Hakan Peker kulvar değiştiriyor

Hakan Peker "Müzikte artık doyuma ulaştım. Bundan sonra biraz daha fiziğimi öne çıkararak dizilerde oynamak istiyorum" dedi.

Ünlü şarkıcı ve POPSAV Başkanı Hakan Peker; beş yıllık aranın ardından cuma günü piyasaya çıkacak olan 'Hakan Peker 2011' adını verdiği albümüyle gündemde... Peker; geçtiğimiz günlerde de, gelirinin Sanatçı Yaşam Evi'ne bağışlanacağı 'POPSAV Şarkı Günleri' konserine katılmayan Ajda Pekkan hakkında söyledikleriyle de dikkatleri üzerine çekmişti.

22 yıllık müzik hayatında artık doyuma ulaştığını söyleyen Peker, bundan böyle kendisine gelecek olan televizyon programı ve oyunculuk tekliflerine sıcak bakacakmış. Menajerliğini yürüten nişanlısı Arzu Öztoprak'la Eylül ayında evleneceklerini açıklayan Peker Günaydın'dan İlker Gezici ile yaptığı röportajda; müziğini, planlarını ve Ajda Pekkan'la ilgili açıklamalarının perde arkasını konuştuk.

Albüm piyasaya çıkmadan 'Karamela' adlı şarkınız ön plana çıktı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?


Aslında albümün adını da 'Karamela' koyacaktım ama Hakan Peker 2011 olsun istedim. Çünkü beş yıldır müziğe ara vermiştim. Yeni, sıfır şarkılar yaptım, yeni fotoğraflar çektirdim. O yüzden de bu albümün yeni olduğunun hissedilmesini istedim!

Şarkılar yeni, fotoğraflar yeni ama sizin imajınız yıllardır aynı... Evet, öyle olmak zorunda! İnsanlar benim 22 yıldır yarattığım Hakan Peker'i çok seviyor. Yaptığım şarkıların hepsi; birçok dinleyicinin hayatlarına damgasını vurmuş şarkılar... O yüzden tarzımı bozmak istemiyorum. Bu saatten sonra çok büyük değişiklikler yapıp da risk almanın hiç gereği yok!

Yeni albümdeki şarkıların hepsi size mi ait?


Albümde sekiz şarkı, bir versiyon, bir de remiks var. 'Ayrılmam', 'Gecelere Atma Beni' ve 'Gidemezsin Sen' adlı üç şarkının bestesini ben yaptım. Pınar Uçarlar'la çalıştım. Genellikle bütün şarkıların sözlerini de o yazdı. Adnan Fırat'tan 'Antika Aşk' ve 'Hayat Sineması' adlı iki şarkı aldım. İçime sinen, pozitif enerji veren, beni mutlu eden bir albüm oldu.

Albümünüz sizin için ne anlam ifade ediyor?

Bu albüm benim için yeni bir başlangıç! Bundan sonra biraz daha fiziğimi öne çıkararak sinema filmlerinde ve dizilerde de rol almayı düşünüyorum. Şu an bununla ilgili çalışmalar yapıyorum. Denemediğim şeyleri yapmak istiyorum. Çünkü müzikte artık belli bir yere geldim! Şarkılarım kadar kliplerim de çok konuşuldu. Türkiye'de ilk klibi ben çektim, ilk remiksi ben yaptım. Herkese öncü oldum. Yani bir anlamda doyuma ulaştım. O yüzden artık başka alanlarda da kendimi göstermek istiyorum. Mesela 'Hakan Peker'le diye bir TV programı yapmayı düşünüyorum. En azından kendi izleyici kitleme oradan da ulaşabilirim.

Geçtiğimiz günlerde Sanatçı Yaşam Evi için 'POPSAV Şarkı Günleri' adında bir etkinlik düzenlendiniz. Ancak Ajda Pekkan'a 'sataşarak' bu projenin reklamını yapmakla eleştirildiniz. Ne diyeceksiniz?

