'Ben aşk kadınıyım çocuklu, aşk dolu bir yuva istiyorum'
Deniz Akkaya, bol çocuklu, aşk dolu bir yuva istediğini söyledi
Kızı Ayşe'nin doğumuyla hayatında çok şeyin değiştiğini dile getiren Deniz Akkaya, annelik duygusunun kendisine çok şey kattığını söylüyor. Kızının her şeyiyle yakından ilgilenen, aynı zamanda yeni bir dizide rol almaya başlayan, bir marka için de tasarımlar yapan Deniz Akkaya, bu yoğun temposunda minik kızı Ayşe ile birlikte değişen dünyasını anlattı...
*** Kızınız Ayşe kaç aylık?
Bir yaşında oldu. Bana çok acayip, bambaşka duygular yaşatıyor. Her gün yeni yeni huylarını keşfediyoruz...
*** Çok evhamlı değilsiniz ama...
Yok değilim. Onun alanına girmemeye çalışıyorum. DNA’larımız, anne-babamızdan kalıtımsal olarak bize geçen bir takım şeyler var ama bebekler kendi karakterleriyle doğuyor. Ayşe, çok hareketli bir çocuk. Ben de hem evde hem de dışarıda ona ayak uydurmaya çalışıyorum. Yay burcu. Özgürlüğüne düşkün. Onu sıkmamaya çalışıyorum.
*** Ayşe herkesle rahat iletişime geçebilen bir çocuk değil mi?
Evet, hamilelik döneminde Bennu Gerede’yle bir fotoğraf çekimi yapmıştım. Onun da dört erkek çocuğu var. Evine gitmiştim, henüz hamileydim. Onun ev düzeni, çocukların kendi kendine yarattığı oyun alanı ve orada düşe kalka her şeyi öğrenmeleri, en önemlisi ağlayarak değil, rica ederek istemeyi öğrenmiş olmaları hoşuma gitmişti. Düşe kalka ama ders alarak hayattan bir şeyler öğrenmek... Ben de çocuğuma bunu vermek istiyorum. Aslında evdeki çer çöpün de bir anlamı kalmadı. Eskiden hayran olarak aldığım tasarım aksesuvarların, mobilyaların şimdi bir önemi yok.
*** Hayatınız artık Ay şe ’den önce, Ayşe’den sonra diye ayrılıyor öyle değil mi?
Evet, hayat size şunu da öğretiyor. Bunların hepsi dünya malı ve dünyada kalacak. Hiç bir önemi yok aslında. Çocuk da benliğinizde barındırdığınız eski duyguları hatırlatıyor size. Arabaların, evlerin, eşyaların sadece size yardım için bir amacı var ama bunların hiç birini götüremeyeceksiniz. O yüzden benim kızım her şeyi dağıtarak, içlerini çıkartarak, her şeyi ısırarak kendi başına öğreniyor. Bu çok önemli, onun birey olarak karakterinin iyice oturması, özgüveni için...
*** Yalnız bir annesiniz. Yalnız bir anne olmak nasıl bir duygu, bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Çocuk bakmak maddi anlamda büyük sorumluluk... Maneviyatta eğer güçlü bir aileniz ve dostlarınız varsa siz de güçlü karakterli bir insansanız, sorun yok demektir. Güçlü doğulmaz, siz güçlü olmayı seçersiniz. Ben bunu çocukken seçmiş biriyim. Hep böyleydim. Seçimleriniz hayatta nereye gideceğinizi çok belirliyor. Yalnız anne olmak zor ama bir yandan da ilginç bir deneyim. Zor ama keyifli...
*** Ama babası da zaten ilgilenecektir...
O konulara girmek istemiyorum. Artık çocuklar çok bilinçli. Anaokuluna başladığında bu konulardan sıyrılmış, uzakta bir kafayla hayata başlamasını istiyorum. İnsanların asaleti hep kriz anlarında ortaya çıkar. Doğru, asil duran bir annesi olursa, benimle gurur duyması beni hayatta tek mutlu edecek bir şey. Kavga etmek hayattaki en kolay şey; üzülmek, vazgeçmek... Ben çocuğuma vazgeçmeden ayakta duran bir anne göstermek istiyorum. Güçlü bir anne sahibi olmak, bir kız çocuğu için çok önemli. Onun hayatta örnek alacağı kişi bensem karşısında güçlü bir portre olmalı. Anlayacağınız zor ama güzel bir süreç. Hayat size bunları getiriyor ama siz yine de şükretmeyi, sabretmeyi öğreniyorsunuz. Ben güç olabileceğini hiç kendime yakıştırmadım, kabul etmedim. Bir an bile oturup acabaları hesaba katmadım. O nedenle benim için zor bir süreç değildi.
