"Beni Hazzetmeyenler Var"

'Fatih' dizisinde kılıçla set görevlisini dövdüğü konuşulan Mehmet Akif Alakurt, ilk kez konuştu.

Daha önce'Fatih'için' Eksiklerimiz var, onları düzelteceğiz, daha güzel olacak' diyordu. Ancak Mehmet Akif Alakurt'un Fatih Sultan Mehmet'i canlandırdığı'Fatih'dizisi pazartesi günü final yapıyor. Alakurt'la hakkında çıkan sette şiddet uyguladığı iddialarını ve Fatih hayranlığı üzerine çok özel açıklamalarda bulundu.

Vatan'dan İpek İzci'nin röportajından satır başları:

Dizinin çok eleştirilmesi ve hakkınızda çıkan haberler mutluluğunuzu törpülemiyor mu?
Buna müsaade etmediğim için, hayır. Şurada güneş vardır, senin için karanlıksa o güneşi göremezsin. Onun gibi bir şey, hayata nasıl baktığınla alakalı.

'BENİ HAZZETMEYENLER VAR'

Söz konusu haberlere yorumunuz?

Benden hazzedenler var, hazzetmeyenler var. Gazetelerde çok çirkin üsluplarla yazılmış haberler gördüm. Bunların da o benden hazzetmeyen insanlar tarafından yazıldığını düşünüyorum.

Sizden hazzetmeyenler aleyhinize haber mi yaptırıyor yani?
Bir çoğu öyle. TV programlarında da hakkımda konuşan birkaç kişi gördüm; 'Ya' diyorum, 'Bu insan beni tanımıyor, etmiyor. Nasıl böyle konuşabiliyor?' Sonuçta hepimiz insanız. İnsanlar bazen bazı şeylere farklı tepkiler verebiliyor.

Anlatır mısınız, ne yaşandı?
Yok, onu anlatmak istemiyorum, lüzum yok. Bu benimle başlamış, benimle bitecek bir olay.

Kılıçla bir set görevlisine saldırdığınıza dair haberler var.
İşte öyle bir şey yok, öyle bir olay yok! Savunma yapma gibi bir derdim yok çünkü olmayan bir olayı söyleyemem.

'ORTADA TERBİYESİZLİK VAR'

Peki, 'Birtakım talihsizlikler yaşandı. Ama o günler geride kaldı' demişsiniz Med Yapım gecesinde. Nedir o?

Talihsizlikler yaşandı, evet. Bir tartışmamız oldu oyuncu arkadaşlardan biriyle. Ortada yoğun yapılmış bir saygısızlık, terbiyesizlik var; bunun üzerine verilmiş bir tepki var. Beni agresif, kavgacı gibi lanse etmeye çalışanlar var, onların istediği yere oturmam. Bunlardan uzak durmak adına da 'Onu söyle, bunu söyle' gibi bir derdim olamaz. Kendimle, davranışlarımla ilgili şüphem yok. Mesela bu olay olduktan sonra, karşımdaki çocuk benden özür diliyor, 'Hata bende abi' diyor. Olayı başka yerlere çekip kişisel niyetlerini gazeteye yansıtıyorlar.

Bunlar set içinden insanlar mı?
Set içinden de birkaç kişi oldu ama onlardan bahsetmeye gerek yok; setimizi temsil ettiklerine inanmıyorum. 20 kişiden üçü yapıyorsa genele mal edemezsiniz.

Eric Morris tekniği uyguladığınız ve bu nedenle set dışında da Fatih gibi davrandığınız yazıldı. Bu tekniği mi uyguluyorsunuz?
Öyle bir şey yok, rolden etkilenme falan da söz konusu değil.

Anlatsanız bir...
Bir olay yaşandı. Tasvip etmediğim bir olay. Olmamasını arzu ederdim ama oldu. Şunu da söyleyeyim: Sizin bildiğiniz sadece bir olay, bu olayı buraya taşıyan 2.5 aylık bir süreç var.

