Çağla Kubat: Güzelliğim işimi engelliyor
Pegasus Airlines PWA Windsurf Dünya Kupası, 5'inci kez Alaçatı'da düzenlendi.
Uzun zamandır hayalini kurduğunuz akademide bir dünya şampiyonası düzenlemek nasıl bir his?
Tabii ki çok heyecanlıyım. Çok uzun senelerdir hayalini kurduğum bir projeydi ama bu sene artık pratiğe döktük. Pek çok yerde okul var. Ama bizim “akademi” deme sebebimiz, burada sörf öğretmekten ziyade yarışçı yetiştirmemiz.
Ben ve ortağım Ekin Bilem yıllardır yaşadığımız tecrübeleri gençlere aktarıyoruz. Ekin de benim gibi hem hoca hem de yarışmalara katılıyor... Eğer bu sporu ciddi bir şekilde yapmak istiyorsanız, mutlaka kışın da antrenmanlarınızı sürdürmek durumundasınız. Bunu sürdürüp dünya şampiyonaları yetiştirmek amacımız... Aileler benim yarışçı olduğumu bildiklerinden çocuklarının benim gözetimimde olmasını istiyor...
Rüzgâr sörfüne başlamak için en ideal yaş kaç?
Ben 10 yaşı doğru buluyorum. Eğer 8 yaşında da 10 yaşındaki bir çocuğun fiziksel özelliklerine ulaştıysa, 8 yaşında da alabilirim. Vücudun gelişmiş olması önemli. Sporcu çok küçük olursa yelkeni ve board’u kontrol edemiyor. Ama bir genç sporcu sörfe başlayacaksa, birinci kuralımız yüzmeyi iyi bilmesi...
Can yeleği dahi giydirsek, çocukların yüzmeyi iyi bilmelerini istiyoruz. Bunun dışında yelken sporunu (optimist) yapmış çocuklar sporu çok çabuk öğreniyorlar. Çünkü rüzgârı tanıyorlar, teknikleri biliyorlar ve sörfe daha kolay uyum sağlıyorlar.
Rüzgar sörfünün zorluklarından bahseder misiniz?
Bana hep “Nasıl o koca yelkeni de kaldırıp gidiyorsun” derler. Aslında güç istemekle birlikte, teknik ve denge isteyen bir spor bu... Hobi olarak yapması çok kolay. Ancak yarışmak için güçlü bir karakteriniz olması lazım. Çünkü yurt dışı yarışlarına giderken 3 board, 6 yelken gibi büyük malzemeler taşıyorsunuz. Bir board çantası 30 kilodan fazla tutuyor. Bunları taşımak bir kadın için çok zor, o yüzden kadın sörfçü sayısı her zaman erkeklere göre daha az. Havaalanında bile o koca sörf board’ları hiçbir yerden geçmiyor. Başka insanlardan yardım istiyorsunuz. Fransa’da havaalanından çıktım, sadece bir çantayı tek başıma taşımam mümkün, halbuki 3 parça çanta var, bir de bavulum... Kapıdaki polisler de “Havaalanının önüne bırakamazsın“ dediler. “Bomba vardır” diye bavullarımın başından ayrılmadılar. Birilerini bulana kadar 1.5 saat dolaştım.
Bir dönem mankenlik de yaptınız. Sponsor bulmanızda güzelliğinizin etkisi nedir?
Ben mankenlik hiç yapmadım. Sadece hobi olarak da bir iki defileye çıktım. 3 yıldır dizi oyunculuğu da yapıyorum ama asıl işim sunuculuk. Çünkü çok uzun seneler bu işe emek verdim. Bu yıl da TV’de sunuculuğa devam edeceğim. Güzelliğimin sponsor bulmakla hiçbir alakası yok. Hatta beni negatif etkiliyor. Çünkü insanlar yaptığım işi ciddiye almıyor. Şimdi gençler bile sponsor buluyor. Ben onların yaşındayken senelerce bulamadım. Bu yıl Ali Ağaoğlu sponsor oldu.
Alaçatı’nın denizi sakin. Peki ya okyanus dalgalarıyla sörf yapmanın nasıl farkları var?