*** Asla evlenmemek gibi keskin kurallarınız var mı?
Hayır. Anne sonuçta anne olmasının yanında bir kadın. Bir kadını besleyen duygular vardır. Ben öyle bir kadınım. Hayatımda aşk olmazsa, başarı olmazsa, uğruna savaşmak için bir hedefim olmazsa hayatı anlamlı kılamam kendi adıma. Bu nedenle âşık olmayı, âşık olduğum adamdan çocuk yapmayı, hatta Ayşe’ye kardeşler yapmayı çok istiyorum. Hayatımda hamile kalmayı ilk defa geçen sene deneyimledim; hiç bu kadar kendimi iyi ve güzel hissedeceğimi düşünmezdim. Başıma ne gelmiş olursa olsun! Bence büyük bir aile sahibi olmak muhteşem bir şey.
*** Pozitif yaklaşıyorsunuz olaylara. Peki, ailenizden sizle ilgilenenler kimler, Ayşe’yle vakit geçiren?
Ben çok ilginç bir karakterimdir. Annemle ergenlik dönemi çatışmalarımı bitiremedik. Ama kızımla görüşüyorlar. Şu zamanda Ayşe’nin baba figürü için bence babam biçilmiş kaftan.
*** Dedeyle görüşüyor yani.
Tabii, babasının annesi ve babasıyla da görüşüyor. İki kişi arasındaki sorunlar üçüncü kişileri bağlamaz. Bu özellikle Ayşe’yi hiç bağlamaz. Genel olarak bu bir Türk karakteri hatasıdır. O Ayşe’nin davası değil. O yüzden onu büyüklerden alacağı o duygulardan mahrum etmem. Onun da aile sıcaklığına ihtiyacı var.
*** Projeleriniz var mı? Önümüzdeki günlerde sizi ekranda görecek miyiz?
Önümüzdeki günlerde ‘Sil Baştan’ adlı bir diziye başlıyorum. Bir gençlik dizisi. Star’larını kendi yaratacak olan, yeni başlayan bir dizi. Orada da bir anneyi oynuyorum. Ergenlik dönemine yeni girmiş bir kız çocuğum var. Kendini keşfetmeye başlamış bir kızla anne-kız ilişkisi çatısı altında çatışmalarla dolu bir ilişki.
Röportaj: Buket CENGİZALP
Fotoğraflar: Zeynel Abidin AĞGÜL
*** Kızınız Ayşe kaç aylık?
Bir yaşında oldu. Bana çok acayip, bambaşka duygular yaşatıyor. Her gün yeni yeni huylarını keşfediyoruz...
*** Çok evhamlı değilsiniz ama...
Yok değilim. Onun alanına girmemeye çalışıyorum. DNA’larımız, anne-babamızdan kalıtımsal olarak bize geçen bir takım şeyler var ama bebekler kendi karakterleriyle doğuyor. Ayşe, çok hareketli bir çocuk. Ben de hem evde hem de dışarıda ona ayak uydurmaya çalışıyorum. Yay burcu. Özgürlüğüne düşkün. Onu sıkmamaya çalışıyorum.
*** Ayşe herkesle rahat iletişime geçebilen bir çocuk değil mi?
Evet, hamilelik döneminde Bennu Gerede’yle bir fotoğraf çekimi yapmıştım. Onun da dört erkek çocuğu var. Evine gitmiştim, henüz hamileydim. Onun ev düzeni, çocukların kendi kendine yarattığı oyun alanı ve orada düşe kalka her şeyi öğrenmeleri, en önemlisi ağlayarak değil, rica ederek istemeyi öğrenmiş olmaları hoşuma gitmişti. Düşe kalka ama ders alarak hayattan bir şeyler öğrenmek... Ben de çocuğuma bunu vermek istiyorum. Aslında evdeki çer çöpün de bir anlamı kalmadı. Eskiden hayran olarak aldığım tasarım aksesuvarların, mobilyaların şimdi bir önemi yok.
*** Hayatınız artık Ay şe ’den önce, Ayşe’den sonra diye ayrılıyor öyle değil mi?
Evet, hayat size şunu da öğretiyor. Bunların hepsi dünya malı ve dünyada kalacak. Hiç bir önemi yok aslında. Çocuk da benliğinizde barındırdığınız eski duyguları hatırlatıyor size. Arabaların, evlerin, eşyaların sadece size yardım için bir amacı var ama bunların hiç birini götüremeyeceksiniz. O yüzden benim kızım her şeyi dağıtarak, içlerini çıkartarak, her şeyi ısırarak kendi başına öğreniyor. Bu çok önemli, onun birey olarak karakterinin iyice oturması, özgüveni için...
