Binnaz Avcı: Şuursuz bir dönem yaşadım
Ünlü Oyuncu Binnaz Avcı, geçmişte şuursuz bir dönem yaşadığını söyledi. Avcı, geriye dönüp bakınca boşa zaman harcadığını ve bütün parasını makyaj, kıyafet ve fotoğrafçılara harcadığı şuursuz bir dönem geçirdiğini ifade etti.
17 yaşında sahnelerle tanıştı Binnaz Avcı. 18 yaşında ise Cüneyt Arkın’la ilk sinema filmi için kamera karşısına geçti. Bir dönem assolist olarak gazinolarda fırtınalar estiren Avcı 10 yıl önce bir gecede aldığı kararla ‘Kirlenen ruhunu temizlemek’ adına şöhretini elinin tersiyle itti. Sahnelerden ayrı kaldığı 10 yıla iki evlilik ve iki boşanma sığdırdı. Abisini ve babasını kaybetti. Parasız ve zor günler onu bekliyordu. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bir de boşanmak üzere olduğu anda hamile olduğunu öğrendi ve hayatının en zor kararını vererek çok istediği çocuğunu aldırdı. Kimi zaman karın tokluğuna bir hayat yaşayan, kirasını bile ödemekte zorlanan Avcı, şimdilerde bıraktığı yerden devam etme kararı aldı. Avcı’yla çocuk yaşta yakaladığı şöhreti, yaşadığı evlilikleri ve gelecek planlarını konuştuk:
Oyuncu bir anne ve senarist bir babanın kızı olarak nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Anne ve babamın çalışıyor olması benim şahsiyetimi kuvvetlendirdi. Orta gelirli bir ailenin çocuğu sayılırım ben. İmkanlarımız öyle dadılarla büyümeye müsait değildi. Beni ben yapan, ayağımı yere sağlam basmamı sağlayan o günlerdir.
‘Türk sinemasının vamp kadını’ Suzan Avcı’nın çocuğu olmak nasıl bir şeydi sizin için?
Onu ilkokulda anladım. Annem sinemada göğsü görünmemiş bir kadın ama vamp kadın olarak anılıyor. Çok agresif ve asabi biri oldum. Çocuklar çok acımasızdı. Bütün bunlar benim güçlü bir çocuk olmamı sağladı ve ben kazandım.
Bu durumu nasıl aştınız?
Özal döneminde her şey değişti ve annemin emekçi olduğunu fark ettiler. Annem hak ettiği saygınlığa kavuştu. Ondan sonra bu takıntılarımdan kurtulmam daha kolay oldu.
İtalyan Lisesi mezunusunuz. Neden üniversiteye gitmediniz?
Çok çalışkan bir öğrenciydim ama maddi sıkıntılar nedeniyle çalışmak zorundaydım. 15 yaşında tercümanlık yapmaya başladım. Ardından sinema filminde oynadım. Bir şekilde manasız bir şöhret olmuştum ve ilk filmimde annemin 10 katı para almıştım. Üniversite okumadığım için hiç pişmanlık duymadım ama tercümanlığı bıraktığım için pişman oldum.
17 yaşında şöhreti yakalamak nasıl bir duyguydu?
Perihan Savaş ve rahmetli Yılmaz Zafer’in düğününe gitmiştim. Ertesi gün bütün gazetelerde fotoğrafım çıkınca bu işin içinde buldum kendimi.
Şöhreti yakaladıktan sonra nasıl bir hayat yaşadınız ki, sizi bu işi bırakmaya kadar götürdü?
Çok manyakça bir şey şöhret. O dönem ne yapsam olay oluyordu. Sahneye çıkıyorum ama bana göre hiçbir şey yapmıyorum. Ben ve benim dönemimdeki kadınlar sadece güzel olduğumuz için sahneye çıkıyorduk. O dönem Gülben Ergen zekasını kullanarak olayı başka bir yere taşıdı. Benim öyle bir maddi imkanım yoktu. Maksim’in solistiyim ama kıyafetleri Canan Yaka’ya diktiriyorum, makyöz geliyor, Erol Atar’a fotoğraf çektiriyorum tüm parayı bunlara harcıyorum. 400 dolar kiramı ödeyemiyorum. Çok şuursuzca bir dönemdi.
