Ali Sunal: Evde oturan erkek tehlikelidir!
Evliliğinin üçüncü günü, atv'de yayınlanacak 'Beşer Beşer' adlı şov için mesaiye başlayan Ali Sunal: "Gökçe durumu anlayışla karşıladı. Zaten evde oturan erkek tehlikelidir!
Geçtiğimiz günlerde kendisi gibi oyuncu olan Gökçe Bahadır'la evlenen Ali Sunal, Yunan Adaları'ndaki balayından döndü. Ayağının tozuyla yeni projesi 'Beşer Beşer' için çalışmalara başlayan Sunal ilk röportajını GÜNAYDIN'a verdi. atv'de önümüzdeki haftalarda yayınlanmaya başlayacak olan programda Alper Kul, Okan Çabalar, Mine Tugay ve İrem Sak ile birlikte provalara devam eden Sunal, 'Henüz yeni evlendim ve balayından gelişimin üçüncü gününde provalara başladım. Dolayısıyla daha ne evlilikten ne de bu işten bir şey anlamadım. Her şey çok ani oldu' dedi. Sunal'la evliliğini ve yeni projesini konuştuk. İşte anlattıkları...
IŞIK HIZIYLA GİRDİM
Bu projeye nasıl dahil oldunuz?
Alper, Mine, Okan ve İrem beş ay önce bir araya gelmiş ve kanalla anlaşmışlar. Fakat oyuncu olarak bir eksikleri varmış, o da öğretim görevlisi rolü. Daha sonra, bu rolü bana teklif ettiler. Ben de ışık hızıyla bu projeye dahil oldum. Ekipteki herkes provalara benden önce başlamıştı, bu yüzden yıldırım hızıyla başlayan ilk işim oldu.
İlk prova gününüz nasıldı?
Biraz stresli, biraz heyecanlı, biraz da gergin geçti. Onlar bayağı bir süredir çalışıyorlar. Belli bir yere gelmişler. Ben de onlara ayak uydurmaya çalışıyorum.
'Beşer Beşer'de seyirci nasıl bir program izleyecek?
Ağustos'un ikinci haftası yayına girmesi öngörülüyor. Komik ve alternatif bir iş olacağını düşünüyoruz. Benim canlandırdığım Aziz Güngör Esen adlı öğretim görevlisi 'Beşeriyete Giriş' diye bir kitap yazmış ve bu kitapta insan ilişkilerini irdeliyor. Bunu da öğrencilerine anlatırken değişik bir teknik uyguluyor. Çıkıp konferansta grafiklerle anlatacağına tiyatro kulübünden üç ve profesyonel bir oyuncu olmak üzere dört kişiyle canlandırmalı olarak anlatıp, sunum yapıyor.
Program interaktif mi olacak?
Evet, interaktif de olacak, doğaçlama da... Sahnede yapmamızın bir özelliği de seyirciyi içine çekmek. Tabi ki yazılı bir metnimiz, bağlı kalacağımız bir tekst var ama bu tekstte ne kadar sabit kalırız, bu ekip buna ne kadar dayanır bilemiyorum. İşin iskeletini bozmadan, birbirimize hoş sürpizlerimiz olacaktır diye düşünüyorum.
İŞSİZ ERKEK TEHLİKELİ
Seyirci her skeçte farklı durumla karşılacak heralde değil mi?
Evet. Aziz Hoca'nın İsmail, Hakkı ve Sinem olmak üzere üç öğrencisi, bir de Bengisu adında profesyonel bir oyuncusu var. Kitaptaki durumları öğrencilerine göstererek uygulamalı olarak anlatmalarını istiyor. Bu arkadaşlar da her seferinde çeşitli tiplere giriyor hocanın isteği doğrultusunda.
Evlendiniz, balayı yaptınız ve şimdi çalışmaya başladınız. Adapte olmak ta zorluk yaşadınız mı?
