Tanyeli: Bir daha evlenmem

Büyük bir aşkla evlendiği Alex'le boşanmanın eşiğine gelen Tanyeli, boşanmasını anlattı.

Altı yıl aradan sonra Bodrum'da dans etmeye başlayan Tanyeli, şu sıralar Yunan eşi Alex'le boşanacağı haberleriyle gündemde... Boşanma sürecinin sonuçlanması için beklemede olan ünlü oryantal, bu zorlu süreci ve dansa yeniden dönmesini GÜNAYDIN'a anlattı. Bugüne kadar yaşadıklarını 'Mektuplarını Evrene Gönderdim' adlı bir kitapta toplayan Tanyeli, yakında bu kitapla sevenleriyle buluşacak. İşte yaşadığı acılara minnet duyduğunu belirten ünlü oryantal'in anlattıkları...

Altı yıldır dans etmiyordunuz. Şimdi sahneye çıkıyorsunuz. Dans performansınızda bir düşüş var mı?


Ben başıma gelen her kötü şeyin arkasında iyi bir sebep olduğuna inandım. Dolayısıyla beş yıl önce geçirmiş olduğum trafik kazasından sonra; artık önceliğimi aileme vermemin zamanı geldi diye düşündüm ve çok da iyi oldu. Çocuklarımla ve annemle daha kuvvetli bir bağ oldu aramızda. Bu arada danstan kopmadım. Sadece sahne tekliflerine "Hayır" dedim. Dansıma kendi yapmış olduğum vokali ekledim ve dansçılarımla yeni koreografiler hazırladım. Performansımda düşüş değil tam tersine daha da zenginlik oluştu.

Neden sahneye geri döndünüz?


My Pavyon çok başarılı bir konsepte sahip ve mekanın izleyici kitlesi nezih. Ayrıca Cenk Eren de harika bir şov yapıyor. Bu şov içinde müziğim ve dansımla olmak beni heyecanlandırdı. Cenk benim kötü gün dostumdur. Gerçek bir beyefendi, hatta fazla dürüst. Onunla çalışmaktan mutluyum.

DANSÇILARI BUDAYACAĞIM

İleride dansı bırakmayı düşünüyor musunuz?


Ben bırakmak istesem de öğrencilerim izin vermez. Dünyanın birçok yerinde atölye çalışmalarım var. Onlara sanatımın inceliklerini anlatmak ve dansın hafife alınmayacak bir meslek olduğunu açıklamak benim için sorumluluk haline geldi. Çünkü bu dansın tarihi bilmeyen, ortaya iki kostümle kendini atmış, dünyadan bihaber, yeni yetme dansözler görmek istemiyorum. Hele bu ülkede Türk gecesine Arap parçasıyla katılan şuursuz dansçıları içimden budamak geliyor.

Türkiye'de dans gerekli ilgiyi görüyor mu? Sizce dansa devlet desteği veriliyor mu?


Görmüyorsa bu dansçıların kabahati demek ki. Onlar dansı sanat olarak görmüyorlar. Dans evrenseldir ancak Türkiye'yi tanıtım organizasyonunda, sahnelediğiniz koreografi ve müzikte kendi öz müziğimiz yoksa tabii ki devlet büyüklerinden tepki görülür. Böylelikle bu sanat dışlanır. Ben kendi adıma hiç böyle bir şey yaşamadım. Hak etmeyen dansçıları korumak için Robin Hood olamayacağım, çünkü zamanında çok Robin Hood'luk yaptım. Zaten iyileri takdir etmişimdir. Ben kendimden sorumluyum.

ÖNCELİK OĞULLARIMIN

Sizce Türkiye'de en iyi kim dans ediyor?


Seyyal Taner yıllar önce dansçılarıyla, koreografisiyle çıkardı. O bir ilkti, sonrasında gençlerin öncüsü Yonca Evcimik oldu. Sesiyle hepimizi büyüleyen Sibel Can'ın da iki saatlik konserlerinde iki dakika o muhteşem dansını sergilemesi bir olaydır.

