Ekin Türkmen Şaşırttı!
InStyle dergisi için modellik yapan Ekin Türkmen, çekimin konsepti gereği uygulanan makyaj ve saç modeliyle şaşırtıcı bir değişimin kahramanı oldu.
Ekin Türkmen çekim nedeniyle çok heyecanlı çünkü belki de ilk defa bir çekimde farklı gözükeceğini biliyor. Kıyafetlere, takılara, yüksek topuklu ayakkabılara bakarken az sonra bürüneceği imaj gözünde az çok canlanıyor.
Başarılı oyuncu ilk bakışta sakin görüntüsüyle bir “merhaba” diyor. Ancak biraz zamana bıraktığınızda, arkadaşlarına ve hatta menajerine dahi planlı şakalar yapacak kadar muzırlaşıyor. Son derece eğlenceli bir kadına dönüşüyor.
O da bu özelliğini seviyor, hatta o kadar seviyor ki var olan korkularını o korkuların üzerine giderek aşmaya çalışacak kadar kahramanlaşabiliyor. Mesela uçak korkusunu ısrarla uzun yolculuklar yaparak, yükseklik korkusunu ise bungee jumping 'e şans tanıyarak aşmaya çabalayan yine kendisi.
Türkmen 'in moda olan hiçbir şeyle arası iyi değil, bunu kurduğu şu cümlelerle daha da net anlıyorsunuz: “Moda olan bir şey beni irite eder, benim evimdeki eşyalar da dahil olmak üzere her şey vintage 'dır. Üzerimde marka olduğunu belli eden hiçbir şey göremezsiniz, zaten genelde beni jean ve tişörtle görmeniz olasıdır. Gri rengin her tonunu üzerimde taşımayı severim, herhalde takıntılı olduğum tek şey neredeyse 10 parmağıma birden taktığım ince yüzüklerim ve insanların istisnasız her defasında 'aa nereden buldun? ' dediği değişik hırkalarım.”
Hareketli geçen bir dönemi geride bırakan güzel oyuncu, şu sıralar daha kendine döndüğü bir dönem yaşıyor ama kendi deyimiyle “anı yaşamayı” ihmal etmeden... Bu olgunlaşma dönemi Türkmen 'e göre aşk, kariyer, günlük hayat gibi pek çok şeyi kapsıyor, hatta başarılı yıldız kendine bu dönem için bir motto bile bulmuş: “İstanbul 'un temposu beni koşturuyor ama ben durmaya çalışıyorum.”
Başarılı oyuncu ilk bakışta sakin görüntüsüyle bir “merhaba” diyor. Ancak biraz zamana bıraktığınızda, arkadaşlarına ve hatta menajerine dahi planlı şakalar yapacak kadar muzırlaşıyor. Son derece eğlenceli bir kadına dönüşüyor.
O da bu özelliğini seviyor, hatta o kadar seviyor ki var olan korkularını o korkuların üzerine giderek aşmaya çalışacak kadar kahramanlaşabiliyor. Mesela uçak korkusunu ısrarla uzun yolculuklar yaparak, yükseklik korkusunu ise bungee jumping 'e şans tanıyarak aşmaya çabalayan yine kendisi.
Türkmen 'in moda olan hiçbir şeyle arası iyi değil, bunu kurduğu şu cümlelerle daha da net anlıyorsunuz: “Moda olan bir şey beni irite eder, benim evimdeki eşyalar da dahil olmak üzere her şey vintage 'dır. Üzerimde marka olduğunu belli eden hiçbir şey göremezsiniz, zaten genelde beni jean ve tişörtle görmeniz olasıdır. Gri rengin her tonunu üzerimde taşımayı severim, herhalde takıntılı olduğum tek şey neredeyse 10 parmağıma birden taktığım ince yüzüklerim ve insanların istisnasız her defasında 'aa nereden buldun? ' dediği değişik hırkalarım.”
Hareketli geçen bir dönemi geride bırakan güzel oyuncu, şu sıralar daha kendine döndüğü bir dönem yaşıyor ama kendi deyimiyle “anı yaşamayı” ihmal etmeden... Bu olgunlaşma dönemi Türkmen 'e göre aşk, kariyer, günlük hayat gibi pek çok şeyi kapsıyor, hatta başarılı yıldız kendine bu dönem için bir motto bile bulmuş: “İstanbul 'un temposu beni koşturuyor ama ben durmaya çalışıyorum.”
