Buğra Gülsoy: Burcu'da beni ilk etkileyen sessizliği oldu
'Kuzey Güney' dizisinin 'Güney'i ve yakında vizyona girecek olan Altın Portakal'lı 'Güzel Günler Göreceğiz' filminin 'Cumali'si Buğra Gülsoy, eşi Burcu Kara'yı anlattı: Durgunluğu beni çok etkiledi. Sakinliği onun özgüvenini gösteriyordu
'Kuzey Güney' dizisinin uslu, sevilen ve başarılı 'Güney'i Buğra Gülsoy; son bir yılda hayatında çok önemli değişimler yaşadığını belirterek "5-10 yıla yayılabilecek bir süreci, ben çok kısa sürede yaşadım ama son derece keyifliyim" dedi. 22 Temmuz'da, Burcu Kara ile evlenen Buğra Gülsoy, oyunculuğu ve evliliği hakkında merak edilenleri InStyle dergisinin Men ekine anlattı.
DAHA YOLUN BAŞINDAYIM
Kısa sürede pek çok değişiklik yaşadınız, öncelikle bu süreçten söz edelim mi?
Son bir yıl çok dolu geçti. 'Unutulmaz' dizisinden ayrılma kararım, tiyatro yapma isteğim ve bir anda kendimi 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisinde bulmam... Derviş Zaim'in 'Gölgeler ve Suretler' filminde rol almam, aynı süreçte evlenmem. Şimdi de 'Kuzey ve Güney' dizisi... Ama son derece keyifli olduğumu söyleyebilirim.
Oyunculukla ilgili hayallerinizin tam olarak neresindesiniz?
Oyunculuğun çok başında olduğumu düşünüyorum. Bana göre oyunculuk, yaşamla paralel giden bir şey. Ne kadar çok deneyim edinirseniz, bu deneyim insanın gözlerine o kadar çok yansıyor. Şu an 20'li yaşlarımın oyuncusuyum, bundan beş yıl sonra daha çok yaşanmışlığım olacağı için hayata daha olgun bakacağım.
ÇOCUKLARIMIN ANNESİ...
Eşiniz Burcu Kara'yla ilk tanışmanızda sizi etkileyen ne oldu?
Sessizliği, durgunluğu... Bence bir insan, ne kadar sessiz ve durgun gözükürse o kadar özgüvenli demektir. Hayat tecrübeme dayanarak söylüyorum bunu; asla çekingenlikten bahsetmiyorum bu arada.
Âşık olmak için bu tek başına yeterli bir sebep mi?
Her an âşık olabilirsiniz ama ben âşık olduğumu değil, hayat arkadaşımı bulduğumu anladım. Bu başka bir şeymiş. Garip bir duygu; Burcu'yu gördüğüm zaman daha önce hiç kimseye karşı hissetmediğim bir şeyi hissettim, çocuklarımın annesi olduğunu gördüm. Tarif etmek zor ama ben hayat arkadaşımı bulduğumu ve bu süreçte âşık olduğumu anladım.
Peki, nasıl tanıştınız, her şey bir anda mı gelişti?
'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisindeki senaryo yazarımız Hilal Saral'ın eşinin kafe açılışında tanıştık. Bir süre görüştük, birbirimizi tanımaya başladık. Sonra beraber Ankara'ya gittik, doğup büyüdüğüm mahalleyi gösterdim, çocukluğumu anlattım. "Ben çocukluğumu burada geçirdim, şu anda seninle buradayım ve hayatımın bundan sonrasını da seninle geçirmek istiyorum" dedim. Sonrasında da hemen evlendik.
KIVANÇ'LA BİRBİRİMİZE ÖZELİMİZİ AÇABİLİYORUZ
'Kuzey ve Güney' dizisinde canlandırdığınız 'Güney' karakteriyle buluştuğunuz ve ayrıldığınız noktalar neler?
Canlandırdığım karakter duygusal bir yapıya sahip, ben de duygusal sayılırım. 'Güney' fazla hırslı... Hırsları, planları adına o yolu kat edebilmek için neredeyse yapamayacağı şey yok. Belki Buğra ve 'Güney' arasında tam da burada çelişiyor olabilirim. Benim de birtakım hedeflerim var ama hedefe yönelirken başkalarının zarar görmesini istemem.
Kıvanç Tatlıtuğ ile yakın arkadaş olmanızın, canlandırdığınız karakterlere etkisi nasıl?
Kıvanç'la set dışında da kardeş gibi olduk, birbirimize özelimizi açmaya başladık. Bu da sahnelere yansıdı. Kardeş bağı dediğimiz şeyi Kıvanç'la işte ve özel hayatta yakaladığımızı düşünüyorum.
Gerçek hayattaki abinizle ilişkiniz nasıl?
Biz de evde iki erkek kardeştik. Dizidekinden tek farkı ben evin 'Kuzey'i, abim ise 'Güney'iydi! Küçükken ben çok yaramazdım, o ise daha çok toplayıcıydı. Dolayısıyla şimdi 'Güney'i canlandırırken abimi daha iyi anlıyorum.
BAZEN ÇOK VEFASIZ BİRİ OLABİLİYORUM
Kendinizde sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikler neler?
Bir şeyler üretmeye başladığım zaman o işi sonuna kadar götürebiliyorum. Hiçbir zaman yarıda bırakmıyorum. Sevmediğim özelliğim ise bazen çok vefasız olabiliyorum! Birini bilmeden üzüyorum ve bunu çok sonra fark ediyorum. Ankara insanı gibi sakinimdir. İstanbul ise fazlasıyla kozmopolit...
İstanbul sizin için ne ifade ediyor?
