Tüm Sahneler Kapansa Bile Sokakta Oynarım
33. İsmail Dümbüllü Ödülü'nü alan ünlü oyuncu Erkan Can: Tiyatro nefes almak gibi bir şey benim için. Tüm sahneler kapansa bile, çıkıp sokakta tiyatro yaparım.
İnsan oldukça tiyatro da yaşamaya devam edecek. Bu yıl 33'üncü kez verilen İsmail Dümbüllü Ödülü'nün sahibi ünlü oyuncu Erkan Can oldu. Ödülünü; geçtiğimiz günlerde Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde (MSM) düzenlenen törende Müjdat Gezen'in elinden alan ünlü oyuncu, 'Tiyatro benim için nefes almak gibi bir şey ' dedi. Sanat hayatında 38 yılı geride bırakan Can ile ödülünü ve hedeflerini konuştuk...
Bekliyor muydunuz böyle bir ödülü?
Hiç beklemiyordum, sürpriz oldu. Şaşırdım hatta...
Neler hissettiniz?
Benim için çok anlamlı bir ödül çünkü İsmail Dümbüllü'nün ismini taşıyor. Bu isim, bizim geleneğimiz için çok önemli. Benden önce 32 sene boyunca büyük ustalarımız bu ödülü almış. Duygulandım...
SANATTA TORPİL OLMAZ
MSM öğrencileri neden bu ödüle sizi layık görmüşlerdir dersiniz?
Neden beni seçtiklerini bilmiyorum açıkçası. Bu ödül; 100'den fazla MSM öğrencisinin kararıyla veriliyor. Gelip oyunlarımı izlemişler. Sanat ve sporda torpil olmaz. Yapsan da olmaz!
Eskiden hocanız olan Müjdat Gezen'den yıllar sonra ödül almak nasıl bir his peki?
Tarifi zor duygular yaşatıyor insana. Ben duygularını kelimelere dökebilen biri değilim ama çok büyük gurur duyuyorum. Müjdat Gezen, 1985-90 arası İstanbul Belediye Konservatuvarı'nda hocamdı benim.
İŞ DEĞİL YAŞAM ŞEKLİ
Nasıl bir öğretmenöğrenci ilişkiniz vardı?
Müjdat Hoca arkadaş gibidir. Hiç eli maşalı, otoriter, despot bir hoca değildir. Otoriteyi sevmez zaten. Neşe içinde bir çalışma sürecimiz oldu. Çok esnek bir hocaydı. Zaten bizim meslekte bazı şeyleri kısıtlarsan; kilitlenir kalırsın. Mesela ben otoriter bir yönetmenle çalışmak istemem; kilitlenirim, moralim bozulur. Bu iş, eğlence işi. Bertolt Brecht ne diyor; 'Ne yaparsan yap, önce beni eğlendir. ' Biz de Müjdat Hoca'dan hep bunu gördük.
Dersleriniz nasıldı?
Bazen devamsızlıklarım oluyordu ama sınavlarda yırtıyordum. Bu işin özü taklitle başlıyor. Önce üç-beş dakika taklit yaparsın. Sürekli taklit yaparsan olmaz tabii...
O zaman bugünlerin hayalini kurar mıydınız?
15 yaşında tiyatroya başladım. Çok büyük hedeflerim hiç olmadı. İyi bir oyunda oynayayım, o iyinin içinde ben de yer alayım diye düşündüm hep. Sonuçta bu benim işimden öte yaşam biçimim.
Şu an geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ne bileyim, iyi yerdeyim herhalde... İçimden ne geliyorsa onu yapıyorum. Duygularımla hareket ediyorum. Duygusal bir adamım ben. Durduğum yer fena değil. İstanbul Halk Tiyatrosu'nda istediğim oyunları oynuyorum. O yüzden mutluyum. Ölene kadar da bu şekilde devam etmek istiyorum.
DOĞRU BİLDİĞİMİ YAPTIM
Sizi örnek alanlara tavsiyeniz nedir?
İnsanız, hatalarımız olabilir. Önemli olan iyi yanlarımızı görmeleri. Uyanık olsunlar. Bizim tecrübelerimizden faydalansınlar. Ben babamdan hep iyi, doğru, düzgün ve dürüst olmayı öğrendim. Haktan, hukuktan ayrılmadım. Ben de gençlere bunları söylüyorum. Doğru bildiğini yap; bazen yapamayabilirsin ama umudunu kaybetme...
Sizin oyunculukta örnek aldığınız birileri var mı peki?
