Soner Sarıkabadayı: Milli marka haline gelmek istiyorum

Müzik dünyasının en üretken isimlerinden Soner Sarıkabadayı, hedefinin milli marka olmak olduğunu söylüyor: Tek yapmam gereken çalışmak. Enerjim var. Nasıl olacağını anlatamam ama yapabileceğime inanıyorum. Dünyadaki her sahneye çıkabilirim

Adını önce Sertab Erener, Sibel Can ve Emre Altuğ gibi isimlere verdiği şarkılarla duyuran, ardından kendi de albüm yapmaya başlayan Soner Sarıkabadayı, hep işten ve müzikten konuştuğu için sıkıcı bir insan olduğunu söylüyor. Çok düşündüğü ve az konuştuğunu belirten ve yeni single'ı 'Tuzlu Su'yu geçtiğimiz haftalarda çıkaran Sarıkabadayı; hedeflerini ve müziğini anlattı...

Sizi hep işinizle ilgili konuşurken görüyoruz, neden?
Çünkü ben sadece işten konuşmayı seviyorum. Televizyonda da çok rahat eden bir insan değilim. Tabii ki davet edilince reklamımı yapmak için çıkıyorum, kendimi tanıtmaya çalışıyorum ama bu durumdan çok da mutlu olduğum söylenemez. Televizyon yıldızı olduğumu düşünmüyorum.

Şarkılarınızda bir derinlik var. Bu şarkıları nasıl yazıyorsunuz?
Bir olaya, bir insanın etkileşim sağlayabileceğinden çok daha fazla kapılabiliyorum. Şöyle ki; ben birisinden bir şey isterken, onun zahmetinden onu arındırırım. Bir şey isterken, "Zahmet olmazsa getirebilir misin?" demeliyim. Ben düşünmem gerekenden daha fazlasını düşünüyorum. Bugüne kadar nezaketin hiçbir zararını görmedim. Böyle yaşamak da beni şarkılarımda verimli kılıyor.

MEŞHUR OLMAK GÜZEL
Ön planda olmayı sevmiyorsunuz ama artık ünlüsünüz. Bu bir çelişki mi?

31 yaşından sonra meşhur oldum. Dolayısıyla karakterim, kişiliğim belliydi. 31'den 32'ye geçerken birden bire punk'çı olmazsın. Meşhur olmak çok güzel bir şey. Daha çok insanla merhabalaşıyorum. Ben çok sosyal bir insan olmadığım için ön planda olduğumda yaşadığım duyguları, sarsıntı yaşamadan atlatabiliyorum. Gezmeyi, tozmayı çok seven biri değildim, şimdi niye gezeyim? Hayatım boyunca eğlence mekanlarında bir kere bile eğlenebildiğimi hatırlamıyorum, eğlenebilen insanlara da çok imreniyorum. Beni şarkılar, türküler ve çalışmak eğlendiriyor. Ben çok sıkıcı bir adamımdır aslında.

Nasıl sıkıcısınız?

Size tüm hayallerimi, planlarımı tüm detaylarıyla anlatırım; sizden de fikir alırım. Sanki fikir verme zorunluluğunuz varmış gibi!

Hedefleriniz neler peki?
Ben milli marka olmak istiyorum. Dünyada büyük kitlelere seslenmiş şarkıların yazarlarını düşünelim... O insan şarkı yazmaya benden daha çok aşık olduğu için bütün dünyaya sesleniyor değil. Duygular aynı. Ben bu coğrafyada herkesin yaşadığı özgüven eksikliğini yaşamak zorundayım. Marka değeri anlamında özgüvensizlik empoze ediliyor maalesef. Ama kimse beni sindiremez. Tek yapmam gereken çalışmak. Nasıl olacağını anlatamam, planım yok ama yapabileceğime inanıyorum. Enerjim var. Ben dünyadaki her sanatçının çıkabildiği her sahneye çıkabilirim. Bu cümle bile çok büyük konsantrasyon gerektiriyor.