Kenan İmirzalıoğlu: 'Flörtözdüm, duruldum'
Vizyon giren filmleri izleyici sayısını; oynadığı diziler yüksek reytingi garantiliyor. Şimdi reklamlarıyla ve billboard'lardaki resimleriyle hayranlarının başını döndürüyor. Kadınlar ağlarken çenesini titretmesinden gülümsemesine her mimiğinin fotoğrafını, videosunu internette birbirleriyle paylaşıyor.
Kenan İmirzalıoğlu’yla röportaj sonrası fotoğraf çekimi yapmak için sessiz bir park bulmak zorunda kalıyoruz. Çünkü kadın, erkek ve çocuk hayranları peşini bırakmıyor. O da kimseyi kırmadan imza dağıtıyor. Hatta onu gözümüzde fazla büyüttüğümüzü düşünüyor..
Küçükken ünlü olmayı düşünür müydünüz?
- Bir şeyler hissediyordum. Örneğin aynaya çok bakardım. Annem kızar ve “Oğlum artist mi olacaksın?” derdi. Bir de, “Deli oğlum benim” diye severdi. Sonra da Deli Yürek'te oynadım (Gülüyor).
Yaramaz bir çocuk muydunuz?
- Bilmiştim. Büyüklerin beni idare etmek için söylediklerini anlar yüzlerine vururdum.
Peki o yıllarda da böyle yakışıklı mıydınız?
- Ortaokula kadar değildim. Ama sosyal ilişkilerim iyiydi. Deneme lisesinde zorlandım.
Niye?
- Çünkü okulda zengin aile çocukları vardı. Ben köyden gelmiştim. Herkes marka konuşuyordu. Tabii bir de bütün güzel kızlar bizim lisedeydi.
Çapkın mıydınız?
- Flörtöz bir adamdım. Biraz maymun iştahlıydım. Sonra duruldum.
Zaten sizde 'Çapkınlık yapmaz ama iyi aşk yaşar' gibi bir hal seziyor insanlar...
- Aslında bu algından çok uzak değilim. Evcimen bir adamım. Tercihim her gecce bir yerde eğlenmektense her gecce birlikte eğlenebileceğim bir aşkımın olması.
KIVANÇ BENİM KARDEŞİM
Ezel karakteriyle ortak yönleriniz var mı?
- Ezel kadar hesapçı değilim. Ömer'le ortak yönüm daha çok. Onun gibi kalbini temiz tut, hayat sana yardım eder mantığıyla dünyaya bakıyorum.
Peki hiç Ezel'in Eyşan'a duyduğu gibi büyük bir aşk yaşadınız mı?
- Hayır, öylesi fena... (Kulağını çekip tahtaya vuruyor.)
Karşınıza öyle biri çıksa olur mu?
- Hayattan şunu öğrendim: Asla olmaz deme!
Cansu Dere'yle hakkınızda çıkan aşk dedikoduları için ne diyeceksiniz?
- Cansu yıllardır iyi arkadaşım ve bir ilişkisi var. Bu durumda bu tip dedikodular saygısızlık...
Kıvanç Tatlıtuğ ile de kıyaslanıyorsunuz...
- Bunu medya yaptı. Kıvanç benim kardeşim. Ama magazinciler bir dünya kuruyor ve bunun gerçekliğine inanıyor. İşe ilk başladığımda 'Yılan Hikâyesi' vardı, Mehmet Ali Alabora ile kıyaslandım. Sonra 'Asmalı Konak', Özcan Deniz... Şimdi de Kıvanç... Bu sektörün hepimize ihtiyacı var.
Şu an hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
- Yaş 36. Yolun yarısını devirmiş bir adamım. 12 yıldır bu sektördeyim. “Mankenden oyuncu olmaz” denen yerden buraya geldik.
20 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
- Topraktan geldik toprağa gideceğiz diye düşünüyorum. 20 yıl sonra bir ayağım toprakta olsun. Çocuklarım, ailem ve kendi bahçemle ilgileneyim istiyorum.
Kaç çocuk?
- Tamamen anneye bağlı (Gülüyor).