Bursa Devlet Tiyatrosu'ndan, MSM'den çok değerli abilerim var. Biz; Müşfik Kenter, Erol Günaydın, Ferhan Şensoy, Münir Özkul gibi üstatlarımıza öykündük hep.
Son dönemde tiyatro dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazı sahneler kapanıyor...
Bu süreçte istemediğimiz durumlar oluyor. Tiyatro, insan var oldukça yaşamaya devam edecek. Bu engellenemez. Her yer kapansa bile, çıkar sokakta tiyatro yaparız; sorun yok. Tiyatro benim için nefes almak gibi bir şey.
EGO PITBULL GİBİDİR
38 yıllık kariyerinizde hep aynı duruşunuzu korudunuz. Bunu nasıl başardınız?
55 yaşındayım. Egoları attım ve her geçen yıl temizlendim. Gençliğimde de ünlü olayım, çok zengin olayım gibi bir hevesim hiç olmadı. Ben sadece tiyatroyu düşündüm. Hiçbir iş egoyla olmaz; ego, insanı kötü yere götürür. Ben egomun tasmasını kısa tuttum. Yoksa ego pitbull gibidir; ısırır. İyidir, sadıktır ama tasmayı kısa tutacaksın. O seni gezdirmeyecek, sen onu gezdireceksin.
TİYATROCULAR Erkan Can İÇİN NE DEDİ?
Müjdat Gezen: Erkan, 1985'te öğrencimdi. Çok çalışkan ve yetenekliydi. Artık ona usta denir. MSM öğrencilerinin Erkan'ı seçmesi benim için sürpriz olmadı.
Şebnem Sönmez: Erkan Can ismi; sahicilik, samimiyet, üstün yetenek demektir. Benim için çok özel bir yeri vardır. Erkan Abi her zaman bize kol kanat gerdi. Konservatuvarda bizi çok benzetirlerdi. Ben de 'O benim dayım olur ' derdim. Hâlâ dayı-yeğen olarak biliniriz. Çok uzun yıllardır beraberiz. Dostluğumuz ölene kadar baki kalacak.
KADER YOLCULARIYIZ
Cem Davran: Erkan benim kardeşim. Aynı kaderin yolcularıyız biz. Tüm ödülleri sonuna kadar hak ediyor. O bizim numuneliğimiz. Pamuklar içinde sakladığımız, yüreği pırıl pırıl, yüzyılın kirletemediği nadir insanlardan biri.
Bahtiyar Engin: Allah'ın tiyatroya bahşettiği bir isim Erkan. Allah ona 'Git, tiyatro yap ' demiş; o da bunu en iyi şekilde yapıyor. 35 yıllık arkadaşımdır. Tüm ödüllerdeki oy hakkım onundur. İşini çok iyi yapan mükemmel bir insandır...
Bekliyor muydunuz böyle bir ödülü?
Hiç beklemiyordum, sürpriz oldu. Şaşırdım hatta...
Neler hissettiniz?
Benim için çok anlamlı bir ödül çünkü İsmail Dümbüllü'nün ismini taşıyor. Bu isim, bizim geleneğimiz için çok önemli. Benden önce 32 sene boyunca büyük ustalarımız bu ödülü almış. Duygulandım...
SANATTA TORPİL OLMAZ
MSM öğrencileri neden bu ödüle sizi layık görmüşlerdir dersiniz?
Neden beni seçtiklerini bilmiyorum açıkçası. Bu ödül; 100'den fazla MSM öğrencisinin kararıyla veriliyor. Gelip oyunlarımı izlemişler. Sanat ve sporda torpil olmaz. Yapsan da olmaz!
Eskiden hocanız olan Müjdat Gezen'den yıllar sonra ödül almak nasıl bir his peki?
Tarifi zor duygular yaşatıyor insana. Ben duygularını kelimelere dökebilen biri değilim ama çok büyük gurur duyuyorum. Müjdat Gezen, 1985-90 arası İstanbul Belediye Konservatuvarı'nda hocamdı benim.
İŞ DEĞİL YAŞAM ŞEKLİ
Nasıl bir öğretmenöğrenci ilişkiniz vardı?
Müjdat Hoca arkadaş gibidir. Hiç eli maşalı, otoriter, despot bir hoca değildir. Otoriteyi sevmez zaten. Neşe içinde bir çalışma sürecimiz oldu. Çok esnek bir hocaydı. Zaten bizim meslekte bazı şeyleri kısıtlarsan; kilitlenir kalırsın. Mesela ben otoriter bir yönetmenle çalışmak istemem; kilitlenirim, moralim bozulur. Bu iş, eğlence işi. Bertolt Brecht ne diyor; 'Ne yaparsan yap, önce beni eğlendir. ' Biz de Müjdat Hoca'dan hep bunu gördük.
