Kıvanç'ı tanımam
Adı Kıvanç Tatlıtuğ ile anılan 2009 Türkiye güzeli Ebru Şam, Tatlıtuğ tanımadığını söyleyerek, “Aşk-ı Memnu”daki Behlül olarak bildiğini söyledi.
* Kıvanç Tatlıtuğ ile aşk dedikodularına gelmeden önce seni biraz tanıyalım... Almanya-Düsseldorf doğumlusun...
- Evet... Yıllar önce dedemler Almanya'ya gitmiş. Annem, babam Türk. 1990 doğumluyum. Aslen Karslı'yız... Annem orada ofis yöneticisi. Babam ise özel bir sigorta şirketinde çalışıyor. Ama iki yıl önce boşandılar. Türkiye'ye gelene kadar annemle yaşıyordum.
* Orada lise öğrencisiydin, değil mi?
- Evet, ekonomi lisesinde okuyordum. “Miss Turkey” yarışmasına girince okulu bıraktım, daha doğrusu dondurdum. şimdi liseyi burada, dışarıdan bitirmeye çalışacağım.
* Peki Miss Turkey yarışmasına katılmaya nasıl karar verdin?
- Arkadaşım vasıtasıyla. Başvuru formunu o doldurup yolladı. Bu yarışmaya biraz da o arkadaşımın gaza getirmesiyle girdim açıkçası. Hiç niyetim yoktu. Sonra elemeler için geldim ve finalde de 2009 Türkiye güzeli seçildim. Benim için her şey rüya gibiydi yani. Hiç aklımda, hayalimde yokken birden kendimi Türkiye'de ve Türkiye güzeli olarak buldum.
* Almanya'daki güzellik yarışmasına niye katılmadın?
- Bir kere ben Türk'üm... Bir Türk olarak, Türkiye'de yapılan bir yarışmaya girmek ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmek istedim. Milliyetçi duygularım yüksektir. Almanya'daki yarışmayı hiç takip etmezdim, çünkü buradaki kadar kaliteli değil. Çok sıradan ve basit... Ama her yıl Türkiye'de yapılan güzellik yarışmasını takip ederdim.
* Türkiye güzellerinden kimi beğeniyorsun mesela?
- En çok Çağla Şıkel'i beğeniyorum.
* Kaç dil biliyorsun?
- Almanca, İngilizce ve Fransızca...
* Hepsini iyi konuşuyor musun?
- Evet...
İSTANBUL'DA KALMAYA KARAR VERDİM BEN
* İstanbul'a geldin, Türkiye güzeli seçildin, tanınıyorsun... Hayatında neler değişti?
- İyi oldu tabii, ama burada, bu unvanla yaşamak zor. Almanya'da sıradan, basit bir öğrenciydim, şimdi birçok sorumluluğum var. O sorumlulukları en iyi şekilde taşımaya çalışıyorum. Ben Almanya'da modellik de yapıyordum. Yani orada bir ajansa bağlıydım ve Amerika, Paris ve Milano'da modellik yaptım. Türkiye'ye gelince de modellik yapmaya başladım ama buna bir de oyunculuk eklendi. Ve bu çok hoşuma gidiyor...
* Türkiye'de hemen oyuncu olabiliyorsun, ama Almanya'da ise zordur böyle şeyler...
- Evet, orada eğitimi şart koşuyorlar. Ben de eğitime çok önem veriyorum. Madem oyunculuğa başladım ve sevdim, bu işin eğitimini mutlaka alacağım. Kendimi en iyi şekilde geliştireceğim. Önce liseyi bitireceğim, sonra üniversiteye gideceğim. Eğer burada yaşamak, burada olmak hoşuma gitmeseydi, Almanya'ya dönerdim. Fakat kendimde o isteği, heyecanı gördüğüm için kalmaya karar verdim. Kaldığım için de eğitimimi burada tamamlayacağım.
