Artık dizilerde oynamayacak

'Kapalıçarşı' dizisinden ayrılan Nejat İşler, artık dizilerde oynamayacak.

Yakışıklı, başarılı, ünlü. Tüm bunlar onu, basının ilgi alanına çekiyor. Fakat ne zaman bir kamera onun üzerine doğrulsa, Nejat İşler çılgına dönüyor. 'Ejder Kapanı'nda, tecavüze uğrayan kız kardeşinin intikamını almak için cinayetler işleyen bir katili canlandırıyor İşler. Kısa süre önce ayrıldığı 'Kapalıçarşı' dizisini sorunca, döküyor içini. İşini çok sevdiğini ama piyasa şartlarının vahşiliğinden sıkıldığını anlatıyor: "Durum kötü. Bu şartlarda dizilere devam edemem. Birkaç açığımı kapattıktan sonra oyunculuk yapmayı düşünmüyorum. Yedi gün, 24 saat çalışmayı kabul etmeyince, insanı tembel de yapıyorlar, alkolik de. Adım çıkmış dokuza, inmez sekize!.." Nejat İşler, Milliyet Cadde'ye konuştu...

'Ejder Kapanı'na nasıl katıldınız?

Erol Avcı'yla 2004'ten beri çalışıyoruz. Bu filmde oynamak benim için sefer görev emri gibi oldu. Kıyak bir roldü. Kısa oynayacağım ama uzun bahsedilecek.

İntikam yemini eden bir adamı oynuyorsunuz.

Kendisi de aslında böyle bir şeye maruz kalmış. Büyük bir travma yaşıyor. Güneydoğu'ya gidip, orada ölüm makinesi oluyor. Döndüğü gün kardeşinin intiharını öğreniyor. Kırsalda yaptığını İstanbul'da sürdürüyor.

Güneydoğu'da olup bitenlere bakışınız ne?

1989'du galiba. İnsan haklarıyla ilgili bir konser serisi vardı dünyada. Lütfi Kırdar'ın olduğu yerde spor sarayı vardı. Orada Bulutsuzluk Özlemi gibi grupların çıktığı bir konser yapılmıştı. Dünyadan da ortak görüntüler geliyordu. İlyas Salman çıktı sahneye. Dedi ki, “Türkiye'de Türk-Kürt sorunu yok. Sınıf sorunu var. Türkiye'de Kürtler var Ulus'ta villalarda yaşıyorlar; Türkiye'de Kürtler var Diyarbakır'da çöplükten ekmek topluyor. Türkiye'de Kürtler var, Etiler'de villada yaşıyorlar; Türkler var Kırşehir'de açlıktan ölüyorlar” Bence de sorun sınıf sorunu.

Uğur Yücel'le ilk kez çalışıyorsunuz. Onunla çalışmak nasıldı?

Çok konforlu. Oyunculuktan geldiği için bizi anlıyor. Biraz zorladı ama bu bizim işimizde olması gereken bir şey aslında.

Çekimlerin çoğu gece yapılmış. Zor olmadı mı?

Geceleri severim. Gece iş olsun, sabaha kadar çalışırım, problem değil. Gece yaşarım ben.

Ne yaparak?

Kitap okuyorum, televizyon ve DVD seyrediyorum. Gece yaşamak güzel ya! 16 yaşından beri böyle yaşıyorum. Gece insana huzur veriyor.

Filmin konusu cinsel istismar, konuşulması bile güç bir konu...

Bunlar, cinsel baskının olduğu ülkelerde çok yaşanıyor maalesef. Ve çoğu yastık altında kalıyor. Umarım bu film, az da olsa yol gösterici olur.

Çocuk tacizcilerine verilen cezaların az olduğunu düşünüyor musunuz?

