'Tarkan'ın sesi yok'

Dünyanın en ünlü DJ'i, Buddha Bar'ın kodlarını yazan adam Claude Challe İstanbul'daydı. Challe, bir iflas sonucu başlayan DJ'lik macerasını, âşık olduğu kadını ve Türk müzisyenler hakkında düşündüklerini anlattı.

O dünyanın dört bir yanındaki kulüplerde herkesi dansa kaldırmayı başaran Buddha Bar’ın yaratıcısı. Dünyanın en ünlü DJ’i Claude Challe. Geçen hafta yazın en sıcak günlerinden birinde Sortie’de buluştuk. Kendisi hem sorularımı yanıtladı hem de turntable’ını benim için döndürdü. İşte kanınızı kaynatacak DJ’le Tarkan’dan Tiesto’ya uzanan muhabbetten geriye kalanlar...

*** DJ olmak için müziği hissetmek mi gerekir yoksa bu işin bir eğitimi var mı?

Aslında müziğe olan ilgim çocukluğumda başladı. Ailem özellikle Doğu’ya özgü müzikleri dinlemeyi çok severdi. Hayatımda müziğin her zaman ayrı bir yeri vardı. Zaten evimde de şu an çaldığıma benzer müzikleri dinlerdim. Sonra Buddha Bar işi olunca hayatımı müzikle geçirmeye başladım. Nasıl DJ olduğuma gelince; Fransa’da Les Bain Douches diye çok ünlü bir kulüp vardı, zamanında orada 10 yıl patronluk yaptım. Sonra gece hayatının yoruculuğu beni bıktırdı. Epey de para kazanmıştım oradan aslında, hepsini bankaya yatırmıştım, ama banka iflas etti. Ben de her şeyimi kaybettim.

*** İflas mı ettiniz yani!
Evet. Ama bankanın iflası aslında harika bir sonuç yarattı, o sayede DJ’liğe başladım. Önceleri DJ olmak istememiştim ama sonradan o kadar çok sevdim ki bu işi... Çok da iyi bir DJ olduğumu düşünmüyorum zaten...

*** Buraya kadar anlattıklarınızdan anladığım kadarıyla bu işi çok sevmek lazım...

Evet kesinlikle.

*** Çok para kazanılıyor mu peki DJ’likten?
Evet evet! Ben bu işe başladığımda yeni kapılar açtım diyebilirim. Diğer DJ’ler sıradandı, sadece şarkı çalıyorlardı, ben derlemelere başladım, sonra da dünyadaki tüm DJ’ler derleme yapmaya başladı zaten.

ONLARI HİSSEDİYORUM

*** Çok merak ediyorum, DJ kulüptekilerin modunu nasıl anlıyor?

Sadece hislerimle hareket ediyorum, insanlara bakmıyorum, onları hissediyorum, Hareketlerine bakıyorum ve en iyisini onlara vermeye çalışıyorum. En önemli kriterim tarzımı değiştirmemek, bu çok önemli, eğer her kulüp gibi piyasa şarkıları çalmaya başlarsam tarzımı kaybederim.

*** Bazı DJ’ler sadece trance müzik çalıyor bazıları house müzik. Bu durum da bir süre sonra dinleyiciyi sıkıyor. Anladığım kadarıyla siz bu işi çözmüşsünüz. Demek ki işin sırrı hissetmek... Hislerden bahsetmişken âşık mısınız?
Ben aşka âşığım ve tutku dolu bir insanım. Dünyadaki tüm güzelliklere âşığım. Bir çiçeği, gökyüzünü, gün batımını görmek bile beni mutlu etmeye yeter. Aslında sıradan bir adamım. Bu yüzden her sıradan insan gibi güzellik ve uyum beni etkiliyor. Bana bir parça ekmek ve zeytinyağı versen dünyanın en mutlu insanı olurum. Ne havyar ne de şampanya isterim.

*** Siz sıradan bir insansınız fakat hayatı tutkuyla yaşamayı seviyorsunuz.

Evet kesinlikle... Şu aralar çok mutluyum; çünkü 4 yıldır bir kız arkadaşım var.

*** Gezmeyi çok seviyorsunuz sanırım; çünkü bu işi yapmak için çok gezmek gerekiyor. Kendinizi bu yaşam tarzına kolay adapte edebildiniz mi?
DJ olmadan önce de çok seyahat ediyordum, çünkü seyahat etmeyi çok severim. Özellikle Asya’yı çok seviyorum, senelerce Taylan’da Endonezya’da ve Amerika’da yaşadım. Aslında seyahat etmekten yorulduğum zamanlarda DJ’lik yapıyorum ben. Evimde zaman geçirmeyi de çok seviyorum tabii...

