Gizem ve İrem'in ölümü beni çok üzdü
Ünlü şovmen Beyazıt Öztürk Beyaz Gazete'ye verdiği röportajda hayatına dair samimi açıklamalarda bulundu.
Her hafta, 1,5 saat boyunca milyonların karşısında, canlı yayında büyük bir sınav veren Beyaz, o pırıltılı dünyadan sıyrılarak hayata bakışını bizlerle paylaştı.
SABIR BAŞARININ ANAHTARI
Sanat hayatının 16. Yılını kutlayan ve başarısının sırını açıklayan Beyaz,” Her şeyin başı sabır ve inanmaktan geçer. Ben yıllar önce böyle bir şöhret olacağıma inanmıştım. İnandığım doğrular beni buralara getirdi” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE BEYAZ SAYISI 3’E ÇIKTI
16 Yıldan beri gerek özel hayatında gerekse sanat yaşamında duruşunun sade ve net olduğunu belirten Beyaz, “Türkiye’de Beyaz tv ve Beyaz Gazete ile Beyaz sayısı 3’e çıktı. Beyaz Tv’yi yakından takip ediyorum. Son yılların iyi ve en istikrarlı kanalardan biri İnşallah bu çizgisini bozmadan güzel işler yapar. Zaten yaptığı programlar ve haberleri şimdiden büyük ilgi görmekte” dedi.
GİZEM’İN ÖLÜMÜ CİĞERİMİ DAĞLADI
“Bursa’nın Orhangazi ilçesinde ablasıyla birlikte şofbenden zehirlenen 11 yaşındaki Gizem Berra ve ablası İrem Sıla’nın ölümleri beni çok üzdü. Aileye baş salığı diledik. Ancak o aileyi yayına aldığımda ciğerim parçalandı. O gün gülmeyi unuttum sanki gizemler ölmesin. Ne kadar şirin ne kadar akıllı bir çocuktu. İzleyen herkes gözyaşlarına boğuldu. Kelimeler yetmiyor yutkunuyorum ne söylesem ne kadar isyan etsem boş”
ANA GİBİ YAR OLMAZ
“Özel ve sanat hayatında kendi doğrularım üzerine yürüyorum. Bana anasının kuzusu diyorlar doğrudur. Ben anamın sözünü hep dinledim ve dinlediğim içinde hep başarılı oldum. Veysel Karani Hazretleri ‘ de annesinin sözünü dinlemiş kazanmış. Benim hayat felsefem “Ana gibi yar olmaz”dan geçiyor. Benim göremediğimi o görüyor ve haklı çıkıyor. Elbette ben de evlenmek istiyorum. Ve hatta çocuklarım olsun bunu annem de çok istiyor. Bakalım ne zaman bir yuva kuracağız”
TÜRKAN ŞORAY’I OYNATACAĞIM
3 şarkılık bir albüm hazırladığını ilk defa Beyaz Gazete’ye açıklayan Beyaz, albümünün çok yakında piyasaya çıkacağını ve albümünün ilk klibinde de Türkan Şoray’ın rol alacağını söyledi.
KOMEDİ DEĞİL DRAMA KALEME ALDIM
“Türkiye’yi güldüren ve düşündüren adam olarak bu güne kadar hep halktan yana oldum. Şimdi öyle bir şeyi kaleme aldım ki henüz senaryosun yazıyorum. 2 yıl sonra çekimlerine başlayacağım. Bu filimde yine ben oynayacağım. Bu defa güldürmek yerine keder ve elem yaşatacağım. Yıllardan beri güldüren adamın gerçek iç dünyasını ve duygularını anlatacak bu eser”
KENDİNİZİ MAGAZiNDEN NASIL SIYIRDINIZ?
İlişki zincirimi, herkese emekçi gözüyle baktığım için koruyabildim. Özel hayatımda bir şey yaşıyorsam, gerçekten de görünmeden yaşamaya gayret ettim. Her gün bir sürü sıkıntılı haberler yapılıyor. Bunların yanında, ‘Bu gece de burada yakalandı’ gibi bir şekilde haber olmak istemiyorum. Bir sürü şey değişiyor insanın hayatında... Bir kere yaşadıkça alttan almayı öğreniyorsun. Bende öyle oldu yani. Bana olumsuz bir laf söyleyen birisi olduğunda, o lafı söyleyene de teşekkür ederim. Demek ki kendimde düzeltmem gereken kusurlar var diye düşünürüm. İlişkilere de bu gözle bakıyorum. Yaş ilerleyince herkesi daha iyi anlıyorsun. Artık 40’dan yavaş yavaş yukarı çıktığım için o olgunluk üzerime çökmeye başladı.