Evet. Balayını saymazsak bugün evliliğimin üçüncü günü. Bir yandan evi tam anlamıyla yerleştirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da provaları yetiştirmeye çalışıyoruz. Ama bu meşguliyetler güzel.
Gökçe Hanım kızmadı mı hemen çalışmaya başladığınız için?
Hayır. Onun da dizisi var, o da çalışmaya başlıyor yakında. Sonuçta hayat devam ediyor. Benim de bu proje dışında, görüştüğüm üç tane dizi projesi var. Biz çalışırken yaşadığımızı hissediyoruz. İnsanın dolu olması kendini iyi hissettiriyor, gençleştiriyor, özellikle de erkeği. Evde oturan erkek hem ev için hem de kendisi için tehlikelidir. O yüzden çalışan, üreten biri olmayı tercih ederim.
ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI İSTİYORUZ
Evliliğinizin oyunculuğunuzu etkileyeceğinizi düşünüyor musunuz?
Gökçe'yle zaten 3,5 yıldır beraberiz. Onun da oyuncu olması sayesinde tabii ki birbirimize destek oluyoruz. En azından konuştuğum zaman beni anlıyor. Sonuçta bir hayat paylaşıyorsunuz ve bunu keyifli hale döndürmek gerek. Yoksa insan eve gitmek istemez.
SORULAR FARKLI
Siz şimdi hemen eve gitmek istersiniz o zaman...
(Gülüyor) Evet. Zaten beraber olmakla, evlenmek arasındaki en büyük fark bu, aynı evi paylaşmak. Bize yeni evli arkadaşlarımızın, tecrübeli tanıdıklarımızın tavsiyesi oldu; 'Evlendiniz ama sakın sevgili olduğunuzu unutmayın' diye. Bu da çok hoşumuza gitti. Bunun üzerinde çalışıyoruz. İlişkimizle ilgili bir diğer fark da sorulan sorular. Eskiden 'Ne zaman evlenecekler?' diye soruluyordu. Şimdi 'Çocuk ne zaman?' sorularını bekliyoruz. Sonra da 'İkinci çocuk ne zaman?', 'Kavga mı ettiniz?', 'Boşanıyorlar mı?' gibi soruları da bekliyoruz.
Gerçekten hemen çocuk sahibi olacak mısınız?
Hemen olmasa da herkes gibi biz de çocuk sahibi olmak istiyoruz ama biraz daha zamanı var. Çocuğa uygun ortamı hazırlamak lazım.
BABAMIN YERİNİ HİÇ KİMSE TUTAMAZ
Proje seçerken çok titiz davranıyorsunuz. Bu program da sizin oyunculuk kariyerinizde farklı bir yerde olacak sanırım.
Evet. Farklı bir format olduğu için, başta biraz tereddüt ettim açıkçası. Ama ekibimiz, kanalımız ve yapımcımız çok iyi. Dizi sektöründe işler bazen istediğiniz gibi gitmeyebiliyor; kanalda, kadroda ve senaryoda sorunlar olabiliyor. Hepsini bir anda oturtmak çok zor. Bu konuda biraz şanslı olmalısınız.
Bir de üzerinize yapışan Kemal Sunal'ın oğlu etiketi var. O da ayrı bir sorumluluk yüklüyor değil mi?
Evet öyle malesef. İnternette yorumlara bakıyorum hâlâ 'Babası gibi iyi oyuncu olamasa da...' falan yazıyor. Benim hiç öyle bir hırsım, iddiam olmadı. Olamaz da. Ben de bir Kemal Sunal fanatiğiyim. Onun yerine kimse gelemez, herkesin yeri de ayrıdır bana göre. Hiç onun yerine oynama gibi bir düşüncem olmadı. Onun gibi olmaya da çalışmadım. İyi kötü bir Ali Sunal olmaya çalışıyorum. Büyüklerim de küçüklerim de bunu böyle bilsin. Benim böyle bir kıskançlığım yok.
