Nez: Eurovision için Hadise'yi ben önerdim!

Müzikteki solo albüm kariyerine 5 yıl ara veren Nez, sessizliğini 'Nez Zamanı' adını verdiği maxi single ile bozdu. 10 yıl önce 'Sakın Ha' albümü ile bir ilke imza atarak doğu, batı sentezini Türkiye ile tanıştıran Nez, iddialı açıklamalarda bulundu.

Eurovision Şarkı Yarışması'nda Hadise'ye ön ayak olduğunu söyleyen Nez, 'Hadise'nin Eurovision'a katılmak gibi büyük bir artısı var, ama bir yanda da çok yıprandı. Farklı bir şey yaptığım için aynı kulvarda değiliz' diyor.

- Yazın albüm çıkartmanızın özel bir nedeni var mıydı?
2011 artık Nez zamanı dedim. Bu albüm benim için çok özel, çünkü hiçbir prodüktör altında çalışmadım. Albümü menajerim Şule Gürses'le birlikte yaptık. İki kadının bu camiaya savaşı olarak nitelendirebiliriz. İki kadın kafa kafaya verdik ve albümü çıkardık. İlk kez şarkılarda ben varım. Hiçbir şey benim haricimde 'aman şöyle olsun, bunu yapmak zorundasın' şeklinde olmadı. Güzel bir bütçe ayarladık ve 17'sinde albümüm tamamen bitti.

- 17 rakamının uğuruna inanarak albümünüzü 17'sinde çıkarttığını öğrendik.
Evet, onun uğuruna inanıyorum. 17 Ağustos depreminde İngiliz kurtarma ekibinde gönüllü olarak çalışmıştım. İnsanların yaşadıklarının yanı sıra benim yaşadıklarım hiçbir şey değildi. Bu deneyimin ardından hayatımdan gereksiz insanları çıkarttım. Hayatı ciddiye almaya başladım. Bu trajik olay hayatımın dönüm noktası oldu diyebiliriz. Depremin ardından 17 rakamına hep dikkat ettim. Ayın 17'sinde Murat Küçük ile klip çektim. Baktım ki en sevdiğim parçaların sözlerini 17'sinde yazmışım. Bunun gibi birçok şey sayabiliriz.

TARKAN BENİ DİNLEMEYE GELDİ

- 2002 yılında müzik dünyasına hızlı bir giriş yaptınız. Ama sonrasında ne olduysa devamı gelmedi ve kendinizi geri çektiniz.

Biraz fazla sustum ve kendimi geri çektim. Hiçbir şekilde küsmedim. Ben biraz daha kalite seviyorum. Herkesin bir dönemi vardır. 2002 yılı da benim dönemimdi. Doğru rakipler vardı, iş biraz daha zordu. Ben zoru seviyordum. Son beş yıldır bir zevk alamadım. 'Ben de bu isimler arasında olmalıyım' tarzında da bir hırsım olmadı. Ama şimdi kendimi daha geliştirdim. Herkesin kendisini dinlemesi gereken bir zamanı var. Her sene albüm çıkarmak fabrikasyon oluyor. Ulaşılmazlık olmalıdır. Her yerde olursan, her şeye atlarsan olmaz. O sene gerçekten güzeldi. Albümü henüz çıkarmamıştım ve beni dinlemeye Tarkan gelmişti. Fatih Terim özel jetiyle Bodrum'dan gelmişti. Hiçbir zaman şımarmadım. Şimdi düşünüyorum da birilerinin konserine Tarkan gitse herhalde havasından geçilmez.

- O dönem şarkılarınız kadar dansınızla da adınızdan söz ettirmiştiniz. Dansınız beğenildiği gibi bir o kadar da eleştirilmişti.
O dönem öyleydi. Orient alt yapılar yapıyordum. Bu da bir ilkti, herkes merak etti. Bana o kadar çok laf atan insan vardı ki! O da güzel bir şey, zaten konuşulmadığın gün, bittiğin gündür. Hem dans etmek hem de şarkı söylemek çok zordu. Ama insanlar desteğini çok esirgedi. Bu bahsettiğim kişiler şimdi dans etmeye çalışıyor. Ama yakışıp yakışmadığını halk takdir ediyor. O konuda şanslıyım. İster caz söyleyeyim ister Türkçe-İngilizce parça söyleyeyim insanları eğlendirmesini bilen bir show girl'üm. Ukalalıksa ukalalık, ben bir show girl'üm ve hala da bıraktığım yerdeyim, hiçbir şey eksilmedi. Kimseyi rakip olarak görmüyorum.