*** Yalnız bir annesiniz. Yalnız bir anne olmak nasıl bir duygu, bu konuda ne söyleyeceksiniz?
Çocuk bakmak maddi anlamda büyük sorumluluk... Maneviyatta eğer güçlü bir aileniz ve dostlarınız varsa siz de güçlü karakterli bir insansanız, sorun yok demektir. Güçlü doğulmaz, siz güçlü olmayı seçersiniz. Ben bunu çocukken seçmiş biriyim. Hep böyleydim. Seçimleriniz hayatta nereye gideceğinizi çok belirliyor. Yalnız anne olmak zor ama bir yandan da ilginç bir deneyim. Zor ama keyifli...
*** Ama babası da zaten ilgilenecektir...
O konulara girmek istemiyorum. Artık çocuklar çok bilinçli. Anaokuluna başladığında bu konulardan sıyrılmış, uzakta bir kafayla hayata başlamasını istiyorum. İnsanların asaleti hep kriz anlarında ortaya çıkar. Doğru, asil duran bir annesi olursa, benimle gurur duyması beni hayatta tek mutlu edecek bir şey. Kavga etmek hayattaki en kolay şey; üzülmek, vazgeçmek... Ben çocuğuma vazgeçmeden ayakta duran bir anne göstermek istiyorum. Güçlü bir anne sahibi olmak, bir kız çocuğu için çok önemli. Onun hayatta örnek alacağı kişi bensem karşısında güçlü bir portre olmalı. Anlayacağınız zor ama güzel bir süreç. Hayat size bunları getiriyor ama siz yine de şükretmeyi, sabretmeyi öğreniyorsunuz. Ben güç olabileceğini hiç kendime yakıştırmadım, kabul etmedim. Bir an bile oturup acabaları hesaba katmadım. O nedenle benim için zor bir süreç değildi.
*** Asla evlenmemek gibi keskin kurallarınız var mı?
Hayır. Anne sonuçta anne olmasının yanında bir kadın. Bir kadını besleyen duygular vardır. Ben öyle bir kadınım. Hayatımda aşk olmazsa, başarı olmazsa, uğruna savaşmak için bir hedefim olmazsa hayatı anlamlı kılamam kendi adıma. Bu nedenle âşık olmayı, âşık olduğum adamdan çocuk yapmayı, hatta Ayşe’ye kardeşler yapmayı çok istiyorum. Hayatımda hamile kalmayı ilk defa geçen sene deneyimledim; hiç bu kadar kendimi iyi ve güzel hissedeceğimi düşünmezdim. Başıma ne gelmiş olursa olsun! Bence büyük bir aile sahibi olmak muhteşem bir şey.
*** Pozitif yaklaşıyorsunuz olaylara. Peki, ailenizden sizle ilgilenenler kimler, Ayşe’yle vakit geçiren?
Ben çok ilginç bir karakterimdir. Annemle ergenlik dönemi çatışmalarımı bitiremedik. Ama kızımla görüşüyorlar. Şu zamanda Ayşe’nin baba figürü için bence babam biçilmiş kaftan.
*** Dedeyle görüşüyor yani.
Tabii, babasının annesi ve babasıyla da görüşüyor. İki kişi arasındaki sorunlar üçüncü kişileri bağlamaz. Bu özellikle Ayşe’yi hiç bağlamaz. Genel olarak bu bir Türk karakteri hatasıdır. O Ayşe’nin davası değil. O yüzden onu büyüklerden alacağı o duygulardan mahrum etmem. Onun da aile sıcaklığına ihtiyacı var.
*** Projeleriniz var mı? Önümüzdeki günlerde sizi ekranda görecek miyiz?
Önümüzdeki günlerde ‘Sil Baştan’ adlı bir diziye başlıyorum. Bir gençlik dizisi. Star’larını kendi yaratacak olan, yeni başlayan bir dizi. Orada da bir anneyi oynuyorum. Ergenlik dönemine yeni girmiş bir kız çocuğum var. Kendini keşfetmeye başlamış bir kızla anne-kız ilişkisi çatısı altında çatışmalarla dolu bir ilişki.
Röportaj: Buket CENGİZALP
Fotoğraflar: Zeynel Abidin AĞGÜL