Tayanç Ayaydın'la Bulut Köpük'ün film gibi evlilikleri
Dizi dünyasının iki genç ismi; Tayanç Ayaydın'la Bulut Köpük'ün, filmlere konu olacak bir aşkla evlendiği ortaya çıktı. Geçirdiği ağır trafik kazasıyla ölümün kıyısına gelen Köpük'ün mucize şekilde iyileşmesi sonrasında çift, yıldırım nikahıyla dünya evine girdi.
Taksim’de bir dost buluşmasında tanışan çift, uzun süre iyi arkadaş olarak kalmış. Kimi zaman uzaklaşmışlar, kimi zaman yakınlaşmışlar ama hiç kopmamışlar. Üç ay önce Bulut Köpük’ün geçirdiği ağır trafik kazası da onları ayırmamış, aksine birbirlerine daha sıkı kenetlenmişler.
Ve o meşum kaza. Hastaneye kaldırıldığında doktorlar beyni sekiz yerinden kanayan Köpük’e sadece yüzde 5 yaşama şansı tanımış. Ameliyat şansı da yokmuş. “Çok korktum. Doktorlar Bulut’u kaybedebileceğimizi söylediler” diye anlatıyor o günleri Tayanç Ayaydın. “Yoğun bakımın önündeki koltuklarda tam bir ay yattım. Ona sevdiği müzikleri dinlettim” diye de ekliyor.
Sonrası mutlu son. Bulut Köpük hayata tutundu, konuşmaya başladı. İki oyuncu 5 Temmuz’da evlendi.
Tayanç Ayaydın o günü şöyle anlatıyor: “Bodrum’daydık. Aile fertlerimizden kimse yoktu. Arabayla Kaş’a doğru yola çıktık, kendisi de bizim gibi evlenen Sinan’ı (Albayrak) aradım. ‘Evlenmeye geliyoruz’ dedim. Akşam deniz kenarında nikahımız kıyıldı.”
MUCiZELERE iNANIR MISINIZ?
'Sakarya Fırat'ın komutanı Tayanç Ayaydın'la (32) 'Sende Gitme'nin oyuncusu Bulut Köpük'ün (31), evlilikleri filmlere konu olabilecek cinsten. Köpük'ün ağır bir trafik kazası geçirmesi ve doktorların yüzde 5 yaşama şansı vermesinin ardından mucizevi bir şekilde iyileşmesi, ikilinin yıldırım nikahıyla hayatını birleştirmesini sağladı
* Nasıl tanıştınız?
Bulut Köpük: İkimiz de birbirimizi tavladık. Aramızda o alışveriş hep vardı.
Tayanç Ayaydın: Bir arkadaşımız, beni eğlenceye davet etti. Orada Bulut'la karşılaştım. Etrafımızdaki yüzlerce kişiyi unutup birbirimizle ilgilenmeye başladık. O tuvalete gittiğinde gitti mi diye korktum, o da benim için aynı şeyi düşünmüş. Birbirimize itiraf etmesek de çok keyifli bir gece geçirdik. Biz ilişkiyi başlatmadık, kendiliğinden başladı. Uzun zaman iyi arkadaş olduk ama adını koyamadık bu samimiyetin. Ama hiç kopmadık.
T.A.: Bir yılın sonunda beraberlik kararı aldık ki, Bulut kaza geçirdi. O kaza sürecinde da çok korktum. Bulut hep “Ben uyudum, uyandım” diyor ama.
B.K.: Uyuyan güzeldim ben.
T.A.: Çok korktum. Doktorlar Bulut'u kaybedeceğimizi söylediler.
* Kaza olduğunda neredeydiniz?
T.A.: Bulut'u görmek için Isparta'dan İstanbul'a yola çıkmıştım. Sürpriz yapacaktım. Bunu da bir tek Bulut'un annesi biliyordu. O da Bolu'dan İstanbul'a geliyordu. Tam evlerinin önüne geldim. Kapıyı çalmadan telefon açayım dedim. Telefonu açınca kaza haberini aldım. Bolu'ya döndüm ve bir ay boyunca Bolu'ya kamp kurdum. Bulut gözlerini açana kadar da oradan ayrılmadım. Yoğun bakımın önündeki koltuklarda tam bir ay yattım. Hastaneden ayrılamıyordum. Dışarıyla sadece sigara içmeye çıkıyordum. Çünkü her an Bulut gözlerini açacak ve "Hadi beni çıkar, çok sıkıldım" diyecek diye bekliyordum. O ümidim de gerçekleşti. Bulut'un yanına gittiğimde bilinci açık değildi ama elini tutup "Ben buradayım, yanındayım, merak etme" dediğimde "Sevgilim" dedi. O zaman anladım ki, Bulut geri gelecek. Ona yoğun bakımda sevdiği müzikleri dinlettim.