HADİSE'NİN YOLUNU AÇTIM

- Kompleksleriniz var mıdır?

Kompleksli bir insan değilim. Eurovision Şarkı Yarışması'ndan teklif gelmişti. Ve adamlara demiştim ki; 'Bu sene ben hazır değilim. Hadise ile çalışabilirsiniz'. Sonrasında Hadise'ye teklif gitmişti. Kompleksli bir insan olsaydım, 'Teşekkür ederim' deyip telefonu kapatabilirdim. Desteklemeyi seviyorum. Köstek olmak kadar saçma sapan bir şey yok. Albüm çıkaran birkaç arkadaşın içi o kadar fesat ki onlar kimseyi desteklemediği için kimse de onları desteklemiyor.

- İngiltere'de büyümüş bir sanatçı olarak Hollandalı meslektaşlarınız Hadise ve Atiye'yi nasıl buluyorsunuz?
İkisi de başarılılar, kuralına göre oynuyorlar ama daha çok yeniler. Birazcık daha zaman geçtikten sonra her şey ortaya çıkacaktır. Hadise'nin Eurovision gibi büyük bir artısı var. Ama bir yanda da yıprandı. Farklı bir şey yaptığım için aynı kulvarda değiliz. Benim yaptığım şeylerde performansım, gittiğim iş ve konserlerden belli oluyor. Kitlelerimiz tamamen farklı. Müzikte doğu-batı sentezi denildi mi ilk akla gelen kişiyim. Şimdi ise onlar bunu yeni yeni yapıyorlar. Üzgünüm, inkar etmesinler. 1999 yılında ilk Harem grubu ile yaptım bunu ve 2002 yılında damgamı vurdum. Birazcık daha saygı gerekiyor.

- Albüm çıkarmak tamamen maliyetli bir iştir. Sizin belli bir yatırımınız var mıydı?
Bir yatırımım vardı. Zaten çok uçlarda yaşayan bir insan olmadım. Bir çantaya dünyanın parasını vermedim. Zamanında kazandıklarımı gayrimenkule dönüştürdüm. Kendi evim var. Bir dönem TMSF'den sözleşmemi alabilmek için birçok yatırımımı satmak zorunda kaldım. Allah'tan çok iyi birikimim varmış.

ERKEKLER KONUSUNDA HEP KAYBEDERİM

- 30'lu yaşlar size ne öğretti?

İyi ki kadınım ve kadın olmanın ne kadar kutsal bir şey olduğunun farkına vardım. Bir gün anne olabilme duygusuyla daha heyecanlıyım. Artık çok daha sağlam duruyorum. Benden para kazanacağını düşünen çıkarcı insanlar çevremde yok. Ailemle ilişkilerim çok sağlam, fanlarımdan hiçbir zaman kopamıyorum. 20'li yaşlar deneme-yanılma dönemleriydi. 30'unda kendini eğittiğin ve tanıdığın için, hayatı biraz daha yaşadığın için sağlam adımlar atmaya başlıyorsun.

- Özel hayatınız nasıl bir kadınsınızdır?
Birlikte olduğum insanı göklere çıkartırım. Kendimden daha çok düşünürüm. Aşka inanırım fakat çok verici bir kadın olarak erkeğimi şımarttığım için genelde kaybeden bir insanım. Onlar da kendilerini kral zannediyorlar. Sonrasında egolar ortaya çıkıyor. Erkeklerin egosunun çok yüksek olduğunu düşünüyorum.

- Bu camiadan bir erkek arkadaşınız olmasını ister miydiniz?
Biraz bu camiadan korkuyorum. Aynı camiada egolar çarpışıyor. Çok fazla gece hayatında olmadığım için fırsat da olmuyor. Ama bugün yarın ne olacağı belli olmaz. O kişi kim bilmiyorum, ama tek bildiğim sakin dönemimdeyim. İçimde güzel hisler ve kıpırtılar var. Aşk beni bulacak. Ben onu hak edersem o beni hak ederse güzel olur.

- Sadakatsizlik karşısında sevginiz devam eder mi?
Etmez. Unutamazsın, biliyorsam o hayatı kendime ve karşımdaki insana yaşanmayacak hale getirir bu durum. O konuda çok kıskanç bir kadınım. İnsan sevdiğini paylaşmamalı. Paylaşabiliyorsan o kadar sevmiyorsundur. Tabii ki rahat bırakmalısın, herkes kendi hayatını yaşamalı, ama rahatlığın bir derecesi var. Hem seninle hem de başkasıyla birlikte olan adam ne istediğini bilmiyordur.