Boyum yüzünden eşim kompleks yaptı
'Üç Nokta' adlı yeni albümüyle gündemde olan Tuğba Özay, iki yıl önce evlendiği İtalyan Ludoviç Fattizzo'nun yanında neden topuklu ayakkabı giymediğini itiraf etti: Hem uzun boyluyum, hem de gösterişli bir vücuda sahibim. Fattizzo benimle çok gururlansa da bazen komplekse giriyor!
Yeni albümü 'Üç Nokta' ile adından söz ettiren Tuğba Özay, konserden konsere koştururken bir yandan da İtalya ve İstanbul arasında mekik dokuyor. Albümündeki 12 parçanın, söz ve müziklerine de imza atan Tuğba Özay; "Bana karşı önyargılı olanlar şarkılarımı dinledikten sonra değişti" diyerek, şunları söyledi:
BİZİMKİ AŞK EVLİLİĞİ
"Sezen Aksu bile ilk albümünü çıkardığında herkes onu dinlememiş. Ali Poyrazoğlu'nun ilk tiyatro oyununu, parmakla sayılacak kadar az insan izlemiş. Ben de mankenliğe yeni başladığımda büyük paralar kazanmıyordum ama sonradan kazandım." Tuğba Özay, iki yıl önce evlendiği İtalyan eşi Ludovic Fattizzo ile 'anlaşmalı evlilik' yaptığı iddialarına da "İnsanlar belki farkında değil ama bizimki aşk evliliği" diyerek noktayı koydu. Özay; ikinci albümünü, eşiyle ilişkisini ve yeni projelerini anlattı...
Beste yapıp şarkı sözü yazabildiğinizi ne zaman keşfettiniz?
Çocukluğumdan beri yazma yeteneğim vardı. Kompozisyon ve şiir yarışmalarından madalyalarım var. Annemlerden gizli dergilere gönderir, yayınlandıktan sonra onlara gösterirdim.
HAYALİMİN PEŞİNDEYİM
İkinci albümü çıkarmak şarkıcılığa dair özgüveninizi artırdı mı?
İlk albüm, benim müzik sektörüne geçişimin sinyaliydi. Öylesine bir albüm yapmak değil, müziğiyle sözleriyle duruşu olan bir çalışma yapmak istedim. Bu yüzden, ilk çıkış şarkımın adı 'Yargısız İnfaz'dı. Birçok insan, bu şarkıyı sevip benimle karşılaştıklarında "Size karşı önyargılıydım ama artık öyle düşünmüyorum" dedi. Bunlar mutluluk verici şeyler... Ayrıca, albümümün tüm işleriyle bizzat ilgilendim.
Albüm hazırlama süreci sizi maddi sıkıntıya soktu mu?
Tabii ki sıkıntı yaşamama neden oldu. Düşünsenize; Türkiye'de birçok firmanın reklam yüzü olan ve iyi para kazanan bir top modelsiniz ve bir gün hepsini elinizin tersiyle itip "Şarkıcı olacağım" diyorsunuz. Aç değilim, sokakta kalmadım ve batmadım ama büyük paralar kazanmak varken, hayal ettiğim şeyin peşinden koştum. Birçok sanatçı büyüğüm bana "Sıkıntı yaşayacaksın ama sabırlı ol" demişti...
Adınızı marka olarak tescil ettirdiğiniz doğru mu?
Evet, Türk Patent Enstitüsü'nden Tuğba Özay markasını tescil ettirdik.
Hangi ürünü markalaştıracaksınız? Yıllardır zeytinyağı çıkaracağınız konuşulur. Hangi aşamadasınız?
Yetiştirdiğimiz zeytinleri, iki yıldır büyük markaların fabrikalarına veriyoruz. Ama inşallah bu yıl, patentini aldığım Tuğba Özay adı altında şişelemeye başlayacağız.
Zeytinyağı markaları aradı mı?
Aramaz mı? Görüşmelerimiz oldu ve hâlâ da devam ediyor.
