Tuvana Türkay: Sadece işime aşığım

'Yer Gök Aşk' dizisinde izlediğimiz Tuvana Türkay, sezonun can alıcı puantiyeli kıyafetleriyle InStyle dergisine poz verdi.

‘Yer Gök Aşk’ dizisinin Ürgüp’te devam eden çekimleri nedeniyle bir süreliğine İstanbul’dan ayrı kalan genç oyuncu Tuvana Türkay (21), yedi tepeli şehri “Sırdaşım” diye tanımlıyor. Diğer yoğun çalışan insanların aksine onun için dinlenmek asla uzanmak, uyumak değil. At binmek, yüzmek gibi başkalarına yorucu gelebilecek sporlar, genç oyuncunun dinlenmek adına vazgeçilmezleri arasında yerini alıyor.

Koyu renk saçları, kocaman gözleri ve kalın dudaklarıyla önümüzdeki günlerde adından daha çok söz ettirecek Türkay’ın önemli avantajlarından biri de düzgün vücut hatları. Modayla oldukça ilgili olduğunu, daha çekimin ilk dakikalarında anlamak mümkün. “Modaya dair düşüncelerimi Oscar Wilde’dan bir alıntıyla ifade edebilirim. Şöyle diyor Wilde: ‘Moda o kadar dayanılmaz, öyle çirkin bir şeydir ki altı ayda bir değiştirmek zorunda kalırsınız.’ Ben modada kesinlikle tam bir klasikçiyim. Giyim stilimi sade ve klasik diye tanımlayabilirim, giydiğim hiçbir kıyafet ileride çocuğumun fotoğraflarıma bakıp güleceği türden şeyler değil. İki parçaymış gibi görünen tek parça gömlek elbiseler dolabımın vazgeçilmezleri arasında. Kendimi içerisinde iyi hissetmeyeceğim hiçbir şeyi giymem. Buna en iyi örnekler; dekoltesi fazla ve süslü püslü kıyafetlerdir.”

“Adaletsizliğe tahammülüm yok”

Hayatta kendi sınırlarını çok iyi bildiğini söyleyen güzel oyuncu, bunu büyüdüğü ortama bağlıyor. “Hem bilgisayarla, hem de sokakta oynayabilen son neslin temsilcisiyim. Bugün de yaramazlığımdan bir şey kaybetmiş sayılmam. Ancak hayata karşı büyüdüğüm kısımlar da var, mesela saygısızlığa ve adaletsizliğe hiç tahammülüm yok. Bu tür konularda kendi başıma gelmese bile çok fevri davranabiliyorum. Hayatım boyunca hep mantığımla hareket ettim; bu hem sevdiğim, hem de sevmediğim bir özelliğimdir” diyor.

Türkay’ın, bir erkekte ilk olarak dikkatini çekenler, kendinden emin tavırlar, ince bir mizah anlayışı, alçak gönüllü konuşmalar ve zeka dolu bakışlar. Ancak laf aşktan açılınca güzel oyuncu, kalbinin şu sıralar boş olduğuna dem vuruyor. Peki aşık olduğunu nasıl anlıyor? “Sabah uyandığımda umutlu olunca, onunla sonsuza dek olmak isteyince, yanında zamanı unutunca, hayat sadece ondan ibaret olunca, karşılıksız her şeyi ona vermek isteyince ben muhakkak aşık olmuşumdur” diyor gülümseyerek. Beklentilerini karşılayacak birini bulmasının zor olduğu fikrinde. Neden mi? “Benim hayalimdeki aşk, iki insanın birbirini öylesine sahiplenmesinden çok daha öte ve bunun karşılığını bulabilmek günümüzde biraz zor. O nedenle şu an klasik bir cevap olacağını bile bile sadece işime aşığım.”