Kim başlattı bu süreci?
Boşver onu. Bu süreç içinde davranmam gereken her türlü davranışı sergiledim, emin ol. Kibar da oldum, akıllıca da davrandım, pasif de kaldım. Her türlüsünü davrandım.

Gençlere kötü örnek olduğunuz iddialarına yanıtınız?
Örnek alıyorlarsa alsınlar yine ve kendilerine asla terbiyesizlik, saygısızlık yaptırmasınlar. Böylece daha sağlıklı ilişkiler çıkar ortaya. Başka sözüm yok.

'OSMANLI YÜZÜKLERİ BİRİKTİRİYORUM'

İki yıl önce bir araya geldiğimizde tuğralı bir yüzüğünüz vardı ve hiç çıkarmadığınızı söylemiştiniz. Şimdi eliniz boş, hem de tam Fatih'i oynuyorken...

10 yıldır Osmanlı yüzükleri biriktiriyorum ama şimdi bunları taksam, hemen diziye bağlayacaklar. Bir gazeteci görecek, yazacak gene şişire şişire. Arabamın plakası FT, 'Fatih'e özel plaka!' diye haber yaptılar ki ben fark etmemiştim bile. Ne gerek var?

Anladım. Fatih en sevdiğiniz lidermiş, öyle mi?
Evet.

Neden?
Çağ açmış, daha ne yapsın? Bugün İstanbul Türkler'in elinde olmasaydı Avrupa'nın Türklere bakış açısı da Ortadoğu'daki ülkelere bakışındaki gibi olacaktı bence. Bizi Avrupalılaştıran ve o kimliğimizi insanlara daha iyi ifade etmemizi sağlayan İstanbul'dur. Bunu yapan da Fatih'tir ve bence bu çok büyük bir hazine.

Kardeş katlini vacip kılması meselesi var ama...
Yıllardır doğu sınırlarımızda yaşanan sorunlar var, sebebi bölücülük. 'Biz' diyorlar, 'burayı istiyoruz kardeşim!' 35 bin asker öldü, bundan rahatsızım herkes gibi. Bir de bunları yakinen yaşayanlar var ailesinde ama ben empati kurmayı bilen bir insanım, illa bir yakınımın ölmesine gerek yok. Şimdi o zamanlar, üç kardeşsin ve baban ölüyor. Üç kardeş de diyor ki 'Ben padişahım.' O orayı, bu burayı parselliyor. O zaman da büyük bir imparatorluk parçalanıyor. Fatih bu öngörüye sahip olduğu için Osmanlı'nın parçalanmaması adına -ki ben bu kararı üzülerek aldığına inanıyorum- kendi insanları için verdi bu kararı. Ülke bölünmesin, parçalanmasın diye... 'Kendi insanlarımdan bin kişi öleceğine, çocuklarımdan iki kişi ölsün, daha iyi' demiş ve bence burada inanılmaz bir vatanseverlik var. Bir sürü şehzade Osmanlı padişahlarına karşı kullanılmış zaten, bunun örnekleri var.

O dönem yaşamak ister miydiniz?
İsterdim, daha doğal zamanlar olduğunu düşüyorum çünkü. Ama bundan 30-40 yıl önce de yaşamak isterdim.

Nedir değişen?
Daha dejenere, umursamaz ve bencil bir toplum olduk. Hiç kimse yerini kabul etmiyor, herkes yerinden memnuniyetsiz.

Nerede büyüdünüz?
Kadırga, Sultanahmet'te. Topkapı Sarayı'na gidip oyun oynuyorduk.

Fatih'in kılıcına bakarak büyümüşsünüz..
Evet, o kılıç erkek çocuk olarak ilginç geliyordu bana, çok sıradan bir şey aslında.

Çocukken de böyle ağır bir duruşunuz var mıydı?
Ben yaramaz bir çocuktum, hâlâ daha vardır yaramazlığım. Gerektiği zaman kavga ederdim. Hep tahrik edilmiş ve dürtülmüş adamımdır.

Bugün ne var yaramazlığınız?
Arada yapıyorum, seviyorum da o tarafımı. Sen şimdi 'Mesela?' diye soracaksın, sorma (Gülüyor).