* Bir ay mı sürdü bu süreç?
T.A.: Evet. Hastaneden çıktıktan sonra Bulut, kendine geldi sanmıştık ama hafızası kayıt yapmıyormuş. Üç hafta sonra "Ben biraz daha iyiyim" dedi. Hiçbir şey hatırlamıyormuş.
B.K.: Nemo'daki balık gibi. Çok uzun uyudum. Ne olduğunu idrak edemiyor olarak uyandım.
T.A.: Öyle hızlı bir gelişim yaşandı ki, doktorları bile şaşırdı. Şimdi yanımda oturan kadın üç ay önce yüzde 5 yaşama şansı olan bir kadın olarak hastaneye kaldırılmış gibi görünmüyor.
B.K.: Bende varmış bir domuzluk.
T.A.: Arkadaşlarıma hep "Bulut'un domuzluğuna çok güveniyorum" demiştim. Çünkü Bulut her konuda çok güçlü bir kadındır. Doktorlar "Yapabileceğimiz çok şey yok" dedi ama Bulut'un yapacağı çok şey vardı. O yüzden içim çok huzurluydu. Hastaneye gelene kadar ömrümden 10 yıl geçti ama hastaneye gelip de Bulut'un enerjisini görünce "Bulut bunu halleder" dedim.
YILDIRIM NİKAHI YAPTIK
* Evliliğe nasıl karar verdiniz?
T.A.: Bulut'un nekahat döneminde birbirimizin ne kadar yakınında olduğumuzu bir kez daha görüp onun iyileşmesini de taçlandırmak istedik. Birbirimizin son noktası olmak istedik. Babam hep "Hayattaki nokta ve virgüllere dikkat et" derdi. Mezar taşında da "Baba merak etme noktalara ve virgüllere dikkat ediyoruz" yazıyor. Çok sorunlu dönemi böyle bir mutlulukla taçlandırmak ve pozitife çevirmek istedik. 5 Temmuz'da evlendik.
* Balayı Kaş'ta mı geçti?
T.A.: Biz Bulut iyileştiğinden beri balayındayız. Aslında balayına ara verip evlendik diyebiliriz.
B.K.: Isparta'da göl kenarında iki kedi ve iki köpeğimizle yaşıyoruz. Tayanç bana bir de at hediye etti. Benim adım da bir at adından geliyor.
* Filmlere konu olacak bir aşk öykünüz var.
B.K.: Evet, Jack London romanları gibi.
Ve o meşum kaza. Hastaneye kaldırıldığında doktorlar beyni sekiz yerinden kanayan Köpük’e sadece yüzde 5 yaşama şansı tanımış. Ameliyat şansı da yokmuş. “Çok korktum. Doktorlar Bulut’u kaybedebileceğimizi söylediler” diye anlatıyor o günleri Tayanç Ayaydın. “Yoğun bakımın önündeki koltuklarda tam bir ay yattım. Ona sevdiği müzikleri dinlettim” diye de ekliyor.
Sonrası mutlu son. Bulut Köpük hayata tutundu, konuşmaya başladı. İki oyuncu 5 Temmuz’da evlendi.
Tayanç Ayaydın o günü şöyle anlatıyor: “Bodrum’daydık. Aile fertlerimizden kimse yoktu. Arabayla Kaş’a doğru yola çıktık, kendisi de bizim gibi evlenen Sinan’ı (Albayrak) aradım. ‘Evlenmeye geliyoruz’ dedim. Akşam deniz kenarında nikahımız kıyıldı.”
MUCiZELERE iNANIR MISINIZ?
'Sakarya Fırat'ın komutanı Tayanç Ayaydın'la (32) 'Sende Gitme'nin oyuncusu Bulut Köpük'ün (31), evlilikleri filmlere konu olabilecek cinsten. Köpük'ün ağır bir trafik kazası geçirmesi ve doktorların yüzde 5 yaşama şansı vermesinin ardından mucizevi bir şekilde iyileşmesi, ikilinin yıldırım nikahıyla hayatını birleştirmesini sağladı
* Nasıl tanıştınız?
Bulut Köpük: İkimiz de birbirimizi tavladık. Aramızda o alışveriş hep vardı.
