Emrah'ın Eşi Sibel Erdoğan: Hem iftiraya hem saldırıya uğradık

Sanatçı Emrah İpek'in eşi Sibel Kirer, bıçaklı saldırı olayını anlattı.

Emrah'ın Eşi Sibel Erdoğan: Hem iftiraya hem saldırıya uğradık
Sanatçı Emrah İpek'in eşi Sibel Kirer; ailesine saldıran komşularının çocuklarını, daha önce hırpaladığı iddiasına yanıt verdi: İftira! Değil çocuğu; dünyadaki hiçbir canlıyı incitmek anneliğime yakışmaz

Sibel Kirer, geçtiğimiz günlerde Bodrum'daki evlerine yapılan saldırının perde arkasını GÜNAYDIN'a anlattı. Emrah Erdoğan'ın evde olmadığı bir gün; 8 aylık oğulları Elyesa, annesi, kız kardeşleri ve 17 yaşındaki yeğeniyle, komşularının bıçaklı saldırısına maruz kaldıklarını anlatan Sibel Erdoğan, saldırgan grubun iddialarına da yanıt verdi. İddialara göre; daha önce Erdoğan'ın yakınları, komşularının çocuklarını, evlerinin önünde oynadıkları için hırpalayıp darp etmiş. Bu olay sonrasında davalık olmuşlar ve bu davayı da karşı taraf kazanmış. İşte Erdoğan'ın açıklamaları:

'BENİM YÜZLERCE ÇOCUĞUM VAR'

Bu bana ve aileme atılan iğrenç bir iftiradır ve gerçek dışıdır. Benim de 8 aylık bir evladım var. Benim hayat görüşüme ve anneliğime asla yakışmaz. Değil bir çocuğu; dünyadaki hiçbir canlıyı incitmek veya kötü davranmak benim karakterimde yoktur. Benim, Elyesa'nın dışında yüzlerce çocuğum var. Eşimin memleketi Diyarbakır'da yaptırdığı Ayten Elyesa Erdoğan Zihinsel Engelliler Okulu'ndaki çocukların fahri annesiyim ve bunun gururunu, mutluluğunu yaşıyorum.

'İLKEL ORGANİZMA DÜŞÜNCESİ'


Her çocuğun çocukluğunu özgürce yaşaması gerekir ama aile eğitimi diye bir şey de var. Kendi evinin önünde oynaması gereken bu çocukların sırf adı ortak kullanım diye geçtiği için benim evimin 30 santimetre dibinde oynaması, tuvaletini yapması, bisiklet alanına, futbol sahasına çevirmesi, yüksek sesle bağırıp çağırması; aile eğitiminin ne kadar önemli olduğunu gözler önüne seriyor. Biz büyükler 'Çocuğum ne isterse yapar' mantalitesi yerine, çevreye rahatsızlık vermeden yaşamayı becerebilen çocuklar yetiştirmeliyiz.
Sadece kendi çocukları rahat edecek diye, kendi bahçeleri olmasına rağmen evimin dibinde çocuklarını oynatma hakkını ortak kullanım alanı genellemesine bağlamak, ilkel organizma düşünce yapısıdır. 'İçeride bebek var mı? Yaşlı var mı? Uyuyan var mı?' diye hiç mi düşünmezler?

Avrupa'da doğmuş, büyümüş biri olarak toplum içinde yaşamanın kurallarını bilen biriyim. Toplum içerisinde yaşamayı bilmeyen şahıslarla karşılaşınca insanlık adına geldiğimiz noktada kaygılarım çok arttı. 2015 yılındayız ve modern toplumlarda hâlâ karşı tarafın ne demek istediğini anlamak istemeyen, dinlemesini bilmeyen ve en önemlisi kaba kuvvet, şiddet ile sorunları çözme yoluna giden ilkel insanlar var. Maalesef ben de böyle insanlarla karşılaşmak şanssızlığına düştüm.

