İlk Kez Biri İtalyanca Bilgimi Değerlendirdi

'Yalan Dünya'da 'Servet'i canlandıran Füsun Demirel: İtalya'da oyunculuk okudum, dört yıl yaşadım. Gülse bana müthiş bir sürpriz yaptı ve İtalyanca bilgimi ilk kez bir senarist değerlendirdi

Gülse Birsel'in senaryosunu yazdığı ve oynadığı 'Yalan Dünya' adlı dizide 'Servet' karakterini canlandıran usta oyuncu Füsun Demirel; uzun zamandır sit-com'a dönebilmenin hayalini kurduğunu söyledi. Ünlü oyuncuyla; diziyi, rolünü, 50 yaşında doğurduğu ve şu sıralar dört yaşında olan ikizleriyle ilişkisini konuştuk.

Dizi sektörünün çalışma şartları çok ağır. İki küçük çocuğu olan bir anne olarak zorlanmıyor musunuz?
Bu yaşıma kadar çocuk sahibi olamayışımın en büyük nedeni; sürekli çalışan ve üreten bir kadındım. Gerçekten çalışma koşullarımız çok ağırdı ancak 40 yaşından sonra ekonomik koşullarımız iyileşti. Ben de bu şansı kullandım. Çocuklar olduktan sonra bir yıl hiç çalışmadım, daha sonra haftada iki gün çalışabileceğim işleri kabullendim.

Onları zaman zaman sete de götürüyor musunuz?
Evet götürüyorum. Set ziyaretleri 'Küstüm Çiçeği' dizisiyle birlikte başladı. Rol aldığım 'Tövbeler Tövbesi' adlı dizide yanıma daha sık gelmeye başladılar.

SETTE HİÇ SES ÇIKARMAZLAR

Set ortamını seviyorlar mı? Oyuncu olmalarını ister misiniz?

Onlar annelerinin ne yaptığını biliyorlar. Sette, sesli çekimde hiç ses çıkarmazlar. Ama onların daha çok modern dans, müzik ya da sporla profesyonel olarak ilgilenmelerini çok arzu ederim.

Dizide canlandırdığınız 'Servet' karakterini yaratırken kendi içinizde nasıl bir çalışma yaptınız?
Yıllar içinde 'Servet' benzeri insanlar tanıdım elbette. Zaten karakter yaratırken bir kişiden değil, uzun yılların tecrübelerinden yararlanıyorsunuz. Bu aile ve 'Servet Kocabaş' bana çok uzak insanlar; maddiyata fazlasıyla önem veriyorlar, ilişkilerini maddi çıkarlar üzerine kuruyorlar.

TEKLİFLE HAVALARA UÇTUM

Gülse Birsel'den teklif geldiğinde ne hissettiniz? Daha önce 'Keşke Gülse Birsel'le çalışsam ' dediğiniz olmuş muydu?

Elbette. Komedi oyunculuğunu, sit-com'u seven herkes Gülse'yle çalışmak ister. Aklı başında olan herkes, onun harika senaryolarında görev almayı düşler. Gülse'nin o nazik, zarif konuşmasını unutamam. Kendisinden teklif gelince çok sevindim, mutluluktan havalara uçtum.

Bir bölümünde İtalyanca konuştuğunuz sahneler çok konuşuldu. 'Gerçekten İtalyanca biliyor mu, yoksa ezberlemiş mi?' soruları oluştu kafalarda...
Gülse bana müthiş bir sürpriz yaptı. İtalyanca bilgimi meslek yaşamımda ilk kez bir senarist değerlendirdi. İtalya'da oyunculuk eğitimi aldım. Orada dört yıl yaşadım. Çeviriler yaptım, Nobel ödüllü İtalyan oyun yazarı Dario Fo'nun oyunlarını dilimize çevirdim.

KİMSE KİMSENİN TAHTINA OTURMAZ

Sizi Adile Naşit'in tahtına aday gösterenler var, ne diyeceksiniz?

Bu bir teveccüh olabilir. Adile Hanım harika bir oyuncuydu; doğallığı, sıcaklığı, sempatikliği... Ama bence kimse, kimsenin tahtına oturtulmamalı. Herkesin değeri ayrıdır. Yaşım ilerleyip, kilolar da artınca; o sevimli, güler yüzlü anne tiplemelerinde benzerlikler olabilir. O yüzden benzetmiş olabilirler.

BEYAZ ÇOK OLGUN BİRİ

Dizide İrem Sak, Bartu Küçükçağlayan, Gupse Özay, Öner Erkan gibi gençlerle kamera karşısına geçiyorsunuz... Nasıl buluyorsunuz onları?
Bu birbirinden yetenekli gençlerle bir projede olmak çok güzel. Hepsi çok zeki, yetenekli ve mizah yetenekleri çok gelişmiş. Bartu bizim en küçüğümüz, mavi boncuğumuz...

Beyazıt Öztürk'le dizide anne-oğlu oynuyorsunuz. Aranız nasıl?
Beyazıt'ı ilk günden beri çok sevdim. Bunu popülerlik olsun diye söylemiyorum. Anne-oğul çok kaynaştık. Onu sevmeyen yok zaten sette. Kendisiyle çok barışık ve olgun biri...

ÇOK KAYGILI BİR ANNEYİM

'Servet' aşırı titiz, alaturka bir anne... Siz nasıl bir anne ve kadınsınız?

Ne aşırı titizim, ne de alaturkayım. Ama kendine ve çevresine zarar verebilecek kadar mükemmeliyetçi ve kaygı düzeyi yüksek, çocuklarına çok düşkün bir anneyim. Bu durum belki de geç anne olmamdan kaynaklanıyor.