BEYAZ SHOW SİZE NE ÖĞRETTİ?
Bu camianın içinde neler yapmamam gerektiğini öğretti. Hayatla ilgili beklentim büyük evler, arabalar değil. Hayatımı küçültüp başlangıç yerine dönmek istiyorum artık. Şu anda yaşadığımız bir egodur ve bunu beslemek lazım. Bunu yaşamamız lazımdı, yaşadık. Ama bunu küçültüp oturtma zamanı geliyor. Nezih bir hayata geçiş yapacağım diye düşünüyorum. Büyük bir evde oturuyorsun ama evin hepsini kullanamıyorsun. Belki bir tane odada oturuyorsun. İhtiyaçlarınızı görüyor, zamanla fazlasına gerek olmadığını anlıyorsunuz.
NASIL STRES ATIYORSUNUZ?
Bir şey satın almaktansa kendim yapmayı tercih ediyorum. Eve cam atölyesi kurdum, cam yapıyorum. Üniversitede heykel-seramik eğitimi aldım, belki ileride bu yönde bir şeyler yaparım. Evde resim çalışıyorum. Bir de sık sık yurtdışına gitmek istiyorum. Dünyaya bir kere geldim, her yeri görüp programda anlatmam lazım.
SİZİ MUTLU EDECEK ASGARİ YAŞAM NEDİR?
Geldiğim yeri biliyorum. Daha aşağıda daha az parayla yaşamak, benim için çok büyük sıkıntı olmaz. Ama etrafımdan birisini para yüzünden kaybetmek bana büyük üzüntü verir.
AİLENİZDE KAÇ KİŞİYE BAKMAKLA YÜKÜMLÜSÜNÜZ?
Kimseye bakmıyorum. Bizde kim ne kadar kazandı diye bakılmaz. Para ortaya koyulur, kimin ne kadar ihtiyacı varsa ona göre alır. Benim arkadaş çevremde de böyledir. Altı-yedi kişilik sağlam bir arkadaş grubum var. O gruptaki arkadaşlarım benim kadar para kazanmıyorlar ama bir tatile gidileceği zaman, o tatile kim en az parayı koyabiliyorsa, ben de o kadar para koyarım ve o standarda göre tatil yaparız. Eğer arkadaşımın parası pansiyonda kalmaya yetiyorsa, ben de pansiyonda tatil yaparım. Aynı standartlarda aynı şeyi yiyip içeriz.
NEYE HARCADIĞINIZ PARA SİZİ RAHATSIZ EDER?
Fuzuli giyeceğe... Göz önündeyiz diye bir programa giydiğini bir daha giyememe gibi bir durum var ya, ben ona inanmıyorum. Bir yazlık bir de kışlık alışveriş yaparım, o kadar. Programda ise yıllardır sponsorum olan Damat Tween’den giyiniyorum.
ABİM BABA YARISIDIR
Vespa motosiklet çok istedim. Bir arkadaşımla birlikte ‘Alalım; bermuda şort giyer, kask takarız, tanınmayız’ dedik. Onların aileleri izin verdi, benim abim izin vermedi. “Tanınmış adamsın, yolda biri Beyaz var diye üzerine kırar arabayı, gidersin” dedi. Aylarca rica ettim; onlar aldı, ben alamadım. Abim, “Bir tek şartla izin veririm, kendi sitenin bahçesinde binersen” dedi. Abim benim hayatımda en önemli insanlardan biri, baba yarısı, onun sözünü dinlerim.
