'Küçük Sırlar'ın sorunlu anne-kızı
Hedef kitlesi gençler olmasına rağmen orta yaşı grubunun da ilgisini çeken ve izleyici kitlesini gün geçtikçe genişleten “Küçük Sırlar”, Dizinin en sorunlu anne-kızını canlandıran Ebru Akel ve İpek Karapınar, bu değişikliğin izleyiciyi olumsuz etkilemeyeceği görüşünde: “İnsanlar, hangi gün olursa olsun izleyecek kadar çok sevdi bizi...”
EBRU AKEL: BİRİCİK AŞIK OLMAK İSTİYOR
“Küçük Sırlar”ın en sorunlu anne-kız ilişkisi sizinkisi... Sette nasılsınız peki?
- Biz sadece karakterlerimiz neyi gerektiriyorsa onu yansıtıyoruz, sette ise ilişkimiz harika... Zaten tüm ekip inanılmaz bir uyum içinde... Bu dinamik ekip ruhu beni daha da heyacanlandırıyor. Çok neşeli, keyifli ve eğitici bir set ortamımız var.
Arzu ve Biricik’in arası neden bu kadar kötü? Arzu’nun annesine kızmasının tek nedeni sevgisiz büyümesi mi?
- Biricik o renkli ve kuvvetli karakterinin altında yapayalnız bir kadın aslında... Ama bu yalnızlığı kendisine ve çevresine itiraf edemediği için farklı yollarla dikkatleri üzerine çekiyor. Başarısız olduğu konu annelik... Anne olmayı bilmiyor, çünkü 17’sindeyken almış kızını kucağına.
Ve Arzu büyüdükçe aralarında sorunlar da büyümüş. Sevgisini nasıl ifade edeceğini bilmeyen bir annenin yaşadıklarını yansıtıyorum yani ekrana...
Sizce, Arzu’nun depresyonu ne kadar sürecek? Hastalığı onu daha da kötü biri haline getirir mi?
- Arzu’nun depresyonu Biricik müdahale ettiği takdirde çok uzun sürmez. Çünkü Biricik’in en iyi bildiği şey, olayları zamanında toparlamak.
YAYIN GÜNÜ DEĞİŞİKLİĞİ İZLEYİCİMİZİ ETKİLEMEZ
Biricik kimseye aşık olmayacak mı peki? Yeniden evlenmez mi dersiniz?
- Biricik de aşık olmak ve sevilmek istiyor elbette. Ama yaşamını kızına ve işine adamış durumda. Geçmişin muhasebesini ancak böyle yapabiliyor. Zamanında aşk için her şeyi göze almış biri aşkla tekrar karşılaşırsa ne olur, göreceğiz ileride...
Yayın gününüzün değişmesi bir dezavantaj olur mu sizce?
- “Küçük Sırlar”ın ilk haftadan oluşmuş bir izleyici kitlesi var. Ve o kitle giderek genişliyor. ızleyinin bizi farklı bir günde de yayınlansak aynı keyifle ve istikrarla takip edeceğini düşünüyorum.
“Küçük Sırlar”ı yabancı bir diziye benzetiyorlardı ama tamamen başka bir noktaya kaydı, hikaye çok daha bizden bir hâl aldı. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Her işte bir esinlenme hissedilebilir. Önemli olan seyircinin o projede kendinden bir şeyler bulup bulmadığı...
ALTIN PORTAKAL’IN YÜZÜ OLMAK ÇOK GURUR VERİCİ
Dizinin dışına çıkalım biraz da... Ebru Hanım, siz bu yıl Antalya Altın Portakal’ın yüzüsünüz. Festival hakkında bize neler söylemek istersiniz?
- 47. Antalya Altın Portakal Festivali’nin yüzü olmam istendiğinde çok mutlu oldum. Arşivlik bir çalışma, dolayısıyla gurur verici. Bu yılın en özel taraflarından biri, jüri başkanlığını Kadir ınanır’ın yapması. Ayrıca rekor bir katılım var. Geçen yıl ulusal uzun metraj yarışma kategorisinde 43 filmin başvuruda bulunduğu festivale, bu yıl 47 film başvurmuş. Bunlardan 33’ü yönetmenlerinin ilk filmi olma özelliği taşıyor. Festivalin gayet iyi geçeceği düşüncesindeyim ve açılışı heyacanla bekliyorum.
