Kazaklarını Sevgilisi Öykü Alıyormuş!
Yalan Dünya’nın Orçun’unun dizide giydiği kazakları Kuzey Güney’in Cemre’si Öykü Karayel alıyor.
Habertürk magazin yazarı İzzet Çapa'nın yazısından:
İnsan, yok edemeyeceği şeyden nefret etmemeliymiş. Ne doğru laf... Oldum olası alışverişten nefret ettim ama hayatın bir parçasını nasıl yok edersiniz? Çocukken annem “Yarın alışverişe gidiyoruz” dediği zaman, hemen zulamdaki tebeşirleri toz haline getirip yutmaya başlardım. Millet okuldan tüymek için tebeşir tozu yutup hasta ayağına yatar, ben çarşıya pazara gitmemek için. Ama eşek kadar herif de olsanız bazı şeylerden kurtulamıyorsunuz işte.
Geçen gün telefon çaldı açtım; sevgili anneciğim “Beni alışverişe götür” demez mi? Yıllarla beraber, roller de değişiyormuş demek. Bin bir dereden su getirmem fayda etmedi, birkaç saat sonra buluştuk, tuttuk Nişantaşı 'nın yolunu... Uzun zamandır uğramamışım dükkânlara, en son bıraktığımda ateş pahasıydı her şey. Valide hanıma çaktırmadan göz ucuyla inceliyorum vitrinleri, sonuçta paralar bizden çıkacak belli ki...
Bir baktım her tarafta indirim var. Kriz diye bir şeyden söz ediyorlardı bizim çocuklar, herhalde ondandır dedim ama keyfim de biraz olsun geldi yerine. By Sally adlı mağazanın vitrininde 'Yüzde 50 indirim ' yazısını görünce hemen daldım içeri, annem de peşimden tabii... En ucuzları hangisi diye bakarken, gözüm kazakların bulunduğu bölmeye ilişti... “Bunları bir yerlerden gözüm ısırıyor ama nereden?” demeye kalmadı, annem “Aaaa Orçun 'un kazaklarına ne kadar benziyor” diye minik bir feryat kopardı. Haydaa... Bu Orçun da kim oluyor şimdi?
KAZAKLARI SEVGİLİSİ ÖYKÜ ALIYORMUŞ
Bu cehaletim annem ve mağazadaki satış elemanı arkadaş tarafından resmi olarak ayıplandı. Yalan Dünya 'daki 'öpücük canavarı ' Orçun deseler anlayacağım. Hatta adamın adını bile biliyorum, lakin telaffuzu biraz güç; Bartu Küçükçağlayan. Ama onlara kalırsa Orçun sanki babalarının oğlu. Bu arada annemle eleman arasında sanatsal fikir alışverişi hızlandı. Bu kazaklar Orçun 'unkine benzemiyormuş, bizzat onun giydikleriymiş. Biraz kulak kabartıp olay hakkındaki tüm gerçekleri öğrendim.
Meğer Bartu 'nun sevgilisi, 'Kuzey Güney ' dizisinin yıldızı Öykü Karayel, sık sık buraya gelip, bu kazaklardan alır Bartu 'ya verirmiş. O da dizinin her bölümünde bunları giyermiş. Orçun hayranlarına bir kıyağımız olsun diye kazakların fiyatlarını da verelim de tam olsun: tanesi 40 liradan satılıyor. Aslında pahalı sayılmaz ama annemin tüm ısrarlarına rağmen almaktan imtina ettim. Belli mi olur, giyeriz kazağı, huyumuz suyumuz Orçun 'a benzer... Son bir soru, Acaba Bartu 'nun 'Yalan Dünya 'da kadın kazağı giydiğinden haberi var mıdır dersiniz?
ÜÇÜNCÜ GÖZ VE PRENSES
Metafizik olaylar hep ilgimi çekmiştir ama kendimi kaptırmaktan da korkarım doğrusu. Bir ara üçüncü gözüme takmıştım, aynanın karşısına geçip uzun uzun alnıma bakardım da hiçbir şey göremezdim. Sonra 'herhalde benden gizleniyor ' diye düşünüp, değişik bir taktik uyguladım. Geceleri yataktan aniden kalkıp aynaya koşuyordum, belki uykudayken anlamaz da görürüm diye. Nafile; üçüncü göz, bendekilerden uyanık çıktı anlayacağınız. Böyle karmaşık duygular içindeyken üçüncü gözüyle iftihar eden, onun sayesinde uzaylılarla ilişki kurduğunu söyleyen Japon kadının varlığını öğrenince peşine düştüm doğal olarak. Kadın bir de prenses çıkmasın mı? Meiji İmparatoru 'nun torunuymuş Prenses Kaoru Nakamaru. Çocukluğu Çin 'in meşhur yasak şehrinde geçmiş. Bunu okuyunca biraz işkillendim, Japon İmparatoru 'nun torununun Çin 'in Yasak Saray 'ında ne işi var diye. Ama kadın koskoca prenses, yalan söyleyecek hali yok ya...
