Reha Muhtar aşk iddialarına çok sert çıktı
Reha Muhtar, Gazete Habertürk'te yeralan Oya Germen ile aşk yaşadıkları ve Germen'in Baltalimanı'ndaki yalısına taşındığı haberine ateş püskürdü.
işte Reha Muhtar'ın zehir zemberek yazısı ;
Bugün yılın son günü...
Gece herkes ailesiyle yılbaşını kutlayacak...
Habertürk gazetesi dün şerefsizce yapılmış yalan bir haberi, bana pislik olarak fırlatmaktan çekinmemiş...
Bir yıldır yüzünü bile görmediğim bir dostumu “sevgili olarak evime taşındığını” söyleyecek kadar, adice bir yalanı sayfalarına taşımış...
Şaşırmadım...
O gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, yıllar önce, şimdiki patronu Turgay Ciner için “Bu kişi nasıl medya patronu olabilir” diye soruyor ve onu “itibarsızlaştırarak medyadan uzaklaştırmak için” elinden geleni ardına koymuyordu...
Sonra bunları hiç söylememiş gibi paşa paşa gitti Turgay Ciner’in gazetelerine genel yayın müdürü oldu...
***
Şimdi yönettiği gazetede, sanki onları söyleyen kendisi değilmiş gibi, inanılmaz bir pişkinlikle başkalarına saldırıyor...
Hiç şaşırmadım...
“Benim, bir yıldır yüzlerini tesadüfen bile görmediğim dostlarımı, evime soktuğumu söyleyecek kadar çirkefleşebiliyorlar... Bir senedir görüşme fırsatı bile bulamadığım insanlarla, evimde aşklar yaşadığımı” yazacak kadar adileşmiş satırlara yer verebiliyor...
Ben başkaları gibi değilim...
Yaşadığım aşklarla gurur duyarım...
Onları saklamam...
Yazı işlerinde, Brüksel’lerde, evli barklı gizli kapaklı işler çevirmem...
***
Ama bu konu bir aşk konusu değil...
Esasen, 6 aydır “çocuklarına güvenli bir gelecek için mücadele eden bir baba”ya her türlü “kalleş haberi ve namert çamuru atarak”, çocuklarıyla mutluluğunu engelleme günahıdır...
Bugün yılbaşı...
Herkes bu akşam ailesiyle, sevgilisiyle, dostuyla arkadaşıyla kutlayacak yılbaşını...
2010’un bu son gününde, bu hayasız haberi, yalanlamak zorunda kaldığım için üzgünüm...
“Çünkü evimde çocuklarımın boş yatağından başka kimsecikler yok... ”
***
Evinde çocuklarının boş yatağını, hafta sonları için saklayan bir babaya, bu yılbaşı gününde “evinde aşklar yaşıyor” gibi yalan haberlerle saldırmak bir tıynet meselesi...
Şaşırmadım...
Yıldıray Oğur’un geçenlerde yazdığı yazı geldi aklıma...
Yazının başlığı “Acaba biz şerefsiz miyiz”di...
*****
“ACABA BİZ ŞEREFSİZ MİYİZ?.. ”
“Ne tesadüf;
Devlet-PKK görüşmelerinin başladığı 1997 yılında, aniden Lübnan’ın Bar Elias kentinde Öcalan’la görüşen, bu görüşmesi terörle mücadele yasası yüzünden Kanal D’de yayımlanmayınca (giderken bunu bilmiyor muydu), ham kasetleri MİT’e teslim etmiş (bizzat kendisi yazdığı için biliyoruz), bu görüşmeyle ilgili Yenimahalle’de MİT’e brifing vermiş;
***
1996’da Kardak’ta bayrak dikmiş, Öcalan İtalya’dayken İtalya’ya gitmiş İtalyan sokaklarında eylem yapmış...
***
1998’de üniversite kapısında gösteri yapan başörtülü kadınlara “fahişe” demiş, daha yakın zamanda “Yolda önümü kesen başı örtülü bir bayan bana;
‘Büyüklerimiz başörtülülerin okullara üniversitelere girmesi için uğraşıyorlar... Lütfen programınızda bu talebi dile getirin... Biraz da başörtülülerin kötü yola düşmelerini engellemek için uğraşsınlar... Ekonomik güçlükler nedeniyle para karşılığı fuhuş yapan başörtülüler tanıyorum’ dedi” gibi saçmalamış...
