Ufukta nikâh var

Kanser hastalığını atlatmaya çalışırken meğer âşık olacağı adamın ziyaretleri iyileştirmiş onu... Ali Karagöz'le arkadaş olarak başladıkları ilişki şimdi aşka dönüşmüş, kimbilir yakında düğün dernek bile olabilir

Oya Başar denildiğinde akla neler gelmiyor ki. En başta Türk televizyonlarının fenomeni olmuş ‘Olacak O Kadar’ programındaki karakterleri... Sesini çıkaramayan Türk kadınının sesi olmuş, sistemin bozukluklarına ayna tutmuş bir kadın olarak hafızalarda yer etti. Otoriter, dominant, ama sert mizacının arkasından pırlanta gibi bir kalp var diyerek gittim kendisinin “ev” dediği, ‘Boğaz’ın incilerinden biri olan yalısına. Otoriter mi, dominant mı, sert mi? Bildiğim her şey yanlışmış. Ne oluyorsa önyargılarımızdan olmuyor mu zaten? Bu kadın balla yıkanmış. Kanser o yüzden vücudunda tutunamadan gitmiş. Tabii bir de aşk var. Ali Karagöz’le açık açık, cesurca, gizlenmeden, saklanmadan yaşadığı el ele bir aşk. İşte o aşkın detaylarını öğrenmeye gittim. Uzun zamandır aşkı arayanlara aşk perileri böyle bir ilişki versin. Nazarlar değmesin. Oya Başar takipçileri de söylediklerime kendileri tanıklık etmek isterlerse, 10 Ocak’ta BKM’de oyunu var: ‘Kadın ve Memur.’ Duyduk duymadık demeyin Oya Başar sahnelere geri döndü.

• Işıl ışıl bir enerji saçıyorsunuz, nedir bunun sırrı?
Keyif aldığım, beni mutlu eden her yerde varım ama beni üzecek hiçbir yere girmiyorum. Ben çok kırılgan bir insanım. Her şeyi kendime çok dert ederdim, üzerdim kendimi. Hayatı çok ciddiye almışım. Bakıyorum o kadar da kendimi üzecek bir şey yokmuş aslında.

• Gelelim asıl konumuza, Ali Bey’le (Karagöz) nasıl tanıştınız?
5 yıldır tanışıyoruz. ‘7 Kocalı Hürmüz’ oyununda tanıştık, kocalarımdan birini oynuyordu. Oyun süresince arkadaşlığımız harikaydı, kafa dengiydik. Oyun bittikten sonra görüşemedik. Sonra benim bu hastalığım çıkınca hastaneye geldi. İlk ameliyatımı duyunca koşa koşa geldi. Sonra bir daha gitmedi.

• Hasta ziyaretçisi olarak mı geliyordu, yoksa...

Vallahi hemen hemen her gün geldi, güldük, konuştuk, sohbet ettik. Dost oldu bana, inanılmazdı. Bir süre sonra o kadar güzel bir enerji veriyordu ki bana, bir baktık ki çok daha iyi anlaşıyoruz, “Beraber olabiliriz, hiçbir mahsuru yok” dedik... (Edalı tonluyor bu cümlesini, belli ki bu ilişki hayatına yeni bir hayat katmış.)

• Ziyaretlerde gelip gittikçe sizin ne yediğiniz içtiğinizle, ilaçlarınızla ilgilenir oldu o halde...

Çok enteresan bir yapısı vardır. Benim mutlu olduğum her şey onun için çok önemlidir. Diyelim ki, bana doktor “Şunu yapma” dedi. Ben onu yapmak istiyorsam Ali bana destek oldu. Çünkü asıl olanın benim mutluluğumdan geçtiğini biliyordu.

• Sevdiğiniz adamı tarif etseniz, hangi sıfatları kullanırsınız?
Çok doğru ve güvenilir bir kişi. Birlikte vakit geçirirken seni rahatsız eden hiçbir şey yapmaz. Keyfiyle gelir, sohbetiyle gelir. Ali hayatındaki tüm düzenini beni mutlu etmek için tasarladı. Ben aslında onun bana olan sevgisini seviyorum.

• Bu söze üzülmez mi?
Hayır, üzülmez. Sevgi ve ilişkiler emektir. O bu konuda gerçekten büyük emek harcadı.

• İlişkilerde bir taraf biraz daha fazla vericidir, biraz daha fazla sever, sanırım bu erkek tarafı?

Evet, o daha öndedir. Daha verici, daha fazla seven taraftır. Bu bir kadını çok keyiflendiriyor, neşesine neşe katıyor.

• Birlikte neler yapmaktan hoşlanıyorsunuz?
Ay çok sohbet ederiz, sinemaya gitmeye bayılırız. Tiyatro konuşabiliyoruz haliyle. Yemeği içmeyi, keyif yapmayı severiz. Bunların hepsini birlikte yapıyoruz. Tavla oynarız. En büyük eğlencelerimizdendir tavla oynamak. Bir şeyine oynamayız ama kazanmak için oynarız. İkimiz de bu konuda iyiyiz.

• “Birlikte yapalım” dediğiniz şeyler var mı?

