İsmail Küçükkaya meselesi ve utanç verici sessizlik

Habertürk yazarı Nagehan Alçı, gazeteci İsmail Küçükkaya'nın eşine uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddet iddialarını yazdı.

İsmail Küçükkaya meselesi ve utanç verici sessizlik
Habertürk yazarı Nagehan Alçı, gazeteci İsmail Küçükkaya'nın eşine uyguladığı fiziksel ve psikolojik şiddet iddialarını bugünkü köşesine taşıdı. 'Bu anlatılanlar hayal ürünü olmak için fazla detaylı ve somut geldi bana' diyen Nagehan Alçı, 'Üstelik en az bu iddialar kadar mide bulandırıcı olan, Türkiye'nin geldiği nokta! Bakıyorum 3 gündür bu olay üzerinden de medya ikiye ayrılmış durumda. Sanki anlatılanların siyasetle bir ilgisi varmış gibi muhalif medya dut yemiş bülbül! Yahu kadına karşı şiddetin siyasi görüşü mü olur? Sabah Gazetesi ve A Haber bu işin üzerine gitmese kimseden çıt çıkmayacak! Yok böyle rezalet!' ifadelerini kullandı.

İşte Nagehan Alçı'nın o yazısı:

Kondurmak istemediğim, ikna edici şekilde itiraz edecek diye beklediğim için İsmail Küçükkaya meselesini dün yazmadım. Ancak eşinin iddialarının yenilir yutulur olmamasına karşın hâlâ ortada doğru dürüst bir açıklama yok. İsmail, genelgeçer laflarla “Kadına karşı şiddet şerefsizliktir” gibi bir şeyler demiş. Bu kadar somut, bu kadar vahim suçlamaları hiç üzerine alınmadan, yuvarlak sözlerle geçiştirebilir mi?

Eda Küçükkaya, eşi tarafından ağzı kapanarak kütüphaneye sürüklendiğini iddia ediyor. Daha sonraki bir olayda kollarında tırnak izleri çıktığını, yüzüne yumruk yediğini ve Küçükkaya'nın “Şu anki konumum olmasa senin yüzünü gözünü dağıtırdım” dediğini ileri sürüyor. Kendisini sosyal ortamlarda yanına almadığını ve küçümsediğini söylüyor.

EN AZ BU İDDİALAR KADAR MİDE BULANDIRICI OLAN…

Bu anlatılanlar hayal ürünü olmak için fazla detaylı ve somut geldi bana. Şayet doğru ise burada hem fiziksel hem de en az onun kadar vahim psikolojik şiddet var. Hor görme, aşağılama, baskı altına alma, ezme… Bir kadın kendine dair böyle bir yalanı para koparmak için uydurabilir mi? Söylediklerinin büyük haber olacağını bile bile, böyle bir oyuna cesaret edebilir mi? Sanmam, ama yine de karşı taraf gümbür gümbür ortaya çıksa ve hepimizi ikna edecek kadar somut ve net bir şekilde kendini savunsa ‘belki' diyeceğim. Fakat hayır, ortada doğru dürüst bir savunma bile yok…

Üstelik en az bu iddialar kadar mide bulandırıcı olan, Türkiye'nin geldiği nokta! Bakıyorum 3 gündür bu olay üzerinden de medya ikiye ayrılmış durumda. Sanki anlatılanların siyasetle bir ilgisi varmış gibi muhalif medya dut yemiş bülbül! Yahu kadına karşı şiddetin siyasi görüşü mü olur? Sabah Gazetesi ve A Haber bu işin üzerine gitmese kimseden çıt çıkmayacak! Yok böyle rezalet!

SÖZCÜ, CUMHURİYET, HALK TV KÖR YA DA SAĞIR MI OLDU?

Muhalif olmak dokunulmazlık mı kazandırıyor insana? Hani işine gelince kadın konusunda aslan kesilen Sözcü gazetesi? Cumhuriyet? Halk TV? Neredesiniz? Sağır ya da kör mü oldunuz?

Peki ya Fox'a ne demeli? Kendi çalışanı ile ilgili ortada böyle bir iddia varken tek bir açıklama yok! Halbuki ABD'deki FOX olsa en azından olay açıklığa kavuşana kadar o çalışanı ekrandan çekerdi.

FATİH PORTAKAL BU İŞE NE DİYOR?

Fatih Portakal bu işe ne diyor? Doğan Şentürk ne düşünüyor? Elbette birileri bir şeyler biliyordur, neden susuyorsunuz? Söylenenler iftira ise bunu kuşku götürmeyecek şekilde kanıtlayın, değilse gereğini yapın… Bu olay ideolojik kutuplaşmaya alet edilemeyecek kadar önemli.