* Kaç aydır burada yaşıyorsun?
- Bir aydır... “Adanalı” dizisinden teklif gelince buraya geldim ve bir daha Almanya'ya dönmedim.
* Kimle yaşıyorsun?
- Teyzemlerde kalıyorum. Tek başıma yaşamıyorum. Ama annem yakında İstanbul'a gelecek. Sanırım onunla birlikte yaşayacağım.
YILBAŞI GECESİ NEREDE OLDUĞUMU İSPATLAYABİLİRİM
* Peki... şimdi gelelim Kıvanç Tatlıtuğ'la aşk haberlerine... Kıvanç ile birlikte misin?
- Ben Kıvanç'la ne tanışıyorum, ne ilişki yaşıyorum. Çıkan haberlere o kadar üzüldüm ki... Ama inanın doğru değil. Hayatımda kimse yok.
* Kıvanç'ı hiç mi tanımıyorsun?
- Hayır. Ben onu diziden Behlül olarak tanıyorum. Kıvanç'ı hiç tanımıyorum. Kim, neden böyle bir dedikodu çıkardı, onu da bilmiyorum. Ama bu haberler hem beni hem de ailemi çok üzdü. Bir genç kıza böyle çamur atılmaz ki. Neden böyle çirkin şeyler yapılıyor, anlamıyorum. ınsanlar kendi kafalarında bir hayal yaratıp, bunu gündeme getiriyorlar. Bir şey ortaya atılıyorsa, ispatı da olmalı... Bu beyefendi ile çekilmiş bir fotoğrafım falan var mı? Yok... O zaman kimse bir genç kızın onuru, gururu ile oynayamaz...
* Neredeyse ağlayacaksın. Çok üzülmüşsün...
- Üzüldüm tabii. Ama sonuçta hiçbir şey umurumda değil. ınsanlar ne konuşursa konuşsun, ne söylerse söylesin. Beni ilgilendirmiyor. Ben ne yaptığımı, ne ettiğimi gayet iyi biliyorum. Çok üstüme gelirlerse de mahkemeye veririm, olur biter.
* Yılbaşı gecesi Ulus'ta Gökhan diye birinin ev partisinde tanışmışsınız Kıvanç ile...
- Böyle bir şey yok. Ben yılbaşı gecesi kendi arkadaşlarımla beraberdim. Fotoğraflarım bile var...
* Gerekirse başka yerde olduğumu ispat ederim diyorsun...
- Ederim, ama buna gerek yok. şu an bana bu olup biten her şey çok saçma geliyor. Dediğim gibi bütün bunlar, yazılanlar, çizilenler çok ayıp. Birileri bana ayıp ediyor. Sadece bunu söylemek isterim.
GERÇEĞİ KİMSE İNKAR ETTİREMEZ
* İyi de “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye de bir söz vardır, bilir misin o sözü?
- Evet, biliyorum. Ama ben bir aşk, bir ilişki yaşıyor olsaydım bunu kimseden saklamazdım...
* Sen saklamazdın da Kıvanç sana saklatırdı?
- Böyle bir şey yok. Neyi, kimden, ne kadar saklayabilirsin ki? Ben hiçbir şeyi saklamam, bana bu soru sorulduğunda eğer bir şey varsa “var” derim. Kimse de bana gerçeği inkar ettiremez. Ama yine söylüyorum, ben bu beyefendiyi tanımıyorum.
* Hiçbir şekilde, hiçbir yerde karşılaşmadınız mı, tanışmadınız mı?
- Hayır, asla... Kıvanç Tatlıtuğ'u gerçekten hiç tanımıyorum, hayatımda bir kere bile görmedim.
* Anne-baba korkusu yüzünden saklıyor olabilir misin?
- Böyle bir şey kesinlikle yok.
* Ailen okumuştur haberleri, tepkileri ne oldu?