Peki yeni bir sinema filmi, reklam ya da tiyatro oyunu olacak mı?
- Tabii ki... Yakın zamanda bir reklam filminde oynadım zaten... Ayrıca film teklifleri geliyor. Sanatın her dalına hayranım ama özellikle oyunculuk benim en büyük hayalimdi. O yüzden ilerleyen zamanlarda da beni sık sık göreceksiniz.
İPEK KARAPINAR: TEK BEKLEDİĞİM ANNE SEVGİSİ
İpek Hanım, sürekli sorun yaşadığınız annenizi canlandıran Ebru Akel’le aranız nasıl?
- Ebru hem asil, hem zeki hem de çok iyimser biri... Onunla anlaşmamak mümkün değil yani... Biz sette olduğu kadar set dışında da birçok şeyi paylaşabiliyor, çok da eğleniyoruz. Kamera karşısında da çok güzel bir uyum yakaladık.
Peki sizce Arzu ve Biricik’in arası neden bu kadar kötü?
- Arzu’nun hem çocukluk hem de ergenlik yılları çok yalnız geçmiş. Biricik o yıllarda kızıyla arasındaki mesafeye aldırış etmeden gençliği, güzelliği, kariyeri ve ilişkileriyle ilgilenmiş. Aslında Arzu’nun annesinden tek istediği saf sevgiyi ve anne ilgisini hissettirmesi... Fakat bir yandan da onun her şey için geç kaldığını düşünüyor.
Ali gerçekten Arzu’ya aşık olacak mı ilerleyen bölümlerde?
- Arzu’nun şu an için tek isteği Ali’nin ona aşık olması ve bunun için hatalara da düşse elinden geleni yapacak. Sonucu hep birlikte göreceğiz.
ARZU’YLA SU ARASINDA SULAR ZOR DURULUR
Su ile Arzu arasında sular durulur mu dersiniz?
- Onlar çok yakın arkadaşlardı, fakat karşılarına çıkan olaylar onları birbirlerine düşecek hale getirdi. Yaşadıkları bu olaylar birbirlerine karşı olan güvenlerini sarstı ve sarsmaya da devam edecek gibi görünüyor. şu şartlar altında suların durulması zor bence...
Biricik’in yeniden ihtimali var mı, o konuda ne düşünüyorsunuz?
- Biricik flört etmeyi seven bir kadın... Hatta zamanında genç sevgilileri olmuş, bunlardan birini tesadüfen Arzu’yla da tanıştırmak zorunda kalmıştı. Böyle bir kadın evlenmeyi tercih edecek kadar kendini, hayatını tek bir kişiye teslim edebilir mi sizce?
Yayın gününüzün değişmesi konusunda ne diyeceksiniz?
- Bence bu hiçbir sorun yaratmaz. Çünkü “Küçük Sırlar” izleyicisi, hangi gün olursa olsun izleyecek kadar çok sevdi bizi.
BAŞKA BİR PROJEYE AYIRACAK ZAMANIM YOK
Ufukta bir başka proje var mı?
- Çok yoğun çalıştığımız için kendime haftada bir ya da iki gün ayırabiliyorum sadece. Bu da başka bir projeye dahil olmam için yeterli değil...
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda keman eğitimi almışsınız. Müzikten oyunculuğa geçiş nasıl oldu?
- Aslında ben kendimi bildim bileli müzik yapmak, müzisyen olmak istiyordum. 11 yaşımda konservatuvarı kazandım, klasik batı müziği eğitimi aldım. Fakat sekizinci yılımın sonunda, ani sayılabilecek bir kararla o hayalimden vazgeçip TÜRVAK’ta sinema televizyon ve oyunculuk eğitimi almaya başladım.