24-25 yaşlarıma kadar İstanbul'a hiç gelmedim ama içimde "Nasıl olsa bir gün orada yaşayacağım" hissi vardı. 2008'de buraya yerleştim. Gerçekten çok güzel bir şehir ama hayatın akışına kaptırınca insan, İstanbul'un güzelliklerini görmemeye başlıyor. Ben hayatımı bu şehirde olgunlaştırmaya başladım.
DAHA YOLUN BAŞINDAYIM
Kısa sürede pek çok değişiklik yaşadınız, öncelikle bu süreçten söz edelim mi?
Son bir yıl çok dolu geçti. 'Unutulmaz' dizisinden ayrılma kararım, tiyatro yapma isteğim ve bir anda kendimi 'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisinde bulmam... Derviş Zaim'in 'Gölgeler ve Suretler' filminde rol almam, aynı süreçte evlenmem. Şimdi de 'Kuzey ve Güney' dizisi... Ama son derece keyifli olduğumu söyleyebilirim.
Oyunculukla ilgili hayallerinizin tam olarak neresindesiniz?
Oyunculuğun çok başında olduğumu düşünüyorum. Bana göre oyunculuk, yaşamla paralel giden bir şey. Ne kadar çok deneyim edinirseniz, bu deneyim insanın gözlerine o kadar çok yansıyor. Şu an 20'li yaşlarımın oyuncusuyum, bundan beş yıl sonra daha çok yaşanmışlığım olacağı için hayata daha olgun bakacağım.
ÇOCUKLARIMIN ANNESİ...
Eşiniz Burcu Kara'yla ilk tanışmanızda sizi etkileyen ne oldu?
Sessizliği, durgunluğu... Bence bir insan, ne kadar sessiz ve durgun gözükürse o kadar özgüvenli demektir. Hayat tecrübeme dayanarak söylüyorum bunu; asla çekingenlikten bahsetmiyorum bu arada.
Âşık olmak için bu tek başına yeterli bir sebep mi?
Her an âşık olabilirsiniz ama ben âşık olduğumu değil, hayat arkadaşımı bulduğumu anladım. Bu başka bir şeymiş. Garip bir duygu; Burcu'yu gördüğüm zaman daha önce hiç kimseye karşı hissetmediğim bir şeyi hissettim, çocuklarımın annesi olduğunu gördüm. Tarif etmek zor ama ben hayat arkadaşımı bulduğumu ve bu süreçte âşık olduğumu anladım.
Peki, nasıl tanıştınız, her şey bir anda mı gelişti?
'Fatmagül'ün Suçu Ne?' dizisindeki senaryo yazarımız Hilal Saral'ın eşinin kafe açılışında tanıştık. Bir süre görüştük, birbirimizi tanımaya başladık. Sonra beraber Ankara'ya gittik, doğup büyüdüğüm mahalleyi gösterdim, çocukluğumu anlattım. "Ben çocukluğumu burada geçirdim, şu anda seninle buradayım ve hayatımın bundan sonrasını da seninle geçirmek istiyorum" dedim. Sonrasında da hemen evlendik.
KIVANÇ'LA BİRBİRİMİZE ÖZELİMİZİ AÇABİLİYORUZ
'Kuzey ve Güney' dizisinde canlandırdığınız 'Güney' karakteriyle buluştuğunuz ve ayrıldığınız noktalar neler?
Canlandırdığım karakter duygusal bir yapıya sahip, ben de duygusal sayılırım. 'Güney' fazla hırslı... Hırsları, planları adına o yolu kat edebilmek için neredeyse yapamayacağı şey yok. Belki Buğra ve 'Güney' arasında tam da burada çelişiyor olabilirim. Benim de birtakım hedeflerim var ama hedefe yönelirken başkalarının zarar görmesini istemem.
Kıvanç Tatlıtuğ ile yakın arkadaş olmanızın, canlandırdığınız karakterlere etkisi nasıl?
Kıvanç'la set dışında da kardeş gibi olduk, birbirimize özelimizi açmaya başladık. Bu da sahnelere yansıdı. Kardeş bağı dediğimiz şeyi Kıvanç'la işte ve özel hayatta yakaladığımızı düşünüyorum.
Gerçek hayattaki abinizle ilişkiniz nasıl?
Biz de evde iki erkek kardeştik. Dizidekinden tek farkı ben evin 'Kuzey'i, abim ise 'Güney'iydi! Küçükken ben çok yaramazdım, o ise daha çok toplayıcıydı. Dolayısıyla şimdi 'Güney'i canlandırırken abimi daha iyi anlıyorum.
BAZEN ÇOK VEFASIZ BİRİ OLABİLİYORUM
Kendinizde sevdiğiniz ve sevmediğiniz özellikler neler?
Bir şeyler üretmeye başladığım zaman o işi sonuna kadar götürebiliyorum. Hiçbir zaman yarıda bırakmıyorum. Sevmediğim özelliğim ise bazen çok vefasız olabiliyorum! Birini bilmeden üzüyorum ve bunu çok sonra fark ediyorum. Ankara insanı gibi sakinimdir. İstanbul ise fazlasıyla kozmopolit...
İstanbul sizin için ne ifade ediyor?
24-25 yaşlarıma kadar İstanbul'a hiç gelmedim ama içimde "Nasıl olsa bir gün orada yaşayacağım" hissi vardı. 2008'de buraya yerleştim. Gerçekten çok güzel bir şehir ama hayatın akışına kaptırınca insan, İstanbul'un güzelliklerini görmemeye başlıyor. Ben hayatımı bu şehirde olgunlaştırmaya başladım.