Bırakıyorum dediğiniz an nasıl bir hayatın içindeydiniz?
Sahneye içki içemeden çıkamıyordum. Alkolik değildim ama çıkıp 200 adam 70 kadın karşısında içki içmeden şarkı söyleyemiyordum. Kar yağdığı bir gün sahneden indim ve içki içmeye devam ettim. Sabaha karşı eve girerken evin önünde durdum ve “Ben ne yapıyorum” dedim. 6 bin dolar param vardı. Evimi değiştirdim, telefon numaramı değiştirdim. Ramazan geldiğinde iftar soframa koyacak bir şeyim yoktu. Son derece çıkara dayalı bir dünyada var olmaya çalışıyorsun. Her şey kirliydi ve ruhum kirlenmişti. Ruhumu arındırmak istedim.
Sinema ve sahneye para için başladınız yani?
Tabii. Hiç sanat aşkıyla falan başlamadım. Gerçekten para için başladım.
DNA’mızda evlilik var
Bu kararı verdikten sonra nasıl bir hayat yaşadınız?
2.5 yıl biriyle birlikteydim ve kahır mektubu bir hayat yaşadım. Bıçak kemiğe dayanana kadar sabrettim. Acayip konservatif bir hayat yaşadım. Sadece karın tokluğuna bir hayatım vardı. Özel televizyonlar çıkınca babam para kazanmaya başladı. Sonra evlendim boşandım sonra tekrar evlendim ve boşandım.
Parasız bir hayat sizi zorlamadı mı?
Ben şöhret olduğum zaman da parasızdım o yüzden hiç koymadı.
10 yıl içinde iki evlilik yaşadınız. Neden boşanmayla sonuçlandı?
İlk kocam abim rahmetli olduktan sonra hayatıma girdi. Olağanüstü bir insandır. Beni çok sevmişti. İkinci evliliğimde Romeo Juliet bizim yanımızda halt etmişti. 2.5 yıl birlikte olduktan sonra evlendik ve evliliğin ikinci ayında her şey bitmişti.
Yeniden evlenir misiniz?
Evlenirim tabii. O kuruma çok saygım var. Seviyorum evliliği. Bazı kadınlar ‘Ben evlenmeye karşıyım’ diyor. Bence onlara evlenme teklif eden olmamıştır. Bizim DNA’mızda var evlilik.
Oyuncu bir anne ve senarist bir babanın kızı olarak nasıl bir çocukluk geçirdiniz?
Anne ve babamın çalışıyor olması benim şahsiyetimi kuvvetlendirdi. Orta gelirli bir ailenin çocuğu sayılırım ben. İmkanlarımız öyle dadılarla büyümeye müsait değildi. Beni ben yapan, ayağımı yere sağlam basmamı sağlayan o günlerdir.
‘Türk sinemasının vamp kadını’ Suzan Avcı’nın çocuğu olmak nasıl bir şeydi sizin için?
Onu ilkokulda anladım. Annem sinemada göğsü görünmemiş bir kadın ama vamp kadın olarak anılıyor. Çok agresif ve asabi biri oldum. Çocuklar çok acımasızdı. Bütün bunlar benim güçlü bir çocuk olmamı sağladı ve ben kazandım.
Bu durumu nasıl aştınız?
Özal döneminde her şey değişti ve annemin emekçi olduğunu fark ettiler. Annem hak ettiği saygınlığa kavuştu. Ondan sonra bu takıntılarımdan kurtulmam daha kolay oldu.
İtalyan Lisesi mezunusunuz. Neden üniversiteye gitmediniz?
