Rafet El Roman: Mutlu adam iyi beste yapamaz

Ajda'ya da Sibel Can'a da şarkı verdim ama yüceltemediler.

Rafet El Roman, yeni dizisi“Eve Düşen Yıldırım”la oldukça iddialı. Tüm yoğunluğunun arasında genç isimlere destek olmayı da ihmal etmiyor. Albüm yaptığı Sarp Palaur adındaki son keşfine çok güveniyor...

Başkalarına beste vermeyen Rafet El Roman, “ İnan artık seni hiç sevmiyorum adlı şarkımı önce Ajda Pekkan’a vermiştim. Ne klip çekildi ne bir şey. Aynı şeyi Ebedi Sevgili şarkımda Sibel Can’la da yaşadım. Şarkılarımı kendim okuyunca yüceliyorlar” diyor.

Nasıl keşfettiniz Sarp’ı ve sonra her şey nasıl gelişti?

2 yıl önce “Müzik Benim Hayatım” diye bir proje başlattım. Amacım; genç yeteneklere destek olmak. Biliyorsunuz bunu ilk Yusuf Güney’le başlattım. Çok da keyif aldım. Dolayısıyla işi daha da büyütmek ve herkese bu fırsatı tanımak istedim.

Kendi tarzı olduğuna inan kişiler bana videolarını yolluyorlar. Şu ana dek 10 bin video oldu. Bunları dinleyip eledim ve sayıyı 400 kişiye dek indirmeyi başardım. Videosunu yollayanlardan biri de henüz 23 yaşında olan Sarp’tı. Yaptığı romantik rap’i kendime çok yakın buldum.

İnternette keşfedilmemiş o kadar çok sanatçı var ki... Onları kliplendirip, ekranlara taşımak, onlara arz-talep oluşturmak istiyorum. Ayrıca yine bu, Müzik Benim Hayatım projesi kapsamında Ocak ayında 24 amatör 24 şarkı diye bir albüm çıkartacağız.

Sarp Palaur: 10 yıldır müzikle uğraşıyorum. Gitar, klavye çalıyorum. Rafet Abi’yle geçen sene tanıştık ve her şey çok çabuk gelişti. Açık ve Net adında 10 şarkılık bir albüm hazırladık. Rafet Abi’nin Bir Melek Diliyorum şarkısının cover’ına da yer verdik. Normalde rap’in serti makbuldur. Ama ben buna uymuyorum. Sözlerin manaları sert ama duyumu sert değil, bu da benim kişiliğimden kaynaklanıyor.

Rafet Bey, siz bu işlere başlarken size de destek olan birileri oldu mu?

Yok... Ben tam 10 yıl boyunca demolarım elimde yapımcı aradım. Sürekli Almanya’dan Türkiye’ye gidip geldim. Ama hep olumsuz yanıtlar aldım; ta ki 1994 yılında Perran Kutman’ın eşi Koray Bey beni çok farklı olduğum için beğenene kadar.

16 yılda 10 albüm... Ve bu albümlerde ibre hiç aşağı inmedi...

Benim hayat felsefem “istikrar”...

Tarzımı değiştirme cesaretim yok

Bu kadar uzun yıllar boyunca yok olmadan hep var olabilmek, satan albümler yapmak çok zor. Sırrınız nedir?

Kendi düşünce ve hislerime güveniyorum. Asla şu şarkıyı yapayım, kesin tutar diye birşey yok. “Dinleyicinin hislerine nasıl tercüman olabilirim” diyorum; kendimden de çıkmak zorunda kalabiliyorum yani. Yazın kulüplerde bangır bangır çalan şarkıların peşinden gitmedim.

İnsanların her mevsim dinleyebileceği şarkıları söylemeyi tercih ettim. Bir de hiçbir zaman ödün vermedim. “Müziğimi değiştireyim; rock ya da oryantal yapayım” demedim. Açıkçası değişikliğe cesaret de edemedim. Hüzünlü, romantik şarkıları hep korumaya çalıştım. Belki başarımın sırrı da burada yatıyor.

Başarımı hüzünlere borçluyum demişsiniz. Çok mutlu bir insan iyi beste yapamaz mı?

Açıkçası yapamaz. Çok mutluluk yaptırmaz. Acı her zaman daha derin düşüncelere, daha derin manalı şeylere taşır. Ben çoğu şarkılarımı hep yalnızlığıma ve hüzünlerime borçluyumdur. Asla kalabalığa, rahatlığa ve mutluluğa borçlu değilim.