- şoke olmuşlar tabii ki. Ama ben ailemden hiçbir şey saklamam. Dolayısıyla bana inanıyorlar, güveniyorlar.
* Niye Kıvanç'la çıktı bu aşk haberleri sence?
- Hiç bilmiyorum...
* Kıvanç mı seninle ilgili sağda solda konuşuyor acaba?
- Bilmem. Konuşuyorsa da bu onun sorunu, benim bir şeyden haberim yok. Ama bu tür haberlere, dedikodulara alışmam gerek. Bir aydır Türkiye'deyim. ılk öğrendiğim, bu tür iddialar karşısında kapı gibi durmam gerektiği. En küçük şeye bu kadar sinirlenip üzülürsem, kendime yazık ederim. Sonuçta ailem beni, ben de kendimi biliyorum. Gerisi önemli değil. Bir ilişki yaşıyorsam da bunu çıkar söylerim. Ama şu an hayatımda kimse yok. Olmasını da istemiyorum. İşimle gündeme gelmek, işimle anılmak istiyorum. Oyunculuğa başladım. Bu konuda iyi şeyler yapmak istiyorum. şu an tek düşüncem oyunculuk...
APTAL DEDİKODULARLA UĞRAŞAMAM
Belli ki “Aşk-ı Memnu”yu izliyorsun. Beğeniyor musun peki Kıvanç'ı?
- Diziyi birkaç kez izledim. Dediğim gibi Behlül olarak biliyorum onu. Ve iyi bir oyuncu...
* Yakışıklı mı?
- Ne bileyim, hiç o gözle bakmadım.
* Bir gün Kıvanç'la bir yerde karşılaşır ve birbirinize aşık olabilirsiniz, büyük konuşmamak gerek...
- Hayat bu, ne zaman ne olacağı tabii ki belli olmaz.
* Bu haberlerden sonra Kıvanç'la “Nereden çıkıyor bunlar” diye hiç konuştunuz mu?
- Hayır, niye konuşayım ki?
* Türkiye'de olduğuna, bu işlere girdiğine pişman mısın?
- Hayır, pişman değilim. Ben işime konsantre olmuş durumdayım. Böyle aptal dedikodularla uğraşamam...
- Evet... Yıllar önce dedemler Almanya'ya gitmiş. Annem, babam Türk. 1990 doğumluyum. Aslen Karslı'yız... Annem orada ofis yöneticisi. Babam ise özel bir sigorta şirketinde çalışıyor. Ama iki yıl önce boşandılar. Türkiye'ye gelene kadar annemle yaşıyordum.
* Orada lise öğrencisiydin, değil mi?
- Evet, ekonomi lisesinde okuyordum. “Miss Turkey” yarışmasına girince okulu bıraktım, daha doğrusu dondurdum. şimdi liseyi burada, dışarıdan bitirmeye çalışacağım.
* Peki Miss Turkey yarışmasına katılmaya nasıl karar verdin?
- Arkadaşım vasıtasıyla. Başvuru formunu o doldurup yolladı. Bu yarışmaya biraz da o arkadaşımın gaza getirmesiyle girdim açıkçası. Hiç niyetim yoktu. Sonra elemeler için geldim ve finalde de 2009 Türkiye güzeli seçildim. Benim için her şey rüya gibiydi yani. Hiç aklımda, hayalimde yokken birden kendimi Türkiye'de ve Türkiye güzeli olarak buldum.
* Almanya'daki güzellik yarışmasına niye katılmadın?
- Bir kere ben Türk'üm... Bir Türk olarak, Türkiye'de yapılan bir yarışmaya girmek ve ülkemi en iyi şekilde temsil etmek istedim. Milliyetçi duygularım yüksektir. Almanya'daki yarışmayı hiç takip etmezdim, çünkü buradaki kadar kaliteli değil. Çok sıradan ve basit... Ama her yıl Türkiye'de yapılan güzellik yarışmasını takip ederdim.