Sen de beni iyice genç kız yaptın. “Sahilde koşmak istiyoruz, arkamızda köpeğimiz de olsun” gibi hayaller kurmuyoruz. Belli bir yaştan sonra öyle hayaller kurmuyorsun ya da o kadar romantik biri değilimdir.

• Geleceğe dair planlarınız var mı?
Ben böyle çok iyiyim. Sevenlerim var, ailem mutlu, sağlığım yerinde, yanımda beni seven, beni üzmemeye çalışan bir erkek var. Bundan başka ne bekleyebilirsin ki Allah’tan.

• Biz kız tarafıyız.. Evlilik haberleri çıkınca alıcı gözle Ali Bey’e yeniden baktım. Adam güzel, neşeli neşeli bakıyor size...
Evet, herkes öyle söylüyor. Ben de gözlerine baktığımda o keyfini, neşesini alıyorum. Sokakta insanlar gördüğünde “Böyle bakan erkek kalmadı artık” diyorlar. Bana öyle bakıyor işte. Seviyor demek ki. (Hep birlikte gülüyoruz, tam genç kız muhabbeti oldu.)

• En sevdiği yemeği öğrendiniz mi peki?

Sen benim yemeklerimi yemediğin için böyle bir soru sordun şimdi. Yaptığım her yemeği sever. Telefon açıp tekrar tekrar teşekkür eder. Ama bu Ali’ye özel değil yemeğimi yiyen herkes çok sever, bilirim.

• Görüyorum, gözleriniz ışıl ışıl; yaşadığınız aşk nasıl bir his, tarifi var mı?
Var ama şekerim o da bana kalsın.

• Evlilik teklifi aldınız mı, şöyle ritüeli olan bir şey?
Hayır, Ali’nin benimle evlenmek istediğini biliyorum, bunu konuştuk sadece...

• “Evlilik aşkı bitirir” diye beylik bir söz vardır, buna ne diyorsunuz?

Aşk, tutku sonra sonra yerini dostluğa bırakır. O sırada dostluk kuramazsanız o evlilik bitmeye mahkûm olur. İnanmıyorum yani, evlenildiğinde aşkın biteceğine. Ama sen kendini başka gösterip sonra değişirsen, söylediklerinin aksini sergiliyorsan o evlilik yürümez.

• Sizin hayatınızda evlilik düşüncesi önem sırasında nerede duruyor?

Benim iki tane koca insan olmuş evladım var. Bizim “İlla evleneceğiz” gibi bir tavrımız da yok. Bakarsın yarın evleniriz, bakarsınız hiç evlenmeyiz. Önemli olan birbirimize duyduğumuz hisler.

• Sanatçı tayfasının evlilikleri, ev düzeni konusu hep merak edilir, yuvayı dişi kuş yapar ya hani, erkek alttan alınır. Sanatçı dişi kuş ne yapar?
İlahi, çok hoşsun. Bu söylediklerin çok doğru. Ama öyle yetiştirilmişiz. Kadın hep bastırılmış, erkeğin altında olması gerektiğine şartlanmış. Yani anlayacağın kadına bir şekilde bu rol verilmiş, kabul eden var, etmeyen var. Ben hayatın müşterek olduğuna inanıyorum. Hepimiz çalışan insanlarız, öyle bir dünyada yaşıyoruz ki, yapılacak her şeyi paylaşmak zorundasın. Aksi düşünülemez. Biraz sen, biraz ben. Bu oyun böyle oynanır. Beni ben olarak görüp beğendiyse, oramı buramı çekiştirip değiştirmeye çalışırsa olmaz. Ben çocuklarımı bu zihniyetle büyüttüm. Gelinler mutlu olsun diye :)

• Çocuklarınız ilişkiniz için ne yorum yaptılar?

Herkesin çocuğunu Allah bağışlasın. Benimkiler de çok cici, şeker çocuklar. Oğlum zaten bir Bektaşi’dir. Kızım da yeni yeni büyüyor, artık onunla da arkadaş olabildik. Beni o kadar seviyor, beğeniyor ve yaptıklarıma inanıyorlar ki, annelerinin yaptığı her şeye “Annem yaptıysa doğru yapmıştır” derler. Annelerinin mutlu olacağı hiçbir şeye “Hayır” demezler.

• Aşk haberleriniz çıktığında “Levent Kırca’dan boşanan Oya Başar” girizgâhı yapılması sizi kızdırıyor mu?

Ben o konuya girmek istemiyorum. Kimse benim yaşamımı incitecek bir şey yazıp çizmedi. Benden çok onun üzülmesi beni çok üzer. Ama mümkünse kullanılmamasından yanayım tabii.

5 yıl sonra yeni oyun

“5 yıldır sahnelerde değildim. Uzun zaman sonra ilk oyunum olacak. “Kadın ve Memur” adında bir oyun hazırlıyoruz. Bulgar bir yazarın oyununu bizim çok genç ve kalemi çok güzel olan arkadaşımız Uğraş Güneş uyarladı. Kemal Kocatürk yönetiyor. Tarık Ünlüoğlu ile oynayacağız. Politik tarafı da var ama komedisi de yerinde seyirlik bir oyun. 10 Ocak’tan itibaren BKM’de oynamaya başlayacağız. O yüzden çok heyecanlıyım.”