Avrupa Şampiyonu Güreşçi Yavuz Bingöl

“Bulutların Ötesi” adlı yeni diziyle TRT 1 ekranlarında karşımıza eski Avrupa Şampiyonu bir güreş antrenörü olarak çıkacak olan Yavuz Bingöl, Ece Uslu’yla başrolü paylaşıyor.

Dizinin çekimleri tüm hızıyla devam ederken, rolü gereği zor durumda kalan Kerem Arslanoğlu 'na (Fatih) antrenörlük yapan Yavuz Bingöl 'ü(Bekir) görenler Karate Kid filminin bilge hocası Miyagi San 'a benzetiyor.

Yapımcılığını Sepya Film, yönetmenliğini Murat Saraçoğlu 'nun üstlendiği “Bulutların Ötesi” adlı yeni dizi 20 Nisan Cuma günü saat 19.50 'de TRT 1 ekranlarında başlıyor.

Senaryosunu Özgür Evren Heptürk 'ün kaleme aldığı “Bulutların Ötesi” ata sporumuz güreş, gençler ve onları yetiştiren öğretmenleri gündeme getirmeyi hedefleyen dizi de başrolleri Ece Uslu, Yavuz Bingöl, Nur Erkul, Hakkı Ergök, Sibel Taşçıoğlu, Kerem Arslanoğlu paylaşıyor.

TRT 1 'in yepyeni dizisi Bulutların Ötesi, ata sporu güreşimizle hoca öğrenci ilişkisini ele alıyor. Başarılı oyuncu Yavuz Bingöl, eski güreş şampiyonu, kaderine mağlup olmuş, güreşi bırakmış ve köftecilik yapan Bekir karakterini canlandırıyor. Fakat Bekir 'in hayatı genç Fatih 'le kesişince eski Avrupa şampiyonu tekrar sahalara dönüyor ama bu sefer antrenör olarak…

Karakterler hakkında…

ELİF KARACA (Ece Uslu): Belki herkes kadar, belki biraz daha fazla sevmişti yaşadığı hayatı ve hayatındakileri. Tâ ki, kurgulanmış bir yalanın içinde yaşadığını farkedene kadar... Ve öğrenme sırası şimdi “Elif Öğretmen”deydi... Ya sevdiği, alıştığı yalana tutunacak, ya da kaderiyle mücadele etmeyi öğrenecekti Elif Öğretmen..!

BEKİR AKSU (Yavuz Bingöl): “Güreş” onun kaderiydi… Bir zamanlar tüm kalbi, azmi ve umutlarıyla bağlıydı “ata sporu”na… Öyle ki; Avrupa Şampiyonalarında ülkesini temsil edebilecek kadar da yükselmişti, umutlarının basamaklarında. Fakat şimdi, minderdeki rakibi kaderiydi.. Her şeyin bir yalandan ibaret olduğunu anladığı o an geldiğinde; ya kurallarından vazgeçecek, ya da kaderine mağlup olmayı kabullenecekti..

FİLİZ (Nur Erkul): Aşkı için mi başarılıydı bu denli, yoksa başarılı olduğu için mi “aşk” vardı hayatında? Henüz bu sorunun cevabını bulamayan Filiz için, sırtında taşıdığı hayat, ne kadar kolay ya da ne kadar zordu?!
Hem hayatın karanlığını yüklenmek, hem de kuşlar gibi kanat çırpmak özgürce.. Ne kadar mümkündü?

CÜNEYT KARACA (Hakkı Ergök): “Çok” sevmiş, “çok” istemiş, “çok” çalışmıştı.. “Az”a itibar etmemiş, güçlendikçe daha “çok” güç peşinde koşmuştu.. Ve “hep daha fazlasını isteyen”lerin düştüğü hataya, sanki bir bataklığa düşmüşcesine saplanıvermişti “Cüneyt KARACA” da..Şimdi; o da bir seçim yapmalıydı: Ya kurtulacaktı bu “çoğul yalnızlığı”ndan, ya da kendi kalabalığında fakat tek başına batmaya devam edecekti..!

SİBEL TAŞÇIOĞLU (Asiye): Sivas 'taki küçük dünyasında, çekirdek ailesi ile mutluydu.. Elbette sıkıntıları vardı, olacaktı da ama bu kadarına henüz o da hazır değildi.. Yine de ayakta kalmak zorundaydı, her anne gibi..