Ben sizin pek güldüğünüzü de hatırlamıyorum.


O da bir hayat çizgisi artık. Hüzünlü, romantik şarkılar yazınca bu bir yaşam tarzı haline geldi.

Şarkılarınızın etkisinde mi kalıyorsunuz yani?

Yıllarca öyle şarkılar yapınca öyle oluyor. Durgunsunuz, düşüncelisiniz, daha çok iç sesiniz var... Ve seversiniz de sonra bunu. İçinizde yaşadığınız şeyler daha değerli çünkü.

Bu yaza 24 şarkılık “best of albüm” hazırlıyorum

Kaç besteniz vardır; kaçını dinleyebildik?

80 bestemi dinlediniz. Ama bir 100 adet daha yarım kalmış bestem var. Bir de kaçırdıklarım oluyor; tam uykuya dalacakken aklıma geliyor bazen, hemen kalkıp not alıyorum. Arabada giderken aklıma gelirse, hep tekrarlıyorum. Ama bazen de not alamıyorum, gidiyor.

Kıymeti bilinmedi dediğiniz bir şarkı var mı?


Kliplendirmediğim için yeterince duyuramadığım şarkılarım oldu. Bir önceki albümümdeki Son Veda adlı şarkım gibi... Ama bir ‘best of albüm’ hazırlıyorum; önümüzdeki yaz çıkacak.

Siz bestelerinizi diğer sanatçılara pek vermiyorsunuz. Neden; en güzel siz mi seslendiriyorsunuz?

Bir o, bir de bunun Türkiye’de çok vefakar bir dönüşü olmuyor. Zamanında “İnan artık seni hiç sevmiyorum” adlı şarkımı Ajda Pekkan’a vermiştim. Kliplendireceğiz, şöyle olacak böyle olacak dediler. Sonra ne klip çekildi ne de bir şey. Sonra ben kendi albümümde kullandım, çok daha başarılı oldu.

Aynı şeyi geçen albümde Sibel Can’da da yaşadık. Çok sevdiğim Ebedi Sevgili’yi verdim. Ama yücelmedi. Şarkılarımı ben okuduğumda daha çok ortaya çıkıyorlar.

“Sarp, kara kaşlı kara gözlü olsa biraz düşünürdüm”

Sarp’ın sarı saçlı mavi gözlü biri olması karar vermemi daha da çabuklaştırdı. Kara kaşlı kara gözlü biri olsa düşünürdüm belki. Oysa baktım ve “Bu çocuğun yaptığı müzik ve görünümüyle Avrupai bir çizgisi var” dedim.

Esmer, uzun saçlı, iri gözlü kadınlara düşkünlüğüm var

Şu anda hayatınızda kimse var mı?

Yok.

Aşık olacağınız kadında ne arıyorsunuz?

Güzellik. Erkek her şeyi güzellikte arar.

Güzellik anlayışınız ne peki; ayrıntı verseniz.


Çocukluğumdan beri esmerlere düşkünlüğüm var; uzun düz saçlı, iri gözlü.

Gelelim yeni dizinize... Eve Düşen Yıldırım’ı ne zaman izleyeceğiz?

Çektik ama yapımcı tarafından çok beğenilmedi. Şimdi yönetmen ve birçok oyuncu değişti. Çektiğimiz tüm bölümleri yeniden çekiyoruz.

Türkiye’ye mi yerleştiniz peki bu dizi için; durum ne?

Yok; gidip geliyorum. Kızlarım orada okuyor çünkü... İki yıl sonraysa büyük kızım istediği için Los Angeles’a yerleşeceğiz; bir kafe açmayı düşünüyorum orada.

Sinema filmi yok mu?

Mayıs’ta senaryosu bana ait olan bir film çekeceğim. Başrolde de ben oynayacağım; bir baba-kız hikayesi...

Kızlarınız evlenmenizi istemiyormuş...

İstemiyorlar evet. Karşıma çıkanlara da hemen tırnaklarını gösteriyorlar (gülüyor).

Özel hayatınız bir dönem basına çok yansıdı. Keşke öyle olmasaydı diyor musunuz?

O süreçten geçtim; hataydı tabii ki. Ama dünyada da Türkiye’de de tüm starlar böyle...