Çok çalışkan bir öğrenciydim ama maddi sıkıntılar nedeniyle çalışmak zorundaydım. 15 yaşında tercümanlık yapmaya başladım. Ardından sinema filminde oynadım. Bir şekilde manasız bir şöhret olmuştum ve ilk filmimde annemin 10 katı para almıştım. Üniversite okumadığım için hiç pişmanlık duymadım ama tercümanlığı bıraktığım için pişman oldum.
17 yaşında şöhreti yakalamak nasıl bir duyguydu?
Perihan Savaş ve rahmetli Yılmaz Zafer’in düğününe gitmiştim. Ertesi gün bütün gazetelerde fotoğrafım çıkınca bu işin içinde buldum kendimi.
Şöhreti yakaladıktan sonra nasıl bir hayat yaşadınız ki, sizi bu işi bırakmaya kadar götürdü?
Çok manyakça bir şey şöhret. O dönem ne yapsam olay oluyordu. Sahneye çıkıyorum ama bana göre hiçbir şey yapmıyorum. Ben ve benim dönemimdeki kadınlar sadece güzel olduğumuz için sahneye çıkıyorduk. O dönem Gülben Ergen zekasını kullanarak olayı başka bir yere taşıdı. Benim öyle bir maddi imkanım yoktu. Maksim’in solistiyim ama kıyafetleri Canan Yaka’ya diktiriyorum, makyöz geliyor, Erol Atar’a fotoğraf çektiriyorum tüm parayı bunlara harcıyorum. 400 dolar kiramı ödeyemiyorum. Çok şuursuzca bir dönemdi.
Bırakıyorum dediğiniz an nasıl bir hayatın içindeydiniz?
Sahneye içki içemeden çıkamıyordum. Alkolik değildim ama çıkıp 200 adam 70 kadın karşısında içki içmeden şarkı söyleyemiyordum. Kar yağdığı bir gün sahneden indim ve içki içmeye devam ettim. Sabaha karşı eve girerken evin önünde durdum ve “Ben ne yapıyorum” dedim. 6 bin dolar param vardı. Evimi değiştirdim, telefon numaramı değiştirdim. Ramazan geldiğinde iftar soframa koyacak bir şeyim yoktu. Son derece çıkara dayalı bir dünyada var olmaya çalışıyorsun. Her şey kirliydi ve ruhum kirlenmişti. Ruhumu arındırmak istedim.
Sinema ve sahneye para için başladınız yani?
Tabii. Hiç sanat aşkıyla falan başlamadım. Gerçekten para için başladım.
DNA’mızda evlilik var
Bu kararı verdikten sonra nasıl bir hayat yaşadınız?
2.5 yıl biriyle birlikteydim ve kahır mektubu bir hayat yaşadım. Bıçak kemiğe dayanana kadar sabrettim. Acayip konservatif bir hayat yaşadım. Sadece karın tokluğuna bir hayatım vardı. Özel televizyonlar çıkınca babam para kazanmaya başladı. Sonra evlendim boşandım sonra tekrar evlendim ve boşandım.
Parasız bir hayat sizi zorlamadı mı?
Ben şöhret olduğum zaman da parasızdım o yüzden hiç koymadı.
10 yıl içinde iki evlilik yaşadınız. Neden boşanmayla sonuçlandı?
İlk kocam abim rahmetli olduktan sonra hayatıma girdi. Olağanüstü bir insandır. Beni çok sevmişti. İkinci evliliğimde Romeo Juliet bizim yanımızda halt etmişti. 2.5 yıl birlikte olduktan sonra evlendik ve evliliğin ikinci ayında her şey bitmişti.
Yeniden evlenir misiniz?
Evlenirim tabii. O kuruma çok saygım var. Seviyorum evliliği. Bazı kadınlar ‘Ben evlenmeye karşıyım’ diyor. Bence onlara evlenme teklif eden olmamıştır. Bizim DNA’mızda var evlilik.