Beğenilmeyi Hiçbir Şeye Değişmem
Tempo dergisinin bu ayki kapağında, Nihat Odabaşı imzalı muhteşem pozlarıyla Hande Ataizi var. Uzun zamandır konuşmayan ve fotoğraf çekimi yapmayan Ataizi, evliliğinden yeni iş projlerine her şeyi anlattı.
Hande, harika bir çekim yaptık ve sen hayatın boyunca, bu çekimdeki gibi, hep beğenilen ve göz önünde biri oldun. Çok da güzel bir kadınsın. Hep arzulanan, beğenilen olmak nasıl bir duygu?
- Öncelikle çok teşekkür ederim. Tabii ki beğenilmek güzel bir şey. Bizler oyuncu olarak zaten bu arzu içinde olan kişileriz. Gösteri dünyasındaki herkesin bilinç altında, alkışlanmak ve beğenilmek var.
Bir oyun veya filmdeki performansım için alkışlanmayı ve beğenilmeyi hiçbir şeye değişmem. Bu, benim kendimi ifade etme biçimim ve o insanlar tarafından beğenildiğimde, kendimi bu hayatta onaylanmış ve kabul edilmiş hissediyorum.
Bir tür megalomanlık mı bu?
- Asla değil. Bir tür, farklı şekilde dışa vurumculuk. Farklı karakterlerde, başka bir kimlikle insanların gözü önünde olabiliyorsun. Oyunculuk aracılığıyla, kendini biraz da gizleyerek iletişim kuruyorsun. Bu, belki bir sevgi eksikliği de barındırıyordur alt metinde. Küçük bir arızadan doğuyor bu oyuncu olma isteği bence.
Oyuncuların hepsi arıza mı yani?
- Bir ölçüde. Çok normal bir şey mi göz önünde olmak? 500 kişilik salonun koltuklarında oturmak yerine, sahneye tek başına çıkmak?
Eşin hakkında tek bildiğimiz “Amerikalı” olduğu, gazeteci olduğu yazıldı bir de...
- Gazeteci değil Benjamin... Bloomberg diye finans ağırlıklı çalışan bir haber ajansı var, televizyon kanalından ayrı bir şey. Benjamin, Bloomberg Ajans 'ın Türkiye büro şefi.
30 'lu yaşlarda evlilik yapmanın zor olduğundan söz ederler. İki tarafın da yaşları oturduğu için yeni bir hayat düzeni zor gelir genellikle. Sizde de böyle oldu mu?
- 20 'li yaşlarımı dolu dolu yaşadım, 30 'larımı da öyle... Yıllar içinde insana tecrübenin verdiği bir sakinlik geliyor. Tabii ki aşırı sıkıcı, tekdüze bir hayattan bahsetmiyorum.
Farklılaşıyorsun sadece. Şimdi bakıyorum, eve daha bağlı bir hayatım var. Bazen “Ayıp mı oluyor artık, kaçıncı defadır reddettim” dediğim oluyor. İçimden dışarı çıkmak geldiğinde çıkıyorum artık.
Çocuk istediğiniz ama olmadığı yansıdı gazetelere...
- Evet soruyorlar sürekli, ben de cevap verdim. Böyle bir yola çıktık ama maalesef birtakım zorluklar oldu. Biraz umudumu kaybettim ve dedim ki “Dünyanın sonu değil, bir sürü kimsesiz çocuk var. Evlat ediniyorlar, çocuklara da fırsat oluyor”...
Bir yabancıyla evli olmanın artı ve eksileri neler?
- Arkadaşlarımla konuştuğum konularla Benjamin ile konuştuklarım farklı. Fazla yüz göz olmuyoruz. Ben eski ilişkilerimde, bir ilişkide olması gereken ayrımları hep yüzüme gözüme bulaştırdım.
- Öncelikle çok teşekkür ederim. Tabii ki beğenilmek güzel bir şey. Bizler oyuncu olarak zaten bu arzu içinde olan kişileriz. Gösteri dünyasındaki herkesin bilinç altında, alkışlanmak ve beğenilmek var.
Bir oyun veya filmdeki performansım için alkışlanmayı ve beğenilmeyi hiçbir şeye değişmem. Bu, benim kendimi ifade etme biçimim ve o insanlar tarafından beğenildiğimde, kendimi bu hayatta onaylanmış ve kabul edilmiş hissediyorum.
Bir tür megalomanlık mı bu?
- Asla değil. Bir tür, farklı şekilde dışa vurumculuk. Farklı karakterlerde, başka bir kimlikle insanların gözü önünde olabiliyorsun. Oyunculuk aracılığıyla, kendini biraz da gizleyerek iletişim kuruyorsun. Bu, belki bir sevgi eksikliği de barındırıyordur alt metinde. Küçük bir arızadan doğuyor bu oyuncu olma isteği bence.
Oyuncuların hepsi arıza mı yani?
- Bir ölçüde. Çok normal bir şey mi göz önünde olmak? 500 kişilik salonun koltuklarında oturmak yerine, sahneye tek başına çıkmak?
Eşin hakkında tek bildiğimiz “Amerikalı” olduğu, gazeteci olduğu yazıldı bir de...
- Gazeteci değil Benjamin... Bloomberg diye finans ağırlıklı çalışan bir haber ajansı var, televizyon kanalından ayrı bir şey. Benjamin, Bloomberg Ajans 'ın Türkiye büro şefi.
30 'lu yaşlarda evlilik yapmanın zor olduğundan söz ederler. İki tarafın da yaşları oturduğu için yeni bir hayat düzeni zor gelir genellikle. Sizde de böyle oldu mu?
- 20 'li yaşlarımı dolu dolu yaşadım, 30 'larımı da öyle... Yıllar içinde insana tecrübenin verdiği bir sakinlik geliyor. Tabii ki aşırı sıkıcı, tekdüze bir hayattan bahsetmiyorum.
Farklılaşıyorsun sadece. Şimdi bakıyorum, eve daha bağlı bir hayatım var. Bazen “Ayıp mı oluyor artık, kaçıncı defadır reddettim” dediğim oluyor. İçimden dışarı çıkmak geldiğinde çıkıyorum artık.
Çocuk istediğiniz ama olmadığı yansıdı gazetelere...
- Evet soruyorlar sürekli, ben de cevap verdim. Böyle bir yola çıktık ama maalesef birtakım zorluklar oldu. Biraz umudumu kaybettim ve dedim ki “Dünyanın sonu değil, bir sürü kimsesiz çocuk var. Evlat ediniyorlar, çocuklara da fırsat oluyor”...
Bir yabancıyla evli olmanın artı ve eksileri neler?
- Arkadaşlarımla konuştuğum konularla Benjamin ile konuştuklarım farklı. Fazla yüz göz olmuyoruz. Ben eski ilişkilerimde, bir ilişkide olması gereken ayrımları hep yüzüme gözüme bulaştırdım.