KENDİ İÇİMİZDE YAŞIYORUZ
Evliliğinizi samimi bulmayan ve anlaşmalı evlilik yaptığınızı düşünenlerle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bence ilk başlarda böyle bir düşünce vardı ama artık yok. Çünkü şimdi insanlar bizden bebek istiyor! İnsanlar Tuğba Özay'ı 18 yıldır tanıyor. Ben, şov dünyasının içindeyim ama bir o kadar da dışındayım. Steril bir hayatım var. Özel hayatımın bir kısmı, geçtiğimiz yıllarda istemeden de olsa çok konuşuldu ama genelde işimle gündemdeyim. Bir anda "Ben evleniyorum" deyince herkesi şaşırttım. Oysa evlilik kararı aldığımız zaman ben Ludoviç'le bir yıldır görüşüyordum. Biz evliliğimizi kendi içimizde yaşıyoruz... Tanıtım konserimin sonrasında, eşim sahneye çıktı ve beni alnımdan öpüp. Basına, kayınvalidemin de içinde bulunduğu bir fotoğraf karesi verdik.
Farklı bir konuya geçeceğim ama merak ettim... Bu kadar uzun boylu olmak, ilk gençlik yıllarınızdaki flörtlerinizde sıkıntı yarattı mı?
Okul zamanlarında beni beğenenler hep uzun boyluydu. "Boyun kısa, olmaz" dediğim birkaç kişi de vardır.
Bu yüzden mi eşinizin yanında topuklu ayakkabı giymiyorsunuz?
Hem uzun boylu ve bacaklıyım, hem de gösterişli bir vücudum var. Fattizzo benimle çok gururlansa da bazen komplekse giriyor.
KENDİ CUMHURİYETİMİ KURMUŞ DURUMDAYIM
İtalya ile İstanbul arasında gidip gelmek yorucu mu?
Mesafeler, ilişkileri daha da sağlamlaştırıyor. İlişkide her zaman bir heyecan olması lazım... Biz de böylelikle ilişkimizi diri tutuyoruz. Birlikte tatile gidiyoruz, seyahatler ediyoruz, yemekler yapıyoruz. Sizin anlayacağınız; her şeyi yapıyoruz. Eşim ya da ben, İtalya'da ya da Türkiye'de yaşıyor olsaydık, işimizden dolayı yine uzak kalacaktık. Güven ortamı, uzaklık yüzünden eksiye düşmez.
ÇOCUĞUM NEFER OLMALI
Eşinizle aranızdaki bu mesafeler daha ne kadar sürecek?
Eşim çok sabırlı davranıyor ama bazı şeyleri hayatımızda oturtmamız lazım. Dolayısıyla bu süreci yaşamamız gerekiyor. Ben eşim bile olsa, maddi olarak kimseden destek görmüyorum. Tuğba Özay kendi cumhuriyetini kurmuş durumda. Bir kadının kendi ekonomik özgürlüğü elinde olmalı. Hiçbir zaman "Kocam çalışsın, ben yiyeyim" düşüncesinde olamadım. Ben hep çalışıp üretmeliyim. Bu tempodan kolay kolay vazgeçemem.
Anne olunca değişir mi?
Bence de öyle olur. Ama bazen "Çocuk için yaşanılası bir dünya var mı?" diye düşünüyorum. Çağla Şıkel ile Emre Altuğ'un evliliğe bakıyorum da, bebekleriyle o kadar tatlılar ki... Ama her zaman bu duygularda olmuyorum. Kafam karışıyor. İnsanlar çocuğu genellikle, kocayı kendilerine bağlamak ya da kendilerini mutlu etmek için yapıyorlar. Oysa ben bir çocuk dünyaya getirirsem, bu dünyaya bir şeyler yapabilmeli; nefer olmalı! Ayrıca mutlaka iki çocuğum olmalı.
"MADONNA'YI İZLEDİM SANKİ"
Eşiniz sahneye mayoyla çıkmanıza nasıl izin verdi? O izin vermedi, izni ben aldım. Emrivaki yaptım! Eşim, albümün tanıtım konserinde gözlerini benden alamadı. Hayran hayran beni izledi. Gecenin sonunda bana sarılıp ağladı ve "Sanki 20 yıldır sahneye çıkan bir sanatçı izledim. Bir Madonna izledim" dedi.