Tayanç Ayaydın: Bir arkadaşımız, beni eğlenceye davet etti. Orada Bulut'la karşılaştım. Etrafımızdaki yüzlerce kişiyi unutup birbirimizle ilgilenmeye başladık. O tuvalete gittiğinde gitti mi diye korktum, o da benim için aynı şeyi düşünmüş. Birbirimize itiraf etmesek de çok keyifli bir gece geçirdik. Biz ilişkiyi başlatmadık, kendiliğinden başladı. Uzun zaman iyi arkadaş olduk ama adını koyamadık bu samimiyetin. Ama hiç kopmadık.
T.A.: Bir yılın sonunda beraberlik kararı aldık ki, Bulut kaza geçirdi. O kaza sürecinde da çok korktum. Bulut hep “Ben uyudum, uyandım” diyor ama.
B.K.: Uyuyan güzeldim ben.
T.A.: Çok korktum. Doktorlar Bulut'u kaybedeceğimizi söylediler.
* Kaza olduğunda neredeydiniz?
T.A.: Bulut'u görmek için Isparta'dan İstanbul'a yola çıkmıştım. Sürpriz yapacaktım. Bunu da bir tek Bulut'un annesi biliyordu. O da Bolu'dan İstanbul'a geliyordu. Tam evlerinin önüne geldim. Kapıyı çalmadan telefon açayım dedim. Telefonu açınca kaza haberini aldım. Bolu'ya döndüm ve bir ay boyunca Bolu'ya kamp kurdum. Bulut gözlerini açana kadar da oradan ayrılmadım. Yoğun bakımın önündeki koltuklarda tam bir ay yattım. Hastaneden ayrılamıyordum. Dışarıyla sadece sigara içmeye çıkıyordum. Çünkü her an Bulut gözlerini açacak ve "Hadi beni çıkar, çok sıkıldım" diyecek diye bekliyordum. O ümidim de gerçekleşti. Bulut'un yanına gittiğimde bilinci açık değildi ama elini tutup "Ben buradayım, yanındayım, merak etme" dediğimde "Sevgilim" dedi. O zaman anladım ki, Bulut geri gelecek. Ona yoğun bakımda sevdiği müzikleri dinlettim.
* Bir ay mı sürdü bu süreç?
T.A.: Evet. Hastaneden çıktıktan sonra Bulut, kendine geldi sanmıştık ama hafızası kayıt yapmıyormuş. Üç hafta sonra "Ben biraz daha iyiyim" dedi. Hiçbir şey hatırlamıyormuş.
B.K.: Nemo'daki balık gibi. Çok uzun uyudum. Ne olduğunu idrak edemiyor olarak uyandım.
T.A.: Öyle hızlı bir gelişim yaşandı ki, doktorları bile şaşırdı. Şimdi yanımda oturan kadın üç ay önce yüzde 5 yaşama şansı olan bir kadın olarak hastaneye kaldırılmış gibi görünmüyor.
B.K.: Bende varmış bir domuzluk.
T.A.: Arkadaşlarıma hep "Bulut'un domuzluğuna çok güveniyorum" demiştim. Çünkü Bulut her konuda çok güçlü bir kadındır. Doktorlar "Yapabileceğimiz çok şey yok" dedi ama Bulut'un yapacağı çok şey vardı. O yüzden içim çok huzurluydu. Hastaneye gelene kadar ömrümden 10 yıl geçti ama hastaneye gelip de Bulut'un enerjisini görünce "Bulut bunu halleder" dedim.
YILDIRIM NİKAHI YAPTIK
* Evliliğe nasıl karar verdiniz?
T.A.: Bulut'un nekahat döneminde birbirimizin ne kadar yakınında olduğumuzu bir kez daha görüp onun iyileşmesini de taçlandırmak istedik. Birbirimizin son noktası olmak istedik. Babam hep "Hayattaki nokta ve virgüllere dikkat et" derdi. Mezar taşında da "Baba merak etme noktalara ve virgüllere dikkat ediyoruz" yazıyor. Çok sorunlu dönemi böyle bir mutlulukla taçlandırmak ve pozitife çevirmek istedik. 5 Temmuz'da evlendik.
* Balayı Kaş'ta mı geçti?
T.A.: Biz Bulut iyileştiğinden beri balayındayız. Aslında balayına ara verip evlendik diyebiliriz.
B.K.: Isparta'da göl kenarında iki kedi ve iki köpeğimizle yaşıyoruz. Tayanç bana bir de at hediye etti. Benim adım da bir at adından geliyor.
* Filmlere konu olacak bir aşk öykünüz var.
B.K.: Evet, Jack London romanları gibi.