DÜNYANIN SONU 22 ARALIK MI?
Aslında Prenses Kaoru Nakamaru 'nun geçmişine baktığınız zaman çok parlak bir portreyle karşılaşıyorsunuz. Columbia Üniversitesi 'nde okumuş, Japon Dışişleri Bakanlığı 'nda çalışmış, bir de ünlülerle yaptığı röportajları sayesinde 1973 yılında Newsweek Dergisi tarafından dünyanın en iyi röportajcısı seçilmiş; meslektaş sayılırız yani.
Söyleşi yaptığı ünlüler arasında Ronald Reagan, Gandhi, Hüsnü Mübarek, Enver Sedat gibi isimler var... Fakat yine de bazı 'münafıklar ' kadının prenses filan olmadığını, Japon Kraliyet Ailesi 'nin soyağacında da adının bulunmadığını söylüyorlar. Ama Kaoru 'nun geçmiş kariyerine bakınca bu eleştirilerin pek değeri kalmıyor. Prenses Kaoru Nakamaru 'nun dünyanın geleceği konusunda öyle bir iddiası var ki, insanın kanını donduruyor. Hem de öyle Mayalar gibi afaki bir tarih de vermiyor. Tam nokta atışı yapıp, 22 Aralık 2012 'ye gönderiyor topu.
NAKAMARU MAKARA MI YAPIYOR?
Efendim bu yılın 22 Aralık 'ında 5. boyuta geçecekmişiz. Bu geçiş sırasında üç gün boyunca 'Nuru ' adlı bir yerde olacakmışız. Bu süre boyunca bütün elektrikler gidecek, güneş, ay, yıldızlar olmayacak; tamamen karanlıkta kalacakmışız. Ve süre bitince 'booom '; dünyanın sonu... “Bu durumu uzaylılar sadece bizim prensese söylemiş de neden başkalarına anlatmamışlar” derseniz Kaoru Nakamaru mütevazı davranıyor ve bu bilginin sadece kendisinde olmadığını, hükümetlerin üst düzey yöneticilerinin uzun süredir kendilerini kurtarmak için hazırlık yaptığını iddia ediyor.
Dünya üzerindeki seçkin insanların Atlanta, Norveç, Hollanda, İsviçre ve Avustralya 'da önceden hazırlanan yeraltı şehirlerine sığınacaklarını söylüyor. Dünyada sadece 10 bin kişi bu felaketten kıçlarını, pardon popolarını kurtarabileceklermiş. Kehanetin burasını biraz 2012 filmine benzettim ama söyleyen bir prenses olunca akan sular duruyor tabii.
İnsan, yok edemeyeceği şeyden nefret etmemeliymiş. Ne doğru laf... Oldum olası alışverişten nefret ettim ama hayatın bir parçasını nasıl yok edersiniz? Çocukken annem “Yarın alışverişe gidiyoruz” dediği zaman, hemen zulamdaki tebeşirleri toz haline getirip yutmaya başlardım. Millet okuldan tüymek için tebeşir tozu yutup hasta ayağına yatar, ben çarşıya pazara gitmemek için. Ama eşek kadar herif de olsanız bazı şeylerden kurtulamıyorsunuz işte.
Geçen gün telefon çaldı açtım; sevgili anneciğim “Beni alışverişe götür” demez mi? Yıllarla beraber, roller de değişiyormuş demek. Bin bir dereden su getirmem fayda etmedi, birkaç saat sonra buluştuk, tuttuk Nişantaşı 'nın yolunu... Uzun zamandır uğramamışım dükkânlara, en son bıraktığımda ateş pahasıydı her şey. Valide hanıma çaktırmadan göz ucuyla inceliyorum vitrinleri, sonuçta paralar bizden çıkacak belli ki...
Bir baktım her tarafta indirim var. Kriz diye bir şeyden söz ediyorlardı bizim çocuklar, herhalde ondandır dedim ama keyfim de biraz olsun geldi yerine. By Sally adlı mağazanın vitrininde 'Yüzde 50 indirim ' yazısını görünce hemen daldım içeri, annem de peşimden tabii... En ucuzları hangisi diye bakarken, gözüm kazakların bulunduğu bölmeye ilişti... “Bunları bir yerlerden gözüm ısırıyor ama nereden?” demeye kalmadı, annem “Aaaa Orçun 'un kazaklarına ne kadar benziyor” diye minik bir feryat kopardı. Haydaa... Bu Orçun da kim oluyor şimdi?
KAZAKLARI SEVGİLİSİ ÖYKÜ ALIYORMUŞ
Bu cehaletim annem ve mağazadaki satış elemanı arkadaş tarafından resmi olarak ayıplandı. Yalan Dünya 'daki 'öpücük canavarı ' Orçun deseler anlayacağım. Hatta adamın adını bile biliyorum, lakin telaffuzu biraz güç; Bartu Küçükçağlayan. Ama onlara kalırsa Orçun sanki babalarının oğlu. Bu arada annemle eleman arasında sanatsal fikir alışverişi hızlandı. Bu kazaklar Orçun 'unkine benzemiyormuş, bizzat onun giydikleriymiş. Biraz kulak kabartıp olay hakkındaki tüm gerçekleri öğrendim.