Müziğin şimdi hayatınızdaki yeri nedir?
- Müzik hayatımdaki en büyük değerlerden biri, her uyanışımda, her hayal kurduğumda, hüznümde ya da sevincimde içimde yarattığım bir müzik duygularıma eşlik ediyor.
Hürriyet
“Küçük Sırlar”ın en sorunlu anne-kız ilişkisi sizinkisi... Sette nasılsınız peki?
- Biz sadece karakterlerimiz neyi gerektiriyorsa onu yansıtıyoruz, sette ise ilişkimiz harika... Zaten tüm ekip inanılmaz bir uyum içinde... Bu dinamik ekip ruhu beni daha da heyacanlandırıyor. Çok neşeli, keyifli ve eğitici bir set ortamımız var.
Arzu ve Biricik’in arası neden bu kadar kötü? Arzu’nun annesine kızmasının tek nedeni sevgisiz büyümesi mi?
- Biricik o renkli ve kuvvetli karakterinin altında yapayalnız bir kadın aslında... Ama bu yalnızlığı kendisine ve çevresine itiraf edemediği için farklı yollarla dikkatleri üzerine çekiyor. Başarısız olduğu konu annelik... Anne olmayı bilmiyor, çünkü 17’sindeyken almış kızını kucağına.
Ve Arzu büyüdükçe aralarında sorunlar da büyümüş. Sevgisini nasıl ifade edeceğini bilmeyen bir annenin yaşadıklarını yansıtıyorum yani ekrana...
Sizce, Arzu’nun depresyonu ne kadar sürecek? Hastalığı onu daha da kötü biri haline getirir mi?
- Arzu’nun depresyonu Biricik müdahale ettiği takdirde çok uzun sürmez. Çünkü Biricik’in en iyi bildiği şey, olayları zamanında toparlamak.
YAYIN GÜNÜ DEĞİŞİKLİĞİ İZLEYİCİMİZİ ETKİLEMEZ
Biricik kimseye aşık olmayacak mı peki? Yeniden evlenmez mi dersiniz?
- Biricik de aşık olmak ve sevilmek istiyor elbette. Ama yaşamını kızına ve işine adamış durumda. Geçmişin muhasebesini ancak böyle yapabiliyor. Zamanında aşk için her şeyi göze almış biri aşkla tekrar karşılaşırsa ne olur, göreceğiz ileride...
Yayın gününüzün değişmesi bir dezavantaj olur mu sizce?
- “Küçük Sırlar”ın ilk haftadan oluşmuş bir izleyici kitlesi var. Ve o kitle giderek genişliyor. ızleyinin bizi farklı bir günde de yayınlansak aynı keyifle ve istikrarla takip edeceğini düşünüyorum.
“Küçük Sırlar”ı yabancı bir diziye benzetiyorlardı ama tamamen başka bir noktaya kaydı, hikaye çok daha bizden bir hâl aldı. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?
- Her işte bir esinlenme hissedilebilir. Önemli olan seyircinin o projede kendinden bir şeyler bulup bulmadığı...
ALTIN PORTAKAL’IN YÜZÜ OLMAK ÇOK GURUR VERİCİ
Dizinin dışına çıkalım biraz da... Ebru Hanım, siz bu yıl Antalya Altın Portakal’ın yüzüsünüz. Festival hakkında bize neler söylemek istersiniz?
- 47. Antalya Altın Portakal Festivali’nin yüzü olmam istendiğinde çok mutlu oldum. Arşivlik bir çalışma, dolayısıyla gurur verici. Bu yılın en özel taraflarından biri, jüri başkanlığını Kadir ınanır’ın yapması. Ayrıca rekor bir katılım var. Geçen yıl ulusal uzun metraj yarışma kategorisinde 43 filmin başvuruda bulunduğu festivale, bu yıl 47 film başvurmuş. Bunlardan 33’ü yönetmenlerinin ilk filmi olma özelliği taşıyor. Festivalin gayet iyi geçeceği düşüncesindeyim ve açılışı heyacanla bekliyorum.