Adalet dediğimiz şey herkese eşit olmalı. Benim oynadığım Ensar, adaleti kendisi arıyor. Bu doğru değil! Biraz Truman şov olduğu için burası, başka birilerini görmediğimiz, tanımadığımız için biz hep kendimize bakıyoruz ya dünyada da böyle. Türkiye'de gözlemlediğim şey, şimdiye kadar yapılan afların hepsi şahıslara karşı işlenmiş suçların affı. Affı çıkaran devlet. Devlet bir af çıkarıyorsa, devlete karşı işlenmiş suçlara af çıkarmalı, şahıslara karşı olanlara değil.

Filmde sevgiliniz Berrak Tüzünataç'ın sevişme sahnesi var, bu sizi rahatsız etti mi?

Niye rahatsız olayım? İşini yapıyor. Bu bizim mesleğimiz. Bu soruyu o sahneleri öne çıkaranlara sorun.

İş konusunda fikir alışverişi yapıyor musunuz?

Herkes ne konuşuyorsa sevgilisiyle, biz de o kadar konuşuyoruz.

Dizi mi, sinema mı?

Dizilerde arka arkaya oynamıyorum. Bundan sonra daha az göreceksiniz.

Neden?

Çünkü yaptığımız iş çok vahşileşti. Çalışma saatlerimiz, koşullarımız çok kötüleşti. Benim bu piyasada olmam artık zor.

İşinizi seviyor musunuz?

İşimle ilgili değil, ortamla ilgili sorunum var. Kurt kapanı durumu yaşanıyor. Hiç kimse vazgeçilmez değil. Şu anda bu işi yapmak benim için sıkıcı.

Sizi en çok ne rahatsız ediyor?

İş arkadaşlarının birbirlerini kırması. Bir de herkes işimizi yapalım hızlı eve gidelim, hızlı para zarfını alalım istiyor. Bunu engelleyen, “Bir dakika ne yapıyoruz, biraz daha işimize özenelim” diyen insanı sektör dışlıyor.

Ünlü olmaktan sıkılıyor musunuz?

Sizlerle, yaptığımız işler sayesinde karşılaşıyoruz. Bence böylesi makbul. Benim sokakta yürümemin bir haber değeri yok. Popüler olmayı sevmiyorum. Gittiğim yere gazetecileri arayıp, gelin beni arayın demiyorum. Çağıranlar varmış duyuyorum. Çağıranlara gidin, istediğiniz kadar haber yapın. Çağırmayanları ellemeyin. Sonrası tacize giriyor. Herkes aynı değil.

“Bu işi artık yapmayacağım” deyip gidebilir misiniz?

Amacım bırakıp gitmek.

İstanbul'dan mı?

İstanbul'la ilgi bir sorunum yok. Piyasayla ilgili sorunum var. Piyasadan çıkmak istiyorum. Kafamda birkaç şey var onları hayata geçireceğim. Bir iki açığım var, onları kapatacağım sonra çekileceğim.

Ne açığı bu?

O da bana kalsın.

'Kapalı Çarşı' dizisinden sete alkollü geldiğiniz ve disiplinsiz hareket ettiğiniz için çıkarıldığınız yazıldı.

Dizi başlarken patrona, “Çok çalışmayı sevmeyen biriyim. Beni çok çalıştırmazsan devam ederim, ama sıkılırım” dedim. “Sana ihtiyacım var” dedi. Beş ay içinde sadece 10 gün tatil yapınca, bende her şey bitti.

Alkolik olduğunuz da söyleniyor!

Adım çıkmış dokuza, inmez sekize! Hakkını ararsan seninle ilgili alkolik de derler, başka şeyler de.

Askerliğinizi yaptınız mı?

İkinci Ordu'da, terörün ortasında yaptım.

Çatışmada karşınıza çıkan kadın teröristi öldürmüyorsunuz. Askerde hiç böyle bir çatışmaya girdiniz mi?

Ensar, karşısında kızı görünce intihar eden kız kardeşini hatırlıyor ve onu öldürmüyor. Ben hiç böyle bir şey yaşamadım.

Kalsaydınız ne olurdu?

Benim o işlerin içine girmem zor olurdu. Kafayı kilitleyip öldürmezdim. Kesin ben ölürdüm.