KENDİNİ MÜZİĞİN İÇİNE KOYMALISIN

*** Peki şu sıralar ünlü olan DJ’ler hakkında ne düşünüyorsunuz? Mesela biz DJ Tiesto’yu, David Guetta’yı çok iyi tanıyoruz, onlarla oturup konuşur musunuz ya da akıl verir misiniz? Çünkü siz bu işin duayenisiniz...

Ben bütün DJ’lere saygı duyuyorum, çünkü hepsinin ayrı bir tarzı var. David Guetta bu işe gece kulüplerinde başlamıştı. Ben de ilk kez Berdush’da DJ’liğe başladım. Senelerce orada çalıştım. Bu işi yapan genç isimler popüler olabilmek için doğru bir hedef belirlediler. Ne zaman bir yerde çalsalar o mekâna binlerce genç insan gidiyor. Ama bu bana uygun bir tarz değil...

*** Peki DJ olup dünyaya açılmak isteyen gençlere neler önerirsiniz? Bu işte başarılı olmak için neler yapmak gerekir.
Öncelikle, Türk halkı çok iyi bir zevke sahip. İkincisi, pek çok iyi Türk DJ var. Bence DJ’lerin sadece müzik hakkında düşünebilmek ve müziği yaşayabilmek için tutkuya ihtiyaçları var. Tanrı müziktir. Sadece müzik hakkında düşünebilmek için, kendini o müziğin içine koymalısın.

*** Bence seyahat de etmeliler.

Kendilerini bulabilmeleri için biraz hissiyatlı olmaları gerekir, herkesin kendi hisleri vardır çünkü. Kimi DJ’ler caza yönelir, kimileri Latin müziğine. Aslında bütün müzikler güzeldir.

*** “Caz” dediniz mesela bir caz albümü ya da farklı bir türde satmayacağını bildiğiniz bir şey yapar mısınız?

Belki kendimi şaşırtacak bir şeyler bulabilirim umuduyla, yeni şeyler keşfetmek için çantamda 5 ya da 6 tane hiç dinlemediğim CD taşırım. Mesela bana sık sık “Issız bir adaya gitsen yanına hangi 10 albümü alırsın” diye soruyorlar. Yanıtım; “Hiç dinlemediğim müzikleri alırım” oluyor.

DAVID BOWIE'Yİ ÇOK SEVİYORUM

*** Dünya çapında düet yapmak istediğiniz biri var mı?

Şarkıcı olarak David Browie. O benim tanrım. David Browie’yi çok seviyorum.

*** David Bowie’yi havaalanında görmüştüm...
Çok özel bir şarkıcı. Gerçekten çok özgün bir tarzı var. Benim için o, bir Beethoven, Rolling Stones, Beatles.

*** Günümüz şarkıcılarından kimi beğeniyorsunuz?

Hiçbirini çok iyi bilmiyorum.

*** Ben Zaz’ı çok severim mesela...
Evet, Zaz çok iyi.

*** Biraz Edith Piaf’a benziyor.
Çok iyi bir sesi var gerçekten de. Sizin de çok iyi müzisyenleriniz var, üstelik hem Doğu’dan hem de Batı’dan ilham alıyorsunuz.

TARKAN'IN SESİ YOK

*** Ahmet Ertegün‘le tanıştınız mı, çok büyük bir prodüktördü.

Evet gerçekten de çok iyi prodüktörleriniz var. Mesela geçen hafta Yunanistan’daydım, bana “Yunan müziği hakkında ne düşünüyorsun” diye sordular, ben de onlara “İyi şarkılarınız ve şarkıcılarınız var ama iyi prodüktörleriniz yok” dedim. Yunan müziği dışarıya açılamıyor ama Türkçe müzik her yerde dinleniyor.

*** Tarkan’ı tanıyor musunuz?

Evet evet, tabii ki... Tarkan’ın ilk hiti mucuk mucuk (Oynama Şıkıdım Şıkıdım’ı kast ediyor). 1997 yılında bu şarkıyı çalan ilk DJ’lerdenim ben. Onun CD’sini çaldığımda çok heyecanlanmıştım, ama onu sahnede izlediğimde büyük bir hayal kırıklığına uğradım. Çünkü sesi yok. Sezen Aksu’nun, Mustafa Sandal’ın. Bülent Ersoy’un sesi çok iyi mesela. Türkiye’de birçok şarkıcının muhteşem sesi var, Ajda Pekkan da onlardan biri.

*** Bir tek Tarkan’ı eleştirdiniz.
O gençler için, bebekler için, ama gerçekten çok büyük bir başarıya sahip.