Ezgi Mola: 'Kontrol Manyağıyım'

'Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi' filminde 'Jülide' karakterini canlandıran Ezgi Mola, tam bir kontrol manyağı olduğunu söylüyor.

Bu sezon Ezgi Mola'yı tam dört filmde birden izleyeceğiz. Bu filmler; 'Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi', 'Dedemin İnsanları', 'Pazarları Hiç Sevmem' ve 'Ay Büyürken Uyuyamam'. Kasım ayında televizyon ekranında da seyirci karşısına çıkacak olan Mola, 'Bir Ömür Yetmez' isimli dizide alışılagelmiş portrelerinden farklı bir kişiliğe bürünecek. Mola, Yeni Aktüel dergisinden Neslihan Perker'in sorularını yanıtladı...

'Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi'ndeki rolünüzden başlayalım... Oradaki karakterinizden bahseder misiniz?

'Jülide'; eşini kaybetmiş, 30'lu yaşlarında, çocuğu, babası, babasının ikinci karısı, erkek kardeşi ve babaannesi ile birlikte yaşayan bir kadın. 'Jülide' çok sürprizli bir kadın bence, oynarken de büyük keyif aldım. Silik, dikkat çekmeyecek insanlara bakarız bazen, kendi kendimize "Bunu biraz besle, altından neler çıkar" diye düşünürüz. İşte tam da böyle bir karakter.

NE MUTLU BANA

Bu sene Türk sinemasında dört filmde rol alarak ön plana çıktınız...


Filmlerin hepsinin merkezinde değilim. 'Celal Tan'da başrollerden biriyim. 'Dedemin İnsanları'nda en dokunaklı sahnelerden birindeyim. Hatta Yunanca konuşuyorum canlandırdığım karakterde. Bunun için öncesinde bir ay ders aldık. 'Pazarları Hiç Sevmem' filmi ise Mayıs ayında çekildi. Hepsinde bambaşka resimler var.

Türkiye'de çok alışılagelmiş olan 'rol üstüne yapıştı' durumunu ortadan kaldırdınız. Her projede farklı bir Ezgi Mola görüyoruz...

Öyleyse ne mutlu bana! En azından sinemada bunu yapabiliyor olmak mutluluk verici. Çünkü televizyonda imkanlar kısıtlı.

Komedide de çok başarılıydınız...

Çok teşekkürler. Ben de kendi kendime gülüyorum. Normal hayatımda da biri bana gülünce çok eğlenirim, daha da gülsün diye komiklikler yaparım küçük bir çocuk gibi.

KİMSE KİMSEYİ YEMESİN

Kendinizle dalga geçer misiniz?


Dalga geçmek ne kelime; yerden yere vuruyorum.

Peki, egonuz nerede?

Hiç egom yok dersem yalan olur. Yok deyip de kimse kimseyi yemesin. Oyunculuk yapıyorsanız ve kendinizi seyrettiğiniz bir mesleğiniz varsa, izleniyorsanız; ego vardır. Ne bileyim, çok da takılmıyorum herhalde hayatımda böyle şeylere. O kadar çok sorun var ki, bir de bunu eklemenin manası yok.

'Jülide' karakteri için sürprizlerle dolu dediniz. Peki siz hiç birden hayatınızı değiştirdiniz mi?

Evet, böyle bir durum yaşadım, hem de çok yakın bir zamanda. Kariyerimden hayattaki duruşuma kadar her şeyimi sorguladım. Kendi kafamın içinde bir çıkmaza girdim, yani bu süreç tamamen benimle alakalıydı. Şimdiye kadar her şeye sürekli pozitif yaklaştığıma karar verdim, böylesi de zarar.

Neden, kazık mı yediniz?

Yok, öyle bir şey değil. Kendi kendime, gereğinden fazla olumlu düşünerek yaklaştığımı fark ettim olaylara. Burada da pozitif düşünmekle de şunu anlatmak istiyorum; bazı şeyleri de dibine vurarak yaşamalısınız. Hayatta sürekli "Dengesiz olmamalıyım" diye kasmaya gerek yokmuş.

Çok mu kontrollüsünüz?

Kontrol manyağıyım. Şunu şöyle yapalım, bunu böyle yapmalıyız ama bak bu daha iyi olur... Yok yani artık! Dedim ki, bir şeyler yapacaksam öncelikle kendim için yapmam lazım.

"BEN VARIM"

Aşk yaşarken de kontrol manyağı mısınız?


Aşkı yaşadığım andan ziyade, aşkın kendisine karşı kontrollüydüm. Hiç gerek yokmuş.