* Türkiye güzellerinden kimi beğeniyorsun mesela?
- En çok Çağla Şıkel'i beğeniyorum.
* Kaç dil biliyorsun?
- Almanca, İngilizce ve Fransızca...
* Hepsini iyi konuşuyor musun?
- Evet...
İSTANBUL'DA KALMAYA KARAR VERDİM BEN
* İstanbul'a geldin, Türkiye güzeli seçildin, tanınıyorsun... Hayatında neler değişti?
- İyi oldu tabii, ama burada, bu unvanla yaşamak zor. Almanya'da sıradan, basit bir öğrenciydim, şimdi birçok sorumluluğum var. O sorumlulukları en iyi şekilde taşımaya çalışıyorum. Ben Almanya'da modellik de yapıyordum. Yani orada bir ajansa bağlıydım ve Amerika, Paris ve Milano'da modellik yaptım. Türkiye'ye gelince de modellik yapmaya başladım ama buna bir de oyunculuk eklendi. Ve bu çok hoşuma gidiyor...
* Türkiye'de hemen oyuncu olabiliyorsun, ama Almanya'da ise zordur böyle şeyler...
- Evet, orada eğitimi şart koşuyorlar. Ben de eğitime çok önem veriyorum. Madem oyunculuğa başladım ve sevdim, bu işin eğitimini mutlaka alacağım. Kendimi en iyi şekilde geliştireceğim. Önce liseyi bitireceğim, sonra üniversiteye gideceğim. Eğer burada yaşamak, burada olmak hoşuma gitmeseydi, Almanya'ya dönerdim. Fakat kendimde o isteği, heyecanı gördüğüm için kalmaya karar verdim. Kaldığım için de eğitimimi burada tamamlayacağım.
* Kaç aydır burada yaşıyorsun?
- Bir aydır... “Adanalı” dizisinden teklif gelince buraya geldim ve bir daha Almanya'ya dönmedim.
* Kimle yaşıyorsun?
- Teyzemlerde kalıyorum. Tek başıma yaşamıyorum. Ama annem yakında İstanbul'a gelecek. Sanırım onunla birlikte yaşayacağım.
YILBAŞI GECESİ NEREDE OLDUĞUMU İSPATLAYABİLİRİM
* Peki... şimdi gelelim Kıvanç Tatlıtuğ'la aşk haberlerine... Kıvanç ile birlikte misin?
- Ben Kıvanç'la ne tanışıyorum, ne ilişki yaşıyorum. Çıkan haberlere o kadar üzüldüm ki... Ama inanın doğru değil. Hayatımda kimse yok.
* Kıvanç'ı hiç mi tanımıyorsun?
- Hayır. Ben onu diziden Behlül olarak tanıyorum. Kıvanç'ı hiç tanımıyorum. Kim, neden böyle bir dedikodu çıkardı, onu da bilmiyorum. Ama bu haberler hem beni hem de ailemi çok üzdü. Bir genç kıza böyle çamur atılmaz ki. Neden böyle çirkin şeyler yapılıyor, anlamıyorum. ınsanlar kendi kafalarında bir hayal yaratıp, bunu gündeme getiriyorlar. Bir şey ortaya atılıyorsa, ispatı da olmalı... Bu beyefendi ile çekilmiş bir fotoğrafım falan var mı? Yok... O zaman kimse bir genç kızın onuru, gururu ile oynayamaz...
* Neredeyse ağlayacaksın. Çok üzülmüşsün...
- Üzüldüm tabii. Ama sonuçta hiçbir şey umurumda değil. ınsanlar ne konuşursa konuşsun, ne söylerse söylesin. Beni ilgilendirmiyor. Ben ne yaptığımı, ne ettiğimi gayet iyi biliyorum. Çok üstüme gelirlerse de mahkemeye veririm, olur biter.
* Yılbaşı gecesi Ulus'ta Gökhan diye birinin ev partisinde tanışmışsınız Kıvanç ile...
