Türkiye'de 'hadi artık öl' diyorlar

Eteğimde ki tüm taşları size döküyorum diyen Gruda, Türkiye'de yaşlılara yeterli ilginin gösterilmemesinden şikâyet ediyor ve ekliyor: İngiltere'de yaşlılara özel ihtimam gösteriyorlar. "Daha fazla yaşa!" diyorlar. Türkiye'de ise "Sen daha ölmedin mi?" diye düşünüyorlar.

Domates Güzeli lakabıyla tanınan, uzun yıllardır birçok dizi, sinema ve tiyatro oyununda rol alan Ayşen Gruda, hiçbir zaman ekranlardan kopmadı. Gruda, şimdilerde TNT ekranlarında yayınlanan 'Huzurum Kalmadı' adlı komedi dizisiyle ekrana geliyor. "Aranılan bir oyuncu olduğum için kendimi şanslı hissediyorum" diyen oyuncu, eski sanatçıların unutulmaması gerektiğini de belirtti. Gruda'yla yeni dizisi ve oyunculuk üzerine konuştuk.

BKM ile çok çalıştım. İyi prodüksiyon yaparlar ve anlayışlıdırlar. İnsana da değer veriyorlar. Birinci sebep bu. Buradaki konsept benim ilgimi çekti. Yaşlılarla gençlerin çatışması, birbirilerinden destek alması ve taklit etmesi, yapılan espriler beni cezbetti.

İNSAN ELBİSEYLE DEĞİŞMEZ
Bu kadının iki kızı iki oğlu olmuş. Aşirette yaşayan bir güreşçi kocası var. Ama zor bir hayat. Eşi üstüne kuma getirmiş ve o da bunu kabullenmemiş. İstanbul'a gelip bir yer edinmiş.

Sanmıyorum. İnsan elbiseyle değişmez, bir şeyleri öğrenerek değişebilir. Huzurevindeki yaşama dair çeşitli şeyler öğrenebilir. Eskiden yaşadığı yerle burayı mukayese edebilir. Önemli olan öğrenmek.

HEM ŞANSLIYIM HEM HÂLÂ DİNCİM

Birincisi şanslıyım; ikincisi benim yaşımda dinç, yaşamı oyunculuk olarak yaşayan, hayat biçimi oyunculuk olan çok az insan var. Çoğu insan "Yoruldum" diyor. Ben ise hep "Yorulmadım" diyorum. Aranılan biri olduğum için de kendimi şanslı görüyorum. Bu gurur verici bir şey. Cüneyt Arkın koca bir döneme imza atmış bir adam. Bir şey yaptı ve kitleleri arkasından sürükledi. Demek ki bir sıkıntı var. Her zaman bu insanların özel olarak zaman zaman aranılıp sorulması gerekiyor. İngiltere'de yaşlılara özel ilgi gösteriyorlar. Onların alışverişi için ayda bir kere onları götürüyorlar. 5 senede bir evlerinin dekorasyonunu yapıyorlar. "Sen daha fazla yaşa!" diyorlar. Türkiye'de ise "Sen daha ölmedin mi?" diye düşünüyorlar. Sistem "Artık yaşlandın, hadi öl!" diyor. Geçen gün bir şoför bana "Abla sen halen çalışıyor musun?" dedi. Hayret içinde bakıyorum. Çalışacağım tabii ki...

ESTETİK YAPTIRINCA TABAK GİBİ OLUYORLAR
Komedi alanında kimi beğeniyorsunuz?
Cem Yılmaz'ı çok beğeniyorum. Gerçi onu komedi oyuncusu olarak görmüyorum. Tiyatro yapmadığı için bunu söylüyorum. Zeki, akıllı ve esprili bir adam olarak görüyorum... Aslında çok fazla yeni isim de bilmiyorum. Çünkü çok dizi seyretmiyorum. Çok fazla komedi dizisi yok. İnsanlar ağlamak istiyor. Bir diziyi açıyorum, oyuncuların hepsi ağlıyor.

Halkın ilgisini bu tarz diziler mi çekiyor?
Halkın ilgisini ekmek parası, çocuklarımı nasıl okutacağım derdi çekiyor. Bu kadar sıkıntı içinde insanları ağlatmak ne kadar mantıklı ki? Biraz güldürün de onların da moralleri yukarı çıksın. Kendilerini toplasınlar. "Hayat iyiymiş" desinler. Onları desteklemek lazım.

Bir oyuncunun dövme ve estetik yaptırmasına karşı mısınız?
İstiyorlarsa estetik yaptırırlar. Ama estetik yaptırınca genelde yüzleri tabak gibi kalıyor. Öyle olunca da mimik yapamıyorlar. Oyunculuk mimik yapmak, doğru bakmaktır. Eğer estetik yaptırınca bunlar gidiyorsa oyunculuğundan çok şey kaybederler. Mimiklerini, bakışlarını, duruşlarını kaybediyorlarsa ve sonucunda kendileri olmaktan çıkıyorlarsa kötü bir şey olmuş demektir.

Peki dövme?
Dövme de bir şeyleri işaret ediyor. Mesela 'Adem'i oynayacaksınız... O zaman dövme var mıydı? Hem çıplak olacaksınız hem dövmeniz olacak. Ama bir yandan öyle bir oyun olur ki o oyunda dövme de olabilir. Aslında ezberleri bozmak lazım.

HUZUREVİ SOSYALLEŞTİRİR
Dizinin ilgi görmesini bekliyor muydunuz?
Evet, bekliyordum. Biraz daha iyi tanıtılsaydı daha çok dikkat çekerdi. Torunumdan biliyorum. Her şeyi yerinden kımıldamadan seyretmez ama bu diziyi seyrediyor. Gençlerin arasında bir konuşma tarzı var. Yazar da onu kullanıyor. Bize de malzeme çıkıyor. Huzurevinde yaşamayı isteyen o kadar kişi var ki. Huzurevinde yaşamak o kadar kötü bir şey değil. Daha sosyal bir olabilirler.

ALİ DE KEMAL'İ GÖRÜYORUM
Kemal Sunal ile uzun yıllar çalıştınız. Şimdi onun oğluyla çalışmak nasıl bir duygu?
Ali'yi bebekliğinden biliyorum. Kemal benim çocukluk arkadaşımdı. Erken gitti, yapacağı çok iş vardı. İyi ve donanımlı bir insandı. Öyle bir karakteri oynamak akıllı adamın işidir. Ali'ye de her baktığımda Kemal'i görüyorum. Hem hüzünleniyorum hem seviniyorum hem de gurur duyuyorum. Karışık duygular içindeyim. Benim için çok önemli... Babasıyla tiyatro da, sinema da oynadım. Şimdi de oğluyla aynı dizide oynuyorum, çok mutluyum.