'BİZDEN NEFRET EDENLER DE VARMIŞ'

Her gün içimiz acıyarak okuduğumuz kadına yönelik şiddet haberleri bu sefer gözümün önünde gelişti. Bir kadın olarak tarafıma ve tarafımıza saldıran bir erkekti sonuçta. Nasıl bir kadına el kaldırmayı düşünebilir bir erkek? Hiçbir erkek bir kadına kaba kuvvet kullanarak aciz duruma düşmemelidir. Konu şu anda adli makamlardadır. Suçluların cezasını bulmalarını temenni ediyorum.

Eşim Emrah, Türkiye'nin en önemli sanatçılarından biridir ve bunun gururunu yaşıyorum. Fakat bunun yanında ünlü birinin eşi olmak, ekstra sorumlulukları da yanında getiriyor. Bu yüzden hayatıma dikkat ederek yaşıyorum. Benim gördüğüm; ünlüleri sevenlerin olduğu kadar nefret edenlerin de varlığı. Ben, bu saldırının özünde; ünlü birinin ailesi olmamızın etken olduğu kanaatindeyim. Ülkemizde her gün şehit haberleri aldığımız bu acılı süreçte, böyle bir konu ile gündeme gelmiş olmanın üzüntüsünü yaşıyorum.

SALDIRININ PERDE ARKASI

Sibel Kirer olay anını şöyle anlattı:
- 63 yaşındaki kişi, evin bahçesine girerek benim kız kardeşime saldırdı.
- Bu kişinin gelini de, ağaçları kırarak evin bahçesine girerek yeğenime saldırdı. Yaşlı kadın ve gelini hepimize küfürler savurarak saldırmaya devam etti.
- Bir anda bu gelinin kocası elinde büyük bir sopayla bahçeden içeri girerek tarafımıza ağza alınmayacak küfürler ederek saldırdı.
- Yaşlı kadın bir anda ortadan kaybolup nereden aldığını bilmediğimiz büyük bir bıçakla koşarak bıçağı hepimizin üstüne savurdu. Bundan dolayı bıçak kesikleri oluştu. Hayatımda hiç böyle bir durumla karşılaşmadım. Çığlıklardan 8 aylık evladım, evin içinde de olsa korkarak çok ağladı.
- Bu saldırının başlamasına sebep kişi; çocuğunu korkuttuğumu iddia eden, daha doğrusu iftira atan kişidir. Ağzı küfürlerle dolu olan bu kişi, geçen yıl kayınvalidemin çocuğuna yapmış olduğu bir uyarı sonrasında, 75 yaşındaki yaşlı bir insanı; bizim olmadığımız bir zamanda üzerine yürüyerek hastanelik etti. Dava kendilerinin dediği gibi lehlerine olacak şekilde sonuçlanmadı. Bu da diğer söylemleri gibi gerçekleri yansıtmamakta. Dava sonucu her iki taraf da beraat etti.

'BU İNSANLARIN YAPTIĞI İNANILIR GİBİ DEĞİL'

Tarafımıza saldıran bu sözde yetişkinlerin toplum kurallarını hiçe sayan bazı yaklaşımlarını paylaşmak isterim... Havuz içinde yemek yemeler, ortak duşların içinde çocuklarına 'Hadi yavrum tuvaletini buraya yap' demeler, alkol alıp sarhoş şekilde evimizin dibinden geçmeler, çöp poşetlerini evimizin önünden poşetten sıvılar akıtarak geçirmeler... Özetle 'Ortak kullanım alanı olsa dahi başkalarını rahatsız etmeden nasıl bu alanları kullanırım?' düşüncesi yerine, bencil bir yaşam tarzını benimsemek ilkelliktir.
Bu bıçaklı, sopalı saldırıya eşimin İstanbul'da olduğu bir gün ben, annem (Serpil Topçu), iki kız kardeşim ve 17 yaşındaki yeğenim maruz kaldık. 9-10 kişi değildik; koca bir yalan. Yan yana uzun zamandır bu insanlarla nasıl oturmuşuz; yaptıkları inanılır gibi değil.