Peki, aşka inanıyor musunuz?


Bilmem... Evet, yani aşk diye bir şey var kesinlikle.

Ensenizdeki "Ben varım" yazılı dövme dikkatimi çekti...

Çocukluğumdan kalma, kendi varlığımla ilgili bir şeydi bu. Konservatuvara başladığımızda hocamız "Elinizi kaldırın ve varlığınızı hissedin deyince" küçük yaşlarımdan kalma o detayı hatırladım ve bu dövmeyi yaptırdım enseme. Hiç görmesem de bir yerimde kalmalı dediğim bir cümledir.

Karşımızda oldukça değişmiş bir Ezgi Mola var. Nasıl oldu bu?

"Ben varım..." Kökeninde bu var. "Daha iyi olmak istiyorum" dedim, "Mutlu olabilirim..." Kendime kötü davranmak istemediğime karar verdim.

'Jülide' rolünü nasıl aldınız?

Onur ağabey (Ünlü) beni aradı ve "Görüşelim" dedi. Senaryoyu okuduktan sonra "Bu bir kara komedi mi?" diye sordum. O da "Köküne kadar" dedi.

Sizi hep komedi yanı ağır basan başarılı bir oyuncu olarak izledik. Şimdi ise karşımızda tam anlamıyla dişi bir kadın var...

Yaa, gerçekten mi?

Evet kesinlikle. Değişiminizle bambaşka bir Ezgi çıkmış ortaya...

Şaşırtmayı seviyorum. Bunu da en çok oyunculukla yapmaktan keyif alıyorum. Oyun oynuyorum aslında. "Şu kıyafeti mi giysek, bu makyajı mı denesek?" derken, her seferinde kendimde başka bir şey görüyorum. Ciddi bir kariyer planlaması yapıp 30 kilo vereyim de bu değişim olsun demedim. Kendimi şaşırtmak istiyorum her şeyden önce. Gerisi zaten gelir.

DÜNYADAKİ HERKESİ İKNA EDEBİLİRİM

Tahammül edemediğiniz şey nedir?


Herhangi bir konu bana aktarılırken, anlamadığımı zannedip aptal yerine koymaları beni deli ediyor. Bizim toplumumuzda herkes en zeki ya! "Dur onu ben yaparım" işgüzarlığına da sahip olabiliyoruz, akışına bırakmak burada da geçerli.

Hayallerinizin kaçta kaçını gerçekleştirdiniz?

Kurduğum hayaller, çocukluktan beri aynı tutarlılıkta gidiyor. Şu anda yaptıklarım, hayallerim.

Çok istediğiniz bir şeyden hiç vazgeçmek zorunda kaldınız mı?

Çok yapmak istediğim bir şey için karşımdakini ikna etmek daha kolaydır benim için. İnanıyorsam, tatlı dille ve samimiyetle herkesi ikna edebilirim.

KISKANIRIM AMA KRİZE NEDEN OLMAM

Hemcinsleri tarafından sevilen bir kadınsınız ki bunu başarmak zordur. Neden seviyorlar sizi?

Bilmiyorum, oynadığım rollerle alakalıdır herhalde. Empati kurulur canlandırdığım karakterlerle, "Beni sana çok benzetiyorlar" diyen çok olur. Bu da benim hoşuma gidiyor. Elimden geldiğince oynarken en sıradan ve samimi şeyi bulmaya çalışıyorum.

Kıskanç mısınız?


Annemi, en yakın arkadaşımı, erkek arkadaşımı kıskanırım ama krize neden olmam. Diyelim ki arkadaşlarım benden habersiz toplandı, neden aramadılar diye bozulurum.

BEDEN DEĞİŞTİKÇE HOŞUNUZA GİDİYOR

15 kilo vermişsiniz, özel bir diyet uyguladınız mı?


İki köpeğimi alıp sürekli yürüdüm. Spor, günlük hayatımın bir parçası oldu ve beslenme uzmanı Yelda Kahvecioğlu ile tanıştım. Yaptığım her şeyi, daha mantıklı bir şekilde zarar görmeden de yapabileceğimi gösterdi.

Nasıl besleniyorsunuz?

Hamur işlerini çok severim, şimdi onları unutmaya çalışıyorum. Tatlıları da kendimden uzak tutuyorum. Su hiç içmezdim artık günde en az iki litre içmeye çalışıyorum.

Daha kilo vermeyi düşünüyor musunuz?


Beden değiştikçe hoşunuza gidiyor ama derdim sıfır beden olmak değil.