- Böyle bir şey yok. Ben yılbaşı gecesi kendi arkadaşlarımla beraberdim. Fotoğraflarım bile var...
* Gerekirse başka yerde olduğumu ispat ederim diyorsun...
- Ederim, ama buna gerek yok. şu an bana bu olup biten her şey çok saçma geliyor. Dediğim gibi bütün bunlar, yazılanlar, çizilenler çok ayıp. Birileri bana ayıp ediyor. Sadece bunu söylemek isterim.
GERÇEĞİ KİMSE İNKAR ETTİREMEZ
* İyi de “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye de bir söz vardır, bilir misin o sözü?
- Evet, biliyorum. Ama ben bir aşk, bir ilişki yaşıyor olsaydım bunu kimseden saklamazdım...
* Sen saklamazdın da Kıvanç sana saklatırdı?
- Böyle bir şey yok. Neyi, kimden, ne kadar saklayabilirsin ki? Ben hiçbir şeyi saklamam, bana bu soru sorulduğunda eğer bir şey varsa “var” derim. Kimse de bana gerçeği inkar ettiremez. Ama yine söylüyorum, ben bu beyefendiyi tanımıyorum.
* Hiçbir şekilde, hiçbir yerde karşılaşmadınız mı, tanışmadınız mı?
- Hayır, asla... Kıvanç Tatlıtuğ'u gerçekten hiç tanımıyorum, hayatımda bir kere bile görmedim.
* Anne-baba korkusu yüzünden saklıyor olabilir misin?
- Böyle bir şey kesinlikle yok.
* Ailen okumuştur haberleri, tepkileri ne oldu?
- şoke olmuşlar tabii ki. Ama ben ailemden hiçbir şey saklamam. Dolayısıyla bana inanıyorlar, güveniyorlar.
* Niye Kıvanç'la çıktı bu aşk haberleri sence?
- Hiç bilmiyorum...
* Kıvanç mı seninle ilgili sağda solda konuşuyor acaba?
- Bilmem. Konuşuyorsa da bu onun sorunu, benim bir şeyden haberim yok. Ama bu tür haberlere, dedikodulara alışmam gerek. Bir aydır Türkiye'deyim. ılk öğrendiğim, bu tür iddialar karşısında kapı gibi durmam gerektiği. En küçük şeye bu kadar sinirlenip üzülürsem, kendime yazık ederim. Sonuçta ailem beni, ben de kendimi biliyorum. Gerisi önemli değil. Bir ilişki yaşıyorsam da bunu çıkar söylerim. Ama şu an hayatımda kimse yok. Olmasını da istemiyorum. İşimle gündeme gelmek, işimle anılmak istiyorum. Oyunculuğa başladım. Bu konuda iyi şeyler yapmak istiyorum. şu an tek düşüncem oyunculuk...
APTAL DEDİKODULARLA UĞRAŞAMAM
Belli ki “Aşk-ı Memnu”yu izliyorsun. Beğeniyor musun peki Kıvanç'ı?
- Diziyi birkaç kez izledim. Dediğim gibi Behlül olarak biliyorum onu. Ve iyi bir oyuncu...
* Yakışıklı mı?
- Ne bileyim, hiç o gözle bakmadım.
* Bir gün Kıvanç'la bir yerde karşılaşır ve birbirinize aşık olabilirsiniz, büyük konuşmamak gerek...
- Hayat bu, ne zaman ne olacağı tabii ki belli olmaz.
* Bu haberlerden sonra Kıvanç'la “Nereden çıkıyor bunlar” diye hiç konuştunuz mu?
- Hayır, niye konuşayım ki?
* Türkiye'de olduğuna, bu işlere girdiğine pişman mısın?
- Hayır, pişman değilim. Ben işime konsantre olmuş durumdayım. Böyle aptal dedikodularla uğraşamam...