DÜĞÜNÜMÜZ İKİ GÜN İKİ GECE SÜRDÜ
Balayı için neden Yunan Adası Laros'a gitmeyi tercih ettiniz?
Bodrum'da evlendik. Çok büyük bir düğün yapacak vaktimiz yoktu. Laros, Bodrum'a çok yakın. Orada çok sevdiğimiz arkadaşlarımız da var. Onlarla beraber onların mekanlarında olmak çok hoşumuza gitti. İnsanlara sürpriz ve değişik bir şey yapalım istedik. Tüm bunların yanı sıra; 'Mamma Mia' filmi vardır. Oradaki çift de Yunan adalarında evlilik hazırlığı yapar ve evlenir. Gökçe'yle beraber bu filmi seyrettiğimizde, Gökçe çok beğenmiş ve 'Keşke benimki de böyle olsa' demişti. Gidip gördüğümüz yer hakikaten filmde gördüğümüz yer gibiydi ve 'biz kesinlikle burada evlenmeliyiz', 'evlenemesek bile balayında buraya gelmeliyiz' diye düşündük. Düğünümüz iki gün iki gece sürdü. Çok da eğlendik. Hayatımızın en güzel günlerinden birkaçını yaşadığımızı düşünüyoruz.
BKM SAHNESİNDE KÖTÜ İŞ YAPILMADI
BKM sahnesinde olmak size neler hissetiriyor?
Tek isteğimiz insanları eğlendirip güldürebilmek. Hem BKM'ye hem kendime hem de bütün ekibe yakışır bir iş yapmaya çalışıyoruz. Çünkü her ne sebeple olursa olsun özellikle BKM sahnesinde olmak beni çok mutlu ediyor. Bu yüzden gururlu ve çok heyecanlıyım. Bu sahnede kötü birşey yapılmadı. Ben bu sahnede çok güzel işler seyrettim. Bu güzelliklere yenisini eklemek istiyoruz.
'Çağan Irmak sürpriz yapmazsa evleneceğiz' demiştiniz. Irmak bir sürpriz yapmadı ve düğünü tekrar ertelemek zorunda kalmadınız...
Evet. Biz düğünü bir kere erteledik, o da Irmak'tan Gökçe'ye 'Dedemin İnsanları' teklifi gelince. Çağan, düğün erteletecek bir yönetmen. Onunla çalışmak için yaş günü, düğün hatta yılbaşı bile ertelenir.
IŞIK HIZIYLA GİRDİM
Bu projeye nasıl dahil oldunuz?
Alper, Mine, Okan ve İrem beş ay önce bir araya gelmiş ve kanalla anlaşmışlar. Fakat oyuncu olarak bir eksikleri varmış, o da öğretim görevlisi rolü. Daha sonra, bu rolü bana teklif ettiler. Ben de ışık hızıyla bu projeye dahil oldum. Ekipteki herkes provalara benden önce başlamıştı, bu yüzden yıldırım hızıyla başlayan ilk işim oldu.
İlk prova gününüz nasıldı?
Biraz stresli, biraz heyecanlı, biraz da gergin geçti. Onlar bayağı bir süredir çalışıyorlar. Belli bir yere gelmişler. Ben de onlara ayak uydurmaya çalışıyorum.
'Beşer Beşer'de seyirci nasıl bir program izleyecek?
Ağustos'un ikinci haftası yayına girmesi öngörülüyor. Komik ve alternatif bir iş olacağını düşünüyoruz. Benim canlandırdığım Aziz Güngör Esen adlı öğretim görevlisi 'Beşeriyete Giriş' diye bir kitap yazmış ve bu kitapta insan ilişkilerini irdeliyor. Bunu da öğrencilerine anlatırken değişik bir teknik uyguluyor. Çıkıp konferansta grafiklerle anlatacağına tiyatro kulübünden üç ve profesyonel bir oyuncu olmak üzere dört kişiyle canlandırmalı olarak anlatıp, sunum yapıyor.