EVLENMEK VE ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM
Çok istiyorum. Bütün arkadaşlarım evlendi, sadece ben kaldım. Ama çocuk yapmak değil, onu büyütmek, evliliği yürütebilmek önemli... Yap sonra da ayrıl gibi şeyler bana göre değil. Biz ailemizden böyle gördük. Benim konumumda ayrılık çok yazılıp çizilecek ve karşımdaki insana da zarar verebilecek bir şey olduğu için, onu da düşünüyorum. Zaten benimle ilgili bir şeyler yazılıp çiziliyor. Ama arkamda hayatını kötü duruma sokacağım birini bırakmak istemem. İnce eleyip sık dokuduğum için bugün böyle durumdayım. Bu benim hassasiyetim. Hassasiyetin dozunu artırmış olabilirim ama.
HAYVANLARLA RUHUM TEMİZLENİYOR
Hepsiyle ilgileniyorum. Bendeki hayvanlar genelde serbesttir. Kafesin içinde olmalarını sevmiyorum çünkü. Aldığım ilk gün papağanı dışarı çıkardım, uçmaz dediler; gitti, iki gün sonra geri geldi. Konuşmayı öğretmesek de duygusallığı öğrettik yani. Şimdi papağana konuşmayı öğretmeye çalışıyorum ama evde olmadığım dönemlerde köpek çok havladığı için papağan şu anda havlamaya başladı.
GECE HAYATINDAN SIKILDINIZ MI?
Uzun zamandır gece dışarı çıkmıyorum. Gece çıkmalarını kestim. Arkadaşlarım, dostlarım bana geliyorlar. Bir arkadaşımın ufak bir teknesi var, yazın orada oluyoruz. Gün içinde çok fazla insanla konuşuyoruz. Herkesin hakkınızda merak ettiği şeyler aynı. Bir süre sonra siz de sürekli aynı şeyleri konuşmaya başlıyorsunuz. Kelime haznesi daralmasın diye yeni şeyler okuyup yeni şeyler görüp yeni şeyler yaşamaya karar verdim.
PATATES KIZARTMASINI ÇOK SEVİYORMUŞSUNUZ. BUNUN HİKÂYESİ VAR MI?
Büyürken memuriyetten gelen sıkıntılar yüzünden sık sık patates yiyorduk. Patates kızartmasının yanına biber, üzerine salçalı sos ve yoğurt koydun mu sistem bitiyordu. Ne kadar para kazanırsan kazan, midenin büyüklüğü herkesinkiyle aynı. Çok paran oldu mu daha çok yemek yemiyorsun. Soğan ekmekle de doyuyorsun, pizzayla da... Pizza yiyeceğim diye de değer yargılarını yok etmemek lazım.
VERGİMİ VERİYORUM
Tabii ki... Sektörün en kârlı tarafı reklam. Çünkü reklamı bir kere çekiyorsun. Senede 15 gün çalışıyorsun. Reklam bizim sektördeki insanların hepsinin beklediği, gelse de oynasak dediği şeydir. Eğer kendini ispat edip ürünü sattırıyorsan, o zaman başkaları da takip ediyor. Parayla ilgili çok konuşmuyorum. Çünkü vergisini veriyorum. Alıp verdiğim ortada. Başkalarının ne aldığını takip etmiyorum. Onlara göre de fiyat politikası belirlemiyorum. Ben içindeki o ürünün gerçekten adamı oluyorum. Fiyat politikasını buna göre belirliyorum.
TÜRKİYE’DE BU İŞİN HAKKI VERİLİYOR MU?
Bence herkes bir reklâm filmi gelse de oynasam diye düşünüyor. Herkes bu işten para kazanıldığını biliyor. Paradan önemlisi Türkiye’de iyi reklâm çekiliyor. Reklamcılar, sinema-dizi sektörüne kalite getirmeye başladılar. Klasman yükseldi.
Belki kendi TV programında yakalamadığın görselliği yakalayabiliyorsun. Bunlar da sana çok şey katıyor. Bunların fiyatı yok. Bunları göz önünde bulundurursan belki de aldığın parayı düşünmen lazım. Ben reklam da oynuyorum ve bu parayı alıyorum diye bakmamak lazım.