Peki yeni bir sinema filmi, reklam ya da tiyatro oyunu olacak mı?
- Tabii ki... Yakın zamanda bir reklam filminde oynadım zaten... Ayrıca film teklifleri geliyor. Sanatın her dalına hayranım ama özellikle oyunculuk benim en büyük hayalimdi. O yüzden ilerleyen zamanlarda da beni sık sık göreceksiniz.
İPEK KARAPINAR: TEK BEKLEDİĞİM ANNE SEVGİSİ
İpek Hanım, sürekli sorun yaşadığınız annenizi canlandıran Ebru Akel’le aranız nasıl?
- Ebru hem asil, hem zeki hem de çok iyimser biri... Onunla anlaşmamak mümkün değil yani... Biz sette olduğu kadar set dışında da birçok şeyi paylaşabiliyor, çok da eğleniyoruz. Kamera karşısında da çok güzel bir uyum yakaladık.
Peki sizce Arzu ve Biricik’in arası neden bu kadar kötü?
- Arzu’nun hem çocukluk hem de ergenlik yılları çok yalnız geçmiş. Biricik o yıllarda kızıyla arasındaki mesafeye aldırış etmeden gençliği, güzelliği, kariyeri ve ilişkileriyle ilgilenmiş. Aslında Arzu’nun annesinden tek istediği saf sevgiyi ve anne ilgisini hissettirmesi... Fakat bir yandan da onun her şey için geç kaldığını düşünüyor.
Ali gerçekten Arzu’ya aşık olacak mı ilerleyen bölümlerde?
- Arzu’nun şu an için tek isteği Ali’nin ona aşık olması ve bunun için hatalara da düşse elinden geleni yapacak. Sonucu hep birlikte göreceğiz.
ARZU’YLA SU ARASINDA SULAR ZOR DURULUR
Su ile Arzu arasında sular durulur mu dersiniz?
- Onlar çok yakın arkadaşlardı, fakat karşılarına çıkan olaylar onları birbirlerine düşecek hale getirdi. Yaşadıkları bu olaylar birbirlerine karşı olan güvenlerini sarstı ve sarsmaya da devam edecek gibi görünüyor. şu şartlar altında suların durulması zor bence...
Biricik’in yeniden ihtimali var mı, o konuda ne düşünüyorsunuz?
- Biricik flört etmeyi seven bir kadın... Hatta zamanında genç sevgilileri olmuş, bunlardan birini tesadüfen Arzu’yla da tanıştırmak zorunda kalmıştı. Böyle bir kadın evlenmeyi tercih edecek kadar kendini, hayatını tek bir kişiye teslim edebilir mi sizce?
Yayın gününüzün değişmesi konusunda ne diyeceksiniz?
- Bence bu hiçbir sorun yaratmaz. Çünkü “Küçük Sırlar” izleyicisi, hangi gün olursa olsun izleyecek kadar çok sevdi bizi.
BAŞKA BİR PROJEYE AYIRACAK ZAMANIM YOK
Ufukta bir başka proje var mı?
- Çok yoğun çalıştığımız için kendime haftada bir ya da iki gün ayırabiliyorum sadece. Bu da başka bir projeye dahil olmam için yeterli değil...
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda keman eğitimi almışsınız. Müzikten oyunculuğa geçiş nasıl oldu?
- Aslında ben kendimi bildim bileli müzik yapmak, müzisyen olmak istiyordum. 11 yaşımda konservatuvarı kazandım, klasik batı müziği eğitimi aldım. Fakat sekizinci yılımın sonunda, ani sayılabilecek bir kararla o hayalimden vazgeçip TÜRVAK’ta sinema televizyon ve oyunculuk eğitimi almaya başladım.
Müziğin şimdi hayatınızdaki yeri nedir?
- Müzik hayatımdaki en büyük değerlerden biri, her uyanışımda, her hayal kurduğumda, hüznümde ya da sevincimde içimde yarattığım bir müzik duygularıma eşlik ediyor.
Hürriyet