Program interaktif mi olacak?
Evet, interaktif de olacak, doğaçlama da... Sahnede yapmamızın bir özelliği de seyirciyi içine çekmek. Tabi ki yazılı bir metnimiz, bağlı kalacağımız bir tekst var ama bu tekstte ne kadar sabit kalırız, bu ekip buna ne kadar dayanır bilemiyorum. İşin iskeletini bozmadan, birbirimize hoş sürpizlerimiz olacaktır diye düşünüyorum.
İŞSİZ ERKEK TEHLİKELİ
Seyirci her skeçte farklı durumla karşılacak heralde değil mi?
Evet. Aziz Hoca'nın İsmail, Hakkı ve Sinem olmak üzere üç öğrencisi, bir de Bengisu adında profesyonel bir oyuncusu var. Kitaptaki durumları öğrencilerine göstererek uygulamalı olarak anlatmalarını istiyor. Bu arkadaşlar da her seferinde çeşitli tiplere giriyor hocanın isteği doğrultusunda.
Evlendiniz, balayı yaptınız ve şimdi çalışmaya başladınız. Adapte olmak ta zorluk yaşadınız mı?
Evet. Balayını saymazsak bugün evliliğimin üçüncü günü. Bir yandan evi tam anlamıyla yerleştirmeye çalışıyoruz. Bir yandan da provaları yetiştirmeye çalışıyoruz. Ama bu meşguliyetler güzel.
Gökçe Hanım kızmadı mı hemen çalışmaya başladığınız için?
Hayır. Onun da dizisi var, o da çalışmaya başlıyor yakında. Sonuçta hayat devam ediyor. Benim de bu proje dışında, görüştüğüm üç tane dizi projesi var. Biz çalışırken yaşadığımızı hissediyoruz. İnsanın dolu olması kendini iyi hissettiriyor, gençleştiriyor, özellikle de erkeği. Evde oturan erkek hem ev için hem de kendisi için tehlikelidir. O yüzden çalışan, üreten biri olmayı tercih ederim.
ÇOCUK SAHİBİ OLMAYI İSTİYORUZ
Evliliğinizin oyunculuğunuzu etkileyeceğinizi düşünüyor musunuz?
Gökçe'yle zaten 3,5 yıldır beraberiz. Onun da oyuncu olması sayesinde tabii ki birbirimize destek oluyoruz. En azından konuştuğum zaman beni anlıyor. Sonuçta bir hayat paylaşıyorsunuz ve bunu keyifli hale döndürmek gerek. Yoksa insan eve gitmek istemez.
SORULAR FARKLI
Siz şimdi hemen eve gitmek istersiniz o zaman...
(Gülüyor) Evet. Zaten beraber olmakla, evlenmek arasındaki en büyük fark bu, aynı evi paylaşmak. Bize yeni evli arkadaşlarımızın, tecrübeli tanıdıklarımızın tavsiyesi oldu; 'Evlendiniz ama sakın sevgili olduğunuzu unutmayın' diye. Bu da çok hoşumuza gitti. Bunun üzerinde çalışıyoruz. İlişkimizle ilgili bir diğer fark da sorulan sorular. Eskiden 'Ne zaman evlenecekler?' diye soruluyordu. Şimdi 'Çocuk ne zaman?' sorularını bekliyoruz. Sonra da 'İkinci çocuk ne zaman?', 'Kavga mı ettiniz?', 'Boşanıyorlar mı?' gibi soruları da bekliyoruz.
Gerçekten hemen çocuk sahibi olacak mısınız?
Hemen olmasa da herkes gibi biz de çocuk sahibi olmak istiyoruz ama biraz daha zamanı var. Çocuğa uygun ortamı hazırlamak lazım.