EN BÜYÜK LÜKSÜM 410 BİN LİRALIK ARABAM
"Benim lüks harcamalarım arabamın daha iyi olması...Saat, takı merakım yok. Aile yüzüğünün dışında herhangi pahalı bir koleksiyonum yok. Araba alırken de hayatım boyunca satmayayım da bana yıllarca eşlik etmiş dost gibi olsun isterim. Araba değiştirdim, bir sürü şey yaptım (Şu anda Maserati Gran Turismo S kullanıyor 410 bin lira). Ama koleksiyon merakım olmadı. Eve de o gözle bakıyorum. Aldığım ev bana yıllarca eşlik etsin istiyorum. Bugüne kadar saçmalamışım dediğiniz ne satın aldınız sorusuna ise Öztürk, "Eve bir tane müzik dolabı aldım... Annem bu katalitiği niye aldın dedi (gülüyor). Anladım ki gereksizmiş. En çok yemeğe para harcarken çok mutlu oluyorum. İyi yemek yemeyi seviyorum ve fasılı seviyorum" yanıtını veriyor.
NASIL BİR PATRONSUNUZ?
Göremiyorum. Patron olmayı da istemiyorum. Benim çalışanımla ilgili bir ayarım yok. Ben ya çok arkadaş oluyorum ya da çok mesafeli. İnsan çalıştırmak çok başka bir şey. Yanımdakilerden bir hafta izin isteyene 3 gün verip de ağlamasını değil, 1 ay verip kıymet bilmesini istiyorum. Ama bunu ticarete girdiğinde yapamazsın. Sadece kendim için değil, ailem için de yapıyorum. Ailecek kenetlendik. Bizde kim ne kadar kazandı diye bakılmaz. Para ortaya koyulur. O paradan kimin ne kadar ihtiyacı varsa ona göre alır. Bizim camiada ne yazık ki iniş-çıkış hikâyeleri görüyoruz. Bugün alkışlanıyorsun. Ama yarın öbür gün, iş bittiğinde o gün kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek durumda olman lazım. Yarın sistem değişir, her şey değişir, parana çok fazla güvenemezsin. O yüzden gayrimenkul gibi başka yatırımlar yapmaya gayret ediyorum.
TOPLUM ÇOK GERGİN
Ülkemizde yaşanan birçok olay insanlarımız üzerinde negatif enerji oluşturdu. Biz sanatçılar başta olmak üzere ülkeyi idare eden herkes halkımıza olumlu şeyler sunmalı. Önce şehit haberleri ardından deprem ve ekonomik sıkıntılar insanlarımızı bunaltı. İnşallah 2012 halkımız ve tüm dünya insanlarını hayr ve bereket getirir.
BEYAZ GAZETE
SABIR BAŞARININ ANAHTARI
Sanat hayatının 16. Yılını kutlayan ve başarısının sırını açıklayan Beyaz,” Her şeyin başı sabır ve inanmaktan geçer. Ben yıllar önce böyle bir şöhret olacağıma inanmıştım. İnandığım doğrular beni buralara getirdi” ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE BEYAZ SAYISI 3’E ÇIKTI
16 Yıldan beri gerek özel hayatında gerekse sanat yaşamında duruşunun sade ve net olduğunu belirten Beyaz, “Türkiye’de Beyaz tv ve Beyaz Gazete ile Beyaz sayısı 3’e çıktı. Beyaz Tv’yi yakından takip ediyorum. Son yılların iyi ve en istikrarlı kanalardan biri İnşallah bu çizgisini bozmadan güzel işler yapar. Zaten yaptığı programlar ve haberleri şimdiden büyük ilgi görmekte” dedi.
GİZEM’İN ÖLÜMÜ CİĞERİMİ DAĞLADI
“Bursa’nın Orhangazi ilçesinde ablasıyla birlikte şofbenden zehirlenen 11 yaşındaki Gizem Berra ve ablası İrem Sıla’nın ölümleri beni çok üzdü. Aileye baş salığı diledik. Ancak o aileyi yayına aldığımda ciğerim parçalandı. O gün gülmeyi unuttum sanki gizemler ölmesin. Ne kadar şirin ne kadar akıllı bir çocuktu. İzleyen herkes gözyaşlarına boğuldu. Kelimeler yetmiyor yutkunuyorum ne söylesem ne kadar isyan etsem boş”
ANA GİBİ YAR OLMAZ
“Özel ve sanat hayatında kendi doğrularım üzerine yürüyorum. Bana anasının kuzusu diyorlar doğrudur. Ben anamın sözünü hep dinledim ve dinlediğim içinde hep başarılı oldum. Veysel Karani Hazretleri ‘ de annesinin sözünü dinlemiş kazanmış. Benim hayat felsefem “Ana gibi yar olmaz”dan geçiyor. Benim göremediğimi o görüyor ve haklı çıkıyor. Elbette ben de evlenmek istiyorum. Ve hatta çocuklarım olsun bunu annem de çok istiyor. Bakalım ne zaman bir yuva kuracağız”
TÜRKAN ŞORAY’I OYNATACAĞIM
3 şarkılık bir albüm hazırladığını ilk defa Beyaz Gazete’ye açıklayan Beyaz, albümünün çok yakında piyasaya çıkacağını ve albümünün ilk klibinde de Türkan Şoray’ın rol alacağını söyledi.
