İpek Tuzcuoğlu: Yıllarımı aşkı keşfetmekle geçirdim

'Avrupa Avrupa' adlı diziyle ekranlara gelecek olan İpek Tuzcuoğlu, artık işine dört elle sarıldığını söylüyor...

Bu sezon, TRT'de yayınlanacak 'Avrupa Avrupa' adlı diziyle ekranlara gelecek olan İpek Tuzcuoğlu, artık işine dört elle sarıldığını söylüyor: Geçtiğimiz beş-altı yıl, ilişki odaklı yaşadım. İş geldiğinde 'Bir dakika' diyordum. O dönem aşkta başarılı olma peşinde koşarken, şimdi başarının peşinde aşkla koşuyorum.

Yakında TRT ekranlarında başlayacak olan 'Avrupa Avrupa' adlı dizide rol almaya hazırlanan İpek Tuzcuoğlu; diziyi, iş hayatında bugüne kadar yaptığı yanlışları ve özel hayatıyla ilgili merak edilenleri anlattı...

Kariyerinizi 'Asmalı Konak' ve sonrası diye ayırsam ayıp eder miyim?

'Asmalı Konak'tan sonra Yavuz Bingöl'le yaptığım bir iş, beş bölüm sürdü sadece. O dizinin ardından o kadar çok proje gelmişti ki; ben de uzun zaman beklemiş, kabul etmemiştim.
Neden kabul etmediniz? 'Ben karakter oyuncusuyum' diye bir idealistlik vardı bende. Ben kariyerimi deneyimleyerek oluşturabildim. Çünkü bizde sanatçıyı hamurdan alıp yetiştirecek menajerler yok. Beni yaşam eğitti. Konservatuvarlıyım ama kendim şekillendim. Bu süreçte anlaşmalarda yanlışlar da yaptım, maddi kayıplarım da oldu. Her şeyi kendim öğrendim. 'Asmalı'dan sonra büyük hüsran yaşadım. 'Asmalı' gibi büyük bir işten sonra yaptığım iş tutmadığı için, 'Oyunculuğu bırakmalıyım' diye düşündüm. Gönül bağından, verdiğim sözlerden dolayı bir hata yaparak Abdullah Oğuz'un işine okumadan imza attım. Meral Okay da vardı işin içinde. Ama ne yazık ki, Meral Abla projeden çıktı. Sonra okuyunca 'Eyvahhh, bu iş olmayacak' dedim. Senaryo kötü çünkü. Bir futbolcu hikayesi.
Büyük hayal kırıklığı yani... 'Ben iyi bir oyuncu değilim' dedim. Ondan sonra birden düzeldi o dizinin durumu ama olan bana oldu. Dizi kalktı yayından. Sözleşmem olduğu için gelen dizileri değerlendiremedim. Bir kaos içinde, işi bırakma noktasına geldim. O yüzden Şener Şen gibi ustaların neden dizi yapmadığını anlıyorum. O kırılganlık içinde, yaptığın işin yayından kaldırılma stresi, insanı çok kötü etkiliyor.

KENDİ İÇİME DÖNDÜM

Sonra nasıl toparladınız?
Medatisyon, içe dönme, özünü ve kendini keşfetme durumuna geçtim. Sonra daha doğru kararlar alarak diziler, işler devam etti. Şimdi hiç takılmıyorum, ben kendi kalitemi ve değerimi biliyorum. Yeteneklerimin farkındayım. O yüzden 'Bu sektörde olmalıyım' diyorum.Bir oyuncu olarak yeterince değerinizin bilindiğini düşünüyor musunuz? O benimle ilgili bir sorun, insanlarla ilgili değil.

Sizinle ne ilgisi var?
Hayatta neye odaklanır ve neyi yaşamak istersen o gelir önüne. Benim o süreç içinde yaşadığım ve saklamadığım ilişkilerim oldu. İlişki odaklı bir kadın haline geldim o süreçlerde. İlişki odaklı bir kadın haline geldiğim için, iş geldiğinde 'Bir dakika' diyordum. İlişkiyi hep ön plana aldım. Bir dönem güzel işler yaptım ama beni yukarı atacak bir iş olmadı. O dönem aşkta başarılı olma peşinde koşarken, şimdi başarının peşinde aşkla koşuyorum.

NEYE AÇSAN ONU İSTERSİN

Sizi yukarı fırlatacak bir işi yaparken aynı anda aşık olamaz mısınız

Geçtiğimiz beş-altı yıl; sevgiyi paylaşmak, ikili ilişkiyi öğrenmek, onu tamamlamak gibi süreçlerden geçtim. Neye açsan onu istersin. Demek ki o süreçte böyle bir açlığım, merakım vardı; onu giderdim. O yüzden hiçbir zaman ne yapımcıları, ne kanalı, hiç kimseleri suçlamam. İlişkilerimde de suçlamam kimseyi, kendime bakarım.

Ne öğrendiniz bu beş-altı yıllık süreç içinde
İyi ki yaşamışım. Çünkü çok şey öğrendim. Finansal açından trilyonlarım yok, ödüllerim yok. Ama hakiki başarı ruhun genişlemesi, büyümesi ve doyuma ulaşmasıdır. Ruhunun tamamlanmasıdır yaşam başarısı. Bunlar geçici. Bugün sen iyi bir röportajcısın, yarın ne olur bilmiyorsun. İnsanlar statülerle var olup başarılı olmaya çalışmamalılar. O dönem kafam başka yerdeydi, çocuk gibiydim. İyi ki de yapmışım.s