***
18 Mart 2002’de Radyo D’de insan hakları savunucusu Eren Keskin için “Bu kadını ilk gördüğüm yerde cinsel tacizde bulunmazsam namerdim” demiş...
***
Televizyonlarda orduyu eleştiren bir yazar için “O gün o programa katılanlardan olsaydım, Türk ordusuna saldıran hanımefendiye tek bir soru sormak isterdim...
‘Hanımefendi o ordu aslında neyi korumak istiyor biliyor musunuz?.. ’
Büyük ihtimalle demokrasiden, ordunun siyasete müdahalesinden, Güneydoğu’dan falan söz ederdi...
Bense ona çok kısa bir yanıt verirdim...
Hanımefendi belki farkındasınız belki değilsiniz ama ordu sizin bacak aranızı da koruyor.. ” diye yazabilmiş...
***
Serdar Ortaç’ın bile nedamet getirdiği Ahmet Kaya linci için, yazdığı iğrenç yazılar için, küçük bir özür dilemektense “Şerefsiz misiniz” diye meydan okumuş, bunu yapan herkese “Yavşaklar” diyebilmiş...
Bir adamın, büyük paralar akıtılarak kurulan son büyük gazetenin, en zarif aşk yazarından, en vicdancı solcu yazarına kadar onlarca aklı başında insanın, yüzlerce yetenekli gazetecinin tepesinde oturduğu bir ülkede;
***
Bütün bunlara karşı hiçbir şey diyemediğimiz için ve hiçbir şey yapamadığımız, hala oturup bu medya düzeninde yazı yazmaya konu aradığımız için;
Galiba hepimiz onun dediği gibi... ”
***
Bizler tüm bunlara hiçbir şey yapamadığımız ve bu medya düzeninde yazdığımız için...
Yıldıray Oğur’un dediği gibi:
“Bizler miyiz şerefsiz olan yoksa?.. ”
Hoşçakal 2010...
Reha Muhtar/Vatan
İŞTE GAZETE HABERTÜRK'ÜN DÜN YAYINLANAN REHA MUHTAR'LA İLGİLİ HABERİ
Bugün yılın son günü...
Gece herkes ailesiyle yılbaşını kutlayacak...
Habertürk gazetesi dün şerefsizce yapılmış yalan bir haberi, bana pislik olarak fırlatmaktan çekinmemiş...
Bir yıldır yüzünü bile görmediğim bir dostumu “sevgili olarak evime taşındığını” söyleyecek kadar, adice bir yalanı sayfalarına taşımış...
Şaşırmadım...
O gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, yıllar önce, şimdiki patronu Turgay Ciner için “Bu kişi nasıl medya patronu olabilir” diye soruyor ve onu “itibarsızlaştırarak medyadan uzaklaştırmak için” elinden geleni ardına koymuyordu...
Sonra bunları hiç söylememiş gibi paşa paşa gitti Turgay Ciner’in gazetelerine genel yayın müdürü oldu...
***
Şimdi yönettiği gazetede, sanki onları söyleyen kendisi değilmiş gibi, inanılmaz bir pişkinlikle başkalarına saldırıyor...
Hiç şaşırmadım...
“Benim, bir yıldır yüzlerini tesadüfen bile görmediğim dostlarımı, evime soktuğumu söyleyecek kadar çirkefleşebiliyorlar... Bir senedir görüşme fırsatı bile bulamadığım insanlarla, evimde aşklar yaşadığımı” yazacak kadar adileşmiş satırlara yer verebiliyor...
Ben başkaları gibi değilim...
Yaşadığım aşklarla gurur duyarım...
Onları saklamam...
Yazı işlerinde, Brüksel’lerde, evli barklı gizli kapaklı işler çevirmem...
***
Ama bu konu bir aşk konusu değil...
Esasen, 6 aydır “çocuklarına güvenli bir gelecek için mücadele eden bir baba”ya her türlü “kalleş haberi ve namert çamuru atarak”, çocuklarıyla mutluluğunu engelleme günahıdır...
Bugün yılbaşı...