Ben hiçbir zaman polemikler yaratarak bir şeyleri gündeme getirme taraftarı değilim. Herkes Sezen Aksu'nun, Nilüfer'in, Ajda Pekkan'ın niye orada olmadığını merak etti. Ben de anlattım. Aslında onlar gelseydi, bu sefer de aynı soruyu başkaları için soracaklardı. Bunun sonu yok! Ben de yoğun oldukları için, programları uymadığı için katılamadıklarını söyledim.

Ama herkes sanki Ajda Pekkan bu organizasyona katılmak için söz vermiş ama sözünde durmamış gibi algıladı...

Böyle bir algının neden oluştuğunu ben de bilmiyorum. Şimdiye kadar Sezen Aksu ve Nilüfer gibi önemli sanatçılar bizi bu tür organizasyonlarımızda hiç yalnız bırakmadı. Ajda Hanım bugüne kadar POPSAV'ın tekliflerini hiç kabul etmedi. Ama benim kendisiyle kişisel bir sorunum yok!

POPSAV ile Ajda Pekkan arasında bir anlaşmazlık mı var peki?

Hayır, hiç öyle bir anlaşmazlık, çatışma falan yok! Biz ona değer vermesek, sevmesek, saymasak neden ona böyle bir teklifte bulunalım ki... Biz onun sosyal konulara olan duyarlılığını biliyoruz. Buradan aldığımız cesaretle böyle bir teklifle gittik. Hayvanları çok seven, pek çok sosyal sorumluluk projesine gönüllü olarak katılan birinden, bizim yanımızda da olmasını istedik. Bundan doğal ne olabilir ki? Sonuçta ben kendi villama ya da oğlumun sünnet düğününe çağırmadım ki... Onun da çorbada tuzunun olmasını istedik. Sanatçı evinin en güzel köşesine asılacak olan gurur tablosunda onun da isminin olmasını istedik. Biz bunu düşünerek teklif ettik. Sonradan 'Bizi neden çağırmadız?' demesinler diye herkesi aradım.

Sanatçı Yaşam Evi'ni yapabilmek için beklediğiniz desteği alabildiniz mi?

Evet! Sahne alan sanatçılara baktığımız zaman hepsi çok önemli isimlerdi. Ben olaya bardağın dolu tarafından bakmayı tercihe diyorum.

Sanatçı Yaşam Evi yapıldıktan sonra POPSAV'daki misyonunuzu tamamlamış olacak mısınız?

Aynen öyle! Çünkü bu proje için çok emek verdik. 12 yıldan beri en büyük hayalim buydu! İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da bize büyük destek verdi. Kimseyi refüze etmeden, ihtiyacı olan tüm sanatçıların, meslek birliklerine üye olan sinemacıların ve tiyatrocuların hayatlarını sürdürebilecekleri bir yaşam alanı oluşturmak için yola çıktık.

Müziğe beş yıl ara vermenizin sebebi nedir?

Çünkü gerçekten çok yoğundum. Ben sadece şarkı söyleyerek tek bir iş yapmadım ki... Bir koltuğumda 3-4 karpuz vardı. Prodüktörlük yaptım, 15 yıldır telif haklarının yerine oturmasıyla ilgili çalışmalar yapıyorum. MÜYAP'ın, MÜYORBİR'in kurucu üyesiyim. 10 yıldan beri de POPSAV'ın Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı yapıyorum. Kısacası ben 22 yıldan beri hem müziğin mutfağındayım, hem de sahnedeyim. Benim böyle bir misyonum var.

Ajda Hanım'ın yaşlı olduğu için iki gün arayla iki konseri kaldıramayacağını da söylediniz...


O benim beyanatım değil! Bana 'Neden gelmedi?' diye sorduklarında, Ajda Hanım'ın menajerinin verdiği yanıtı aktardım. Kendisi de bana aynen, iki günde bir konseri kaldıramayacağını, belli bir yaşa geldiğini söyledi. Biz de buna saygı duyduk; diretmedik, ısrar etmedik. Ben sadece daha önceki bir karşılaşmamızda, kendisine bu organizasyonumuzdan bahsetmiştim. Ajda Hanım da bana 'Konser tarihi yaklaşınca haber ver' demişti. Ben de onun üzerine aradım.