kimse onların Akil Adam olmasında nasıl bir sorun görülüyor? Birleştirici unsur sanatçı da olur, yazar da olur, mühendis de olur avukat da olur. Sonuç olarak kim birleştirici unsur olabiliyorsa o kişinin Akil Adam olmasında bir sorun görülmemeli. Ayrıca toplumda göz önünde olan, sevilen sanatçıların daha fazla birleştirici unsur olduklarına inanıyorum.