Beni hayat kadını sandılar

'Aydınlandığını' söyleyen İpek Tuzcuoğlu, hayata dair ilginç görüşlerini açıkladı.

Bir süredir dizi çalışmalarından uzak kalan İpek Tuzcuoğlu ile oyunculuk, tasavvuf ve kadın erkek ilişkilerine kadar konuştuk. İşte ‘Aydınlandım’ diyen Tuzcuoğlu’nun hayata dair ilginç görüşleri ve tespitleri...

İpek'in küçüklüğünü gözümde canlandırmaya çalışıyorum ama beceremiyorum, bize kendinizi anlatsanıza?

Çok tombiş bir çocukmuşum. Çok beslemişler beni. Kocaman gözlerim, kocaman kulaklarım varmış. Hiç ağlamazmışım. Bir şey almadıkları zaman ya da istediğim bir şey olmadığı zaman surat asarmışım. Ağlamak, şımarıklık yapmazmışım. Sadece tavır koyarmışım. Annem bana hep, "Sessiz sakin bir çocuktun" der.

Özel hayatınızdaki çizgiler nedir?

Tek eşliliğe inanıyorum. Sadakat çok önemli benim için. İnanç sisteminin çok önemli. ‘Ben onunla da olurum, buna da göz kırparım, şunun da elini tutarım...’

Bunlar benim ruhuma ağır gelir. Benim ruhum hafif, Allah'a yakın olacak. Evrenle bütünleşeceğim. Benim bütün işim gücüm bu. Dervişlik gibi bir şey bu. Sabretmeyi öğrenmek, beklentilerden kurtulmayı öğrenmek, takıntılarla yaşamamak bunları yapmayı öğrendim.

ERKEKLER KULLANILIR HALE GELDİ

Kadınların yaş ilerleyince çocuk doğurma telaşı içine girmelerini ve yana yana koca aramaya başlamalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Kadınlar erkekleri damızlık olarak kullanıyor. Bakınız sperm bankalarına... Sperm bankaları için bu kadar sıra varsa, bu kadar istek varsa artık erkekler kullanılır hale geldi. Büyük şehirlerde kadınlar erkekleri kullanıyor. Yani kadınlar erkekleşiyor. Ben bunu da doğru bulmuyorum. Bunu da ruhsal olarak sağlıklı bulmuyorum. Kişilik bozukluğu olarak görüyorum bir nevi.

Kadın, kadın olarak yaratılmıştır, erkek erkek olarak. Kariyerimin iyi olması, çok iyi para kazanmam, beni erkekleştirmemeli. Ben küfretmemeliyim bir erkeğe. Yaşam felsefem bu noktada değil. Bir çocuk yapacağım diye birini aracı edemem. Aşka inanan bir insan aşk çocuğu dünyaya getirmek ister.

Evlilik ne zaman? Her an... Kimseye haber vermeyeceğiz, evleneceğiz ve sonra çıkıp biz evlendik diyeceğiz.

BEN MODERN BiR DERViŞiM

Mevlana tutkunu olduğunuzu söylüyorsunuz. Zaman makinesiyle 14 . yüzyılda Mevlana'nın yanı başına ışınlanmak size cazip gelir mi?

Hem de nasıl. Mevlana ve Şems uğruna ölürdüm. Dergahta yaşamayı çok isterdim. Bilgiye açım. Benim için dostluklarda beyni menfaatler önemlidir. Ben modern dervişim diyorum. O zamanlarda bambaşka öğretiler var, burada da teknoloji, hayatın modernliği, dibe vurma durumları, endişelerimiz, korkularımız var. Benim en büyük zaafımsa herkesi kendim gibi bilirim...

'HAYAT KADINI SANDILAR BENİ'

Karakter oyuncusu olarak farklı rollerde oynamayı seviyorsunuz. Rolünüze hazırlanmak için neler yaparsınız? Yaptığınız çalışmalara örnek verir misiniz?