KÖYDE BÜYÜDÜM SINIRLARIM VAR
Magazinden uzak durmaya çalışıyorum. İki şıkkınız var. Ya düşsem bile çeksinler ama hayatımı yaşayayım... Ya da asla resim vermeyeyim evimde oturayım... Biraz kontrol delisiyim. Köyde büyüdüm, sınırlarım vardı. Şimdi o sınırlar buralara kadar geldi. Artık, kendimi çok kısıtladım biraz rahat bıraksam diyorum. Tuncel Kurtiz bana “Ayakların yere ne kadar sağlam basıyor?” der. Ardından da kendi çılgınlıklarını anlatmaya başlar. Ben de ona “Yarın senin gibi torunlarıma anlatacağım hikayelerim yok” derim.
TÜRKMEN GÖZLERİMİ SİGORTALATMAK İSTERDİM
Maço görünüyor ama gülümseyince bambaşka biri oluyorsunuz...
- Canlandırdığım karakterler kadar sert değilim ama bu toprakların çocuğuyum...
Ağlarken çenenizin nasıl titirediği bile olay... Bu kadar incelenmek insanı çıldırtmıyor mu?
- İnternette yapılan yorumları okumuyorum. Önemli olan, kendi ruhumu memnun etmek. Çünkü bir gün belki de yazılanların tersini yapıp mutlu olacağım.
Herkes sizi yakışıklı buluyor. Siz aynaya bakınca ne görüyorsunuz?
- İnsan kendine alışıyor. Fazla takılmıyor.
Sizi sigortalayacak olsak nerenizi sigortalamamızı isterdiniz?
- Türkmen gözlerimi. Gülünce Çinli gibi oluyorum (Gülüyor).
Nasıl bir âşıksınız?
- Aşık olduğunda ayakların yerden kesiliyor, yemek yemek istemiyorsun. Şu an kalbim boş ama âşık olmayı istiyorum. Öyle zamanlarda sürprizli taraflarım ortaya çıkıyor.
Âşık olduğunuzda açıkça söyler misiniz? Yoksa karşıdan mı beklersiniz?
- Belki hoşlansam “Dur şimdi, karizmayı sallamayalım” durumuna girebilir ama aşıkken öyle değil; söylerim.
Sizin dizideki gibi bir âşık olmanızı bekliyorlar. Hayal kırıklıklığına uğrayanlar oluyor mu?
- Bunu bekleyen ne kadar Eyşan peki? (Gülüyor). Öyle bir durum olmadı. Zaten bu tarz bir beklentide bulunması için karşımdakine benim âşık olmam lazım.
ERKEĞİN EN ÖNEMLİ ŞEYİ İŞİ
Nasıl tavlanırsınız?
- Kendi maymuncuğumu ele vermemi mi istiyorsun?
Sayılır. Biraz tüyo diyelim...
- Önceden bir takım tariflerim vardı ama artık esas olanın bu olmadığını biliyorum. Çünkü insan, kendinin nelerden etkileneceğini bilemiyor.
O kadar da değil... Biraz da tanıyorsunuzdur kendinizi.
- Bir insanın en etkileyici tarafının samimiyeti ve enerjisi olduğunu düşünüyorum. Yoksa git google'da takıl.
Hayatınıza giren kadınlara güveniyor musunuz?
- Bir erkeğin en önemli şeyi işidir ve başarı her zaman cazibelidir. Sadece bunun sihrine kapılıp gelenleri de anlıyorum. Ama en son yaşadığım ilişkiye bakarsak neden altı yıl beraber olduğum ortada.
İstediğiniz her kadını sadece bir göz kırparak elde edermişsiniz gibi algılanıyorsunuz?
- Estağfurullah...
Taksim meydanındaki öpüşme sahnesinden sonra kadınlar nasıl öpüştüğünüzü merak etti...
- (Gülüyor) Bu merakı nasıl gideririm? Bunun cevabı hayatıma giren kadınlarda.
Yakışıklı ve başarılı adamlar reklam kampanyaları için soyunuyor. Bir gün siz de soyunur musunuz?
- Anlamlı olmalı. “Sadece yüzüm değil vücudum da güzel” demeyi gereksiz buluyorum.