MONACO'DA BENİ KISKANMIŞTI
Tuğba Özay, "Özgürlüğümün kısıtlanmasına sinir olurum" dedi ve eşinin kıskançlığıyla ilgili bir anekdot anlattı: Monaco'da otelden çıkarken bir İspanyol grup, fotoğraflarımı çekmeye başladı. 'Beni çekiyorlar' dedim; eşim de kızarak 'Ayakkabılarına bakıyorlar' dedi. Akşamüstü otele girerken aynı turistler yine fotoğraflarımı çekince eşim de kıskandığını itiraf etti.
BİZİMKİ AŞK EVLİLİĞİ
"Sezen Aksu bile ilk albümünü çıkardığında herkes onu dinlememiş. Ali Poyrazoğlu'nun ilk tiyatro oyununu, parmakla sayılacak kadar az insan izlemiş. Ben de mankenliğe yeni başladığımda büyük paralar kazanmıyordum ama sonradan kazandım." Tuğba Özay, iki yıl önce evlendiği İtalyan eşi Ludovic Fattizzo ile 'anlaşmalı evlilik' yaptığı iddialarına da "İnsanlar belki farkında değil ama bizimki aşk evliliği" diyerek noktayı koydu. Özay; ikinci albümünü, eşiyle ilişkisini ve yeni projelerini anlattı...
Beste yapıp şarkı sözü yazabildiğinizi ne zaman keşfettiniz?
Çocukluğumdan beri yazma yeteneğim vardı. Kompozisyon ve şiir yarışmalarından madalyalarım var. Annemlerden gizli dergilere gönderir, yayınlandıktan sonra onlara gösterirdim.
HAYALİMİN PEŞİNDEYİM
İkinci albümü çıkarmak şarkıcılığa dair özgüveninizi artırdı mı?
İlk albüm, benim müzik sektörüne geçişimin sinyaliydi. Öylesine bir albüm yapmak değil, müziğiyle sözleriyle duruşu olan bir çalışma yapmak istedim. Bu yüzden, ilk çıkış şarkımın adı 'Yargısız İnfaz'dı. Birçok insan, bu şarkıyı sevip benimle karşılaştıklarında "Size karşı önyargılıydım ama artık öyle düşünmüyorum" dedi. Bunlar mutluluk verici şeyler... Ayrıca, albümümün tüm işleriyle bizzat ilgilendim.
Albüm hazırlama süreci sizi maddi sıkıntıya soktu mu?
Tabii ki sıkıntı yaşamama neden oldu. Düşünsenize; Türkiye'de birçok firmanın reklam yüzü olan ve iyi para kazanan bir top modelsiniz ve bir gün hepsini elinizin tersiyle itip "Şarkıcı olacağım" diyorsunuz. Aç değilim, sokakta kalmadım ve batmadım ama büyük paralar kazanmak varken, hayal ettiğim şeyin peşinden koştum. Birçok sanatçı büyüğüm bana "Sıkıntı yaşayacaksın ama sabırlı ol" demişti...
Adınızı marka olarak tescil ettirdiğiniz doğru mu?
Evet, Türk Patent Enstitüsü'nden Tuğba Özay markasını tescil ettirdik.
Hangi ürünü markalaştıracaksınız? Yıllardır zeytinyağı çıkaracağınız konuşulur. Hangi aşamadasınız?
Yetiştirdiğimiz zeytinleri, iki yıldır büyük markaların fabrikalarına veriyoruz. Ama inşallah bu yıl, patentini aldığım Tuğba Özay adı altında şişelemeye başlayacağız.
Zeytinyağı markaları aradı mı?
Aramaz mı? Görüşmelerimiz oldu ve hâlâ da devam ediyor.
KENDİ İÇİMİZDE YAŞIYORUZ
Evliliğinizi samimi bulmayan ve anlaşmalı evlilik yaptığınızı düşünenlerle ilgili neler söyleyeceksiniz?
Bence ilk başlarda böyle bir düşünce vardı ama artık yok. Çünkü şimdi insanlar bizden bebek istiyor! İnsanlar Tuğba Özay'ı 18 yıldır tanıyor. Ben, şov dünyasının içindeyim ama bir o kadar da dışındayım. Steril bir hayatım var. Özel hayatımın bir kısmı, geçtiğimiz yıllarda istemeden de olsa çok konuşuldu ama genelde işimle gündemdeyim. Bir anda "Ben evleniyorum" deyince herkesi şaşırttım. Oysa evlilik kararı aldığımız zaman ben Ludoviç'le bir yıldır görüşüyordum. Biz evliliğimizi kendi içimizde yaşıyoruz... Tanıtım konserimin sonrasında, eşim sahneye çıktı ve beni alnımdan öpüp. Basına, kayınvalidemin de içinde bulunduğu bir fotoğraf karesi verdik.
