Çekimde ayaklarıma takoz koyuyorlar!
Boyum 1.58 ama rol arkadaşlarım Best Model...
Hazal Kaya, Elele'ye verdiği röportajda 'Hep Best Model'lerle partner oluyorum. Adamlar 1.90, benim boyunsa 1.58' dedi.
*Bana kendini tanıtabilir misin? Okul, mektep bunlar var mı?
- Var tabii... İtalyan Lisesi mezunuyum ben. şimdi de Bilgi Üniversitesi'nde Sahne Sanatları bölümündeyim.
* Kaçıncı sınıf?
- Bir. Geçen sene başladım ama “Aşk-ı Memnu” yüzünden hazırlık okudum. şimdi birinci sınıfa devam etmeye çalışıyorum.
* İlk dizin “Aşk-ı Memnu” mu?
- Hayır, ondan önce “Genco” diye bir dizide oynuyordum.
* Peki, “Genco” için kim keşfetti Hazal Kaya'yı?
- Genco için görüşmeye gittiğimde, yapımcı da oradaymış tesadüfen. Kast direktörü “Sizi yapımcıyla tanıştırmak istiyorum” dedi ve o da gördüğü an “Tamam” demiş.
* İtalyan Lisesi'ni bitirdin. Dizilere başladın.
- Diziler varken liseye devam ediyordum zaten. Annem de her zaman yanımdaydı.
* Genelde anneler “Kızım ne yapacaksın, böyle işlere girme!” der. Seninki destekçi galiba...
- Her zaman... Annem ve babam avukat. Avukatların arasında büyüdüm. Bu yüzden “Hukukçu olsa ne iyi olur” gibi bir fikirleri vardı. Ama ben ilkokuldan itibaren bale yaptım, keman çaldım, tiyatrolarda öne atladım. O yüzden gideceğim yolun başka olacağın farkındaydılar. Annem engellemek yerine yol çizmeyi tercih etti.
* Peki “dizilerde oynamalıyım” diye hayal kuruyor muydun?
- Hayır, ben hep beyazperdede olmak istedim.
* Yolun diziden açıldı ve sen bu dünyaya diziden girdin...
- Reklam filmiyle başladı aslında her şey. O zaman bile annem “Senin eğitim alman lazım” dedi. Ekol Drama'da Ayla Algan'dan ders almaya başladım. Sonra da Ümit Çırak'tan eğitim aldım.
* Annen röportaj verirken yanında, sete giderken yanında... Hep koruyucu kalkan gibi yanında mı gezer?
- Evet.
* Bu seni rahatsız etmez mi?
- Ergenlikte çok rahatsız etti. Anneme çok fazla tepki veriyordum. “Neden geliyorsun, ben büyüdüm” diyordum. Zamanla fark ettim ki aslında o kadar büyümemişim. Onun verdiği ufak tüyolar çok önemli. “Ben sadece buradayım, bunu bil”dir onun mottosu.
* Bir tür müdahaleci unsur değil o zaman.
- Bir tür hayat koçu. Antepli'yiz ve bizde hep önemlidir aile. Biraz çocuğu koruyup kollama durumu vardır. Ama benim annem onlara karşı. “Hayır, benim çocuğumun aklı yok mu, kendi ayakları üzerinde durabilir” der. “Ben sana değil çevrene güvenmiyorum” durumu yok.
ANNEM SOSYALİST BABAM DİNDARDIR
* Babalar der onu genelde...
- Benim babam da oyunculuk hevesi olan bir adammış. Oyunculuğunu davalarda, duruşmalarda konuştururmuş. Bu nedenle çok başarılı bir avukattır hatta. Babam dindar bir adamdır benim.
* Annen?
- Annem feminist, sosyalist...
* Çatışmıyorlar mı?
- Ayrılar...
* Sen küçükken mi ayrılmışlar?
- Ben yedi yaşındayken. ıki sene sonra babam yeniden evlendi.
* Sosyalist bir anne. Muhafazakâr bir baba. ıkisi arasındaki dünya görüşü farklılığı senin için bir zenginlik mi?
- Kesinlikle öyle. Ben eylemlerde büyüdüm. Apolitik olma şansım hiç yoktu. Avukatların olduğu eylemlerde, Mor Çatı'da büyüdüm. ıki dünya arasına sıkışıp, kendi içimde çatışma durumum olmadı.
* Daha çok annenin dünya görüşüne yatkın bir yetiştirilme tarzın mı var?
- Annemin dünya görüşü üzerimde çok büyük bir etkidir. Ama bu benim ilk tercihim midir? Hayır. Benim düşünerek vardığım bir karar bu. ıki tarafla ilgili çok fazla şey okudum babam dindar biri olduktan sonra.
* Baban sonradan mı dindar oldu?
- Evet. O yüzden çok saygı duyuyorum iki tarafa da.
HAZAL KAYA GİBİ YAŞAMIYORUM
* “Aşk-ı Memnu”da yalıdaydın, “Adını Feriha Koydum”da ise kapıcı dairesindesin. “Daha kötü koşullarda çalışıyorum” diyebileceğin bir durum var mı?
- Koşullar hep kötü. Kapıcı dairesinde de çekilse aynı, yalıda da çekilse aynı.
* “Adını Feriha Koydum” zengin oğlan-fakir kız hikayesi mi?
- Evet. Fakir kızın yükselme hikayesi.
* Peki sen çok hırslı bir insan mısın?