AYAKLARIM BÜYÜK, DAR PAÇA OLMUYOR
Sıkı bir moda takipçisi değilim. Sadece örtünmek için giyiniyorum. Çünkü vücudum modanın her dönemine uygun değil. Uzun boylu, koca ayaklı bir adamım. Dar paça olmuyor. Bu yüzden ince dengelerle kıyafetlerimi seçiyoruz. Bu bir taraftan da hoş bir durum çünkü standart değilim.
Gecce
Küçükken ünlü olmayı düşünür müydünüz?
- Bir şeyler hissediyordum. Örneğin aynaya çok bakardım. Annem kızar ve “Oğlum artist mi olacaksın?” derdi. Bir de, “Deli oğlum benim” diye severdi. Sonra da Deli Yürek'te oynadım (Gülüyor).
Yaramaz bir çocuk muydunuz?
- Bilmiştim. Büyüklerin beni idare etmek için söylediklerini anlar yüzlerine vururdum.
Peki o yıllarda da böyle yakışıklı mıydınız?
- Ortaokula kadar değildim. Ama sosyal ilişkilerim iyiydi. Deneme lisesinde zorlandım.
Niye?
- Çünkü okulda zengin aile çocukları vardı. Ben köyden gelmiştim. Herkes marka konuşuyordu. Tabii bir de bütün güzel kızlar bizim lisedeydi.
Çapkın mıydınız?
- Flörtöz bir adamdım. Biraz maymun iştahlıydım. Sonra duruldum.
Zaten sizde 'Çapkınlık yapmaz ama iyi aşk yaşar' gibi bir hal seziyor insanlar...
- Aslında bu algından çok uzak değilim. Evcimen bir adamım. Tercihim her gecce bir yerde eğlenmektense her gecce birlikte eğlenebileceğim bir aşkımın olması.
KIVANÇ BENİM KARDEŞİM
Ezel karakteriyle ortak yönleriniz var mı?
- Ezel kadar hesapçı değilim. Ömer'le ortak yönüm daha çok. Onun gibi kalbini temiz tut, hayat sana yardım eder mantığıyla dünyaya bakıyorum.
Peki hiç Ezel'in Eyşan'a duyduğu gibi büyük bir aşk yaşadınız mı?
- Hayır, öylesi fena... (Kulağını çekip tahtaya vuruyor.)
Karşınıza öyle biri çıksa olur mu?
- Hayattan şunu öğrendim: Asla olmaz deme!
Cansu Dere'yle hakkınızda çıkan aşk dedikoduları için ne diyeceksiniz?
- Cansu yıllardır iyi arkadaşım ve bir ilişkisi var. Bu durumda bu tip dedikodular saygısızlık...
Kıvanç Tatlıtuğ ile de kıyaslanıyorsunuz...
- Bunu medya yaptı. Kıvanç benim kardeşim. Ama magazinciler bir dünya kuruyor ve bunun gerçekliğine inanıyor. İşe ilk başladığımda 'Yılan Hikâyesi' vardı, Mehmet Ali Alabora ile kıyaslandım. Sonra 'Asmalı Konak', Özcan Deniz... Şimdi de Kıvanç... Bu sektörün hepimize ihtiyacı var.
Şu an hayatınızın nasıl bir dönemindesiniz?
- Yaş 36. Yolun yarısını devirmiş bir adamım. 12 yıldır bu sektördeyim. “Mankenden oyuncu olmaz” denen yerden buraya geldik.
20 yıl sonra kendinizi nerede görüyorsunuz?
- Topraktan geldik toprağa gideceğiz diye düşünüyorum. 20 yıl sonra bir ayağım toprakta olsun. Çocuklarım, ailem ve kendi bahçemle ilgileneyim istiyorum.
Kaç çocuk?
- Tamamen anneye bağlı (Gülüyor).
KÖYDE BÜYÜDÜM SINIRLARIM VAR
Magazinden uzak durmaya çalışıyorum. İki şıkkınız var. Ya düşsem bile çeksinler ama hayatımı yaşayayım... Ya da asla resim vermeyeyim evimde oturayım... Biraz kontrol delisiyim. Köyde büyüdüm, sınırlarım vardı. Şimdi o sınırlar buralara kadar geldi. Artık, kendimi çok kısıtladım biraz rahat bıraksam diyorum. Tuncel Kurtiz bana “Ayakların yere ne kadar sağlam basıyor?” der. Ardından da kendi çılgınlıklarını anlatmaya başlar. Ben de ona “Yarın senin gibi torunlarıma anlatacağım hikayelerim yok” derim.