Farklı bir konuya geçeceğim ama merak ettim... Bu kadar uzun boylu olmak, ilk gençlik yıllarınızdaki flörtlerinizde sıkıntı yarattı mı?
Okul zamanlarında beni beğenenler hep uzun boyluydu. "Boyun kısa, olmaz" dediğim birkaç kişi de vardır.
Bu yüzden mi eşinizin yanında topuklu ayakkabı giymiyorsunuz?
Hem uzun boylu ve bacaklıyım, hem de gösterişli bir vücudum var. Fattizzo benimle çok gururlansa da bazen komplekse giriyor.
KENDİ CUMHURİYETİMİ KURMUŞ DURUMDAYIM
İtalya ile İstanbul arasında gidip gelmek yorucu mu?
Mesafeler, ilişkileri daha da sağlamlaştırıyor. İlişkide her zaman bir heyecan olması lazım... Biz de böylelikle ilişkimizi diri tutuyoruz. Birlikte tatile gidiyoruz, seyahatler ediyoruz, yemekler yapıyoruz. Sizin anlayacağınız; her şeyi yapıyoruz. Eşim ya da ben, İtalya'da ya da Türkiye'de yaşıyor olsaydık, işimizden dolayı yine uzak kalacaktık. Güven ortamı, uzaklık yüzünden eksiye düşmez.
ÇOCUĞUM NEFER OLMALI
Eşinizle aranızdaki bu mesafeler daha ne kadar sürecek?
Eşim çok sabırlı davranıyor ama bazı şeyleri hayatımızda oturtmamız lazım. Dolayısıyla bu süreci yaşamamız gerekiyor. Ben eşim bile olsa, maddi olarak kimseden destek görmüyorum. Tuğba Özay kendi cumhuriyetini kurmuş durumda. Bir kadının kendi ekonomik özgürlüğü elinde olmalı. Hiçbir zaman "Kocam çalışsın, ben yiyeyim" düşüncesinde olamadım. Ben hep çalışıp üretmeliyim. Bu tempodan kolay kolay vazgeçemem.
Anne olunca değişir mi?
Bence de öyle olur. Ama bazen "Çocuk için yaşanılası bir dünya var mı?" diye düşünüyorum. Çağla Şıkel ile Emre Altuğ'un evliliğe bakıyorum da, bebekleriyle o kadar tatlılar ki... Ama her zaman bu duygularda olmuyorum. Kafam karışıyor. İnsanlar çocuğu genellikle, kocayı kendilerine bağlamak ya da kendilerini mutlu etmek için yapıyorlar. Oysa ben bir çocuk dünyaya getirirsem, bu dünyaya bir şeyler yapabilmeli; nefer olmalı! Ayrıca mutlaka iki çocuğum olmalı.
"MADONNA'YI İZLEDİM SANKİ"
Eşiniz sahneye mayoyla çıkmanıza nasıl izin verdi? O izin vermedi, izni ben aldım. Emrivaki yaptım! Eşim, albümün tanıtım konserinde gözlerini benden alamadı. Hayran hayran beni izledi. Gecenin sonunda bana sarılıp ağladı ve "Sanki 20 yıldır sahneye çıkan bir sanatçı izledim. Bir Madonna izledim" dedi.
MONACO'DA BENİ KISKANMIŞTI
Tuğba Özay, "Özgürlüğümün kısıtlanmasına sinir olurum" dedi ve eşinin kıskançlığıyla ilgili bir anekdot anlattı: Monaco'da otelden çıkarken bir İspanyol grup, fotoğraflarımı çekmeye başladı. 'Beni çekiyorlar' dedim; eşim de kızarak 'Ayakkabılarına bakıyorlar' dedi. Akşamüstü otele girerken aynı turistler yine fotoğraflarımı çekince eşim de kıskandığını itiraf etti.