Ben Hawaii’ye giderken kendimi “acemi” gibi hissettim. Çok korkutucu olabiliyor. Çünkü üzerinize 2 metrelik bir dalga geldiği zaman, eğer doğru çıkış yeri tutturamazsanız bir daha toparlanmanız çok zor oluyor. Üstelik malzemeniz de paramparça oluyor. Hawaii’de böyle çok olay yaşadım. Bir de köpekbalığından da çok korkarım...
Sörfe ne kadar daha devam edeceksiniz?
Erkeklerde Dünya Şampiyonluğu’nu ilan eden Dunkerbeck 42 yaşında. Demek ki benim daha çok senem var. Çünkü ben daha 32 yaşındayım. 10 sene daha yarışabilir ve hatta dünya şampiyonu bile olabilirim.
LENA ERDİL “DENİZDE KÖPEKBALIĞI GÖRDÜM ÖLECEKSEM SÖRF YAPARKEN ÖLEYİM DEDİM”
Hem babanız hem de anneniz sörfçüymüş, sizi bu spora hangisi yönlendirdi?
Annem ve babam sörf yaparken tanışmış. Sörf çocuğu sayılırım. Ama beni daha çok babam yönlendirdi. Sörfe 11 yaşında başladım. Denizden çok uzakta, Brüksel’de büyüdüm. Bir tek yazları Türkiye’de Bodrum’da sörf yapabiliyordum. Sonra İngiltere’de Brighton’da politika okudum. Orada da sörf yaptım ama deniz çok soğuktu. Türkiye’de olmayan büyük dalgalar da vardı. Alaçatı’da deniz dümdüz... Vietnam ise çok dalgalı. Bir tek orada zorlanıyorum.
Bu sporda gelecek hedefiniz ne?
80 kilometre olan dünya kadınlar hız rekorunu kırmak istiyorum...
Rüzgar sörfünde köpekbalıklarıyla yüz yüze geldiniz mi hiç?
Güney Afrika’da dalga sörfü yaparken köpekbalığı gördüm. Karaya çıktım. Yarım saat sonra tekrar denize açıldım. “Öleceksem hiç olmazsa sörf yaparken öleyim” dedim. Kimse rüzgar sörfü yaparken köpekbalığı saldırısında ölmedi. Ama dalga sörfünde ölenler var. Çünkü dalga sörfünde board suyun içinde... Rüzgar sörfünde ise yelken büyük gözüktüğü için köpekbalıkları saldırmıyor.
Tabii ki çok heyecanlıyım. Çok uzun senelerdir hayalini kurduğum bir projeydi ama bu sene artık pratiğe döktük. Pek çok yerde okul var. Ama bizim “akademi” deme sebebimiz, burada sörf öğretmekten ziyade yarışçı yetiştirmemiz.
Ben ve ortağım Ekin Bilem yıllardır yaşadığımız tecrübeleri gençlere aktarıyoruz. Ekin de benim gibi hem hoca hem de yarışmalara katılıyor... Eğer bu sporu ciddi bir şekilde yapmak istiyorsanız, mutlaka kışın da antrenmanlarınızı sürdürmek durumundasınız. Bunu sürdürüp dünya şampiyonaları yetiştirmek amacımız... Aileler benim yarışçı olduğumu bildiklerinden çocuklarının benim gözetimimde olmasını istiyor...
Rüzgâr sörfüne başlamak için en ideal yaş kaç?
Ben 10 yaşı doğru buluyorum. Eğer 8 yaşında da 10 yaşındaki bir çocuğun fiziksel özelliklerine ulaştıysa, 8 yaşında da alabilirim. Vücudun gelişmiş olması önemli. Sporcu çok küçük olursa yelkeni ve board’u kontrol edemiyor. Ama bir genç sporcu sörfe başlayacaksa, birinci kuralımız yüzmeyi iyi bilmesi...
Can yeleği dahi giydirsek, çocukların yüzmeyi iyi bilmelerini istiyoruz. Bunun dışında yelken sporunu (optimist) yapmış çocuklar sporu çok çabuk öğreniyorlar. Çünkü rüzgârı tanıyorlar, teknikleri biliyorlar ve sörfe daha kolay uyum sağlıyorlar.
Rüzgar sörfünün zorluklarından bahseder misiniz?
