Yaz başı mütevazı bir düğünle evleneceğiz
Pınar Dilşeker ve Ahmet Hamoğlu, daha sonra nikahı erkene aldıklarını açıkladı
Evlilik tarihi olarak önce eylül ayını düşünen Pınar Dilşeker ve Ahmet Hamoğlu, daha sonra nikahı erkene almış: Birbirimizi tanıdıktan sonra uzatmanın anlamı yok. Acarkent'teki evimizin hazırlıkları sürüyor. Yaz başı gibi mütevazı ve coşkulu bir düğünle evleneceğiz
Şarkıcı Pınar Dilşeker'le 21 Nisan'da nişanlanan işadamı Ahmet Hamoğlu, Kız Kulesi'nde yemek yedikleri ilk akşam; evlilik sinyalleri vermiş. Sonraki bir gün, evde otururlarken de açık açık teklif etmiş! Pınar Dilşeker ise 'naz, niyaz yapmadan' hemen "Evet" demiş...
* Pınar Hanım'ın en çok nesinden etkilendiniz?
AHMET HAMOĞLU: Pınar'ın oturması, konuşması, mantığı, zekası, giyimi, makyajı, saçı gerçekten bütün olarak baktığımda beni etkiledi... Çünkü bunlar benim bir kadında düşündüğüm ve hayal ettiğim şeylerdi... Şimdi hayal ettiklerimle karşı karşıyayım. Pınar hem Osmanlı kadını hem de çağdaş Türk kadını... Daha da önemlisi davranışlarının çizgilerini koyabilen biri...
PINAR DİLŞEKER: Buraya ilk geldiğimde "Kahve içer misin?" diye sordum ve gidip yaptım. Kendi ellerimde kahve yapıp getirmem onun gözlerini doldurdu.
A.H.: Evet bana ilk defa kahveyi eliyle yapıp getiren birisiyle karşılaştım. Onun doğal bulduğu şey, benim için çok özeldi.
MÜTEVAZI BİR DÜĞÜN İSTERİM
* Evlilik kararını açıklayınca ailelerinizin tepkisi ne oldu?
P.D.: Şok... Çünkü herkese sürpriz oldu.
A.H.: Birbirimizi tanıdıktan sonra uzatmanın anlamı olmadığını düşündük. Evlendikten sonra Acarkent'te yeni aldığım evde oturacağız. Şu an oranın hazır olması lazım. Ama yine de biz evlilik sürecini başta eylül diye konuşmamıza rağmen, daha da önce çekmeye karar verdik. Yaz başı gibi evlenebiliriz. Beklememiz için bir neden yok...
* Nişanınız çok sade oldu. Peki, nasıl bir düğün düşünüyorsunuz?
P.D.: Önemli olan gönüllerin bir olması.... Kimseye bir şeyin ispat edilmesine gerek yok. Gayet mütevazı bir düğün istiyorum. Tabii ki gelinlik giymek isterim. Çünkü Ahmet de beni gelinlikle görmek ister. Aile arasında sevdiklerimizle imzamızı atarız.
A.H.: Az sayıda mütevazı ve coşkulu bir düğün... Planımız bu...
EMPATİ KURABİLİYORUZ
* Birbirinizi kıskanıyor musunuz?
P.D.: Sevgi olunca kıskançlık olur tabii...
A.H.: Birbirimizi anlamaya çalışıyoruz. Pek de farklı değiliz. Onun istediği şeyleri ben de düşündüğüm için çok sorun yaşayacağımızı sanmıyorum bu konuda...
P.D.: Empati kurabiliyoruz. Doğru yerlerde doğru tepkiler veriyoruz. Biz birbirimizi doğru anlıyoruz.
* Pınar Hanım'ın gittiğiniz yerlerde tanınması sizi rahatsız ediyor mu?
A.H.: Pınar Hanım'ın gittiğimiz yerlerde ilgi görmesi beni rahatsız etmez. Tabii sonuçta ben de bir iş adamıyım... Ben de kendimce tanınıyorum. Eğer böyle bir durum olmasa, kadının gölgesinde kalmak hiçbir onurlu erkeği mutlu etmez... Ama bizde denge var... Pınar Hanım da tanınan bir insan... Bu durum aksine beni mutlu ediyor...
* Peki hiç tartıştınız mı?
P.D.: Hiç tartışmadık.
A.H.: Sesimiz bile yükselmedi. Bir konuda karşı karşıya gelip fikir ayrılığı içinde bile olmadık.
* Liseli aşıklar gibi mesajlaşmalar, telefonla saatlerce konuşmalar oluyor mu?
P.D.: İlk zamanlarda ben biraz daha çekingendim. Ahmet çok hassas ve duygusal... Daha bir dikkat ediyorum... Sonuçta, yoğun olduğu için mümkün olduğunca gündüz aramamaya çalışıyorum. Ama birbirimizi aramadan da edemiyoruz... İlk günlerde sabahlara kadar konuştuğumuz bile oluyordu...
SEVGİMİZİN GERÇEKLİĞİ ZAMANLA KANITLANACAK
* İlişkide kimin sözü geçiyor?
P.D.: Herkes fikrini söylüyor ve ortada buluşuyoruz.
A.H.: Söz sahibi olmak gibi bir şey gerekmiyor... İlişkide söz iki tarafın oluyor. Biz bunu başarıyoruz...
* İlişkinizde en büyük engelin ne olduğunu düşünüyorsunuz?
A.H.: Yaşadığımız duyguların, herkes tarafından görülüp hissedilmesine ihtiyacımız var. Hiç saygısızlık etmeden, bu düşünceleri umursamayacağız. Çünkü biz kendimizi biliyoruz. Dışarıdan söylenenler önemli değil. Kısa bir süre içinde insanlar bizim birbirimize yaklaşımımızı gördüğü zaman, onlar da 'aşk duygusunu yaşıyorlar' diyecekler.
P.D.: Sevgimizin ne kadar gerçek olduğunu zamanla insanlara ispat edeceğiz. Bunun için de maalesef bir zamana ihtiyacımız var... Ama biz gerçeği biliyoruz ya, bu da bize şimdilik yetiyor...
* Çocuk düşünüyor musunuz?
A.H.: Benim de, onun da zaten çocuğu var. Çocuk olsun diye ekstra bir gayret içinde olmayacağız. Olursa, Allah verirse de, tabii ki isteriz.
P.D.: Bu aşkın, bu duygunun bir meyvesi olsun isterim ben... O da Allah nasip ederse inşallah...
* Pınar Hanım, evlendikten sonra Dilşeker soyadını kullanacak mısınız?
P.D.: Eşim nasıl uygun görürse... (Gülüyor...)
A.H.: Ona o zaman bakarız... (Gülüyor...)
(Sabah)