Altay'dan samimi açıklamalar

Altay, yaz dönemine “Elma” adlı single'la merhaba diyor. Ünlü şarkıcı, Soner Sarıkabadayı'dan aldığı iki parçayla sevenlerini hem eğlendirip hem de hüzünlendireceğini söylüyor.

Sizin gibi çok dinlenen bir şarkıcı, neden albüm yerine single yaptı?

Bir önceki albümüm “Sana Bayılıyorum”un üzerinden bir yıl geçti. O arada firma değiştirdim, Polat Yağcı’yla anlaştım. Anlaşır anlaşmaz da bu yaz için bir çalışma hazırlamaya karar verdik. Zaten sevgili Soner Sarıkabadayı’dan iki şarkı almıştım, onları da değerlendirmek istedik. “Elma”dan sonra albüm formatına döneceğim.

Piyasa koşullarından dolayı artık kimse albüm yapmak istemiyor. Sizin de bu yüzden single çıkarmayı tercih ettiğinizi düşünmüştüm açıkçası...

Hayır, benim öyle bir derdim yok. Ben sadece firma değiştirdiğim için hemen bir iş yapmak istedim. Yaz aylarımı da boş geçirmek istemedim.

Albümde “Elma” ve “İsabet” adında iki şarkı var. İlk klip de “Elma”ya geldi...

Aslında klibi bir ay önce çekecektik. Dış mekânda çekim yapmayı planlıyorduk. Fakat havalar bir türlü düzelmeyince stüdyoda çektik. Heyecanla bekliyorum şimdi. Güzel bir çalışma olacağına inanıyorum. Brezilyalı bir model arkadaşımız ve bol miktarda elma var bu klipte. Cıvıl cıvıl bir klip oldu.

BENİM SAHNEM SANAL DEĞİL

Sahne programlarınızın çok eğlenceli olduğu biliniyor. Siz anılarınızı paylaşıyorsunuz şarkı aralarında, sizi dinlemeye gelenler de kendi hikâyelerini anlatıyor. İnsanlar neden sizi bu kadar samimi buluyor?


23 yıldır sahnelerdeyim. Benim sahnedeki görevim, canlı müzik yapmak. Oraya gelenlerin beni her zaman izleme fırsatı bulamayacağını, benim de onlarla yeniden bir araya gelme ihtimalimin az olduğunu düşününce, keyifli vakit geçirmelerini istiyorum. Kendime ait hikâyeleri anlattığım için de benim sahnem sanal olmuyor. Bir de sadece samimi bulmuyorlar, benim uğuruma da inanıyorlar. Birçok kişi benim sahnemde sevdiğine evlenme teklif etti mesela. Daha geçen hafta Çağdaş adında bir dinleyicim sevgilisine benim sahnemde “Benimle evlenir misin?” diye sordu.

Siz de eşinizle bir sahne programınız esnasında tanışmışsınız sanırım...

Evet, Bodrum’da beni izlemeye gelmişti. Onu ilk gördüğümde “Ben bu kızla evleneceğim” dedim. Bu durum biraz da aurayla alakalı.

EŞİM 6 AY BOYUNCA KİMSEYİ TANIMADI

Eşiniz bir rahatsızlık geçirmişti, şimdi durumu nasıl?


Beyninde tümör vardı, beyin ameliyatı geçirdi. Sonrasında altı ay kadar hiç kimseyi tanımadı. Doktorlar o durumun iki yıl süreceğini söylemişti ama altı ayda sağlığına kavuştu. Çok şükür şimdi iyi.

Siz çok sık sahneye çıkıyorsunuz, bir de şehir şehir geziyorsunuz. Bu tempoda kızınız ve eşinize zaman ayırmayı nasıl başarıyorsunuz?


Hayatımın birinci sırasında ailem ve işim var. İşim olmazsa ben de olamam. İnsanın içsel mutluluğunun tamamen işiyle alakalı olduğunu düşünüyorum. Benim işim de beni çok mutlu ediyor. İş haricindeki tüm zamanım da aileme ait. Ben çok fazla dışarıya çıkmam. Çıkarsam da ailemle çıkarım, tatile ailemle giderim. Çalışmadığım zamanlarda akşamları mutlaka evde olurum, birlikte yemek yeriz. Bizim evimizin kuralıdır bu; herkes akşam yemeğinde evde olur.

Kızınızın müziğe ilgisi var mı?

Zeynep, 20 yaşında ve psikoloji okuyor. İleride ihtiyacımız olacak... (Gülüyor)

LİSE YILLARIMDA ROCK’ÇIYDIM

Lise yıllarında rock grubunuz olduğu doğru mu?

Evet, lisedeyken The Runaways adında bir rock grubumuz vardı. Yarışmalara da girerdik. O zamanlar da hayatımda müzik vardı ama ailemin baskısı yüzünden Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde makine mühendisliği okumaya başladım. Sonra da oradan kaçıp konservatuvar sınavlarına girdim. Konservatuvarda da opera eğitimi aldım.

Lisede rock müzikle uğraşıp konservatuvarda opera okudunuz ve şimdi pop müzik yapıyorsunuz. Bu ne yaman çelişki böyle?

Aslında lisedeyken, çok iyi bir rock grubu kurup Amerika’da müzik eğitimi almak istiyordum. Konservatuvarda klasik müzik eğitimi almaya başladığımda ise hayatımın klasik müzik olduğunu düşündüm. Ama hayatta maddiyat gibi de bir gerçek var. O dönem profesyonel olarak çalışmaya başlamıştım. Yoksa İtalya’ya gidip klasik müzik eğitimime devam edecektim.

KLASİK MÜZİK OKUDUM DİYE O ALANA YÖNELİK İŞ YAPMAM

Daha sonra maddi açıdan rahatladığınızda, klasik müzikle ilgili bir çalışma yapmayı düşünmediniz mi hiç?


Hakan Aysev’le konuştuk böyle bir proje için. Ancak klasik müzik çok fazla disiplin ister. Günde sekiz saatini o işe ayırman, şarkıların egzersizini yapman gerekir. Yıllar önce klasik müzik eğitimi aldım diye o alana yönelik bir iş yapmam, o işi yapan kişilere de saygısızlık olur. Ama belki Hakan’ın da söylediği gibi üç arkadaş klasik bir şarkı okuyabiliriz, bunu da sadece içimizde kalan bir şeyi gerçekleştirmek adına yapmış oluruz.

Peki klasik müziği bir kenara mı bıraktınız, yoksa hâlâ dinliyor musunuz?

Her boş vaktimde dinlerim. Zaten benim müzik ayırt etmek gibi bir huyum yok. Klasik müzik de dinlerim, alaturka da. Bu o anki ruh halimle alakalı. Ben “Şu müzik tarzını asla dinlemem” diyenlerin de samimiyetine inanmıyorum. Bizde “Asla dizi izlemem” diyen bir kitle de var mesela, bu da onun gibi bir şey.

TAM İSABET!

“Elma”yı dinleyenler, ne bulacak bu iki şarkılık çalışmada?


“Elma”, çok eğlenceli bir şarkı. “İsabet” de sevdiğinden ayrılmış ama ayrıldığına üzülmeyen kişilere hitap ediyor. Bu single’la hem eğlendirip hem de hüzünlendireceğim. En azından dinleyicinin ruhuna hitap edeceğim. Geçen bir arkadaşım “Elma çok lezzetli, İsabet de tam isabet olmuş” dedi, çok hoşuma gitti...