Peki tekrar dansa başladığınız için eşinizle boşanma noktasına geldiğinizi biliyoruz. Bir geri dönüş olabilir mi?

Eşimin sevgisinden hiç şüphem yok. Ben de onu çok seviyorum ancak onun işleri Yunanistan'da; bense Avustralya'da okuyan çocuklarım için orada, arta kalan zamanda da vatanımda olmak istiyorum. Oysa o ne burada ne de Avustralya'da yaşayabiliyor. Yunanistan'ı çok seviyorum ancak oğlum 10 yaşında ve orada okumak istemiyor. Şu anda öncelik çocuklarımın, onları düşünerek hareket ediyorum. Alex benimle konuşmak istiyor ama neyi konuşacağız bilemiyorum. Kangren olmuş kolu kesip atmazsan tüm beden gider.

Birbirinize aşık olduğunuz halde ayrılacaksınız o zaman...

Konu mesafe olunca maalesef öyle oluyor. Uzun zaman diliminde bir çatı altında olmazsan aile olmanın ne anlamı var.

Aşksız yaşayabilecek misiniz?

En büyük aşk, ilahi aşk. O içinizde olunca hiçbir şeye ihtiyaç yok zaten. Benim şu anda iki aşkım var; onlar da oğullarım.

Bir daha evlenir misiniz?


Yok, bir daha asla evlenmem.

Geçtiğimiz günlerde, Bodrum'da üstsüz görüntülendiniz. Çıkan haberlerle ilgili ne düşünüyorsunuz?

Bu durumdan hiç hoşnut değilim. Doktorum Yakup Avşar "Kesinlikle güneş yok" dedi. Zaten dikişlerden dolayı bikini giyemiyordum. Kendi balkonumda havlu sararak şezlongtaydım. Amaç reklam olsaydı, bikiniyle Türkbükü'ne inerdim ve poz verirdim. Ayrıca çocuklarımı düşünerek hareket etmem gerekir.

ACILARA TEŞEKKÜR ETMEYİ ÖĞRENDİM

Bugüne kadar kolay bir hayat yaşamadınız. Annenizin merdivenlerden düşerek geçirdiği kaza ve yaşadığınız bu travmalar sizi çok üzdü. Bu acılar size ne kattı?


Hayatımda artık acı yok. Çünkü acılara beni ben yaptığı için teşekkür etmeyi öğrendim.

Bu travmadan nasıl çıkabildiniz?

Tek kelimeyle Allah sevgisi ile.

Annenizle ilk kez 13 yaşınızdayken görüşmüştünüz. Şu anda annenize karşı neler hissediyor sunuz?

Geçmiş geçmişte kaldı. Annemi seviyorum.

İÇİMDE KIZGIN KÜÇÜK BİR KIZ ÇOCUĞU VARMIŞ

Bu yaşadıklarınızı kitap olarak yazacaktınız. Kitap projeniz ne aşamada?


Yazdım, 1200 sayfa haline geldi. Yazdım, yazdım ama bir türlü bitiremedim; ne çok anım varmış meğer... Kendimle her yüzleştiğimde, kendime her ayna tuttuğumda, aslında içimde çok kızgın küçük bir kız olduğunu gördüm. Sonra her kızdırana teşekkür ettim. Böyle bir kitabı yazmama sebep oldular. Kitabın ismi 'Mektupları Evrene Gönderdim' olacak. Yani herkesi Allah'a havale ettim. Dolayısıyla bütün nankör ve çirkefliklerine rağmen bana iftira atanlar, kitabımın isim anaları oldular. Gerçekten kendimle çok gurur duydum. İlk yazmaya başladığımda, nasıl bu haksızlıklara göğüs gerdiğime şaşırıp kaldım. Kendi hayat reçetemi yazarken dualarımla ne kadar büyük mucizelerie tanık olduğumu ve bu kızgın kızın içinde bitmek bilmeyen bir sevgi enerjisi olduğunu gördüm ve buna şükrettim.