KOMEDİ DEĞİL DRAMA KALEME ALDIM
“Türkiye’yi güldüren ve düşündüren adam olarak bu güne kadar hep halktan yana oldum. Şimdi öyle bir şeyi kaleme aldım ki henüz senaryosun yazıyorum. 2 yıl sonra çekimlerine başlayacağım. Bu filimde yine ben oynayacağım. Bu defa güldürmek yerine keder ve elem yaşatacağım. Yıllardan beri güldüren adamın gerçek iç dünyasını ve duygularını anlatacak bu eser”
KENDİNİZİ MAGAZiNDEN NASIL SIYIRDINIZ?
İlişki zincirimi, herkese emekçi gözüyle baktığım için koruyabildim. Özel hayatımda bir şey yaşıyorsam, gerçekten de görünmeden yaşamaya gayret ettim. Her gün bir sürü sıkıntılı haberler yapılıyor. Bunların yanında, ‘Bu gece de burada yakalandı’ gibi bir şekilde haber olmak istemiyorum. Bir sürü şey değişiyor insanın hayatında... Bir kere yaşadıkça alttan almayı öğreniyorsun. Bende öyle oldu yani. Bana olumsuz bir laf söyleyen birisi olduğunda, o lafı söyleyene de teşekkür ederim. Demek ki kendimde düzeltmem gereken kusurlar var diye düşünürüm. İlişkilere de bu gözle bakıyorum. Yaş ilerleyince herkesi daha iyi anlıyorsun. Artık 40’dan yavaş yavaş yukarı çıktığım için o olgunluk üzerime çökmeye başladı.
BEYAZ SHOW SİZE NE ÖĞRETTİ?
Bu camianın içinde neler yapmamam gerektiğini öğretti. Hayatla ilgili beklentim büyük evler, arabalar değil. Hayatımı küçültüp başlangıç yerine dönmek istiyorum artık. Şu anda yaşadığımız bir egodur ve bunu beslemek lazım. Bunu yaşamamız lazımdı, yaşadık. Ama bunu küçültüp oturtma zamanı geliyor. Nezih bir hayata geçiş yapacağım diye düşünüyorum. Büyük bir evde oturuyorsun ama evin hepsini kullanamıyorsun. Belki bir tane odada oturuyorsun. İhtiyaçlarınızı görüyor, zamanla fazlasına gerek olmadığını anlıyorsunuz.
NASIL STRES ATIYORSUNUZ?
Bir şey satın almaktansa kendim yapmayı tercih ediyorum. Eve cam atölyesi kurdum, cam yapıyorum. Üniversitede heykel-seramik eğitimi aldım, belki ileride bu yönde bir şeyler yaparım. Evde resim çalışıyorum. Bir de sık sık yurtdışına gitmek istiyorum. Dünyaya bir kere geldim, her yeri görüp programda anlatmam lazım.
SİZİ MUTLU EDECEK ASGARİ YAŞAM NEDİR?
Geldiğim yeri biliyorum. Daha aşağıda daha az parayla yaşamak, benim için çok büyük sıkıntı olmaz. Ama etrafımdan birisini para yüzünden kaybetmek bana büyük üzüntü verir.
AİLENİZDE KAÇ KİŞİYE BAKMAKLA YÜKÜMLÜSÜNÜZ?