Herkes bu akşam ailesiyle, sevgilisiyle, dostuyla arkadaşıyla kutlayacak yılbaşını...
2010’un bu son gününde, bu hayasız haberi, yalanlamak zorunda kaldığım için üzgünüm...
“Çünkü evimde çocuklarımın boş yatağından başka kimsecikler yok... ”
***
Evinde çocuklarının boş yatağını, hafta sonları için saklayan bir babaya, bu yılbaşı gününde “evinde aşklar yaşıyor” gibi yalan haberlerle saldırmak bir tıynet meselesi...
Şaşırmadım...
Yıldıray Oğur’un geçenlerde yazdığı yazı geldi aklıma...
Yazının başlığı “Acaba biz şerefsiz miyiz”di...
*****
“ACABA BİZ ŞEREFSİZ MİYİZ?.. ”
“Ne tesadüf;
Devlet-PKK görüşmelerinin başladığı 1997 yılında, aniden Lübnan’ın Bar Elias kentinde Öcalan’la görüşen, bu görüşmesi terörle mücadele yasası yüzünden Kanal D’de yayımlanmayınca (giderken bunu bilmiyor muydu), ham kasetleri MİT’e teslim etmiş (bizzat kendisi yazdığı için biliyoruz), bu görüşmeyle ilgili Yenimahalle’de MİT’e brifing vermiş;
***
1996’da Kardak’ta bayrak dikmiş, Öcalan İtalya’dayken İtalya’ya gitmiş İtalyan sokaklarında eylem yapmış...
***
1998’de üniversite kapısında gösteri yapan başörtülü kadınlara “fahişe” demiş, daha yakın zamanda “Yolda önümü kesen başı örtülü bir bayan bana;
‘Büyüklerimiz başörtülülerin okullara üniversitelere girmesi için uğraşıyorlar... Lütfen programınızda bu talebi dile getirin... Biraz da başörtülülerin kötü yola düşmelerini engellemek için uğraşsınlar... Ekonomik güçlükler nedeniyle para karşılığı fuhuş yapan başörtülüler tanıyorum’ dedi” gibi saçmalamış...
***
18 Mart 2002’de Radyo D’de insan hakları savunucusu Eren Keskin için “Bu kadını ilk gördüğüm yerde cinsel tacizde bulunmazsam namerdim” demiş...
***
Televizyonlarda orduyu eleştiren bir yazar için “O gün o programa katılanlardan olsaydım, Türk ordusuna saldıran hanımefendiye tek bir soru sormak isterdim...
‘Hanımefendi o ordu aslında neyi korumak istiyor biliyor musunuz?.. ’
Büyük ihtimalle demokrasiden, ordunun siyasete müdahalesinden, Güneydoğu’dan falan söz ederdi...
Bense ona çok kısa bir yanıt verirdim...
Hanımefendi belki farkındasınız belki değilsiniz ama ordu sizin bacak aranızı da koruyor.. ” diye yazabilmiş...
***
Serdar Ortaç’ın bile nedamet getirdiği Ahmet Kaya linci için, yazdığı iğrenç yazılar için, küçük bir özür dilemektense “Şerefsiz misiniz” diye meydan okumuş, bunu yapan herkese “Yavşaklar” diyebilmiş...
Bir adamın, büyük paralar akıtılarak kurulan son büyük gazetenin, en zarif aşk yazarından, en vicdancı solcu yazarına kadar onlarca aklı başında insanın, yüzlerce yetenekli gazetecinin tepesinde oturduğu bir ülkede;
***
Bütün bunlara karşı hiçbir şey diyemediğimiz için ve hiçbir şey yapamadığımız, hala oturup bu medya düzeninde yazı yazmaya konu aradığımız için;
Galiba hepimiz onun dediği gibi... ”
***
Bizler tüm bunlara hiçbir şey yapamadığımız ve bu medya düzeninde yazdığımız için...
Yıldıray Oğur’un dediği gibi:
“Bizler miyiz şerefsiz olan yoksa?.. ”
Hoşçakal 2010...
Reha Muhtar/Vatan
İŞTE GAZETE HABERTÜRK'ÜN DÜN YAYINLANAN REHA MUHTAR'LA İLGİLİ HABERİ