- Kendime zarar vermeyecek kadar hırslıyım. Ben sadece “mutlu olduğum sürece bu işi yapacağım” diyorum. Hazal Kaya diye bir oyuncu var, ben oyum ama öyle yaşamıyorum.
*Bana kendini tanıtabilir misin? Okul, mektep bunlar var mı?
- Var tabii... İtalyan Lisesi mezunuyum ben. şimdi de Bilgi Üniversitesi'nde Sahne Sanatları bölümündeyim.
* Kaçıncı sınıf?
- Bir. Geçen sene başladım ama “Aşk-ı Memnu” yüzünden hazırlık okudum. şimdi birinci sınıfa devam etmeye çalışıyorum.
* İlk dizin “Aşk-ı Memnu” mu?
- Hayır, ondan önce “Genco” diye bir dizide oynuyordum.
* Peki, “Genco” için kim keşfetti Hazal Kaya'yı?
- Genco için görüşmeye gittiğimde, yapımcı da oradaymış tesadüfen. Kast direktörü “Sizi yapımcıyla tanıştırmak istiyorum” dedi ve o da gördüğü an “Tamam” demiş.
* İtalyan Lisesi'ni bitirdin. Dizilere başladın.
- Diziler varken liseye devam ediyordum zaten. Annem de her zaman yanımdaydı.
* Genelde anneler “Kızım ne yapacaksın, böyle işlere girme!” der. Seninki destekçi galiba...
- Her zaman... Annem ve babam avukat. Avukatların arasında büyüdüm. Bu yüzden “Hukukçu olsa ne iyi olur” gibi bir fikirleri vardı. Ama ben ilkokuldan itibaren bale yaptım, keman çaldım, tiyatrolarda öne atladım. O yüzden gideceğim yolun başka olacağın farkındaydılar. Annem engellemek yerine yol çizmeyi tercih etti.
* Peki “dizilerde oynamalıyım” diye hayal kuruyor muydun?
- Hayır, ben hep beyazperdede olmak istedim.
* Yolun diziden açıldı ve sen bu dünyaya diziden girdin...
- Reklam filmiyle başladı aslında her şey. O zaman bile annem “Senin eğitim alman lazım” dedi. Ekol Drama'da Ayla Algan'dan ders almaya başladım. Sonra da Ümit Çırak'tan eğitim aldım.
* Annen röportaj verirken yanında, sete giderken yanında... Hep koruyucu kalkan gibi yanında mı gezer?
- Evet.
* Bu seni rahatsız etmez mi?
- Ergenlikte çok rahatsız etti. Anneme çok fazla tepki veriyordum. “Neden geliyorsun, ben büyüdüm” diyordum. Zamanla fark ettim ki aslında o kadar büyümemişim. Onun verdiği ufak tüyolar çok önemli. “Ben sadece buradayım, bunu bil”dir onun mottosu.
* Bir tür müdahaleci unsur değil o zaman.
- Bir tür hayat koçu. Antepli'yiz ve bizde hep önemlidir aile. Biraz çocuğu koruyup kollama durumu vardır. Ama benim annem onlara karşı. “Hayır, benim çocuğumun aklı yok mu, kendi ayakları üzerinde durabilir” der. “Ben sana değil çevrene güvenmiyorum” durumu yok.
ANNEM SOSYALİST BABAM DİNDARDIR
* Babalar der onu genelde...
- Benim babam da oyunculuk hevesi olan bir adammış. Oyunculuğunu davalarda, duruşmalarda konuştururmuş. Bu nedenle çok başarılı bir avukattır hatta. Babam dindar bir adamdır benim.
* Annen?
- Annem feminist, sosyalist...
* Çatışmıyorlar mı?
- Ayrılar...
* Sen küçükken mi ayrılmışlar?
- Ben yedi yaşındayken. ıki sene sonra babam yeniden evlendi.
* Sosyalist bir anne. Muhafazakâr bir baba. ıkisi arasındaki dünya görüşü farklılığı senin için bir zenginlik mi?
- Kesinlikle öyle. Ben eylemlerde büyüdüm. Apolitik olma şansım hiç yoktu. Avukatların olduğu eylemlerde, Mor Çatı'da büyüdüm. ıki dünya arasına sıkışıp, kendi içimde çatışma durumum olmadı.
* Daha çok annenin dünya görüşüne yatkın bir yetiştirilme tarzın mı var?
- Annemin dünya görüşü üzerimde çok büyük bir etkidir. Ama bu benim ilk tercihim midir? Hayır. Benim düşünerek vardığım bir karar bu. ıki tarafla ilgili çok fazla şey okudum babam dindar biri olduktan sonra.
* Baban sonradan mı dindar oldu?
- Evet. O yüzden çok saygı duyuyorum iki tarafa da.
HAZAL KAYA GİBİ YAŞAMIYORUM
* “Aşk-ı Memnu”da yalıdaydın, “Adını Feriha Koydum”da ise kapıcı dairesindesin. “Daha kötü koşullarda çalışıyorum” diyebileceğin bir durum var mı?
- Koşullar hep kötü. Kapıcı dairesinde de çekilse aynı, yalıda da çekilse aynı.
* “Adını Feriha Koydum” zengin oğlan-fakir kız hikayesi mi?
- Evet. Fakir kızın yükselme hikayesi.
* Peki sen çok hırslı bir insan mısın?
- Kendime zarar vermeyecek kadar hırslıyım. Ben sadece “mutlu olduğum sürece bu işi yapacağım” diyorum. Hazal Kaya diye bir oyuncu var, ben oyum ama öyle yaşamıyorum.