Müzikle çalışırım. Yarattığım kadının müziğini bulurum. Dicle'yi oynarken sürekli 'Enigma' dinliyordum. 'O..... Çocukları'ndaki Hatice'yi oynarken ipod'uma bütün damar şarkıları ekledim. Bergen dinledim. "Ben Acılar Kadınıyım'ı dinliyordum sürekli. Hayat kadını Hatice'yi canlandırırken Serpil Çakmaklı'yı örnek aldım. Onun saç modelini yaptım, onun gibi makyaj yaptım. O rol için 'Karaköy Genelevi'ne gittim. Hatta savcılıktan özel kağıtla gittik. Çünkü kadınlar giremiyor oraya. Yanıma koruma verildi. Çok enteresan, orada beni de hayat kadını zannedenler oldu.

YARI AÇIK CEZAEVİNDEYİZ

Şöhretli insanların hayatları ortada. Siz böyle bir durumda olmaktan hoşnut musunuz yoksa öfkeli mi?

Yarı açık cezaevinde yaşıyorum. Sürekli gözleniyorsunuz, takip ediliyorsunuz, dinleniyorsunuz. Örnek vereyim sana, bir restorana gidiyorum ve diyorum ki, ‘Lütfen köşe masa olsun.’ Sağındaki solundaki insanlar bile sen ünlü olunca dinliyorlar. Magazin muhabirleri de gardiyanlar işte...

REPERTUVAR HAZIRLADIM

Son zamanlarda dansa merak sarmışsınız!..

Yunan müziklerine bayılıyorum. Zeybek yapmayı çok seviyorum. Yunanlılar, "Bizim Yunanlı erkekler gibi dans ediyorsun" diyorlar.

Şarkı da mı söylüyorsunuz?

Yeni keşfettim. Çalışarak oluyor bu. Bunun en güzel örneği Ajda Pekkan'dır. Geçmişten günümüze yaptığı şarkılarını dinleyin, sesindeki değişikliğini anlayabilirsiniz. Beş repertuvarım var, çalışmadan pratikten!..

KARİYERİ VE PARAYI KAÇIRDIM

Sofizme mi inanıyorsunuz?

Evet, bir olmaya inanıyorum. Kendi hayatımda ruhsal bütünlüğümü yakalayabilmek için hep arayışlarda bulundum. Bu bana madde dünyasında çok şey kaybettirdi. Çünkü ruhum ve duygularımla o kadar onlara odaklandım ki bu sefer gerçek dünyayı kaçırdım. Kariyeri kaçırdım. Gelen paraları kaçırdım. Çok fazla idealist düşündüm. Şu 1.5-2 senedir kendimi çok sorguladığım bir dönem yaşıyorum. Dibe vurdum. Panikatak dönemim çok dip bir dönemdi. Artık tevekkül etmeyi öğrendim.

Somut olarak kaçırdığınız işler var mı?

'Kara Melek' mesela. Kara Melek'i oynamak istemedim. Ama bak, 'Kara Melek'le Sanem Çelik doğdu.

DİCLE'NİN KAYMAĞINI YEMEDİM

Oyunculuk kariyerinde nerede hata yaptığınızı hiç düşündünüz mü?

Bana bir arkadaşım, "Sen Türkiye'de yaşıyorsun ama Avrupalı gibi düşünüyorsun" dedi. Asmalı Konak'ta kadın köylüydü. Ben karakter oyuncusuyum, sıra dışı bir şey oynamak isterdim. Beni öyle de kabul etsin, etmiyor işte. Ben hiçbir zaman Dicle'nin kaymağını yemek istemedim. O kadar çok Dicle tarzı rol geldi ki...

Köylü kadını canlandırmam çok istendi. Sonra Abdullah Oğuz'dan, bir dizi teklifi geldi. Ben de Meral Okay var diye senaryoyu okumadan sözleşme yaptım, işi kabul ettim. Adı, 'Ahhh Be İstanbul'du, 4 bölüm sonra bitti. Okumadım, hata!

BİR CANİYİ OYNAMAK İSTERİM

Bana oynamak istediğiniz uçuk bir rol söyler misiniz?

Sinemada farklı kadınları oynamak isterim. Ama ne yazık ki Türkiye'de böyle bir şans verilmiyor. Hiç denemediğim durumları oynamak isterim. 'Cani' filmi vardı Charlize Theron'un, o filmden çok etkilenmiştim. Bir seri katil olabilir, nevrotik bir anneyi canlandırmak isterim. Bir şizofreni canlandırabilirim. Sıra dışı her rol olur.