Füsun Demirel: Adım ölüm listesindeydi
Türk sinemasının önemli oyuncularından Füsun Demirel, verdiği bir röportajda Mem u Zin filminde rol aldığı için isminin ölüm listesine girdiğini söyledi.
Ünlü oyuncu Film Arası adlı dergiye verdiği röportajda Mem u Zin filminde rol aldığı için ölüm listesine girdiğini belirterek 'Biz Mem u Zin filmini Güneydoğu 'da zor şartlarda çektik. İstanbul'a döndüğümüzde gazeteci bir yakınım, büyük gazetelerden birinin patronuna bir ölüm listesi iletildiğini söyledi. Listede Mem u Zin de rol alanların da adı varmış. Sonra liste elime geçti. ' dedi.
Bugün Gazetesi'nin haberine göre; Son yıllarda çok tartışılan Kürt sineması kavramına ilişkin sektörün ünlü isimleri ilginç açıklamalarda bulundu. Sinemacıların Film Arası dergisine yaptıkları eleştirilerin ortak noktası ise, 'Türkiye sineması olsaydı, Kürt sinemasına gerek kalmazdı ' şeklinde oldu. İşte ilginç açıklamalar...
Füsun Demirel: Ölüm listesinde adımız vardı
'Biz Mem u Zin filmini Güneydoğu 'da zor şartlarda çektik. İstanbul'a döndüğümüzde gazeteci bir yakınım, büyük gazetelerden birinin patronuna bir ölüm listesi iletildiğini söyledi. Listede Mem u Zin de rol alanların da adı varmış. Sonra liste elime geçti. Bunu ilk kez açıklıyorum. '
Halil Ergün:Turistik gözle bakıyorlar
Yurtdışında yaşayan Türkiye kökenli Kürt sinemacılar, Kürtlük bilincine eriştikten sonra filmler çekmeye başladılar. Gelip burada biraz da turistik bir gözle bakıyorlar. Bir Kürt oryantalizmi var bence. Ama bunu da çok yararlı buluyorum.
Resi Çelik: Türkiye deseydik
Hiçbir zaman 'Türkiye' sineması olamadı ki! Hep Türk sineması oldu. Zaten öyle olsaydı bugün Türk- Kürt sineması gibi şeyleri konuşmazdık. Türkiye devleti deseydik, altını da doldurmuş olsaydık, o zaman kimse rahatsızlık duymazdı.
Genco Erkal: Hakkari 'nin adı yetti
Sansür heyeti 'Hakkâri'de Bir Mevsim'i seyretmeden, sırf adında 'Hakkâri' geçiyor olması sebebiyle önyargılı izledi. Bana karşı en ufak sempati dahi göstermediler. Kararları önceden belliydi. Kulakları bükülmüştü. Hemen oybirliğiyle karar verdiler.
Bugün Gazetesi'nin haberine göre; Son yıllarda çok tartışılan Kürt sineması kavramına ilişkin sektörün ünlü isimleri ilginç açıklamalarda bulundu. Sinemacıların Film Arası dergisine yaptıkları eleştirilerin ortak noktası ise, 'Türkiye sineması olsaydı, Kürt sinemasına gerek kalmazdı ' şeklinde oldu. İşte ilginç açıklamalar...
Füsun Demirel: Ölüm listesinde adımız vardı
'Biz Mem u Zin filmini Güneydoğu 'da zor şartlarda çektik. İstanbul'a döndüğümüzde gazeteci bir yakınım, büyük gazetelerden birinin patronuna bir ölüm listesi iletildiğini söyledi. Listede Mem u Zin de rol alanların da adı varmış. Sonra liste elime geçti. Bunu ilk kez açıklıyorum. '
Halil Ergün:Turistik gözle bakıyorlar
Yurtdışında yaşayan Türkiye kökenli Kürt sinemacılar, Kürtlük bilincine eriştikten sonra filmler çekmeye başladılar. Gelip burada biraz da turistik bir gözle bakıyorlar. Bir Kürt oryantalizmi var bence. Ama bunu da çok yararlı buluyorum.
Resi Çelik: Türkiye deseydik
Hiçbir zaman 'Türkiye' sineması olamadı ki! Hep Türk sineması oldu. Zaten öyle olsaydı bugün Türk- Kürt sineması gibi şeyleri konuşmazdık. Türkiye devleti deseydik, altını da doldurmuş olsaydık, o zaman kimse rahatsızlık duymazdı.
Genco Erkal: Hakkari 'nin adı yetti
Sansür heyeti 'Hakkâri'de Bir Mevsim'i seyretmeden, sırf adında 'Hakkâri' geçiyor olması sebebiyle önyargılı izledi. Bana karşı en ufak sempati dahi göstermediler. Kararları önceden belliydi. Kulakları bükülmüştü. Hemen oybirliğiyle karar verdiler.