TÜRKMEN GÖZLERİMİ SİGORTALATMAK İSTERDİM
Maço görünüyor ama gülümseyince bambaşka biri oluyorsunuz...
- Canlandırdığım karakterler kadar sert değilim ama bu toprakların çocuğuyum...
Ağlarken çenenizin nasıl titirediği bile olay... Bu kadar incelenmek insanı çıldırtmıyor mu?
- İnternette yapılan yorumları okumuyorum. Önemli olan, kendi ruhumu memnun etmek. Çünkü bir gün belki de yazılanların tersini yapıp mutlu olacağım.
Herkes sizi yakışıklı buluyor. Siz aynaya bakınca ne görüyorsunuz?
- İnsan kendine alışıyor. Fazla takılmıyor.
Sizi sigortalayacak olsak nerenizi sigortalamamızı isterdiniz?
- Türkmen gözlerimi. Gülünce Çinli gibi oluyorum (Gülüyor).
Nasıl bir âşıksınız?
- Aşık olduğunda ayakların yerden kesiliyor, yemek yemek istemiyorsun. Şu an kalbim boş ama âşık olmayı istiyorum. Öyle zamanlarda sürprizli taraflarım ortaya çıkıyor.
Âşık olduğunuzda açıkça söyler misiniz? Yoksa karşıdan mı beklersiniz?
- Belki hoşlansam “Dur şimdi, karizmayı sallamayalım” durumuna girebilir ama aşıkken öyle değil; söylerim.
Sizin dizideki gibi bir âşık olmanızı bekliyorlar. Hayal kırıklıklığına uğrayanlar oluyor mu?
- Bunu bekleyen ne kadar Eyşan peki? (Gülüyor). Öyle bir durum olmadı. Zaten bu tarz bir beklentide bulunması için karşımdakine benim âşık olmam lazım.
ERKEĞİN EN ÖNEMLİ ŞEYİ İŞİ
Nasıl tavlanırsınız?
- Kendi maymuncuğumu ele vermemi mi istiyorsun?
Sayılır. Biraz tüyo diyelim...
- Önceden bir takım tariflerim vardı ama artık esas olanın bu olmadığını biliyorum. Çünkü insan, kendinin nelerden etkileneceğini bilemiyor.
O kadar da değil... Biraz da tanıyorsunuzdur kendinizi.
- Bir insanın en etkileyici tarafının samimiyeti ve enerjisi olduğunu düşünüyorum. Yoksa git google'da takıl.
Hayatınıza giren kadınlara güveniyor musunuz?
- Bir erkeğin en önemli şeyi işidir ve başarı her zaman cazibelidir. Sadece bunun sihrine kapılıp gelenleri de anlıyorum. Ama en son yaşadığım ilişkiye bakarsak neden altı yıl beraber olduğum ortada.
İstediğiniz her kadını sadece bir göz kırparak elde edermişsiniz gibi algılanıyorsunuz?
- Estağfurullah...
Taksim meydanındaki öpüşme sahnesinden sonra kadınlar nasıl öpüştüğünüzü merak etti...
- (Gülüyor) Bu merakı nasıl gideririm? Bunun cevabı hayatıma giren kadınlarda.
Yakışıklı ve başarılı adamlar reklam kampanyaları için soyunuyor. Bir gün siz de soyunur musunuz?
- Anlamlı olmalı. “Sadece yüzüm değil vücudum da güzel” demeyi gereksiz buluyorum.
AYAKLARIM BÜYÜK, DAR PAÇA OLMUYOR
Sıkı bir moda takipçisi değilim. Sadece örtünmek için giyiniyorum. Çünkü vücudum modanın her dönemine uygun değil. Uzun boylu, koca ayaklı bir adamım. Dar paça olmuyor. Bu yüzden ince dengelerle kıyafetlerimi seçiyoruz. Bu bir taraftan da hoş bir durum çünkü standart değilim.
Gecce