Dersleriniz nasıldı?
Bazen devamsızlıklarım oluyordu ama sınavlarda yırtıyordum. Bu işin özü taklitle başlıyor. Önce üç-beş dakika taklit yaparsın. Sürekli taklit yaparsan olmaz tabii...
O zaman bugünlerin hayalini kurar mıydınız?
15 yaşında tiyatroya başladım. Çok büyük hedeflerim hiç olmadı. İyi bir oyunda oynayayım, o iyinin içinde ben de yer alayım diye düşündüm hep. Sonuçta bu benim işimden öte yaşam biçimim.
Şu an geldiğiniz noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ne bileyim, iyi yerdeyim herhalde... İçimden ne geliyorsa onu yapıyorum. Duygularımla hareket ediyorum. Duygusal bir adamım ben. Durduğum yer fena değil. İstanbul Halk Tiyatrosu'nda istediğim oyunları oynuyorum. O yüzden mutluyum. Ölene kadar da bu şekilde devam etmek istiyorum.
DOĞRU BİLDİĞİMİ YAPTIM
Sizi örnek alanlara tavsiyeniz nedir?
İnsanız, hatalarımız olabilir. Önemli olan iyi yanlarımızı görmeleri. Uyanık olsunlar. Bizim tecrübelerimizden faydalansınlar. Ben babamdan hep iyi, doğru, düzgün ve dürüst olmayı öğrendim. Haktan, hukuktan ayrılmadım. Ben de gençlere bunları söylüyorum. Doğru bildiğini yap; bazen yapamayabilirsin ama umudunu kaybetme...
Sizin oyunculukta örnek aldığınız birileri var mı peki?
Bursa Devlet Tiyatrosu'ndan, MSM'den çok değerli abilerim var. Biz; Müşfik Kenter, Erol Günaydın, Ferhan Şensoy, Münir Özkul gibi üstatlarımıza öykündük hep.
Son dönemde tiyatro dünyasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bazı sahneler kapanıyor...
Bu süreçte istemediğimiz durumlar oluyor. Tiyatro, insan var oldukça yaşamaya devam edecek. Bu engellenemez. Her yer kapansa bile, çıkar sokakta tiyatro yaparız; sorun yok. Tiyatro benim için nefes almak gibi bir şey.
EGO PITBULL GİBİDİR
38 yıllık kariyerinizde hep aynı duruşunuzu korudunuz. Bunu nasıl başardınız?
55 yaşındayım. Egoları attım ve her geçen yıl temizlendim. Gençliğimde de ünlü olayım, çok zengin olayım gibi bir hevesim hiç olmadı. Ben sadece tiyatroyu düşündüm. Hiçbir iş egoyla olmaz; ego, insanı kötü yere götürür. Ben egomun tasmasını kısa tuttum. Yoksa ego pitbull gibidir; ısırır. İyidir, sadıktır ama tasmayı kısa tutacaksın. O seni gezdirmeyecek, sen onu gezdireceksin.
TİYATROCULAR Erkan Can İÇİN NE DEDİ?
Müjdat Gezen: Erkan, 1985'te öğrencimdi. Çok çalışkan ve yetenekliydi. Artık ona usta denir. MSM öğrencilerinin Erkan'ı seçmesi benim için sürpriz olmadı.
Şebnem Sönmez: Erkan Can ismi; sahicilik, samimiyet, üstün yetenek demektir. Benim için çok özel bir yeri vardır. Erkan Abi her zaman bize kol kanat gerdi. Konservatuvarda bizi çok benzetirlerdi. Ben de 'O benim dayım olur ' derdim. Hâlâ dayı-yeğen olarak biliniriz. Çok uzun yıllardır beraberiz. Dostluğumuz ölene kadar baki kalacak.
KADER YOLCULARIYIZ
Cem Davran: Erkan benim kardeşim. Aynı kaderin yolcularıyız biz. Tüm ödülleri sonuna kadar hak ediyor. O bizim numuneliğimiz. Pamuklar içinde sakladığımız, yüreği pırıl pırıl, yüzyılın kirletemediği nadir insanlardan biri.
Bahtiyar Engin: Allah'ın tiyatroya bahşettiği bir isim Erkan. Allah ona 'Git, tiyatro yap ' demiş; o da bunu en iyi şekilde yapıyor. 35 yıllık arkadaşımdır. Tüm ödüllerdeki oy hakkım onundur. İşini çok iyi yapan mükemmel bir insandır...