Cemil İpekçi Takı Fuarının Yüzü Oldu
Tasarımlarıyla moda dünyasında birçok ilke imza atan Cemil İpekçi’nin en önemli özelliklerinden biri de takılara olan düşkünlüğüdür.
Boynunda ve kollarında taşıdığı onlarca kolye ve bileziğin her birinin kendisi için ayrı bir değer ifade ettiğini belirten İpekçi sonunda muradına erdi ve bu yıl 13-16 Eylül tarihlerinde İstanbul 'da 4. 'sü düzenlenecek olan Uluslararası Takı ve Bijuteri Fuarı 'nın tanıtım yüzü oldu.
Konuyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında Cemil İpekçi 'nin tasarladığı giysiler ile çeşitli takıları kombinleyen mankenler kadar İpekçi de üzerindeki takılarla dikkat çekti.
“Fuarın tanıtım yüzü olarak beni seçmelerine hiç şaşırmadım. Şöyle bir bakacak olursanız birçok takıyı üzerine yakıştırarak takan ve benim kadar takıya düşkün olan başka kim var ki” diyen ünlü tasarımcı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Takı herhalde yaşamımda en düşkün olduğum giyimlerden biri, çünkü bana göre takı insanın kendini ifade etme şekli. Hayatımda kendimi kolyesiz, küpesiz, yüzüksüz hiç görmedim. Uzun yıllardır Türkiye 'de bijuteri sektörünün hakettiği yeri alamadığını düşünüyor ve bunu kişilerin altına ve pırlantaya olan düşkünlüklerine bağlıyorum. Ama artık globale baktığımızda, insanların maddenin değerinden çok güzelliği ve hoşluğuna değer vermeye başladıklarını görüyorum. Bu da tabii ki takı sektörünün gelişmesi adına çok sevindirici bir durum.”
Konuyla ilgili olarak düzenlenen basın toplantısında Cemil İpekçi 'nin tasarladığı giysiler ile çeşitli takıları kombinleyen mankenler kadar İpekçi de üzerindeki takılarla dikkat çekti.
“Fuarın tanıtım yüzü olarak beni seçmelerine hiç şaşırmadım. Şöyle bir bakacak olursanız birçok takıyı üzerine yakıştırarak takan ve benim kadar takıya düşkün olan başka kim var ki” diyen ünlü tasarımcı sözlerini şöyle sürdürdü:
“Takı herhalde yaşamımda en düşkün olduğum giyimlerden biri, çünkü bana göre takı insanın kendini ifade etme şekli. Hayatımda kendimi kolyesiz, küpesiz, yüzüksüz hiç görmedim. Uzun yıllardır Türkiye 'de bijuteri sektörünün hakettiği yeri alamadığını düşünüyor ve bunu kişilerin altına ve pırlantaya olan düşkünlüklerine bağlıyorum. Ama artık globale baktığımızda, insanların maddenin değerinden çok güzelliği ve hoşluğuna değer vermeye başladıklarını görüyorum. Bu da tabii ki takı sektörünün gelişmesi adına çok sevindirici bir durum.”
