Özge Ulusoy: 12 yıl sonra ilk kez dans edeceğim

Özge Ulusoy: “Hayatımın dönüm noktası 'Survivor' yarışmasıydı. Mesleğim açısından bana geri dönüşü bambaşka oldu.”

“Hayatımın dönüm noktası ‘Survivor' yarışmasıydı. Mesleğim açısından bana geri dönüşü bambaşka oldu.”
Yıllarca mankenlik yaptıktan sonra, “Survivor'ın güzel kızı” olarak tanındı Özge Ulusoy. Bugünlerde ise hayatının en yoğun dönemlerinden birini yaşıyor.Röportajımız için buluşacağımız yere gelmeden önce bir televizyon programına katılmıştı. Bizden sonra ise katılması gereken bir defile ve bir televizyon programı daha vardı. Elbette bu yoğunluğuna “hayatımın dönüm noktası” dediği Survivor'ın etkisi tartışılmaz. Ünlü model bugünlerde “Yok Böyle Dans” yarışmasına hazırlanıyor. Diğer bir taraftan da marka yüzü olduğu adL markası için podyuma çıkıyor, katalog çekiyor ve özel etkinliklere katılıyor. Özge Ulusoy'la hem modadan, stilinden hem de yeni hayatından konuştuk.

Cengiz Abazoğlu'nun adL için hazırladığı koleksiyon defilesinin baş mankeni oldunuz. Baş manken olmak ne anlama geliyor?
Aslında baş mankenlik diye bir şey artık kalmadı. Çünkü her parça, podyuma çıkan her model çok önemli. Böyle lanse edilmemin sebebi aynı zamanda markanın yüzü olmam. Özel hayatımda da adL giyiyorum, onlarla ilgili bütün çalışmalarda yer alıyorum.

Cengiz Abazoğlu adL için nasıl bir koleksiyon hazırladı?
Gece kıyafetlerinin olduğu bir koleksiyon bu. Onun kendi deyimiyle de söylediği kadarıyla Cengiz Abazoğlu giymek isteyen ama maddi imkansızlıklar yüzünden onun tasarımlarını giyemeyen kişilere hitap edecek. Yani o da gerçekten çok büyük bir kitleyle buluşacak,bu yüzden de çok heyecanlı.

İstanbul Moda Haftası'nda (İstanbul Fashion Week) sizi neredeyse her defilede görürürüz genelde. Bu defa kaç defileye çıkıyorsunuz?
Bu sefer dört defileye katılıyorum. Gerçekten de her yıl Moda Haftası döneminde en az 11-12 defileye çıkıyordum. Bu sezon daha az oldu çünkü zaten bazı moda tasarımcısı arkadaşlarım defile yerine daha ufak şeyler yapmayı tercih etti; sunum, enstalasyon gibi... Onun dışında da zaten yoğun bir programım olduğu için belli başlı defilelere çıktım.

Adl koleksiyonunda geçmiş dönemlerin etkileri çok hissediliyor. Siz stilinizi nasıl tanımlıyorsunuz?
40'lar ve 70'ler benim sevdiğim dönemler, aslında 90'lar dışında bütün dönemlere yakınım. Benim sevdiğim bir şeydir renkli giyinmek. Her zaman siyah giyen bir tarafım da vardır ama burcumdan dolayı sanırım. Akrep burcuyum, siyah ve kırmızıya ayrı bir ilgim var. Bu yıl turuncuları, sarıları, koyu yeşilleri de çok seviyorum. Kürk çok var bu sene ama ben mümkün olduğunca imitasyon kullanmaya çalışıyorum. Deri de çok var. Ayakkabılarda dolgu topuklar çok revaçta.

Perşembe akşamı düzenlenecek Fashion's Night Out için de özel bir projeniz var mı?
18.00-20.00 arası Nişantaşı, 21.00-00.00 arası İstinye Park'taki Adl mağazalarında olacağım. Üzerinde Özge Ulusoy yazan ufak eşarplar hazırladılar, gelenlere anı olarak onları dağıtacağız. Güzel bir gece olacak. İnsanlar Vogue kapağı standının önünde poz verip dergi kapağına çıkabilecek.

“12 yıldır profesyonel olarak dans etmedim”

Tabii bütün bu yoğunluk modellik kariyerinizle ilgili. Oyunculuğa devam edecek misiniz?
Ben uzun süre diziler yaptım daha sonra hem ilk sinema filmim hem de ilk başrolüm olan “Kutsal Damacana 3”te oynadım. Acun bana “Survivor”dan çıkar çıkmaz “Yok Böyle Dans” yarışmasına katılmamı teklif ettiği için şimdi ona başlıyorum. O yüzden oyunculuk yapmaya şu anda zamanım yok.

Bale altyapınız olduğu için çok zorlanmayacaksınız herhalde?
Evet ben konservatuarda okudum ama klasik bale okudum. Onun dışında hiçbir şey, hatta modern dans bile yapmadım. Bir de yaklaşık 12 yıldır hiç profesyonel olarak dans etmedim. Büyük bir sınav yani...

“Survivor”ın getirisi başka...
Ben 2002'den beri modellik yapıyorum ama ilk başladığımda üniversitedeydim. O yüzden bir ara verdim. 2003'te Miss Turkey'e girip ondan sonra daha profesyonel yapmaya başladım. Bu arada oyunculuk da oldu ama tabii ki “Survivor”ın getirisi başka... Bana geri dönüşü de gerçekten çok iyi oldu diyebilirim kendi mesleğim açısından.

“Hayatım Bebek-Nişantaşı'nda geçiyor”

İstanbul'daki hayatınız nerelerde, neler yaparak geçiyor?
Nişantaşı'nda yaşıyorum. O yüzden hayatım genelde orada geçiyor. Bu aralar en çok Atiye Sokak'a gidiyorum. City's'de de çok vakit geçiriyorum. Banka, kuaför, market gibi işlerimi orada hallediyorum. Zaten yakın arkadaşlarımın bir kısmı Levent'te, bir kısmı Nişantaşı'nda oturuyor. O yüzden ben de mahalleden çok ayrılmıyorum ama İstanbul'da sevdiğim yerler arasında Bebek de var. Yani hayatım Bebek-Nişantaşı çevresinde geçiyor diyebilirim.

Survivor'da en zor şartlarda bile çok güzel görünüyordunuz. Güzellikle ilgili sırlarınız var mı?
Aslında öyle evde oturup kendime maske hazırlayacak zamana sahip değilim. Yoğun bir hayatım var, her gün yeni bir şey çıkıyor ve bir anda bir yere yetişmek durumunda kalıyorum. O yüzden çalıştığım insanların seçilmiş insanlar olmasına dikkat ediyorum. Onlar dışında cilt temizliğine özen gösteriyorum, asla makyajla yatmıyorum. Tabii zaten yememe içmeme de dikkat ederim.