BABAMIN YERİNİ HİÇ KİMSE TUTAMAZ
Proje seçerken çok titiz davranıyorsunuz. Bu program da sizin oyunculuk kariyerinizde farklı bir yerde olacak sanırım.
Evet. Farklı bir format olduğu için, başta biraz tereddüt ettim açıkçası. Ama ekibimiz, kanalımız ve yapımcımız çok iyi. Dizi sektöründe işler bazen istediğiniz gibi gitmeyebiliyor; kanalda, kadroda ve senaryoda sorunlar olabiliyor. Hepsini bir anda oturtmak çok zor. Bu konuda biraz şanslı olmalısınız.
Bir de üzerinize yapışan Kemal Sunal'ın oğlu etiketi var. O da ayrı bir sorumluluk yüklüyor değil mi?
Evet öyle malesef. İnternette yorumlara bakıyorum hâlâ 'Babası gibi iyi oyuncu olamasa da...' falan yazıyor. Benim hiç öyle bir hırsım, iddiam olmadı. Olamaz da. Ben de bir Kemal Sunal fanatiğiyim. Onun yerine kimse gelemez, herkesin yeri de ayrıdır bana göre. Hiç onun yerine oynama gibi bir düşüncem olmadı. Onun gibi olmaya da çalışmadım. İyi kötü bir Ali Sunal olmaya çalışıyorum. Büyüklerim de küçüklerim de bunu böyle bilsin. Benim böyle bir kıskançlığım yok.
DÜĞÜNÜMÜZ İKİ GÜN İKİ GECE SÜRDÜ
Balayı için neden Yunan Adası Laros'a gitmeyi tercih ettiniz?
Bodrum'da evlendik. Çok büyük bir düğün yapacak vaktimiz yoktu. Laros, Bodrum'a çok yakın. Orada çok sevdiğimiz arkadaşlarımız da var. Onlarla beraber onların mekanlarında olmak çok hoşumuza gitti. İnsanlara sürpriz ve değişik bir şey yapalım istedik. Tüm bunların yanı sıra; 'Mamma Mia' filmi vardır. Oradaki çift de Yunan adalarında evlilik hazırlığı yapar ve evlenir. Gökçe'yle beraber bu filmi seyrettiğimizde, Gökçe çok beğenmiş ve 'Keşke benimki de böyle olsa' demişti. Gidip gördüğümüz yer hakikaten filmde gördüğümüz yer gibiydi ve 'biz kesinlikle burada evlenmeliyiz', 'evlenemesek bile balayında buraya gelmeliyiz' diye düşündük. Düğünümüz iki gün iki gece sürdü. Çok da eğlendik. Hayatımızın en güzel günlerinden birkaçını yaşadığımızı düşünüyoruz.
BKM SAHNESİNDE KÖTÜ İŞ YAPILMADI
BKM sahnesinde olmak size neler hissetiriyor?
Tek isteğimiz insanları eğlendirip güldürebilmek. Hem BKM'ye hem kendime hem de bütün ekibe yakışır bir iş yapmaya çalışıyoruz. Çünkü her ne sebeple olursa olsun özellikle BKM sahnesinde olmak beni çok mutlu ediyor. Bu yüzden gururlu ve çok heyecanlıyım. Bu sahnede kötü birşey yapılmadı. Ben bu sahnede çok güzel işler seyrettim. Bu güzelliklere yenisini eklemek istiyoruz.
'Çağan Irmak sürpriz yapmazsa evleneceğiz' demiştiniz. Irmak bir sürpriz yapmadı ve düğünü tekrar ertelemek zorunda kalmadınız...
Evet. Biz düğünü bir kere erteledik, o da Irmak'tan Gökçe'ye 'Dedemin İnsanları' teklifi gelince. Çağan, düğün erteletecek bir yönetmen. Onunla çalışmak için yaş günü, düğün hatta yılbaşı bile ertelenir.