Kimseye bakmıyorum. Bizde kim ne kadar kazandı diye bakılmaz. Para ortaya koyulur, kimin ne kadar ihtiyacı varsa ona göre alır. Benim arkadaş çevremde de böyledir. Altı-yedi kişilik sağlam bir arkadaş grubum var. O gruptaki arkadaşlarım benim kadar para kazanmıyorlar ama bir tatile gidileceği zaman, o tatile kim en az parayı koyabiliyorsa, ben de o kadar para koyarım ve o standarda göre tatil yaparız. Eğer arkadaşımın parası pansiyonda kalmaya yetiyorsa, ben de pansiyonda tatil yaparım. Aynı standartlarda aynı şeyi yiyip içeriz.
NEYE HARCADIĞINIZ PARA SİZİ RAHATSIZ EDER?
Fuzuli giyeceğe... Göz önündeyiz diye bir programa giydiğini bir daha giyememe gibi bir durum var ya, ben ona inanmıyorum. Bir yazlık bir de kışlık alışveriş yaparım, o kadar. Programda ise yıllardır sponsorum olan Damat Tween’den giyiniyorum.
ABİM BABA YARISIDIR
Vespa motosiklet çok istedim. Bir arkadaşımla birlikte ‘Alalım; bermuda şort giyer, kask takarız, tanınmayız’ dedik. Onların aileleri izin verdi, benim abim izin vermedi. “Tanınmış adamsın, yolda biri Beyaz var diye üzerine kırar arabayı, gidersin” dedi. Aylarca rica ettim; onlar aldı, ben alamadım. Abim, “Bir tek şartla izin veririm, kendi sitenin bahçesinde binersen” dedi. Abim benim hayatımda en önemli insanlardan biri, baba yarısı, onun sözünü dinlerim.
EVLENMEK VE ÇOCUK SAHİBİ OLMAK İSTİYORUM
Çok istiyorum. Bütün arkadaşlarım evlendi, sadece ben kaldım. Ama çocuk yapmak değil, onu büyütmek, evliliği yürütebilmek önemli... Yap sonra da ayrıl gibi şeyler bana göre değil. Biz ailemizden böyle gördük. Benim konumumda ayrılık çok yazılıp çizilecek ve karşımdaki insana da zarar verebilecek bir şey olduğu için, onu da düşünüyorum. Zaten benimle ilgili bir şeyler yazılıp çiziliyor. Ama arkamda hayatını kötü duruma sokacağım birini bırakmak istemem. İnce eleyip sık dokuduğum için bugün böyle durumdayım. Bu benim hassasiyetim. Hassasiyetin dozunu artırmış olabilirim ama.
HAYVANLARLA RUHUM TEMİZLENİYOR
Hepsiyle ilgileniyorum. Bendeki hayvanlar genelde serbesttir. Kafesin içinde olmalarını sevmiyorum çünkü. Aldığım ilk gün papağanı dışarı çıkardım, uçmaz dediler; gitti, iki gün sonra geri geldi. Konuşmayı öğretmesek de duygusallığı öğrettik yani. Şimdi papağana konuşmayı öğretmeye çalışıyorum ama evde olmadığım dönemlerde köpek çok havladığı için papağan şu anda havlamaya başladı.
GECE HAYATINDAN SIKILDINIZ MI?
Uzun zamandır gece dışarı çıkmıyorum. Gece çıkmalarını kestim. Arkadaşlarım, dostlarım bana geliyorlar. Bir arkadaşımın ufak bir teknesi var, yazın orada oluyoruz. Gün içinde çok fazla insanla konuşuyoruz. Herkesin hakkınızda merak ettiği şeyler aynı. Bir süre sonra siz de sürekli aynı şeyleri konuşmaya başlıyorsunuz. Kelime haznesi daralmasın diye yeni şeyler okuyup yeni şeyler görüp yeni şeyler yaşamaya karar verdim.
PATATES KIZARTMASINI ÇOK SEVİYORMUŞSUNUZ. BUNUN HİKÂYESİ VAR MI?
Büyürken memuriyetten gelen sıkıntılar yüzünden sık sık patates yiyorduk. Patates kızartmasının yanına biber, üzerine salçalı sos ve yoğurt koydun mu sistem bitiyordu. Ne kadar para kazanırsan kazan, midenin büyüklüğü herkesinkiyle aynı. Çok paran oldu mu daha çok yemek yemiyorsun. Soğan ekmekle de doyuyorsun, pizzayla da... Pizza yiyeceğim diye de değer yargılarını yok etmemek lazım.
