Rol İçin Etek Bile Giyerim

'Çakır' karakteriyle gönüllere taht kuran Oktay Kaynarca, ekranlara geri dönüyor.

Yıllar önce Kurtlar Vadisi dizisinde canlandırdığı 'Çakır' karakteriyle gönüllere taht kuran Oktay Kaynarca , yine bir kabadayı rolüyle bu kez 'Ustura Kemal' olarak ekranlara geri dönüyor.

Bugün gazetesinden Şebnem Özcan, bugün bekarlığa veda edecek olan Kaynarca ile kabadayılığı, mesleği ve hayatı üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdi..

İşte o röportaj:

Sizi her çeşit rolde gördük. Hepsinde de çok başarılıydınız. Ama kabadayı rolleri size daha bir yakışıyor gibi. Bu tür rollerin üzerinize yapışıp kalmasından korkmuyor musunuz?
Kabadayı rolünün üzerime yapışmasından korkmuyorum, çünkü oyuncuyum ve en son buna benzer bir şey yaptığımda onun üzerine çok şey yaptım. Komedi oynadım. 'Adanalı'yı oynadım. Neşeli ve komik yarışma programları sundum. Birbirine benzeyen en az 20-30 film çekmiştir. Robert DeNiro, AlPacino, Dustin Hoffman. Bunların hepsi aynı karakterler doğrultusunda filmler çekmişlerdir ama hiç bu anlamda sorgulandıklarını düşünmüyorum kendi ülkelerinde.

Geçmişte sizin de 'ağır ağabeylik' yaptığınız bir dönem var. Ustura Kemal'i canlandırırken içselleştirdiğiniz noktalar oldu mu?
Ustura Kemal'le bizim çok ortak noktamız var. Bir, Üsküdarlıyız. Doğma büyüme Üsküdarlıyız. İki, her ikimiz de o dünyanın nasıl bir yer olduğunu biliyoruz. O dünyanın raconlarını. O eskisini biliyor, ben yenisini biliyorum. Çok şey değişmedi sonuçta. Adamlık raconu, adamlık raconudur. Kabadayılık raconu, kabadayılık raconudur.

'ROL İÇİN ETEK BİLE GİYERİM'

Oktay Kaynarca her rolü oynayabilir mi? Mesela rolü için etek giyer mi, bir eroinmanı canlandırabilir mi?

Tabii canım, gerekirse etek giyerim, eroinmanı canlandırabilirim. Ben bir oyuncuyum. Bir oyuncunun yapması gereken ne varsa ona hazırlıklıyımdır. Yeter ki inandırıcı, benim için sahici ve karşı tarafa geçecek noktada sağlam bir iş olsun.Geçen sene çok sıkı bir hikaye vardı ama birtakım şartlardan dolayı hayata geçiremedik. Önümüzdeki günlerde yapmayı planlıyoruz. Sinemada bir ikiz karakteri canlandıracağım. Birisi sert bir adam, diğeri de tam tersi bir adam. O ikisinin uç noktalardaki gidiş gelişlerini oynayacağım.

Kemal'e fiziki anlamda benzemek için kilo vermişsiniz? Kaç kilo zayıfladınız?
10 kilo.

Ne kadar sürede verdiniz?
2,5 ayda verdim. Çok sıkı spor yaptım. İyi bir diyetisyenle çalıştım. Sonucunu iyi aldım.

Oynadığınız rolün etkisi altında kalıyor musunuz?
Hayır. Biz rolümüzü çıkartıp askıya astıktan sonra kendimiz oluruz, etkisine falan girmeyiz. Böyle olmalı, öbür türlüsü deliliğe girer.

'HERKES OYUNCU OLAMAZ'

Sizce her isteyen biraz gayret edip oyuncu olabilir mi?

Ben nasıl uçak pilotu olamazsam, cerrah olamazsam, dansçı olamazsam, şarkıcı olamazsam herkes de oyuncu olamaz. Ama oyunculuk meselesinde at izi, it izine karışıyor. 'Biz de yaparız, ne olacak ki?' dedirtecek örnekler de ortaya çıkıyor. Bu da şu anlama geliyor, yapımcı ve yönetmen arkadaşlar sadece fiziğinden dolayı bir arkadaşı getirip bir şey oynatıyorlar.Biz bazen 36 saat çalışıyoruz. Ve bu 36 saatin içersinde çok önemli performanslar yapıyoruz. Eğer oyuncu iyi değilse, oyuncunun algılaması yüksek değilse, bir sürü problemi varsa bir yönetmen olarak o işin altından kalkman mümkün değildir.

'HAYATIM BOYUNCA ÇAPKINDIM'

Kendi ağzınızdan Oktay Kaynarca'yı tarif eder misiniz?

Ben mümkün olduğu kadar kendim olmaya çalışan, mümkün olduğu kadar sade yaşayan bir adamım. Felsefem de şudur, dünya bir gün o da bugün. Dost kazanmaya çalışan, kimseyi kırmayan, kimseyi aldatmayan, sadece işini yapan biriyim. Ayrıca hayatım boyunca çapkın oldum.

Sokakta kameraları gördüğünüzde hırçınlaşıyor musunuz, ne oluyor size o an?
Ben hırçınlaşmıyorum, benim hayatımın içine girerken bana sormak zorundalar. Şimdi eğer sen fotoğrafımı çekip gazetende yayımlayıp o meseleden dolayı bir başarı elde ediyorsan, demek ki ben senin için malzemeyim. Ama o önemli şeyi o kadar hoyratça kullanmamalısın, kırmamalısın, dökmemelisin. Benimle ilişki içinde olmalısın. Benim gönlümü almalısın. Ben de sana iyi davranıp senin istediğin şeyi yapabilmeliyim. Ama hayatımın ortasına, kapıyı kırarmış gibi girip istediğin fotoğrafı çekip, istediğin gibi yayımlarsan o beni kırar ve döker.

Popülariteden memnun değil misiniz?
Popülarite, yaptığımız işin bir parçası. Bundan kaçınılmaz. Bu kaçınılacak bir şey değildir. Ama annem de bana söylüyor, 'Bu senin yaptığın iş, buna da katlanmak zorundasın ' Hayır, ben katlanmak zorunda değilim.