Bana hep “Nasıl o koca yelkeni de kaldırıp gidiyorsun” derler. Aslında güç istemekle birlikte, teknik ve denge isteyen bir spor bu... Hobi olarak yapması çok kolay. Ancak yarışmak için güçlü bir karakteriniz olması lazım. Çünkü yurt dışı yarışlarına giderken 3 board, 6 yelken gibi büyük malzemeler taşıyorsunuz. Bir board çantası 30 kilodan fazla tutuyor. Bunları taşımak bir kadın için çok zor, o yüzden kadın sörfçü sayısı her zaman erkeklere göre daha az. Havaalanında bile o koca sörf board’ları hiçbir yerden geçmiyor. Başka insanlardan yardım istiyorsunuz. Fransa’da havaalanından çıktım, sadece bir çantayı tek başıma taşımam mümkün, halbuki 3 parça çanta var, bir de bavulum... Kapıdaki polisler de “Havaalanının önüne bırakamazsın“ dediler. “Bomba vardır” diye bavullarımın başından ayrılmadılar. Birilerini bulana kadar 1.5 saat dolaştım.
Bir dönem mankenlik de yaptınız. Sponsor bulmanızda güzelliğinizin etkisi nedir?
Ben mankenlik hiç yapmadım. Sadece hobi olarak da bir iki defileye çıktım. 3 yıldır dizi oyunculuğu da yapıyorum ama asıl işim sunuculuk. Çünkü çok uzun seneler bu işe emek verdim. Bu yıl da TV’de sunuculuğa devam edeceğim. Güzelliğimin sponsor bulmakla hiçbir alakası yok. Hatta beni negatif etkiliyor. Çünkü insanlar yaptığım işi ciddiye almıyor. Şimdi gençler bile sponsor buluyor. Ben onların yaşındayken senelerce bulamadım. Bu yıl Ali Ağaoğlu sponsor oldu.
Alaçatı’nın denizi sakin. Peki ya okyanus dalgalarıyla sörf yapmanın nasıl farkları var?
Ben Hawaii’ye giderken kendimi “acemi” gibi hissettim. Çok korkutucu olabiliyor. Çünkü üzerinize 2 metrelik bir dalga geldiği zaman, eğer doğru çıkış yeri tutturamazsanız bir daha toparlanmanız çok zor oluyor. Üstelik malzemeniz de paramparça oluyor. Hawaii’de böyle çok olay yaşadım. Bir de köpekbalığından da çok korkarım...
Sörfe ne kadar daha devam edeceksiniz?
Erkeklerde Dünya Şampiyonluğu’nu ilan eden Dunkerbeck 42 yaşında. Demek ki benim daha çok senem var. Çünkü ben daha 32 yaşındayım. 10 sene daha yarışabilir ve hatta dünya şampiyonu bile olabilirim.
LENA ERDİL “DENİZDE KÖPEKBALIĞI GÖRDÜM ÖLECEKSEM SÖRF YAPARKEN ÖLEYİM DEDİM”
Hem babanız hem de anneniz sörfçüymüş, sizi bu spora hangisi yönlendirdi?
Annem ve babam sörf yaparken tanışmış. Sörf çocuğu sayılırım. Ama beni daha çok babam yönlendirdi. Sörfe 11 yaşında başladım. Denizden çok uzakta, Brüksel’de büyüdüm. Bir tek yazları Türkiye’de Bodrum’da sörf yapabiliyordum. Sonra İngiltere’de Brighton’da politika okudum. Orada da sörf yaptım ama deniz çok soğuktu. Türkiye’de olmayan büyük dalgalar da vardı. Alaçatı’da deniz dümdüz... Vietnam ise çok dalgalı. Bir tek orada zorlanıyorum.
Bu sporda gelecek hedefiniz ne?
80 kilometre olan dünya kadınlar hız rekorunu kırmak istiyorum...
Rüzgar sörfünde köpekbalıklarıyla yüz yüze geldiniz mi hiç?
Güney Afrika’da dalga sörfü yaparken köpekbalığı gördüm. Karaya çıktım. Yarım saat sonra tekrar denize açıldım. “Öleceksem hiç olmazsa sörf yaparken öleyim” dedim. Kimse rüzgar sörfü yaparken köpekbalığı saldırısında ölmedi. Ama dalga sörfünde ölenler var. Çünkü dalga sörfünde board suyun içinde... Rüzgar sörfünde ise yelken büyük gözüktüğü için köpekbalıkları saldırmıyor.