Meğer Bartu 'nun sevgilisi, 'Kuzey Güney ' dizisinin yıldızı Öykü Karayel, sık sık buraya gelip, bu kazaklardan alır Bartu 'ya verirmiş. O da dizinin her bölümünde bunları giyermiş. Orçun hayranlarına bir kıyağımız olsun diye kazakların fiyatlarını da verelim de tam olsun: tanesi 40 liradan satılıyor. Aslında pahalı sayılmaz ama annemin tüm ısrarlarına rağmen almaktan imtina ettim. Belli mi olur, giyeriz kazağı, huyumuz suyumuz Orçun 'a benzer... Son bir soru, Acaba Bartu 'nun 'Yalan Dünya 'da kadın kazağı giydiğinden haberi var mıdır dersiniz?
ÜÇÜNCÜ GÖZ VE PRENSES
Metafizik olaylar hep ilgimi çekmiştir ama kendimi kaptırmaktan da korkarım doğrusu. Bir ara üçüncü gözüme takmıştım, aynanın karşısına geçip uzun uzun alnıma bakardım da hiçbir şey göremezdim. Sonra 'herhalde benden gizleniyor ' diye düşünüp, değişik bir taktik uyguladım. Geceleri yataktan aniden kalkıp aynaya koşuyordum, belki uykudayken anlamaz da görürüm diye. Nafile; üçüncü göz, bendekilerden uyanık çıktı anlayacağınız. Böyle karmaşık duygular içindeyken üçüncü gözüyle iftihar eden, onun sayesinde uzaylılarla ilişki kurduğunu söyleyen Japon kadının varlığını öğrenince peşine düştüm doğal olarak. Kadın bir de prenses çıkmasın mı? Meiji İmparatoru 'nun torunuymuş Prenses Kaoru Nakamaru. Çocukluğu Çin 'in meşhur yasak şehrinde geçmiş. Bunu okuyunca biraz işkillendim, Japon İmparatoru 'nun torununun Çin 'in Yasak Saray 'ında ne işi var diye. Ama kadın koskoca prenses, yalan söyleyecek hali yok ya...
DÜNYANIN SONU 22 ARALIK MI?
Aslında Prenses Kaoru Nakamaru 'nun geçmişine baktığınız zaman çok parlak bir portreyle karşılaşıyorsunuz. Columbia Üniversitesi 'nde okumuş, Japon Dışişleri Bakanlığı 'nda çalışmış, bir de ünlülerle yaptığı röportajları sayesinde 1973 yılında Newsweek Dergisi tarafından dünyanın en iyi röportajcısı seçilmiş; meslektaş sayılırız yani.
Söyleşi yaptığı ünlüler arasında Ronald Reagan, Gandhi, Hüsnü Mübarek, Enver Sedat gibi isimler var... Fakat yine de bazı 'münafıklar ' kadının prenses filan olmadığını, Japon Kraliyet Ailesi 'nin soyağacında da adının bulunmadığını söylüyorlar. Ama Kaoru 'nun geçmiş kariyerine bakınca bu eleştirilerin pek değeri kalmıyor. Prenses Kaoru Nakamaru 'nun dünyanın geleceği konusunda öyle bir iddiası var ki, insanın kanını donduruyor. Hem de öyle Mayalar gibi afaki bir tarih de vermiyor. Tam nokta atışı yapıp, 22 Aralık 2012 'ye gönderiyor topu.
NAKAMARU MAKARA MI YAPIYOR?
Efendim bu yılın 22 Aralık 'ında 5. boyuta geçecekmişiz. Bu geçiş sırasında üç gün boyunca 'Nuru ' adlı bir yerde olacakmışız. Bu süre boyunca bütün elektrikler gidecek, güneş, ay, yıldızlar olmayacak; tamamen karanlıkta kalacakmışız. Ve süre bitince 'booom '; dünyanın sonu... “Bu durumu uzaylılar sadece bizim prensese söylemiş de neden başkalarına anlatmamışlar” derseniz Kaoru Nakamaru mütevazı davranıyor ve bu bilginin sadece kendisinde olmadığını, hükümetlerin üst düzey yöneticilerinin uzun süredir kendilerini kurtarmak için hazırlık yaptığını iddia ediyor.
Dünya üzerindeki seçkin insanların Atlanta, Norveç, Hollanda, İsviçre ve Avustralya 'da önceden hazırlanan yeraltı şehirlerine sığınacaklarını söylüyor. Dünyada sadece 10 bin kişi bu felaketten kıçlarını, pardon popolarını kurtarabileceklermiş. Kehanetin burasını biraz 2012 filmine benzettim ama söyleyen bir prenses olunca akan sular duruyor tabii.