VERGİMİ VERİYORUM
Tabii ki... Sektörün en kârlı tarafı reklam. Çünkü reklamı bir kere çekiyorsun. Senede 15 gün çalışıyorsun. Reklam bizim sektördeki insanların hepsinin beklediği, gelse de oynasak dediği şeydir. Eğer kendini ispat edip ürünü sattırıyorsan, o zaman başkaları da takip ediyor. Parayla ilgili çok konuşmuyorum. Çünkü vergisini veriyorum. Alıp verdiğim ortada. Başkalarının ne aldığını takip etmiyorum. Onlara göre de fiyat politikası belirlemiyorum. Ben içindeki o ürünün gerçekten adamı oluyorum. Fiyat politikasını buna göre belirliyorum.
TÜRKİYE’DE BU İŞİN HAKKI VERİLİYOR MU?
Bence herkes bir reklâm filmi gelse de oynasam diye düşünüyor. Herkes bu işten para kazanıldığını biliyor. Paradan önemlisi Türkiye’de iyi reklâm çekiliyor. Reklamcılar, sinema-dizi sektörüne kalite getirmeye başladılar. Klasman yükseldi.
Belki kendi TV programında yakalamadığın görselliği yakalayabiliyorsun. Bunlar da sana çok şey katıyor. Bunların fiyatı yok. Bunları göz önünde bulundurursan belki de aldığın parayı düşünmen lazım. Ben reklam da oynuyorum ve bu parayı alıyorum diye bakmamak lazım.
EN BÜYÜK LÜKSÜM 410 BİN LİRALIK ARABAM
"Benim lüks harcamalarım arabamın daha iyi olması...Saat, takı merakım yok. Aile yüzüğünün dışında herhangi pahalı bir koleksiyonum yok. Araba alırken de hayatım boyunca satmayayım da bana yıllarca eşlik etmiş dost gibi olsun isterim. Araba değiştirdim, bir sürü şey yaptım (Şu anda Maserati Gran Turismo S kullanıyor 410 bin lira). Ama koleksiyon merakım olmadı. Eve de o gözle bakıyorum. Aldığım ev bana yıllarca eşlik etsin istiyorum. Bugüne kadar saçmalamışım dediğiniz ne satın aldınız sorusuna ise Öztürk, "Eve bir tane müzik dolabı aldım... Annem bu katalitiği niye aldın dedi (gülüyor). Anladım ki gereksizmiş. En çok yemeğe para harcarken çok mutlu oluyorum. İyi yemek yemeyi seviyorum ve fasılı seviyorum" yanıtını veriyor.
NASIL BİR PATRONSUNUZ?
Göremiyorum. Patron olmayı da istemiyorum. Benim çalışanımla ilgili bir ayarım yok. Ben ya çok arkadaş oluyorum ya da çok mesafeli. İnsan çalıştırmak çok başka bir şey. Yanımdakilerden bir hafta izin isteyene 3 gün verip de ağlamasını değil, 1 ay verip kıymet bilmesini istiyorum. Ama bunu ticarete girdiğinde yapamazsın. Sadece kendim için değil, ailem için de yapıyorum. Ailecek kenetlendik. Bizde kim ne kadar kazandı diye bakılmaz. Para ortaya koyulur. O paradan kimin ne kadar ihtiyacı varsa ona göre alır. Bizim camiada ne yazık ki iniş-çıkış hikâyeleri görüyoruz. Bugün alkışlanıyorsun. Ama yarın öbür gün, iş bittiğinde o gün kimseye muhtaç olmadan yaşayabilecek durumda olman lazım. Yarın sistem değişir, her şey değişir, parana çok fazla güvenemezsin. O yüzden gayrimenkul gibi başka yatırımlar yapmaya gayret ediyorum.
TOPLUM ÇOK GERGİN
Ülkemizde yaşanan birçok olay insanlarımız üzerinde negatif enerji oluşturdu. Biz sanatçılar başta olmak üzere ülkeyi idare eden herkes halkımıza olumlu şeyler sunmalı. Önce şehit haberleri ardından deprem ve ekonomik sıkıntılar insanlarımızı bunaltı. İnşallah 2012 halkımız ve tüm dünya insanlarını hayr ve bereket getirir.
BEYAZ GAZETE